Al sana en basit bir kanıt: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
İşine gelmediği için kanıt ararsın, ben burda bu zatı övecek şeyler yazsaydım kaynak sormayacaktın. Bak orda ne yazıyor:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı Nurculuk Hakkında isimli eserde [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], risalelerin içeriğinin "müslümanlık esaslarına göre dini ve ilmi kıymeti olmadığı" ifade edilmiştir.
Al sana en basit bir kanıt: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
İşine gelmediği için kanıt ararsın, ben burda bu zatı övecek şeyler yazsaydım kaynak sormayacaktın. Bak orda ne yazıyor:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı Nurculuk Hakkında isimli eserde [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], risalelerin içeriğinin "müslümanlık esaslarına göre dini ve ilmi kıymeti olmadığı" ifade edilmiştir.
Bak kardeşim öncelikle şunu iyi bil Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri cumhuriyete karşı ayaklanma yapmamıştır peki kim yapmıştır aşağıya paylaşımlar sunuyorum onları okursan baştan sona anlarsın kimin ne olduğunu ! ..
Alıntı:
Şeyh Said İsyanı
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Şeyh Said İsyanı, (dönemin adıyla: Genç Hâdisesi, Şubat - Nisan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]), [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı ayaklanma. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'in ilk yıllarında uygulanan politikalar ve özellikle Mart 1924'te [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'in kaldırılması Doğu Anadolu'da çeşitli muhalefet odakları doğurmuştu. Bu muhalefet odaklarından Kürt İstiklal Komitesi'nin çalışmaları açığa çıkarıldıktan sonra, örgütün önde gelen yöneticilerinin çoğu tutuklandı.
Örgütle yakın ilişki içinde olan ve aynı doğrultuda çalışmalar yürüten [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'e bağlı kişilerin [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ın [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] nahiyesine bağlı Piran köyünde arama yapan bir jandarma müfrezesiyle girdiği çatışma ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]), kısa sürede genişleyerek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] vilayetinin merkez kazası Darahini'yi basarak ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) valiyi ve öteki görevlileri esir alan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], halkı İslam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı. Bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü kullandı ve herkesi din uğruna savaşa çağırdı. Mistan ve Botan aşiretlerinin desteğini aldıktan sonra [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve Çapakçur (bugün [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) üzerinden [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a yöneldi. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'yi ele geçirdi. Şeyh Abdullah'ın yönettiği başka bir ayaklanma kolu da [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] üzerinden [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a doğru harekete geçti. Varto'yu ele geçiren isyancılar, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a ilerledilerse de halktan toplanan yardımcı kuvvetlerle Murat Köprüsü civarında mağlup edilip, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ya geri çekilmeleri sağlandı. Gelişmeler üzerine hükümet doğu vilayetlerinde sıkıyönetim ilan etti ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]). Ayaklanmacıların üzerine gönderilen ordu birlikleri Kış Ovası'nda [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] kuvvetleri karşısında tutunamayarak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a çekilmek zorunda kaldı ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]). Ertesi gün [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a giren Gökdereli Şeyh Şerif yönetimindeki başka bir ayaklanma kolu kenti kısa süre de olsa denetim altına aldı. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ta [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'in emrindeki 5000 kişilik bir kuvvet [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a saldırdı.
