İnternet korsanları ele geçirdikleri bilgileri, kişi ve kurumlara, hatta devletlere karşı şantaj amacıyla kullanıyor.
E-posta adresine yeni bir haber geliyor. Uluslararası adresli gönderici de konu da tanıdık. Alıcıya, ertelenen bir konferansla ilgili haber gönderiliyor. E-posta tabii merak içinde açılıyor ve metinde, ekte gönderilen belgede konferansa ilişkin yeni tarih ve planın yer aldığı belirtiliyor. E-postayı alan kamu görevlisi de hiç tereddüt etmeden ekteki dosyayı açıyor.

İşte internet korsanları, bu yöntemle Alman hükümet kaynaklarından hassas verilere ulaşabiliyor. İlk başta zararsız gibi görünen e-posta, aslında bilgisayardaki verileri tarayan "truva atı" ya da kısaca "truva" denilen virüsü içeriyor.

Federal Enformasyon Teknolojileri Güvenliği Dairesi ise bu saldırılara engel olmaya çalışıyor. Kurumun verilerine göre 2012 yılında hükümet organlarına yaklaşık bin yüz hacker saldırısı düzenlendi, ancak bunlardan hiçbirinde büyük bir veri hırsızlığı yapılamadı. Sadece bir saldırıda kopyalanmak istenen dosyanın yüzde 15’i indirilebildi.

'Rusya ve Çin kaynaklı'

Kurumun filtre sistemi, virüsün büyüklüğü ve biçimine göre kaynağını tespit edebiliyor. Bu filtreler daha çok Rusya ve Çin’e işaret ediyor. Ancak iki ülkenin hükümeti de, bu saldırılarla ilişkili olmadığını savunuyor. Yine de Batılı kurumlara yapılan siber saldırıların arkasında genellikle Çinli hackerların bulunduğuna kesin gözüyle bakılıyor. 15 yıldır siber saldırıları takip eden Federal Emniyet Teşkilatı'nın güvenlik uzmanlarından Mirko Manske, Çinli casusların son 10 yıldır tüm dünyada aktif olduklarını kaydediyor. Berlin Hür Üniversitesi Güvenlik Araştırmacısı Dr. Sandro Gaycken de bunu şöyle açıklıyor:

"Çin’de 50 bin ile 150 bin arasında hacker olduğuna dair spekülasyonlar yapılıyor. Bunların 10 yıldır ciddi ve bilimsel olarak eğitildiği biliniyor. Hem mühendislerle, hem uzmanlarla, hem de ekip olarak çalışmak bağlamında stratejik ve taktik açıdan çok iyi konseptleri bulunuyor. Ayrıca Çinli hackerlar Amerikalılardan çok daha etkililer."

Alman kamu kurumlarına yönelik saldırılar genelde ABD’de kiralanmış sunucular üzerinden yapılıyor. Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı, kamu çalışanlarını sanal saldırılara karşı eğitmeye çalışıyor.

'Şantaj amaçlı siber saldırılar'
Bilişim Güvenliği Uzmanı Dirk Meissner ise siber saldırılara ilişkin veri hırsızlığı dışında, giderek büyüyen bir tehlikeye şu sözlerle dikkat çekiyor:

"Geçmişte bilgisayar virüslerine ilişkin hep casusluk üzerine konuştuk, tartıştık. Ama gelecekte giderek daha sık karşılaşacağımız bir başka tehlike var. O da, şantaj amaçlı yapılan siber sabotajlar. Şimdiden bile birçok vakadan bahsetmek mümkün. Çünkü bu teknoloji artık piyasada mevcut."

Meissner, bu şekilde internet korsanlarının fidye ödenene kadar örneğin bir firmanın tüm üretim sistemini, bilgisayar virüsü ile bloke edebileceğini kaydediyor. Bilişim uzmanı yine şantajcıların, bir takım hassas bilgilerle, hükümetleri belli bir siyaseti izlemeye zorlayabileceklerini belirtiyor.

Teröristlerin yeni hedefi
Berlin Hür Üniversitesi Güvenlik Araştırmacısı Dr. Sandro Gaycken, bu bağlamda terörist örgütlerin bu tarz saldırılarının giderek ciddi bir tehlike haline gelmeye başlayacağı kanaatinde. Dr. Gaycken şunları kaydediyor:

"İşini bilen hackerlar, istedikleri zaman her türlü sabotajı yapabilir. Örneğin Almanya’nın tüm elektrik sisteminin alt yapısı, iki-üç hafta boyunca kapatılsa -ki bu teknik açıdan mümkün- o zaman büyük bir sorun patlak verir. Çünkü acil durumlar için Almanya’nın jeneratörlerle sağlayacağı elektrik ancak 24 saat boyunca yeter. Ondan sonrasında su ve yiyecek yok demektir. Kriz yönetim sistemleri çöker, en az üç hafta halkın ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına çareler aranır."

Alman Telekom'un yönetim kurulu üyesi Reinhard Clemens de tüm siber saldırı ve sabotajların henüz başında olunduğuna dair uyarıyor ve daha önce Angela Merkel’in söylediği bir söze dikkat çekerek "Artık siber savaşlar, geleneksel savaşlardan daha tehlikeli" diyor.
teknoloji