14 Aralık 2016, 12:45 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Genc modacı Banu Guven ile tanışmaya hazırlanın! Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Moda tasarımcısı Banu Guven ile tanışmaya hazırlanın! Kariyerine New York'ta devam eden Guven, tasarımlarıyla moda tutkunlarının beğenisini topluyor... Kimdir bu Banu Guven? Bize kendini anlatır mısın? 17 Ağustos 1988’de İstanbul’da doğdum. Lise’yi Saint Benoit’da okuduktan sonra hem İstanbul Teknik Universitesi ve hem de Fashion Institute of Technology’den Bachelor of Fine Arts alarak bitirilen moda tasarım bolumune girdim. Uykusuz ancak inanılmaz keyifli gecen 4 yıllık universite hayatımın ardından 1 sene New York’da kalarak Amerika moda endustrisinde deneyim kazanma şansı buldum. Turkiye’ye donduğumde Ayaydin-Miroglio Group bunyesindeki İpekyol’a tasarımcı olarak işe girdim. Kreatif direktor Hilal Tunc Şendur liderliğindeki tasarım ekibinde bulunmak bana hem tasarım olarak hem de bakış acısı olarak cok şey kattı. 3 yıl boyunca edindiğim tecrubelerin ardından, beraber calıştığım kişileri cok ozleyeceğimi de bilerek, yeni alanlara yonelmek icin yakın bir zaman once İpekyol’dan ayrıldım. İpekyol’daki calışmalarımın yanı sıra, yakın cevremde bulunan bir kac değerli dostuma stil danışmanlığı ve başarılı yonetmen Emre Gulcan’ın kısa filmlerinin kostumlerini yaptım. 15 Nasıl bir koleksiyon oluşturmayı hayal ediyorsun? İnanılmaz bir ozenle yapılan show parcaların gunluk kıyafetlerle birleşmesi cok hoşuma giden bir konsept. Giyen kişide hem umursamaz hem de duşunulmuş bir gorunum yaratıyor. Bu mantıkla yola cıkarak sade tasarımları couture parcalarla suslediğim bir koleksiyon yaratma fikrindeyim. Yaptığım tasarımların, sokaktan cok kopmayarak yaratıcı detaylara sahip olmasına calışıyorum. İpekyol’da kendimi geliştirme şansı bulduğum bir denim ve basic urun grubu algım oluştu. Artık bir koleksiyonu icinde basic parcalar olmadan hayal edemiyorum. Bu nedenle kendi koleksiyonlarımda da bu mantığı devam ettirme niyetindeyim. Bir tasarımcı olarak asla yapmak istemeyeceğin şey nedir? Gelinlik gercekten yapmak istemiyorum. Umarım yıllar sonra bu cevabıma gulmem ama galiba gelinlerden biraz korkuyorum. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. ) İşin ironik tarafı benle aynı isimde başarılı bir gelinlik tasarımcısı var. Bazen yanlışlıkla bana mail atıyorlar ben de diğer Banu'ya yonlendiriyorum. 25 Tasarım yaparken ilham almak ve kopyalamak arasındaki ince cizgi? Aslında gunumuzde olağanustu tasarımlar da dahil olmak uzere, her tasarım daha once yapılmış bir başka tasarımın kopyalanıp uzerine yeni fikirler eklenmesinden doğar. Kopyalamak tasarlamanın başlangıdır. Orneğin, basit bir bisikletin nasıl işlediğini bilmeyen bir kişi yeni bir model tasarlayamaz ve onun daha iyisini yapamaz. Gercek yaratıcılık, varolan fikirlerin uzerine yeni fikirlerin eklenmesidir. Moda tarihinin en kult stillerinden birine imza atan ve bunu yaparken 2.Dunya savaşı sonrası Avrupa'da durma noktasına gelmiş bir tekstil