21 Kasım 2010, 19:40 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Tavaf ve sa’y’in mahiyeti İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) ve ashabı (radıyallahu anhüm) Mekke’ye, Yesrib hummasından bitkin düşmüş bir halde geldiler. Müşrikler (şehirde menfi bir dedikodu yaparak): “Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan çok ızdırab çekmiş bir kavim gelecek” dediler ve (müslümanların seyrine bakmak için) Hicr’in arkasına oturdular. (Onların hainliğinden vahyen haberdar olan) Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm), celâdetlerini müşriklere göstermeleri için, müslümanlara tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını, iki köşe arasında da adi yürüyüşle yürümelerini emretti. Bu hali gören müşrikler: “Bunlar mı hummanın bitkin düşürdüğünü zannettiğimiz insanlar, bunlar falan ve falandan daha sağlammış!” dediler. İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) der ki: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı ashabına (radıyallahu anhüm) bütün şavtlarda remel yapmalarını emretmekten alıkoyan şey onlara duyduğu merhametti.” [Buharî, Hacc 55, Megâzi 43; Müslim, Hacc 240, (1266); Tirmizî, Hacc 39, (863); Ebu Dâvud, Menâsik 51, (1886, 1889); Nesâî, Hacc 155, (5, 230)] Buharî, bu rivayette şu ziyadeyi kaydeder: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) sulh antlaşması yaptığı sene (umre için) gelince müşriklere kuvvetlerini göstermeleri için “hızlı yürüyün!” diye emretti. Müşrikler bu sırada Ku’aykı’ân dağı tarafına oturmuş (seyrediyor)lardı.” Ebu Dâvud’un bir diğer rivayetinde şöyle denir: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) ızdıbâ yaptı, istilâmda bulundu, tekbir getirdi, sonra üç tavafta remel yaptı. Müslümanlar Rükn-i Yemânî’ye varınca Kureyş’in nazarından gizleniyor, gizlenince de normal yürüyüşe geçiyor, sonra tekrar karşılarına çıkınca bu sefer yeniden remele geçiyorlardı. Onları böyle remel (yaparken canlı ve kıvrak) gören Kureyş: “Bunlar ceylanlar gibiymiş” diyorlardı. İbnu Abbas: “Remel sünnettir” demiştir. [Ebu Dâvud, Menasik 51, (1889)] Ebu’t-Tufeyl (radıyallahu anh) anlatıyor: “İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)’a dedim ki: “Kâ’be’nin etrafında (tavaf yaparken) ilk üç şavtında remel, son dört şavtında da normal yürüme yapmak sünnet midir, değil midir? Senin kavmin buna sünnet diyorlar?” İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) bana şu cevabı verdi: “Hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler.” “Yani hem doğru söylemişlir, hem de kizb etmişler demekle neyi kastediyorsun?” diye açıklama istedim. Anlattı: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) Mekke’ye (umretü’l-kaza için) gelmişti. Müşrikler: “Muhammed ve ashabı zayıflıktan Kâ’be’yi tavaf edemez” dediler. Müşrikler onu kıskanıyorlardı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhisselâtu vesselâm) ashabına üç (şavtta) remel yaparak, dört şavtta da normal şekilde yürümelerini emretti.” Ben tekrar, İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)’a: “Bana Safa ile Merve arasındaki tavafı binerek yapmanını sünnet olup olmadığını haber ver. Zira senin kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar!” dedim. Bana şu cevabı verdi: “Hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler.” “Hem doğru söylemeleri, hem de kizb etmeleri ne demektir?” diye ben tekrar sorunca açıkladı: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) Mekke’ye umre için geldiği zaman (Mekkeli) ahali etrafını çokca sarmış: “İşte Muhammed! İşte Muhammed!” diye sıkıntı veriyorlardı. Hatta, genç kızlar bile evlerinden çıkmışlardı. Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ın huzurunda (yol açmak için) halka vurulamazdı. Halk başına üşüşünce, bu sebeple o da hayvana bindi. Aslında sa’yi yayan yapmak (binerek yapmaktan) efdaldir.” [Müslim, Hacc 237, (1264); Ebu Dâvud, Menâsik 51, (1885)] Ebu Dâvud’un rivayetinde İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) -Müslim’deki rivayete ziyade olarak- şunu söyler: “Hudeybiye müzakereleri sırasında Kureyşliler: “Muhammed’i ve arkadaşlarını bırakın, böcekler gibi ölsünler” dediler. Müteakip sene umre yapmak şartı üzerine sulh antlaşması yapılınca, Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) Mekke’ye geldi. Müşrikler de Ku’aykı’ân tepesi yönünden geldiler. Aleyhisselâtu vesselâm efendimiz ashabına: “Beytullah’ı üç şavtta remel yaparak tavaf edin” dedi. Bu (bütün ümmete şâmil) bir sünnet değildir. Safa ile Merve arasındaki sa’y ile ilgili olarak (Ebu Dâvud’da gelen açıklama, (yukarıda kaydedilen) Müslim rivayetindekinin aynıdır.) Ancak Ebu Dâvud’da şu ziyade dahi yer alır: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm), halk sözlerini daha iyi işitsin, yerini daha iyi görsün ve elleri onu ulaşmasın diye bir deveye bindi.” İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) ve ashabı (radıyallahu anhüm) Ci’irrâne’den umre yaptılar. Bu umrede Beytullah’ı remel yaparak tavaf ettiler. Bu tavafta ridalarının bir ucunu sağ koltuklarının altına koymuşlar, diğer ucunu da sol omuzlarının üzerine atarak (ızdıba yapmışlardı).” [Ebu Dâvud, Menâsik 50, (1884), 50, (1891)] İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’den Nâfi’nin anlattığına göre, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) Mekke’de ihrama girdiği zaman ne Beytullah’ı tavaf eder, ne de Safa ve Merve arasında sa’yde bulunurdu. Bunları Mina dönüşü yapardı. Mekke’de ihrama girdiği zaman Beytullah’ı tavaf edecek olsa remel yapmazdı.” [Muvatta, Hacc 34, (1, 365)] İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm), ifaza tavafının yedi şavtında da remelde bulunmamıştır.” [Ebu Dâvud, Menâsik 83, (2001)] Eslem Mevlâ Ömer İbnu’l-Hattâb anlatıyor: “Ömer İbnu’l-Hattâb (radıyallahu anh)’ı dinledim, diyordu ki: “Bugün Allah, İslâm’ı hakim ve güçlü kılmış, küfrü ve kâfirleri de bertaraf etmiş olduğuna göre remel yapmanın ve omuzu açmanın (ızdıba) ne gereği var. Ancak bununla beraber, bizler, Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’la birlikte yapmış olduğumuz şeylerden hiç birini bırakmayız.” [Ebu Dâvud, Menâsik 51, (1887)] Ya’lâ İbnu Ümeyye (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) bir bürde ile ızdıba yapmış olarak tavaf etti.” [Ebu Dâvud, Menâsik 50, (1983); Tirmizî, Hacc 36, (859)] Hadîsin Ebu Dâvud’daki vechinde “yeşil bir bürde” denir. Abdurrahman İbnu Safvan (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı, ashabı ile birlikte Kâ’be’den çıkarken gördüm. Beytullah’ı, kapısından Hatim’e kadar istilâm ettiler ve Beytullah’ın üzerine yanaklarını koydular. Bu sırada Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) ortalarında idi.” [Ebu Dâvud, Menâsik 55, (1898)]
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
|
Etiketler |
mahiyeti, sa’y’in, tavaf, ve |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer’î Hikmeti | Bozkurt- | Genel İslami Konular | 0 | 20 Aralık 2010 21:22 |
Türkler’in DNA’sı ile Einstein’ın DNA’sı aynı | Feronia | Haber Arşivi | 0 | 21 Ekim 2010 12:56 |
İran’ın Türkiye’ye Teklif Ettiği ‘Feza Anlaşması’ Kabul Edilecek mi? | Afrodit | Haber Arşivi | 0 | 23 Eylül 2010 02:02 |
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Osmanlılar’da “Felsefe” | PopSy | Felsefe | 0 | 23 Mart 2009 23:59 |
BURSA’nın Karacabey İlçesi’nde imamlık yapan ve Kütahya’da geçirdiği trafik kazasında | Cemalizim | Haber Arşivi | 0 | 22 Ağustos 2008 00:14 |