IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Ocak 2024, 07:20   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İstanbul Şile Tarihi Geçmişi




İlçede iskân çok eskiye dayanır. Şile çevresinin tarih öncesinde (Cilalı Taş Devri) iskan edildiğini göstermektedir. Kefken ile Bulgaristan sınırı arasındaki Karadeniz sahil kesiminde yapılan tarih öncesine ilişkin çalışmalarda, çeşitli yerlerde Paleolitik çağın muhtelif bölümlerine ve özellikle Epi-Paleolitik döneme ait birçok konak yeri ve işlik saptanmıştır. Buluntu yerlerinin sayısındaki artıştan, buzul sonrası dönemde (yaklaşık MÖ 12000 ile 6000 arasında) Karadeniz kıyı şeridi üzerinde önemli bir nüfus yoğunluğunun olduğu açıkça bellidir. Nitekim İstanbul ilinin en eski buluntu yerleri arasında Şile'nin Ağva ve Sahilköy (Domalı) köyleri bulunmaktadır. Marmara kıyısında Ambarlı'yı da içine alan kıyı konak yerlerinden biri olan Sahilköy, aynı adı taşıyan koyun kuzeyindeki kumluğun batısındadır. Sahilköy'e ait yontma taş aletler, Göztepe ve Kazlar deresinin doğusuna rastlayan Dereağzı Tepesi üzerinde toplanmıştır. Ayrıca, ilçede o dönem insanının yaşamı için elverişli çok sayıda mağara bulunmaktadır.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Şile antik çağda iki defa istilaya uğramıştır. Birinci istila, Antik Yunanların Pers seferinden geri dönüşlerinde komutanları Xenophon tarafından, ikincisi de kıyı şeridini takip ederek ilerleyen Roma komutanı Lucullus tarafından gerçekleştirilmiştir. Roma döneminin izleri hala Şile'de görülmektedir. Roma İmparatoru Diocletianus zamanında (284-305), İnkese, Sofular gibi Şile mağaraları ilk inanan Hristiyanlar için tabii korunaklar olmuştur. Gürlek Mağarası Doğu Roma askerlerinin yakaladığı ilk inanan Hristiyanları hapsettikleri bir cezaevi gibi kullanılmıştır. Selçuklu Türkleri Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile 1090 senesinde Şile'yi ele geçirdiler. 1097 senesinde ise 1. Haçlı orduları Şile'yi Selçuklulardan geri almıştır. Şile'nin geri alınması ancak Yıldırım Bayezid döneminde mümkün olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında Şile'nin Ano ve Kato Neohorion'da (aşağı ve Yukarı Yeniköy) yaşaya 7 bin Rum güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'e sürülmüştür. I. Dünya Savaşı sonrasında bölge silah ve askerden arındırılınca bölgeye dönebilen Rumlar ile Türkler çeteleşerek birbirleriyle mücadeleye girişmiştir. 12 Haziran 1920'de Yunan ordusu bölgeyi geçici olarak işgal etmişse de Ağustos ayından geri çekilmelerinin ardından Kuvvacılar tutukladıkları 115 Rum erkeğin birkaç tanesi hariç hepsini öldürmüş, düşmanla işbirliği yaptığı iddia edilen Hristiyanların mallarına el koyulup, evleri yakılmış, bölgenin Rum aileleri İstanbul'a sığınmışlardır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


