05 Ağustos 2008, 17:42 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İmam Kasım bin Muhammed İmam Kasım bin Muhammed Kasım bin Muhammed hazretleri, tabiinin büyüklerinden ve Medine´de yetişen ve kendilerine "fukaha-i seb´a" adı verilen yedi büyük âlimden biridir. Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velilerin üçüncüsüdür. Babası Muhammed, Hz. Ebu Bekir´in oğludur. İmam-ı Zeynelabidin ile de teyze çocuklarıdır. Babası şehid edilip küçük yaşta yetim kalınca, halası Hz. Âişe validemizin yanında büyüdü. Eshab-ı kiramdan birçoğuna yetişmiş ve onlardan ilim öğrenip başta halası Hz. Âişe, Ebu Hüreyre, ibni Abbas ve ibni Ömer gibi meşhur sahabilerden hadis-i şerif rivayetinde bulundu. Tasavvuf ilminde mütehassıstı. Vera ve takvada eşi ve benzeri yoktu. Resulullah efendimiz, tasavvuf ilminin bu yüksek marifetlerinin hepsini, bu zatın dedesi olan Hz. Ebu Bekri Sıddık´ın kalbine akıttı. O, ruh ilminde de bir mütehassıs oldu. Hz. Ebu Bekri Sıddık da Resulullahtan aldığı bu feyizleri, Eshab-ı kiramdan Selman-ı Farisi´nin kalbine akıttı. Ruhu yükselten ve onu besleyen bu marifetlere, Muhammed bin Kasım da, Selman-ı Farisi´nin sohbetlerinde bulunarak yetişip bir ruh mütehassısı olmuştu. Silsile-i aliyye büyüklerinin dördüncüsü olan imam-ı Cafer-i Sadık da, Kasım bin Muhammedin sohbetinden feyz aldı. Hadis ve fıkıh ilminde zamanının en yükseğiydi. İlimde ve takvada eşine rastlanamayacak bir yüksekliğe erişmişti. Çok hadis-i şerif nakletti. İlmi herkes tarafından takdir edilirdi. Ömer bin Abdülaziz; "Eğer birini yerime halife seçmem gerekseydi, Kasım´ı seçerdim" buyurmuştur. Dini meseleler hakkında çok hassas davranır, ancak açık olanları hakkında fetva verirdi. Her sabah Mescid-i Nebi´ye gelir, iki rekat namaz kılar, sonra Resulullahın minberi ile kabri arasına oturur, kendisine sorulan meselelere fetva verirdi. Mezhep imamlarımızdan Malik bin Enes de onun hakkında: "Kasım, bu ümmetin, fakihlerindendi" buyurmuştu. Kendisi anlatır: "Bir gün halam Hz. Âişe´nin yanına vardım. Ona; "Anacığım (Halacığım), beni Peygamber efendimizin kabri şerifine götür!" dedim. Bunun üzerine bana Hücre-i Saadeti açtı. Üç kabir gördüm. Pek yüksek olmadıkları gibi, pek yerle beraber de değillerdi. Üzerlerine kızılca çakıl taşları dökülmüştü. Peygamber efendimizin şerefli kabri hepsinden ilerdeydi. Hz. Sıddık´ın başı, Fahr-i kâinat hazretlerinin mübarek sırtı hizasında, Hz. Ömer´in başı da Resulullah efendimizin ayağı hizasındaydı." Mekke ile Medine arasında Kudeyd denilen yerde 725 senesinde vefat etti. Vefatından önce gözlerini kaybetti. Öleceğini anlayınca oğluna: "Benim üzerimde bulunan şu elbiselerim kefenim olsun" dedi. O esnada üzerinde gömlek, peştamal ve cüppe vardı. Oğlu; "Babacığım bunu iki katına çıkarsak olmaz mı?" diye sordu. Oğluna buyurdu ki: "Dedem Ebu Bekir de böyle üç parça bir kefene sarılmıştı. Bizim için ölçü onlardır. Bu kadarı kâfi, sonra dirilerin yeni giyeceklere ölülerden daha çok ihtiyacı var." Güzel sözlerinden birisi şöyledir: Bizden önce yaşayan büyüklerimiz, başa gelen musibetleri güzellikle karşılamayı, kendilerine verilen nimetleri de alçak gönüllülük ederek almayı severlerdi. | |
|
Etiketler |
bin, kasım, muhammed, İmam |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İmam | yeSa | Fıkra | 0 | 16 Mart 2020 14:51 |
Kasım Bin Muhammed | PySSyCaT | İslam Alimleri | 0 | 11 Ocak 2016 11:23 |
İmam-ı Muhammed | Ecrin | İslam Alimleri | 0 | 19 Mayıs 2011 11:49 |
İmam Şa'bi | Ecrin | İslam Alimleri | 0 | 19 Mayıs 2011 11:17 |
İmam (: | S£LiN | Fıkra | 0 | 16 Mart 2010 12:03 |