IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

6Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31 Mart 2009, 22:11   #31
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




eLinE sağLık
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 31 Mart 2009, 22:17   #32
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




UYARAN RÜYA:

Garibanın biri, çevresinde cimriliği, eli sıkılığı ile tanınan birinden kalabalık bir yerde bir kase yoğurt parası istedi. "Çok canım istiyor" dedi. Bu garibana yarı ermiş biri diye bakılıyordu. Cimri adam garibanı tersledi. Yine istedi. Cimri yine yanından uzaklaştırdı. Orada bulunanlardan birkaç kişi bu yoksula para vermeye, yardım etmeye kalkıştı. Hiç birinden kabul etmedi. Eli sıkı adama gidip bir defa daha sırnaştı. Adam da "Al şunu da defol!" der gibi, önüne birkaç lira atıverdi.
Bu olaydan kısa bir zaman sonra cimri adam, bir gece rüyasında kendisini cennette gördü. Her yanda, dünyada görmediği güzelliklerden oluşan bir manzara gözlerini kamaştırıyordu. Bu arada acıktığını hissetti. Kendisine hemen bir tabak yoğurt ikram edildi. Adam bir tabak yoğurtla doymadı "Burada yoğurttan başka birşey yok mu, bari bir-iki dilim de ekmek verseydiniz" dedi.
Kendisine şöyle söylendi:
"Sen birkaç gün önce buraya yalnızca yoğurt göndermiştin O önüne çıktı. Eğer başka şeyler de gönderseydin onlar da seni karşılar, sana ikram edilirdi"
Bu rüyadan sonra adam cimrilikten, pintilikten tümüyle sıyrıldı. Eli açık, yediren, içiren, gerektiği zaman kesenin ağızını kolayca açan biri oldu.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 22:23   #33
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




EĞRİ MİNARE:

Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti. O gün gelince İstanbul'un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti. Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu.
Fakat bunlar arasında bulunan bir çocuk:
"Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!" diye bağırıyordu. Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu. Çocuğun minarelerden biri için eğri dediği Mimar Sinan'a kadar ulaştı. Koca mimar hemen çocuğun yanına geldi ve ona:
"Yavrum hangi minare eğri göster bana" dedi.
Çocuk da "İşte şu" diye minarelerden birini gösterdi. Mimar Sinan hemen adamlarını topladı. Uzun halatları biribirine ekletip minareye bağlattı "Çekin yukarı doğru!" diye çektirmeye başladı.
Çocuğa da: "Oğlum, bak bu minareyi doğrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoğru olunca haber ver"
dedi. Adamlar gerçekten düzeltiyormuş gibi çekiyorlardı. Çocuk bir süre sonra:
"Tamam, minare doğruldu" diye bağırdı. İşçiler çekme işini bırakıp halatları çözdüler. Başından beri olaya tanık olan Sinan'ın ustalarından biri herkesin kafasını kurcalayan soruyu Mimar Sinan'a yöneltti.:
- Ulu mimarbaşımız, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok. O halde niçin düzeltmeye kalkıştın?
Mimar Sinan'ın cevabı inceliğin, anlayışın, hoşgörünün simgesi idi:

- Ben bilmez miyim minarede eğrilik olmadığını Ama çocuğun kafasındaki "minare eğri" intibaını da öyle bırakamazdım.
Bu yönteme başvurdum ki çocuğun kafasındaki "eğri" kanaati silinsin.
Yoksa her yerde çocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu söyler, sonra gerçekten eğri olduğu şeklinde bir inanç yayılırdı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 22:30   #34
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




Konu Uygun Bölüme Taşınmıştır.

__________________
Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 22:33   #35
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




HERKES SOYUNA ÇEKER:

