IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Nisan 2009, 00:27   #21
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




35 – Ey iman edenler! Allah’ın hukukunu gözetin, onun hukukunu ihlal etmekten sakının, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda mücahede edin ki korktuğunuzdan kurtulup umduğunuza kavuşasınız.
36 – Kâfirler, kıyamet günü cezaları olan azaptan kurtulmaları için, dünyada olan her şeyi, bir misli fazlasıyla verseler dahi kendilerinden kabul edilmez. Onlara can yakıcı bir azap vardır. [10,54; 13,18; 39,47; 70,11-14]
37 – Onlar ateşten çıkmak isterler ama oradan çıkacak değiller. Onlara devamlı bir azap vardır.
38 – Hırsız erkek ile hırsız kadının irtikâb ettikleri suça bir karşılık ve Allah tarafından insanlara ibret verici bir ukubet olmak üzere ellerini kesiniz. Allah azîz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir). {KM, Tesniye 25,11-12}

Sirkat, sözlükte hırsızlık demek olup terim olarak: “Akil ve baliğ bir kişinin belirli miktarın üstünde olan bir malı veya parayı, konulup korunduğu yani saklandığı yerden, hiçbir hak ve şüphe sözkonusu olmaksızın, gizlice alıp zimmetine geçirmesidir.”
Çalındığında el kesme cezası uygulanmayan çok durum vardır:
Meyve ve sebzelerin,
otlakta otlayan hayvanların,
henüz toplanmamış tahılların,
eğlence aletlerinin,
kamu mallarının vs...
Bunlar cezasız bırakılmaz, fakat el kesilmez.
O halde hırsıza:
a-Aklî dengesi yerinde olup, erginlik çağında bulunması,
b-İmam Ebû Hanîfeye göre çalınan malın 10 dirhem (32 gram) gümüş değerinden az olmaması.
c-Malın saklandığı yerden çalınması şartı aranır. Ceza sağ elin bilekten kesilmesi şeklinde uygulanır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 10 Nisan 2009, 00:28   #22
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




39 – Kim yaptığı zulüm ve haksızlıktan sonra tövbe edip halini ve işini düzeltirse Allah tövbesini kabul eder; Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).
{KM, Zekarya 1,3}

Hırsızlık büyük günahlardandır.
Hırsız tövbe etmezse âhirette büyük azaba uğratılır. Ancak dünyada cezasını çekerse veya suçu tesbit edilmediği için ceza çekmez ve fakat çaldığı malı sahibine teslim edip tövbe ederse Allah onu affedeceğini bildiriyor.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:34   #23
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




40 – Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’a aittir.
Dilediğini cezalandırır, dilediğini affeder; Çünkü Allah her şeye kadirdir.
41 – Ey Peygamber! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “iman ettik” diyen münafıklarla, Yahudilerden kâfirlikte yarışanlar seni üzmesin.
Zira onlar yalancılık etmek için dinlerler. Senin yanında olmayan bir grup hesabına casusluk için dinlerler.
Kelimeleri konuldukları yerlerden çıkarıp tahrif ederler. “Size şu fetva verilirse onu kabul edin, o verilmezse onu kabul etmekten geri durun” derler.
Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun lehinde Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın.
Onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalplerini arındırmak istememiştir. Onların hakkı dünyada rüsvaylık olduğu gibi, âhirette de müthiş bir cezadır.
[2,75; 4,46] {KM, İşaya 29,13. Matta 15,8; Markos 7,6}

Yahudi bilginleri okur yazar olmayan dindaşlarına, Hz. Muhammed’in öğretileri kendilerine uyarsa kabul etmelerini, aksi halde reddetmelerini söylüyorlardı.
Fıtratını iyice değiştirmiş kişinin, arınmaya hiç niyeti yoksa Allah da arındırmaz. Azıcık isteği olanı Allah elbette ihmal etmez.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:37   #24
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




42 – Yalan dinlemeye çok meraklı, haram yemeye pek düşkündürler. Sana gelirlerse ister aralarında hükmet, istersen hükmetmekten geri dur.
Geri durursan onlar sana asla bir zarar veremezler. Şayet hükmedersen, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah âdilleri sever.
{KM, Çıkış 23,8; Tesniye 16,19; 27,25}

Haram, yani rüşvet yiyenler, rüşvete göre hüküm veren Yahudi hakim ve fakîhleridir.
Hayber Yahudilerinden soylu bir kadınla erkek zina etmişlerdi. Tevrata göre (Tesniye, 22, 22-24) recim olan cezayı uygulamak istemediklerinden dâvayı Hz. Peygamber (a.s.)’a götürdüler.
“Recim derse kabul etmeyin, başka ceza verirse kabul edin” dediler. Hz. Peygamber recme hükmedince itiraz ettiler.
Zinanın cezası “yüzüne kara çalıp merkeple dolaştırmaktır” diye, ısrar ettiler.
İbn Suriya hariç, hepsi yeminle tekid ettiler. Peygamberimiz çok ağır yemin verdirerek son olarak Tevratın hükmünü sorunca bilginleri İbn Suriya recmi itiraf etti.
İşte, bu âyet bu olaya işaret etmektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:38   #25
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




43 – Kendi kitapları olan ve içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat ellerinde iken nasıl olup da seni hakem tayin ediyorlar?
Sonra ne diye peşinden dönüp senin hükmüne razı olmuyorlar?
Aslında onlar hiç bir şeye iman eden kimseler değildirler.

O Yahudilerin dinde samimi olmadıkları yüzlerine çarpılıyor. Çıkarlarına uymayınca, inandıkları kutsal kitaplarını rafa kaldırıp, keyiflerine uygun fetva verir umuduyla inanmadıkları bir kişinin fetvası peşine düşmüşler.
Ne iğrenç samimiyetsizlik!
Aslında onlar sadece kendi çıkarlarına tapan insanlar!

