17 Ocak 2010, 00:56 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Zikir-fikir-şükür ZİKİR-FİKİR-ŞÜKÜR ALPEREN GÜRBÜZER Zikir de bir amel çeşididir. Nitekim Rabbül âlemin; Yedi kat gök, yer ve bunların içindekilerin hepsi Allah’ı tesbih eder. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların zikrini anlamazsınız. O çok halimdir, çok bağışlayıcıdır (İsra/44), Her varlığın kendine ait bir dua ve tesbihi vardır, O’nu bilir ve yerine getirir (Nur/41) diye beyan buyurmakta. Kâinatta her şey kendi hal lisanı ile zikreder. Kâinatta madem her şey zikrediyor, o halde insan da kendi iradesiyle zikretmekten geri durmamalı. Dolayısıyla insanoğlu kendi cüzi iradesiyle Allah’ı andıkça bütün yaratılanlardan üstün olacaktır. Bütün mahlûkatın zikir senfonine insan eşlik ettikçe Allah’ta onları zikredecektir. Aslında zikretme duygusu fıtridir, öldükten sonra bile devam eder. Yani kabirde, mahşerde cennette, cehennemde dahi bu süreç işler. Cennetlikler hamd ederek, cehennemliklerde zorunluluktan ‘Yandım Allah’ım’ diyeceklerdir. Zikir öyle etkileyici bir silah ki şeytanın vesvesinden insanı koruduğu gibi, Allah’a karşı zikredeni ise dostum diye övecektir.. Üstelik Hannas (şeytan), zikirli kalbe de giremeyecektir. Zira Allah şeytanı Hannas sıfatıyla tanıtmış, dolayısıyla şeytan ancak boş olan kalbe dalabiliyor. Zikrin aslı O’nu sevmektir. Ömründe birkerede olsa can-ü gönülden ‘Lailahe illallah’ diyen ebedi ateşte kalmayıp cennete girecektir. Çünkü peygamberimiz müjdeliyor. Zikirle ilgili ayetlere şöyle göz attığımızda Allah’ı anmanın büyük bir nimet olduğunu anlarız. Şöyle ki Rabbül âlemin; Beni zikretmek için namaz kıl (Taha/14). Namaz kıl. Muhakkak ki namaz insanı kötülüklerden alıkoyar (Ankebut/459). Siz beni zikredin ki bende sizi zikredeyim (Bakara/152). Allah’ı çokça zikredinki, kurtuluşa eresiniz (Enfal/45.) Ey İman Edenler! Allah’ı çokca zikredin O’nu sabah akşam tesbih edin (Ahzab/41–42). Allah’ı çokça zikreden erkekler ve kadınlar varya, Allah onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır (Ahzab/35). Onlar ayakta otururken ve yanları üzerine yatarken zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler(Al-i İmran/161). Duanız olmazsa Rabbiniz sizin neyinize kiymet versin? (Furkan/77) diye müjdeler. Ayetlerden de anlaşıldığı gibi kalbin tek ihtiyacı zikir. Çünkü kalp merkez olması dolayısıyla zikir cereyanı evvela kalpten başlar ve sırasıyla bütün azalara yayılır. Namaz ise bütün rükünleriyle zikretmenin adıdır. Onun için dinin temel direği olarak nitelenmiştir. Her ibadetin kendine özgü tadı ve zikir ruhu var. Bunca kendine özgü zikirler arasında hangisi makbul sorulduğunda arifler kalbin en çok uyanık olduğu andır diye cevap veriyorlar. Bütün mesele kalbi uyanık ve diri kılmakta... İşte bu hali yakalayan ‘Zikri sultani’ye hak kazanmış demektir. Zira sultan-ı zikir kalbin Allah’ın sevgisinde fani olmasıdır. Zikrin ne şekil, ne miktar, ne zaman çekileceği Kur’anda ve sünnette belirtilmemiş ama hemen hemen bütün ibadetler zikir addedilmektedir. Fakat bunlardan ayrı olarak Rabbü’l âlemin özel olarak kendisini anmamızı emretmektedir. Rabbül Âlemin; Namazı bitirince ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken Allah’ı zikredin (Nisa/103), Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde Allah’ı zikredin (Bakara/200), Düşmanla karşılaştığınız vakit sabredin ve Allah’ı çokca zikredinki kurtuluşa eresiniz (Enfal/45) beyan buyurmakla gerek namaz, gerek Hac ve gerekse cihad sonrasında özel zikir varlığına işaret ediyor. Efendimiz (s.a.v) bütün zikir türlerini yapmış ve değişik meşreblerde bulunan ashabına karakterine uygun zikir telkin etmiştir. Nitekim Arifler gerçek hürriyetin zikirde olduğunu söylemişlerdir. Hatta Resulü Ekrem (s.a.v), zikir meclislerine cennet bahçelerinden bahçe demiştir. Bundan dolayı kalp cennet bahçesi hükmündedir. Balık için su ne ise kalp içinde zikir odur. Farz namazların ardından yapılan tesbihatlar herkesi kapsayan