Bir padişah Hızır'ı görmek istiyordu. Bir gün bunun için tellallar çağırttı. "Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım" dedi. Birçok oğlu uşağı olan fakir bir adam bu işe talip oldu. Karısına dedi ki: "Hanım ben padişaha Hızır'ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsade alacağım. Bu kırk gün için padişahtan size ömrünüz boyunca yetecek yiyecek, içecek ve para alırım.
Kırk günün sonunda Hızır'ı bulamayacağım için benim kelle gider, ama siz rahat olursunuz"
Adamın karısı kanaatkar biriydi.
"Efendi biz nasıl olsa alıştık böyle kıt kanaat geçinmeye Bundan sonra da idare ederiz. Vazgeç bu tehlikeli işten" dedi.
Ama adam kafaya koymuştu. Padişaha gidip Hızır'ı bulacağını söyledi. Bunun için kırk gün izin istedi. Hızır'ı bulmak için koşuşturacağı kırk gün zarfında ailesinin geçimi için sarayın ambarından tonlarca yiyecek, içecek ve nakit para aldı. Bunları evine teslim edip kırk gün ortalıktan kayboldu.
Kırk günün bitiminde padişahın huzuruna çıkıp herşeyi itiraf etti:
'Benim aslında Hızır'ı falan bulacağım yoktu. Ailece sıkıntı çekiyorduk Hızır'ı bulacağım diye sizden dünyalık almak istedim" dedi.
Padişah buna çok kızdı:
"Padişahı kandırmanın cezasını hayatınla ödeyeceğini hiç düşünmedin mi?" diye bağırdı. Adam da her şeyi göze aldığını söyledi. Bunun üzerine padişah yanında bulunan üç veziriyle görüş alış verişinde bulundu.
Birinci vezire sordu:
- Padişahı kandıran bu adama ne ceza verelim?
- Efendimiz, bu adamın boğazını keselim, etini parçalayıp çengellere asalım.
Bu sırada peyda olan, nurani, ak sakallı bir ihtiyar,vezirin sözleri üzerine söyle dedi: Küllü şeyin yerciu ila aslıhı"
Padişah ikinci vezirine sordu:
- Bu adama ne ceza verelim?
- Hükümdarım bu adamın derisini yüzüp içine saman dolduralım.
Biraz önce ansızın ortaya çıkan ihtiyar yine "Küllü şeyin yerciu ila aslını" dedi.
Padişah üçüncü vezire sordu:
- Ey vezirim sen ne dersin, beni kandıran bu adama ne ceza verelim?
-Padişahım bana göre, bu adamı affedin. Size yakışan, sizden beklenen budur. Bu adam önemli bir suç isledi ama sanıldığı kadar da kötü biri değil. Çünkü çoluk çocuğunun rahatı için kendini feda edebilecek kadar da iyi yürekli.
Nurani ihtiyar yine söze karıştı: "Küllü şeyin yerciu ila asıhı"
Bu defa padişah o yaşlı zata yöneldi:
- Sen kimsin? İkide bir tekrarladığın o laf ne demektir?
ihtiyar cevap verdi:
- Senin birinci vezirinin babası kasaptı. Onun için kesmekten, etini çengellere asmaktan bahsetti. Yani aslını gösterdi.
İkinci vezirin babası yorgancı idi. Yorgan yastık, yatak yüzlerine yün, pamuk vb doldururdu. O da babasına çekti.
Üçüncü vezirin ise, babası da vezirdi. O da soyuna çekti, büyüklüğünü gösterdi.

Benim söylediğim söz: "Herkes aslına çeker" demektir.
Vezir istersen (üçüncü veziri göstererek) işte vezir, Hızır istersen (kendini göstererek) işte Hızır, bu adamı mahcup etmemek için sana göründüm, dedi ve kayboldu.


Konu noLove tarafından (31 Mart 2009 Saat 22:50 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 22:55   #36
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




DARI EKMEK:

Bir hükümdar maiyetiyle birlikte ülkesinde bir gezintiye çıkmıştı. Yolu üzerindeki bir köyde çok yaşlı bir adamın tarlasına fidan dikmekle meşgul olduğunu gördü. İhtiyara uzaktan seslendi:

- Baba, sen ne diye fidan dikmeye uğraşıyorsun? Maşallah yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların meyvesinden herhalde yiyemezsin.
İhtiyar cevap verdi:

- Bu diktiğim fidanların meyvesini bizim yememiz şart değil evlat. Biz nasıl bizden öncekilerin diktiği fidanların meyvesinden yedikse, bizim diktiğimiz fidanların meyvesini de bizden sonrakiler yer.
Bu cevap hükümdarın hoşuna gitti ve ihtiyara bir kese altın verilmesini emretti.
İhtiyar bu ihsanı karşılıksız bırakmadı:

- Gördün mü evlat, bizim diktiğimiz fidanlar şimdiden meyve verdi.
Bu cevap da hükümdarın hoşuna gitti, bir kese daha altın verilmesini emretti.
Yaşlı köylü sıradan biri değildi. Çarıklı erkânı harp diye nitelenen kişilerden biriydi:

- Evlat herkesin diktiği fidan yılda bir defa meyve verir, bizim diktiğimiz fidan yılda iki defa meyva verdi.
Bu diplomatça cevap da hükümdarın hoşuna gitti ve bir kese daha altın verilmesini emretti. Ama bu defa vezir araya girdi ve hükümdarı uyardı:

