29 Nisan 2010, 09:55 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | En Sevgiliye Ey Sevgili En Sevgili; Ey nurunun hurmetine âlemler yaratilmis olan, Ey Nurlarin En Nurlusu! Ey sevgili, Sen pur–cemâl, sen pur–kemâl, Sen pur–rahim u sefkat! Ey Sevgili, Rabb–i Hakim'in bizlere rahmetinin tecellisi guzeller guzeli Resulullah. Rahim olan Allah'in bizlere merhameti. Ey durr–i yekta! Asi, kibirli, enaniyet denizinde bogulmus gunahkârlarin umudu, Cilvegâh–i Enbiya. Ask ehlinin Sultan'i. Acikmis gonullerin sofrasi, bir tek hatirina asklarin feda edildigi Sultan. Kâinâta gonderilen armagan. Ruhlarimizin enisi; Resûl–u Ekrem... Butun guzelliklerin biricik merkezi, Nebilerin Imami, Allah'in yeryuzunde yarattigi halifelerin mehpeykeri, vatan–i aslînin cenneti. Sevda mevsimlerinin en guzel iklimi Ey Ahmed–i Mahmud–u Muhammed Mustafa! Varligin var olus gayesi biricik Efendimiz! Kâinât sizinle sereflenmek arzusuyla yanip tutusmaktaydi. Cennetin kapisinda o guzel ismi goren gozden, yureklere damitilan hasretiniz gun gectikce dindirilmez bir yangin olmustu. Her yeni dogan gunese Seni sormaktaydi Varaka! Goncalari goguslerinden zorla koparilan annelerin feryatlariyla inleyen gokyuzu yolunu gozlemekteydi. Fitne, (yol arkadasi) gunahla ciglik cigliga kol geziyordu Mekke sokaklarinda... Ve bir gece âlemlere rahmet olan nurun Hz. Adem'den beri en temiz silsileyle Amine'ye ulasti. Bu kutlu haberi alamadi Abdullah. Ve siz geldiniz Ya Resulullah, Membâ–i Lutuf gibi dustunuz kâinâta. Gonuller sukûnet buldu, zulmun sesi kesildi Ahmed–i Muhtarla, gulmeyen yuzler guldu. O col sizinle cennet bahcesine dondu... Ey enfes rayihasiyla cihani itir bahcesine ceviren Gul; sozleriyle madde ve mânâyi hallac eden, her seyin otesini temâsâ etmemiz adina bize sir perdesini aralayan, ornek hayatiyla kohnelesmis anlayislari tarumar ederek dunyanin cennet yuzunu acan Sevgili! Daha Seni elestte secen Rabb'im en buyuk gorevi vermisti Sana. Oyle bir gayretin vardi ki Senin; kendini unutmustun adetâ. Ilahî îkaz gelmisti inanmiyorlar diye, ama yilmadin. Her defasinda Sana hakareti vazife edinmis Ebû Cehil'in elinden tutma adina, neredeyse kapisinda sabahliyor, bu da yetmiyor onu dualarina aliyordun: "Allah'im ne olur iki Omer'den biri!" demistin, kimseyi unutmamistin ve hani Omer Ibn–u Hattab gelmisti de sukru borc bilmistin Allah'a... Ey hasir sedirde sabahlayan, kâinâtin ve kalplerin padisahi, disini kirdilar tebessumunu gosterdin onlara; basini yardilar, onlerine serdin yuregini; adini sildiler, sineye gomdun. Cennet–i Zehra vucudunu tasa tuttular, o buyuk melek onlari helak edecekken ellerini actin Sevgili'ne! Oyle bir hayatti ki yasadigin, canina kastetmeye gelenler Sen'de can bularak geri donduler. Sen hep yol gostericiydin bu ugurda. Hic yilmadan sunnet–i seniyye tohumlarini atiyordun gectigin yollara... Ey ismi Ars–i Âlâ'da yazili, meleklerin dilinde tesbih olan Habib–i Zîsân! Efendim; goremedim gozlerini; ama eminim gunesten guzeldi. Duyamadim kokunu; ama eminim ruyalarda avundugum rânâlar kadar cemîldi. Oysa o kadar isterdim ki terinden guller dermeyi. Yusuf'u gordugunde ellerini kesen kadinlar, "Seni gorseler kalplerini keser." diyordu Hz. Aise. "Vallahi Muhammed aydan daha guzeldir." deyince Câbir b. Semure, ay hicabindan kendini gizliyordu. Ya sana âsIk o minicik bulut... Ey Mîrac Sehsuvâri sevgili; o kadar mahzun olmustu ki gokyuzu, Rabb'im onun da duasini kabul etti. Bu dua vesilesiyle mîrac gerceklesti. Israr ediyordu melekler donmemen icin geri. Ey merhamet âbidesi, namazdi miracin en guzel hediyesi... Ey Makâm–i Mahmûd'un buhurdani, mahlukâtin en muntehabi ve en mustesnasi Beytullâh'in, ask sarayinin Padisahi! Bak bugun Senin izinde kurtulus arayan