endustrisini canlandıran Christian Dior, New Look'u yaptığında elbiseyi yeniden keşfetmemişti. Varolan tasarımların uzerine yenisini ekleyerek yeni bir stil oluşturmuştu. Aynı teknoloji, sanat ve felsefe gibi alanlarda da olduğu gibi moda da bu şekilde gelişmiştir. Olduğu gibi kopyalamanın, kopyalan kişiye kısa yoldan kar elde ettirmesinin dışında topluma hic bir fayda getirmediğini duşunuyorum. Tasarım yaparken tekerleği tekrar keşfetmeye tabiki gerek yok ancak hali hazırda var olan birşeyi uretmek de toplumu ileriye taşımaz. Bu yuzden bence ilham almak tasarım yapmanın en onemli kısmı. Tum farkı yaratan onun uzerine ne eklediğimiz. 35 Minik siyah elbise kurtarıcı mıdır? Yoksa ne giyeceğini bilemeyen biri icin sıradan bir tercih mi? Bir erkeğin dolabında nasıl her zaman şık siyah bir takım olmalıysa, bir kadının dolabında da minik siyah elbise kesinlikle olmalı. Hatta ceşit ceşit olmalı. Sezona gore kalın ya da ince, askılı ya da kollu, kalem etek veya kloş.. Sade giyinmeyi sevdiğim icin benim icin kurtarıcı veya sıradan bir tercih değil. Aksine dolabımda bulunmasını en cok sevdiğim parcalar. Tasarım ve tasarımın hayata gecmesi, cok hızlı işleyen bir surec. Adeta zamanla yarışıyorsunuz. Bir sezonu tamamlarken bir yandan da yeni sezon fikirleri uretmeye başlıyorsunuz. Bu yuzden bulunduğunuz gunun modası sizin icin birkac sezon onceymiş gibi gelmeye başlıyor. Belki de bu yuzden her gecen gun daha da sadeleşen bir tarzım var. Dolabımda her duruma uygun siyah elbiselerim, denim gruplarım ve fazlasıyla t-shirt’um bulunuyor. Ancak cok şık bulduğum dikkat cekici parcaları da almaktan kacınmıyorum. 45 Kimdir bu Banu Guven? Bize kendini anlatır mısın? 17 Ağustos 1988’de İstanbul’da doğdum. Lise’yi Saint Benoit’da okuduktan sonra hem İstanbul Teknik Universitesi ve hem de Fashion Institute of Technology’den Bachelor of Fine Arts alarak bitirilen moda tasarım bolumune girdim. Uykusuz ancak inanılmaz keyifli gecen 4 yıllık universite hayatımın ardından 1 sene New York’da kalarak Amerika moda endustrisinde deneyim kazanma şansı buldum. Turkiye’ye donduğumde Ayaydin-Miroglio Group bunyesindeki İpekyol’a tasarımcı olarak işe girdim. Kreatif direktor Hilal Tunc Şendur liderliğindeki tasarım ekibinde bulunmak bana hem tasarım olarak hem de bakış acısı olarak cok şey kattı. 3 yıl boyunca edindiğim tecrubelerin ardından, beraber calıştığım kişileri cok ozleyeceğimi de bilerek, yeni alanlara yonelmek icin yakın bir zaman once İpekyol’dan ayrıldım. İpekyol’daki calışmalarımın yanı sıra, yakın cevremde bulunan bir kac değerli dostuma stil danışmanlığı ve başarılı yonetmen Emre Gulcan’ın kısa filmlerinin kostumlerini yaptım. Nasıl bir koleksiyon oluşturmayı hayal ediyorsun? İnanılmaz bir ozenle yapılan show parcaların gunluk kıyafetlerle birleşmesi cok hoşuma giden bir konsept. Giyen kişide hem umursamaz hem de duşunulmuş bir gorunum yaratıyor. Bu mantıkla yola cıkarak sade tasarımları couture parcalarla suslediğim bir koleksiyon yaratma fikrindeyim. Yaptığım tasarımların, sokaktan cok kopmayarak