- Aman sultanım bir an önce buradan uzaklaşalım. Bu ihtiyar bu gidişle tarlasına fidan dikmek yerine, devletin hazinesine darı ekecek.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 23:01   #37
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




ANA GİBİ YAR:


Vaktiyle bir vezir, padişah katında hatırının kırılmayacağına inanarak kendisinden şöyle bir ricada bulundu:

- Sultanım benim iki tane karım, her birinden de üçer çocuğum var. Karılarımın hangisinin analık duygularının daha kuvvetli olduğunu merak ediyorum. Malımı da buna göre vasiyet edeceğim. Şunları bu konuda bir sınamanız mümkün mü?

Padişah, veziri sevdiği için gönlünü yapmak istedi. Hanımlarından birini çağırttı ve dedi ki:

- Ey hatun, benim vezirim olan senin kocan, gözdelerimden birini baştan çıkarmış. Bunun cezası aslında ölümdür. Ama sen kocanı affedersen idamdan vazgeçip onu sevgilisiyle beraber ülke dışına sürgün edeceğim.

Kadının gözlerinde intikam alevi parladı:
- İstemem, bana yar olmayan başkasına da yar olmasın! Asın, ipini de bana çektirin!

Padişah daha sonra vezirin öbür karısını çağırttı. Ona da aynı şeyi söyledi. Vezirin ikinci karısı tam tersine bir tavır takındı:

- Aman sultanım, ben kocasız kalmaya razıyım, ama çocuklarım babasız kalmasın, idam edeceğinize sürgün edin de çocuklarım babalarıyla bir gün kavuşma ümidini kaybetmesinler,


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 23:09   #38
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




İŞ BİLENE CAN KURBAN:


Gazneli Sultan Mahmud, bir av merasiminden dönerken bir köyde, Ayas adında bir delikanlı ile tanışmıştı. Ayas'ın söz ve davranışlarındaki farklılık, bunlardan yansıyan zeka parıltıları karşısında Sultan Mahmud, bu delikanlıda bir cevher olduğunu sezmiş ve onu kendi rızası, ana-babasının izniyle Gazne'deki sarayına götürmüştü.

Ayas, sarayda sultanın emriyle yoğun bir eğitim ve öğretime tabi tutuldu. Tahminlerin ötesinde zeki ve başarılı bir genç olduğu görüldü Her öğretileni hemen belliyor, köyden gelmişliğini hissettirmemek için bir yanlışlık yapmamaya aşırı dikkat gösteriyordu.

Sonuçta Ayas, Sultan Mahmud'un istediği nitelikte bir elaman olarak yetişti ve sultanın emrine girdi. Kendisine hangi görev verilse hakkından geliyor, her işte hükümdardan tam not alıyordu. Sultan Mahmud Ayas'ı keşfettiğine içten içe memnun oluyordu.
Ayas, sarayda liyakat ve yetenek isteyen görevler için adı akla ilk gelen kimse olmuştu. Sultanın bir paye verdiği kimseler içinde en güvendiği, en gözde kişi Ayas'tı. Bunun için Sultan'ın maddi ve manevi iltifatlarına mazhar oluyordu. Bu durum Ayas'la aynı rütbedeki vezirler ve diğer yüksek dereceli memurların kıskançlığına, Ayas hakkında ileri geri konuşmalarına sebep oluyordu Ama Sultan Mahmud herşeyden haberdardı.
Bir gün vezirlerinin kumandanlarının katıldığı bir gezi düzenledi. Bu gezi sırasında yakınlarından geçmekte olan bir kervan Sultan Mahmud'a, Ayas'ın değerini kanıtlamak için aradığı fırsatı verdi. Sultan Mahmud, vezirlerinden birini çağırdı ve ona:
- Git, şu kervan nereden geliyormuş sor, dedi. Vezir gitti sordu ve döndü:

- Sultanım, bu kervan Çin'den geliyormuş.

- Peki nereye gidiyormuş?

- Onu sormadım efendim.
Sultan Mahmud bunun için bir başka vezir çağırdı ve ona:

- Git şu kervan nereye gidiyormuş öğren dedi Vezir öğrenip geldi:

- Sultanım Mısır'a gidiyormuş.

- Anlaşıldı, yükü neymiş?