gariplere. Biliyorsun Ebû Bekir'ler, Omer'ler, Ali'ler, Huzeyfe'ler ve Bilâl'ler seni analarindan babalarindan, yurtlarindan ve yuvalarindan daha cok sevdiler. Bu sevgi bitmedi yâ Resûlallâh! Bu sevgi bitmedi. Yeryuzunun her metrekaresinde Senin âsIklarin, Senin sevdalilarin var. Tek basina millet olacak Ibrahim'ler var. Senin perdedârin olacak Sâd b. Ebi Vakkas'lar. Biz senin cektigini cekmedik yâ Resûlallâh. Gelecek icin yaptigin fedakârliklari gosteremedik. Ancak Senin yolunda guller topluyoruz. Elimize batan dikenler mi? Seninkinin yaninda ne kî? Ey Rahmeten lil'alemin Efendim! Bir gun arkadaslarinin arasinda ufuklara bakip "Kardeslerime selâm olsun!" demeseydin katlanilir miydi bu hasrete? Oyle ki sevgim huznume denk, icimde ayrilik, firtina, nefsimle daima cenk. Hicranla iki buklum olduk yâ Resûlallâh. Kardeslerinin adina yarasir bicimde tasiyamiyoruz emânetini. Kardeslerin olma serefinin hakkini veremiyoruz. Korkunc bir belirsizlik var Senin dunyanda. Koskoca bir âlem garip ve zamanzede. Kimilerimiz akla takilip duz yolda yolsuzluk yasamakta, kimilerimiz yalanci gonul hulyalarina dalmakta. Ey Hursid–i Sefaat Efendim! Biz cagin yetimleri cogu zaman uzsek de Seni, rahmet elini hissediyoruz hep basimizda, bizi affeden o dilâra nefesi... Ey olumsuzluk iksiri, ey colleri cennete ceviren Gul–i Rânâ! Hani ummetine duani kiyamete birakmistin? Benim gibi bicâreyi de sefaatinle sereflendirir misin? Benim de bu kirli ellerimden tutar misin? Yoksa yuzume bile bakmaz beni orada simdiki gibi mahzun mu birakirsin? Yâ Resûlallâh madem sen Sefi–ul Muznibîn'sin, mademki "Benim sefaatim ummetimden buyuk gunahlari olanlar icindir." buyurdun. Ben de bu sefaati umit etmekten geri kalamam. Biliyorum Efendim, sen merhamet âbidesisin. Hani Tâif'te ayaklarini kanatan o gafilleri bile affetmistin. Iste umidim bundandir. Bunca badireye katlaniyorsak sana olan sevgimizdendir. Kalbimize gozyaslarinin tadini vermeye gor Sultanim. Inan ki sevgin taze vicdanlarimizda filizleniyor, zaman ihtiyarladikca Sen genclesiyorsun. Sevgi fedailerin var nur yolunda kivranan, Bilâl'ler Senin ismini haykiriyor her ezanda an be an... Ey Sâhid–i Mukaddes, Sultân–i Selâtin ve Ey Muhtac gonullerimize âb–i hayat olan Sevgili. Simdi Sana bu mektup yerine canimi hediye etmeyi o kadar isterdim ki. Ama gunahlarim mesafeyi arttiriyor yâ Resûlallâh! Utaniyorum, âcizim, gucsuzum, caresizim. Yine de umitliyim. Belki bir gun duan avuclarima kayan bir yildiz olur ve nefsimin daraldigi anlarda lebbeyklerle donerim yeniden hayata... Ey gonullerimize isleyen derin nefes. Insanlik Senin gelmeni bekliyor. Rahip Bahîra'nin, Varaka bin Nevfel'in, Zeyd bin Amr'in bekledigi gibi. Sen ki Hz. Ibrahim'in duasi, Hz. Ismail'in mustususun. Sen ey kâinât kitabinin mufessiri; o gelisinle nasil yeserttiysen dunyayi, sonmeyen atesleri sondurup yiktiysan kasirlari, simdi yine dog kalplerimize, "Ehlen ve Sehlen" diyen heybetinle belir ufukta. Ey insanligin gonlundeki sumbul! Mademki bagban Sensin, bu bag niye Sensiz kalsin. Bizi yalniz birakma, ruhlarimizi Sensizlik atesi ile yakma... Ey Sevgili En Sevgili Sevgin oyle doldurdu ki kalbimi Hasretin oyle acitiyor ki benligimi Askin olmasa hic kalbim sevmeyi ogrenir miydi? Gel demeye bilmem dilimin kudreti kâfi mi? Bu muthis zamanin dehseti ozletiyor Asr–i Saadet'i Ozledik Efendim Seni Gel de guldur gariplerini... Kamer OZDEMIR | |
|
Etiketler |
en, sevgiliye |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sevgiliye | Afrodit | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 10 Ekim 2010 20:20 |
Sevgiliye | Dilara | Aşk ve Sevgi Köşesi | 2 | 20 Mart 2009 14:22 |
SeVGiLiYe | CyberNeaT | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 15 Kasım 2005 16:29 |