zikirdir. Hatta ruku, sücud, kade-i ahir oturuşuda okunanlarda böyledir. Bunların dışında vukuf-i zamana ve vukuf-i adede dayalı zikirlerin çekilmesinde Mürşidi Kamiller ehliyet sahibidirler. Ehli Tasavvuf yolunda “kalp zikri, dil zikri ve hem kalp hemde dil zikri ikisi bir arada olmak” üzere üç çeşit zikir metodu vardır. Sesli zikirde hedef nefsi ıslahtır, zira terbiye nefisten başlar. Bu üç çeşit metodda haktır. Hafi zikirde esas olan gizlilik olup salik ruhi yoldan terbiye edilir. Ashabı Kiramın yüksek sesle tekbir getirdiğini işiten Habib-i Kibriya Efendimiz; —Böyle sesinizi yükseltip kendinizi yormayın. Siz kulağı sağır veya uzaktaki birisini çağırmıyorsunuz. Sizler, gizli açık herşeyinizi işiten, size çok yakın olan ve hep sizinle beraber bulunan Allah’ı zikrediyorsunuz (Buharı, Müslim, Ebu Davut) diye buyurmuşlardır. Hadisi Kutside ise Allah; “Kulum beni gizlice içinden zikrederse bende onu zatımda zikredirim” beyan buyurmakta. Vird; hergün belli sayıda (vukuf-i adedi) yapılan zikre verilen isim. Bu vird belli miktarda Kur’an okumakla da olabilir, salâvat getirmekle, ya da istiğfar çekmekle de olabilir. Tıpkı beş vakit namaz gibi günlük hayatımıza giren devamlılık arzeden amelin adıdır vird. Vird gafletlede olsa ihmal edilmemelidir. Süreklilik sayesinde taklididen tahkike (hakiki manaya) geçilir, yeter ki gayret olsun. Allahü Teala; “Bütün zamanlar zikir için yaratılmıştır. Zikirden ancak münafıklar usanır” (Nisa/142) diye buyurmuşlardır. Dua; ibadetin özü, her durumda, her dilde abdestli ya da abdestsiz her daim Allaha münacat edilebilir. Ancak Kur’an ve Hadiste öğretilen dua ve zikirlerin tercih edilmesi daha makbul. Demek ki; Fikir, zikir ve şükür üç önemli ilke... Yemek yerken besmele çekmek zikir, yediğimiz gıdaların önümüze sunanın Allah olduğunu düşünmek fikir, yemeğin sonunda Yüce Mevla’ya nimetlerinden dolayı teşekkür etmekte şükürdür. Yine zorluklarla karşılaşırken ‘Lahavle vela kuvvete illa billâh’ demek, ya da bir sıkıntıya girildiğinde ‘Hasbinellahu ve ni’mel vekil’, bir kusur işlerken ‘Esteğfirullah’ demek herkesin yapması gereken zikirlerdir. Her hayrın başında besmele ile başlamak sonunda hamdü senada bulunmakda öyle. Duaların en samimisi müminin gıyabında yapılan duadır, açıkca yapılan dua veya amellerde riya karışabilir çünkü. Uyku moduna geçmeden önce fatiha, Ayete’l Kürsi, Kafirun, İhlâs ve Felak sürelerini okumakta sünnettir. Yine korku endişeyi gidermede Kureyş suresi tavsiye edilir. Uyandığımızda ‘O’ndan geldik yine dönüşümüz O’nadır’ düşüncesiyle hamd etmekde öyle. Eve girerken evde kimse olmasa da selam vererek girmeli, o an meleklerin varlığı da düşünülür çünkü. Besmele ile camilere ve evlere adım atılır, çıkarken de besmele ve mağfiret dilenilir. Bir ölüm haberi işitilince ‘İnna lillah ve inna ileyhi raciun’ denilir. Amansız bir hastalığa yakalanınca Allah’tan; “Ölüm benim için hayırlı ise benim canımı al, hayatta kalmak hayırlı ise sağlık ver” niyazında bulunmalı. Yıldırım, sel ve deprem gibi doğal afetler karşısında; “Allah’ım sana sığınırız bizleri helak etme afiyet ver” demeli. Maddi problemden dolayı sıkıntıya düştüğümüzde; “Ya Rabbi! Acizlikten, miskinlikten ve cimrilikten sana sığınırım” diye yalvarmalı. Bu ve buna benzer ehlisünnet kitaplarında geçen dua örneklerini çoğaltmak mümkün. Velhasıl; hayatın her alanı zikir ve dua örgüsüyle örülü, önemli olan bu bu zikir senfonisine eşlik edebilmektir. | |
|
Etiketler |
zikirfikirsukur, zikirfikirşükür |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Gülben Ergen & Mustafa Sandal - Şıkır Şıkır | Lcia | D, E, F, G | 0 | 02 Ekim 2014 23:00 |
Gülben Ergen - Şıkır Şıkır (feat. Mustafa Sandal) | Amelia | D, E, F, G | 0 | 26 Mart 2014 21:07 |
Mustafa Sandal - Şıkır Şıkır | Ecrin | M, N, O, Ö, P | 0 | 13 Mart 2014 17:37 |
Guinness Rekorlar Kitabı’na Giren Şıkır Şıkır Gelinlik | Afrodit | Evlilik Hazırlıkları | 0 | 20 Eylül 2012 13:08 |
Zikir - Fikir | Lady | İslamiyet | 0 | 15 Nisan 2010 16:55 |