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:48   #26
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




44 – İçinde hidâyet ve nûr olan Tevratı biz indirdik. Kendilerini Hakka teslim eden nebîler, Yahudilerle ilgili meselelerde onunla hükmederlerdi.
Alimler ve mürşitler de Allah’ın kitabını koruma ile görevlendirilmeleri sebebiyle yine onunla hüküm verirlerdi.
Hepsi de kitabın hak olduğunun şahitleri idiler. O halde ey hakimler, insanlardan korkmayın, Benden korkun.
Âyetlerimi az bir menfaat karşılığında satmayın.
Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam kâfirdirler.

Din bilginlerinin koruma görevleri vardı, fakat Kur’ân bu görevi eksiksiz yaptıklarını bildirmiyor.
Kitabı önemsemeyerek, onu inkâr ederek onunla hükmetmeyenler kâfirdirler.
Yahudi bilginlerinin recm ayetini ve nefislerinin beğenmediği pekçok ayetleri gizleyip onları uygulamadıkları gibi; Allah'ın bütün ayetlerinin tamamına rıza göstermeyen, O'nun hükmünü beğenmeyen, küçümseyen, alay eden ve onlarla hükmetmeyenler kâfirdirler.
Yahudilerin evli olarak zina edenlerin recm edilmesi konusundaki Tevrat ayetini beğenmeyip onunla hükmetmedikleri için küfre girdikleri ifade ediliyor.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:50   #27
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




45 – Hem Tevrat’ta onlara şu hükmü de farz kıldık:
Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Hülasa bütün yaralamalar birbirine kısas edilir.
Fakat kim bu kısas hakkından feragat edip bağışlarsa bu, kendi günahları için keffaret olur.
Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam zalimdirler. [2,178] {KM, Çıkış 21,23-25; Levililer 24,17-20; Tesniye 19,21}

Kısas, şeriat sahibinin bir hakkı olarak değil, hayatın dokunulmazlığını temin etmek için meşrû kılınmıştır. Yani can almak için değil, cana dokundurmamak için hükmedilmiştir. Onun içindir ki hak sahibi kişi kısastan vazgeçerse, kısas yapılmaz. Zira kısas, sırf insanlar için vaz’ edilmiştir. (Tevrat’da kısas hükmü için: Levililer, 24, 19-21; Çıkış, 21,23-26])

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:51   #28
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




46 – O peygamberlerin izlerince Meryem oğlu Îsâyı, kendisinden önceki Tevrat’ı tasdik edici olarak gönderdik.
Ona; kendisinden önceki Tevrat’ın tasdikçisi ve müttakilere bir hidâyet ve öğüt olmak üzere içinde hidâyet ve aydınlık bulunan İncîl’i verdik.
[3,50]

İncîl bazı hususlarda Tevrat’taki hükümlerden ayrılır.
Şu halde tasdikten maksat, genel esaslarda uygunluktur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:53   #29
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




47 – Ve dedik ki: Ehl-i İncîl de, Allah’ın o kitapta indirdiği ile hükmetsin. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam fâsıktırlar.
[7,157; 5,68]

Burada İncîle ilk muhatap olanlara verilen emir naklediliyor. Kendilerinin uymaları istenen şeylerden biri de Hz. Muhammed’i müjdeleyen hususlardır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Nisan 2009, 00:54   #30
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mâide Sûresi ve Kısa Tefsiri:




48 –Sana da, daha önceki kitapları, hem tasdik edici, hem de onları denetleyici olarak bu kitabı, gerçeğin ta kendisi olarak indirdik.
O halde bütün Ehl-i kitabın aralarında, Allah’ın sana indirdiği ile hükmet, sana gelen bu hakikati terkedip de onların keyiflerine uyma.
Her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, size verdiği farklı şeriatlar dairesinde sizi imtihan etmek istediği için ayrı ayrı ümmetler yaptı.
Öyleyse durmayın, hayırlı işlerde birbirinizle yarışın.
Zaten hepinizin dönüşü Allah’a olacak, O da hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyleri size tek tek bildirecektir (haklıyı haksızı iyice belli edecektir).
[2,41; 11,118; 17,107-108; 21,25; 16,36; 6,116; 12,103]

Müheymin: Öbür kitaplar üzerinde denetleyici, kontrolcü, şahit demektir. Kur’ân önceki kitaplar bakımından tasdikine başvurulacak bir merci olacaktır.
Kur’ân’dan önce her millete ayrı hidâyet, ayrı şeriat verilmişti. Kur’ân ile bütün hidâyet yolları birleşti; her devrin, her milletin ihtiyacı giderildi.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
kisa, mâide, suresi, tefsiri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Maide Suresi’nin 90-120.Ayet Tefsiri – Fizilal’il Kur’an – Seyyid Kutub Elysian İslamiyet 0 30 Mart 2014 09:19
Maide Suresi’nin 57-89.Ayet Tefsiri – Fizilal’il Kur’an – Seyyid Kutub Elysian İslamiyet 0 30 Mart 2014 09:04
Maide Suresi’nin 27-56.Ayet Tefsiri – Fizilal’il Kur’an – Seyyid Kutub Elysian İslamiyet 0 30 Mart 2014 08:48
Maide Suresi’nin 1-26.Ayet Tefsiri – Fizilal’il Kur’an – Seyyid Kutub Elysian İslamiyet 0 30 Mart 2014 08:42
Mâide sûresi Sır Kuran-ı Kerim 0 18 Ekim 2010 23:50