Olayın başlangıcında [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ciddiyeti anlayıp, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da rahatsızlığı nedeniyle dinlenen [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'yü acilen [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ya çağırdı. İnönü ve ailesini bizzat Ankara Gar'ında karşılayan Mustafa Kemal, olayları anlatmak için İsmet Paşa'yı [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ya götürdü. Çankaya'da, İsmet Paşa'ya "Doğuda din elden gidiyor bahanesiyle İngiliz destekli provokatif ama ciddi bir ayaklanmanın başladığını" söyledi. İsmet Paşa'nın Ankara'ya gelmesi dedikoduların başlamasına neden oldu. Ali Fethi Bey'in görevden ayrılacağı, yeni hükümeti İsmet İnönü'nün kuracağı ve önlemleri onun alacağı konuşulmaya başlanmıştı. Ayrıca [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ile İsmet İnönü'nün arası açıktı. Ali Fethi Bey olayı isyan olarak tanımlamamış ve sıkıyönetimle durdurulacağına inanıyordu. Ancak, olayların hızla tırmanması karşısında Başbakan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ın istifasını isteyen [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'yü yeni bir hükümet kurmakla görevlendirdi ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]). Bir gün sonra [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hemen [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'nu kabul ederek hükümete olağanüstü hal yetkileri tanıdı. Ayaklanmayla ilgili yayınlara konan yasak daha sonra başka önlemleri de kapsayacak biçimde genişletildi. Ayrıca [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da İstiklal Mahkemeleri kurulması kararlaştırıldı. Bu sırada [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ı kuşatma altına alan Şeyh Said kuvvetleri, hükümet kuvvetleri tarafından püskürtülerek geri çekilmeye başladı. Geniş çaplı bir sevkıyatın ardından toplu saldırıya geçen ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) ve bir bastırma harekatıyla ayaklananların çoğunu teslime zorlayan askeri birlikler, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a geçmeye hazırlanan ayaklanma önderlerini Boğlan'da (bugün [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) sıkıştırdı. Şeyh Şerif ve yanındaki bazı aşiret reisleri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da yakalanırken, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] de [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] yakınlarında yakın bir akrabasının ihbarıyla Carpuh Köprüsü'nde ele geçirildi ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]).
Ayaklanmayı destekleyen eski Şuray-ı devlet reislerinden Kürt Teali Cemiyeti reisi Seyit Abdülkadir ve 12 arkadaşı [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da tutuklanarak yargılanmak üzere [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a getirildiler. Yargılanma sonucunda Seyit Abdülkadir ve 5 arkadaşı ölüme mahkûm olarak, idam edildiler ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]). [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'daki Şark İstiklal Mahkemesi önceden verilen emre itaaten [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]). Cezalar, başta Şeyh Said olmak üzere, ertesi gün infaz edildi.
Şeyh Said Ayaklanması'nın bastırılması Cumhuriyet yönetiminin Doğu Anadolu'da denetimi sağlamasında önemli bir dönüm noktası oldu. Öte yandan ayaklanmayla ortaya çıkan gelişmeler, bir süre önce çok partili yaşama geçiş yönünde atılan adımların kesintiye uğramasına yol açtı. Ayaklanmaya karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], çok geçmeden hükümet kararnamesiyle kapatıldı.
Şeyh Sait, 13 Şubat 1925'te Ergani ilçesine bağlı Eğil bucağının Piran köyünde ilk defa isyana başlamıştır. Önce Genç ilinin merkezi Darhani'yi ele geçirmiş, bir alayı geri çekilmeye mecbur ettikten ve bir süvari alayını da pusuya düşürdükten sonra, Elazığ'ı almıştır. Daha sonra asiler, Diyarbakır'a yürüyerek şehri ele geçirmek istemişlerse de bundan bir sonuç alamamışlardır.
Olayın başlangıcında, Ali Fethi Okyar Hükümeti isyanı bölgesel ve çabuk bastırılacak bir olay olarak değerlendirmiştir. Ancak isyanın süratle yayılması; Diyarbakır, Elazığ ve Genç vilayetlerini içine alması ve genişlemeye başlamış olmasından ötürü hükümet bir ay süre ile bölgede sıkıyönetim ilan etmiştir. Olay, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni tehdit eden, inkılaplara karşı bir isyandır. Bükreş'te toplanan Hilafet Kongresinde Vahdettin taraftarları Türkiye'de suikastlar düzenleyerek ve isyan çıkararak karşı ihtilale teşebbüs kararı almışlardı. Karşı ihtilali hazırlamakla görevli ihtilal komitesi, ülke içinde gizli beyannameler dağıtıyor, gezici hocalar ve seyyar satıcılar eliyle devrim (inkılap) hamlelerini kötülüyor, hilafet lehine telkinde bulunuyordu. Hilafet komitesi, Şeyh Sait'le anlaşarak ihtilal hazırlığı yapmıştı.
I. Dünya Savaşı'nın sonucu Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ile, Kürtler de bağımsızlık peşine düştüler. Bu amaçla kurulan, Kürt Teali Cemiyeti, İngiltere'nin mandası altında bağımsız bir Kürt Devleti kurmayı öngörüyordu. Bu cemiyet, Cumhuriyet'in ilanından sonra resmen dağıldı ise de, Kürt İstiklal Komitesi adı altında faaliyetine devam ediyordu. İsyan başladıktan sonra, Seyyit Abdülkadir, İstanbul'daki Kürtleri, silahlı bir irtica hareketine sevke teşebbüs etmiş, bu yolda planlar hazırlamıştır.