- Onu öğrenmedim efendim
Böyle kaç tane vezir denedi, kervan hakkında tatminkâr bilgi edinemedi. Bunun üzerine mevcut vezir ve diğer yetkililere şöyle dedi:


- Ayas'ı çekemediğinizi, hakkında ileri geri konuştuğunuzu, gözden düşürmeye çalıştığınızı biliyorum. Benim Ayas'a değer verişim sahip olduğu engin kabiliyetlerden, verilen her görevde gösterdiği ustalık ve beceriklilikten dolayıdır.
Beşinizin, onunuzun birlikte üstesinden gelemediği bir işi tek başına hak edebilmesi sebebiyledir. En basiti şu kervan hakkında hanginizi görderdimse yeterli bilgileri edinemediniz.
Halbuki daha önce böyle bir konuda Ayas'ı denedim, bir seferde tekmil bilgiyi, akla gelebilecek tüm soruların cevabını öğrenip beni aydınlatmıştı İşte benim Ayas'ı tutmamın, ona farklı muamele yapmamın sebebi budur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 23:15   #39
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




CENNET KÖŞKÜ:

Halife Harun Reşid döneminin erenlerden Behlül Dana bir gün düzgünce kesilmiş tahta parçalarından eve benzer birşey yapıyordu. Bunu Harun Reşidin hanımı Zübeyde görüp ne yaptığını sordu. Behlül:
- Cennet köşkü yapıyorum efendim, diye cevap verdi.
Dindar bir kadın olan Zübeyde köşke müşteri çıktı:
- Bu köşkü bana satar mısın?
- İsterseniz satarım.
- Kaç paraya satarsın?
- Sana bir akçeye veririm.
Halifenin hanımı hemen bir akçeyi verip köşkü satın aldı.
Harun Reşid ve hanımı o gece rüyalarında kendilerini cennette gördüler. Zübeyde lüks bir köşkte oturuyordu. Harun Reşid sordu:
- Hanım, sen bu köşke ne zaman sahip oldun?
- Dün bir akçeye Behlül'den satın almıştım.
Sabah oldu, hükümdar hemen Behlül'ü çağırttı.
- Dün hanıma sattığın köşkten bir tane de bana yapsana, dedi
- Olur, yaparım, dedi Behlül.
- Kaça yapacaksın?
- Bin akçeye yaparım.
- Ama hanıma bir akçeye vermişsin.
- Evet bir akçeye verdim. Ama o köşkün değerini bilmeden aldı. Sen ise dün gece onun nasıl görkemli bir köşk olduğunu gördün. Ben buna göre fiat istiyorum.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2009, 23:20   #40
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kıssadan Hisseler




İYİLİK İÇİN SÖYLENEN YALAN:

Vaktiyle bir padişah, ellerindeki esirlerden birini, diğer esirleri kıştırtıyor, isyana teşvik ediyor, diye cezalandırmak istedi. Bu tür suçların cezası da idamdı. Esir bunu bildiği için: "Ölümden öte yol yoktur" felsefesiyle, kendi dilinde padişaha sövüp saydı, iyice içini döktü.
Padişah esirin dilinden anlayan bir vezire: "Neler söylüyor bu adam?" diye sordu. Vezir, temiz yaratılışlı, iyilik yanlısı biriydi. Esirin küfürler savurduğunu değil de
"Ben bir hata ettim bir padişah olarak sana yakışan ise affetmektir. Allah da bağışlamayı ve bağışlayanları sever, diyor" dedi.
Vezirin bu sözleri üzerine padişah merhamete geldi ve esiri affetti. Fakat esirin dilinden anlayan kötü yürekli bir başka vezir müdahale etti:
- Padişahım, bu esir söylenenlerin tam tersine size en ağır küfürleri savurdu, ağzına geleni söyledi dedi.
Padişah yerinde bir soyluluk gösterisinde bulundu. Kötü yürekli vezire hitap ederek:
"Önceki vezirimin söylediği yalan, senin söylediğin doğrudan daha çok hoşuma gitti. Senin gammazlığına itibar etmiyorum" dedi ve af kararını geri almadı.

Alıntı..

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
hisseler, kissadan, kıssadan


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kıssadan Hisse GeN Kıssadan Hisse 0 11 Nisan 2020 16:13
Kıssadan hisse nedir, Kıssadan hisse ne demek? SimHa Kıssadan Hisse 0 30 Mart 2018 02:30
Osmanlıdan Kıssadan Hisseler " 3 " CleanBlue Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 08 Nisan 2008 01:46
Osmanlıdan Kıssadan Hisseler " 2 " CleanBlue Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 08 Nisan 2008 01:44
Osmanlıdan Kıssadan Hisseler " 1 " CleanBlue Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 08 Nisan 2008 01:43