XV-XVII. yüzyıllarda Şile Kazasında sadece 2 yerleşim yerinde Rumlar yaşamaktaydı. Her ikisi de Bizans Döneminden kalma önemli birer kale ve liman kasabalarıydı. Bunlardan Şile’de, XVI. yüzyıla kadar hiç Müslüman yaşamazken, XVII. yüzyılda Müslümanlaşma oldukça artmıştır. Nitekim Fatih Devri kayıtlarına göre bu iki kaledeki Rum sayısı 105 iken, 1523 yılında 371’e, 1562 yılında 686’ya çıkmıştır. Şile ve Astrabek Rumlarının uzun yıllar varlıklarını korumasında, bir sahil ve kıyı kasabası olmasına borçlu olmalıdır. Olasılıkla denizcilik ve bağcılıkla geçinen bu kasaba halkından Astrabek boşaldığı halde, buraya hiç Türk iskan olmaması, Türk ve Müslümanların yaşamaları için gerekli koşulların olmamasıydı. Şile sahilinde bir liman kalesi olan ve bugünkü Seyrek Kalesi ile civarında kurulu bulunan Astrabek kasabası, önemli bir Rum yerleşimiydi. Bu kasaba tümüyle Rum yerleşimi olmayı, XVII. yüzyıl sonuna kadar sürdürmüş ve kasabada hiçbir zaman Türk iskanı olmadığı gözlenmiştir. Hatta köydeki Rumlar, çeşitli nedenlerle köyü tümüyle boşaltmış olsalar da, bu kasabaya Türklerin iskan olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, köydeki Rumların köle özelliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Deniz kıyısında ve tarım alanı bulunmayan bu bölgede iskan olan köylülerin ya sadece bağcılık, ya da denizcilik yaparak geçimlerini sağlamaları gerekmektedir. Bu nedenle de Yörükler, kendileri için cazip olmayan bu bölgeye gelip, yerleşmemişlerdir. Bu iki yerleşim yeri dışında birkaç köyde tektük Rum isimleri belirlenmiştir. Örneğin Üğümce köyünde 1466 yılında köylüler içinde bir Rum vardır. Bu Rumlar, köyün eski sakinleri mi, yoksa başka bir yerden gelmiş bir Rum olup olduğu belirlenememiştir. Yine Doğancıoğlu köyünde de 2 Rum kayıtlıdır. Bu köy, XV-XVI. yüzyılda limanı olan iri bir kasabadır. Olasılıkla eski Bizans yerleşimi üzerine kurulmuş köy olmalıdır. Körcivan köyünün ise Rum yerleşimi olduğu halde, XV. yüzyıldan itibaren tümüyle Müslümanlaştığı anlaşılmaktadır. Yine Akçe Kilise, Aleksi, Tova/Dova, Azgara/Ezgere, Kızılcaviran, Corca ve Çengi gibi köylerin de eski Bizans yerleşimleri olduğu düşünülmektedir. Şile tahrir defterlerinde, başka tahrir defterlerinde karşılaşılamayan Rumlara ait vakıf kayıtları bulunmaktadır. Örneğin “Vakf-ı Papa Şita” adıyla bir Rum vakfı kaydı vardır. Bunun dışında 3 Rum vakfı olup, tahrir defterlerinde vakfa dair bilgiler ayrıntılı olarak yer verilmesi sıradışı bir durumdur. Bu vakıf kayıtlarına göre; Şile sakinlerinden Papa Şita v. Yorgi adlı Rum, Şile’de bulunan mülkünü ve evini, içinde İncil okunmak üzere vakfettiği kayıtlıdır. Yine Şile sakinlerinden Papa Hanya v. Sarı Papaz adlı kişi de, bir evini, yine İncil okunmak üzere vakfettiği kayıtlıdır. Yine Şile sakinlerinden Papa Kaya v. Kenek adlı Rum da, bir evini, içinde İncil okunmak üzere vakfettiği kayıtlıdır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


19. yüzyıl Osmanlı kayıtlarına göre Şile kazası 1846'da Zaptiye Müşirliği'ne bağlıydı. 1876'da Şile kazasının Dersaadet Şehremaneti'ne bağlandığı görülür. 1877 Devlet Salnamesinde ise Şile, Zaptiye Nezaretine bağlı Üsküdar Mutasarrıflığına bağlıdır. 1924'te bütün sancaklar (mutasarrafflık) vilayet yapıldığında Şile'nin Üsküdar'a bağlılığı devam etmiştir. 1926'da yapılan yeni düzenlemeyle Üsküdar kaza haline getirilip İstanbul vilayetine bağlanınca Şile kazası da Üsküdar'la aynı yapı içinde yer almıştır. Ayrıca Şile, Cumhuriyet'in kuruluşu ile oluşturulan ilk belediyelerden biridir.



tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İstanbul Adalar Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 2 17 Ocak 2024 03:36
İstanbul Beyoğlu Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 16 Ocak 2024 06:35
İstanbul Beylikdüzü Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 16 Ocak 2024 06:25
İstanbul Beşiktaş Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 16 Ocak 2024 06:19
İstanbul Bakırköy Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 16 Ocak 2024 06:16