Şeyh Sait olayının ayrıca İngilizlerle de ilgisi vardı. Lozan'da halledilmeyen Musul sorununun 1924 yılında İstanbul'da toplanan İngiliz Konferansının sonuç vermemesi üzerine, Milletler Cemiyeti'ne götürülmesi gerekliydi. İngiltere bir taraftan Musul halkının Türkiye ile birleşmek isteğini önlerken, diğer taraftan da Türkiye dahilinde, isyan ve kargaşalık çıkararak Türkiye'nin siyasal istikrarını sarsmaya çalışıyordu. Bu sırada kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, kısa zamanda padişah taraftarı şeriatçı ne kadar muhalif varsa hepsini içine almıştı. Sıkı ve sert tedbirler alınması zorunluluğu ile Ali Fethi Bey (Okyar) Başbakanlık görevinden ayrılmış, yeni hükümeti İsmet Paşa kurmuştu. Güvenoyu alan yeni hükümetin ilk işi, isyan karşısında hükümete yetkiler veren Takrir-i Sükun Kanunu ve biri Ankara'da diğeri isyan bölgesinde olmak üzere iki tane İstiklal Mahkemesi kurulması hakkındaki kanunu, TBMM'nden çıkarmak olmuştur.
Takrir-i Sükun Kanunu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Şeyh Sait isyanının ve diğer tehlikelerin ortaya koyduğu engelleri önlemek amacıyla 4 Mart 1925 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Önce iki yıl için çıkarılan kanun, iki yıl daha uzatıldıktan sonra 4 Mart 1929'da yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan planlı askeri harekat sonucunda isyancılar mağlup edildi ve elebaşları hemen yakalandı. Suçluların, İstiklal Mahkemesinde yapılan muhakemeleri esnasında, asilerin sözde dini ve şeriatı kurtarmak perdesi arkasında, memleketi parçalayıp bir Kürt devleti kurmak amacıyla harekete geçtikleri ve gizli bir şebeke teşkil ettikleri belirlenmiştir. Sonuç olarak, Şeyh Sait ve Seyyit Abdülkadir de dahil olmak üzere bütün elebaşılar idama mahkum edilmiş ve hüküm derhal yerine getirilmiştir.
Suçluların İstiklal Mahkemesi huzurunda yaptıkları itiraftan kesin olarak anlaşılmıştır ki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın programında yer alan, dini fikir ve inanışlara hürmet edileceğine ve idarelerde yerinden yönetim (Adem-i merkeziyet) usulünün uygulanacağına dair hükümler ve parti mensuplarının bu hükümlere dayanarak yaptıkları propagandalar, ayaklanmayı tertip edenlerin işine yaradığı gibi, halka isyan cesaretini de vermiştir. Bu nedenlerle Doğu'da Diyarbakır'da bulunan İstiklal Mahkemesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kendi bölgesi içinde bulunan bütün şubelerinin kapatılmasına karar vermiş, Ankara'daki İstiklal Mahkemesi de, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adına yapılan propagandalarda dinin ve dince mukaddes olan şeylerin, siyasal amaçlara alet edildiğini belirleyerek, bu Fırka'nın durum ve çalışma tarzı hakkında Hükümet'in dikkatini çekmiştir. Diyarbakır ve Ankara İstiklal Mahkemelerinin kararlarını dikkate alan Cumhuriyet hükümeti, Takrir-i Sükun Kanununa dayanarak, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın bütün şube ve merkezlerinin kapatılmasına 3 Haziran 1925 tarihinde karar vermiştir.
Çok önceleri konuşulan, zamanında gündemi çok meşgul eden; Bediüzzaman Said Nursi ismiyle, çoğu kişi tarafından bilinmeden karıştırılan veya bazı kesimlerin özel itinalarıyla karıştırmak istediği iki isim hakkında yanlış bilgi taşıyanları bilgilendirme ihtiyacı duyduk.