yaratıcı detaylara sahip olmasına calışıyorum. İpekyol’da kendimi geliştirme şansı bulduğum bir denim ve basic urun grubu algım oluştu. Artık bir koleksiyonu icinde basic parcalar olmadan hayal edemiyorum. Bu nedenle kendi koleksiyonlarımda da bu mantığı devam ettirme niyetindeyim. Bir tasarımcı olarak asla yapmak istemeyeceğin şey nedir? Gelinlik gercekten yapmak istemiyorum. Umarım yıllar sonra bu cevabıma gulmem ama galiba gelinlerden biraz korkuyorum. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. ) İşin ironik tarafı benle aynı isimde başarılı bir gelinlik tasarımcısı var. Bazen yanlışlıkla bana mail atıyorlar ben de diğer Banu'ya yonlendiriyorum. Tasarım yaparken ilham almak ve kopyalamak arasındaki ince cizgi? Aslında gunumuzde olağanustu tasarımlar da dahil olmak uzere, her tasarım daha once yapılmış bir başka tasarımın kopyalanıp uzerine yeni fikirler eklenmesinden doğar. Kopyalamak tasarlamanın başlangıdır. Orneğin, basit bir bisikletin nasıl işlediğini bilmeyen bir kişi yeni bir model tasarlayamaz ve onun daha iyisini yapamaz. Gercek yaratıcılık, varolan fikirlerin uzerine yeni fikirlerin eklenmesidir. Moda tarihinin en kult stillerinden birine imza atan ve bunu yaparken 2.Dunya savaşı sonrası Avrupa'da durma noktasına gelmiş bir tekstil endustrisini canlandıran Christian Dior, New Look'u yaptığında elbiseyi yeniden keşfetmemişti. Varolan tasarımların uzerine yenisini ekleyerek yeni bir stil oluşturmuştu. Aynı teknoloji, sanat ve felsefe gibi alanlarda da olduğu gibi moda da bu şekilde gelişmiştir. Olduğu gibi kopyalamanın, kopyalan kişiye kısa yoldan kar elde ettirmesinin dışında topluma hic bir fayda getirmediğini duşunuyorum. Tasarım yaparken tekerleği tekrar keşfetmeye tabiki gerek yok ancak hali hazırda var olan birşeyi uretmek de toplumu ileriye taşımaz. Bu yuzden bence ilham almak tasarım yapmanın en onemli kısmı. Tum farkı yaratan onun uzerine ne eklediğimiz. Minik siyah elbise kurtarıcı mıdır? Yoksa ne giyeceğini bilemeyen biri icin sıradan bir tercih mi? Bir erkeğin dolabında nasıl her zaman şık siyah bir takım olmalıysa, bir kadının dolabında da minik siyah elbise kesinlikle olmalı. Hatta ceşit ceşit olmalı. Sezona gore kalın ya da ince, askılı ya da kollu, kalem etek veya kloş.. Sade giyinmeyi sevdiğim icin benim icin kurtarıcı veya sıradan bir tercih değil. Aksine dolabımda bulunmasını en cok sevdiğim parcalar. Tasarım ve tasarımın hayata gecmesi, cok hızlı işleyen bir surec. Adeta zamanla yarışıyorsunuz. Bir sezonu tamamlarken bir yandan da yeni sezon fikirleri uretmeye başlıyorsunuz. Bu yuzden bulunduğunuz gunun modası sizin icin birkac sezon onceymiş gibi gelmeye başlıyor. Belki de bu yuzden her gecen gun daha da sadeleşen bir tarzım var. Dolabımda her duruma uygun siyah elbiselerim, denim gruplarım ve fazlasıyla t-shirt’um bulunuyor. Ancak cok şık bulduğum dikkat cekici parcaları da almaktan kacınmıyorum. | |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
TurkServ (Guven) | TurkServ | Helper Künye | 2 | 15 Ekim 2015 07:49 |