Bu iki isim, Bediüzzaman Hazretleri ile aynı dönemde yaşamış insanlar… Şeyh Said, Said Molla
Şeyh Said
1865’de Elazığ’ ın Palu ilçesinde doğan Şeyh Said efendi Medrese eğitimi aldı, ve babası Şeyh Mahmut’un vefatından sonra şeyh oldu. Palu’dan, Erzurum’ un Hınıs kazasına yerleşip, kısmen ticaret ve medrese eğitiminde talebe yetiştirmekle meşgul oldu.
1 Şubat 1925’ de tarihte “Şeyh Said İsyanı veya Olayı” diye bilinen hadisenin başında yer aldı. Beşbin kişilik bir güçle ayaklanma başlattı. Bu ayaklanma Hani, Muş, Elazığ, Varto ve Erzurum’a yayıldı. 2 Mart 1925’ de harekete geçen devlet güçleri ayaklanmayı bastırdı. Hemen ardından Takrir-i Sükun Kanunu çıkarıldı ve bu kanun çerçevesinde İstiklal Mahkemeleri kuruldu. Kurulan bu İstiklal Mahkemelerinden, Şark İstiklal Mahkemesi’ nde yargılanan Şeyh Said ve beraberindeki 47 kişi idama mahkum edildi… (29 Haziran 1925)
Şeyh Said Efendi, bu isyan hareketinden önce Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine bir mektup yazarak iştirak etmesini talep etmiş, ancak Bediüzzaman “Bu Osmanlı ordusunda belki yüz bin evliya var. Ben bu orduya kılınç çekemem ve size iştirak etmem.” diye karşılık vermiştir.
Sait Molla
Cumhuriyet’ in kurulmasından önce kurulan cemiyetlerden birisi olan “İngiliz Muhipleri Cemiyeti” kurucusu, ingiliz ajanı olan bu şahıs çeşitli şekillerde halkı, veya hükümet yetkililerini İngiliz sevgisi ile aşılamaya çalışan bir İngiliz sempatizanıdır. Bu zat ile alakalı tarihi kaynaklarda pek çok ifadeler bulunmaktadır. O dönemde Mister Frew isimli rahiple olan yazışmaları, meclis yetkililerine attığı telgraf ve mektupları, Mustafa Kemal’ in bizzat Nutuk’ da ve Millet Meclisindeki konuşmalarında da ilan ettiği üzere, tarihe vatan haini olarak geçmiş bir şahıstır.
Bu şahsın Bediüzzaman hazretleri ile kasten karıştırılması tarihi az-çok bilenler ve Bediüzzaman’ ın Risale-i Nur eserlerini birazcık karıştıranlar için oldukça komik bir iddiadır. Çünkü Bediüzzaman, İngilizlerin, İstanbul’ u işgali esnasında halkın birlik ve beraberliği sağlamak namına halka konuşmalar yapıp, eserler neşredip milli mücadelede bulunmuş, hakkında İngilizlerin idam kararı verdiği tarihi ve milli bir kahramandır.
Diğer tarafdan vatanın diğer ucunda Ermenilere karşı vatan savunması yapmış, Ruslara esir düşmüş büyük zorluklar ve fedakarlıklar yapmış, mukabilinde o zamanki hükümet tarafından taltif edilmiş, mükâfatlandırılmış birisidir.
Hal böyle olunca Milli bir kahraman olduğu o dönemin hükümeti tarafından bile kabul edilip, takdir edilen birisini, bu durumun tam aksiyle yani bir “İngiliz ajanı ile” karıştırmak normal şartlarda pek de masumane bir yalan olmamaktadır.
atmaca27 lütfen Said'leri karıştırma Şeyh Said ile Said Nursi ayrı kişilerdir. yukarıda paylaştığım yazımlara itimadın yoksa bunu resmi kurumlarda resmi kütüphanelerdede araştırabilirsin. fazla söze artık gerek yok diyorum ..
Saidleri karıştırmıyorum merak etme sayın BaRoN bey. Hadi diyelim cumhuriyete karşı değil ben yanlış biliyorum, peki ya bu?
Alıntı:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı Nurculuk Hakkında isimli eserde risalelerin içeriğinin "Müslümanlık esaslarına göre dini ve ilmi kıymeti olmadığı" ifade edilmiştir.