27 Mayıs 2011, 19:34 | #21 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: The world is yours* çatlak kalplerden sızan hüzün pekmezi toptancısı mutluluk ! hepimize karşı tek ama herkese galip yenilmiyor belkide sert kabuğu yüzünden hayat ! bir tür sesteşe sığınma oyunu benim için çünkü önce vuruyor sonra pişkin pişkin gül/üyor ben alıyorum o gül/ü göğüs kafesime takıyorum ensesinden. |
|
28 Mayıs 2011, 12:31 | #22 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: The world is yours* Ne kadar yamalarsan yamala Gölgenden kanamaya başlamışsın bir kere... Bir şiir yazılmalıydı onlarca yanlışın toplanıp bir doğruyu götürmeye yeltenemediği Dilek Akın iyi bir Tanrı'ydı denildiği bir şiir yazılmalıydı her şiirin bir şairi vardır ne de olsa ve her şair bir Tanrı şiirini yaratan... Üzgünüm Tanrı'm ki üzgünsün sen de bilirim bu şiir yazılamadı. Müstakil, küçük bir şiirdi panjurları mavi iki göz dize yeten düşlere televizyonun üzerinde dantel olan bir şiir umudun sönmeden yanan bir mumda ışıdığı bacasından mucizevi mutluluk tüten cinsten kanı çekilmemiş hani uza(n)mamış boylu boyunca bir ceset gibi... Kalpler kadar temiz sayfaların ayrıldığı bir şiirdi esasında defolu ruhların cerahatlerini akıtmadığı masumiyete hani masumiyetin bacak arasıyla bir ilişkisinin bulunmadığı zamanın kola takılmadığı ve insanlığın saate baka baka ömür karartmadığı açlıktan çıkan kemikleriyle sayıları öğrenen çocuğun tiner parası için köprü altında bıçaklanmadığı ' içmezsem, soğuktan ölürüm be abla ' demediği bir şarapçının ölümün kaygı değil yazgı olduğu bir şiir... Beyoğlu'nda herhangi bir Zeynep'in ırzına geçilmediği herhangi bir Ali'nin abisi ölünce yengesini becermek zorunda kalmadığı ve herhangi bir Ayşe'nin iki koyuna satılmadığı küçük bir çocuğun Tanrı görmesin diye Tanrı kızmasın ve Tanrı cezalandırmasın diye perdenin arkasına saklanıp en masum günahını işlemediği Tanrı'dan korkulmadığı Tanrı'nın sevildiği bir şiir... Kimsenin ölümüne birilerinin kadeh tokuşturmadığı yağmur sularına kanın karışmadığı gökten pul pul ceset dökülmediği ve denizlerde tuz oranının dökülen gözyaşlarıyla artmadığı Elif’in okula giderken mayınlarda seksek oynamadığı küçük Can'ın bombalarla uyandırılmadığı çocukların öldürülmediği bir şiir savaşın olmadığı! Gerçeklerin acıtan soğukluğunun üzerine yalanların örtülüp ısıtılmadığı hiçbir ressamın tuvaline karaların yakıştırılmadığı bir şiir kimsenin hastane bahçesinde ölüme terkedilmediği hiçbir annenin çocuğunu okutmak için ------ olmadığı cami avlularının gaipten bebekler peydahlamadığı Helena'nın eteğinin mahallede konuşulmadığı kimsenin inancının tartışılmadığı ve hesaplanmadığı hayvanların katledilmediği ve şiddetle değil sevgiyle terbiye edildiği ( - ki bizden çok daha terbiyelidirler - ) yürek (g)özüne çomaklar sokulmadığı hani notaların başı dik, gururla her şarkıya ses verebilecek cesareti olduğu doğruyu söyleyen dilin lâl olup giyotin sancılarına çarptırılmadığı bir şiir... Yoluna dikenli teller örülen kan revan sözcüklerin varıp da söyleyemediği bir şiir yazılmalıydı... Yazılamadı! Biz sana iadeli taahhütlü dualar gönderiyorduk Tanrı'm hakkımızdı söve söve geri aldığımız ki avuçlarımızın her bir çizgisi şahittir buna... Oğul olmadan baba olur mu? (!) Tanrı'm! Hep mi üvey oğullar? (!) İnsanlığın mürekkebi yetmedi, bu yüzden bu şiir yazılmadı. İstersen sen bizi bi'daha affet Tanrı'm! Konu Sihir tarafından (22 Eylül 2011 Saat 20:30 ) değiştirilmiştir. |
|
30 Mayıs 2011, 11:48 | #25 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: The world is yours* Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |
|
31 Mayıs 2011, 21:15 | #27 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: The world is yours* '' Sevgilini öldürdün şimdi kim saklayacak seni içinde '' İçimdeki binlerce sen çığlık çığlığa...Bir gün sevdiğim bir kuş oluyorsun öbür gün okumaktan sıkılıp attığım bir kitap. Kalbim dilinin lanetlediği bir mezarlık her gün bu cesetlerle yaşamaya çalışıyorum. Senle ben yalana yalana etrafında dolaştığımız aşkın en masum kurbanlarıyız. İçimdeki cesetler sussun azıcık. Ruhumdaki senler, arsız ve edepsiz suratlar sussun artık...Git tüm yüzlerini koltuk altına sıkıştırıp git... |
|
01 Haziran 2011, 19:37 | #28 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: The world is yours* Unutmak gibi. Sana gelmek,bütün hatalarını affederek -bir çocuğu sevmek kadar masum ve ölmek kadar engelsiz. Sevmek koymazdım ben senin adını. O zaman ne canını yakmak isterdim,ne yaralarını sarmak. Ne koynuna girmek isterdim veya ertesi sabaha çekip gitmek. Uykuyu sevdiğim geceler kadardı zamanlarımız. Çabuktu bazen,bir kabustu-birdaha hiç görmeyeceğimi düşündüğüm. Kabuslarımı kabuslaştıran anlardı. Saatlere kalmadan tekrar çiçek bahçelerine girdiğim. Gitmenin gerekliliğine inanırdım, sen bana gülümseyene kadar. Herşey bitebilirdi benim için,elbet yenilenirdi dünya. Çiçekler açar,insanlar doğar.. Değişim vardı,gözlerine değmeyen bir değişim. Seni unutmama tek engel:değişim. Çocuklarımıza inat ölmeyen sen,solmayan sen,değişmeyen sen. Bazen seçemiyordum insanları,dağınıklaşırdı hepsi. ta ki gücünü görene kadar. Yıkılmayan ben değil,senmişsin sevgili. Kömür gibi. Evet,sen varken kabuslarımda böyle,çiçek bahçelerimde. O kadar sıcak ki herşey,dokunsam eriyecek korkusu.. O kadar sıcak bir koku seni sevmek biraz karamel ve biraz kahve ve sakinliğin hiç bitmeyecekmiş gibi. Gözlerimi açmak gibi sevişmek, doğmak bir halının üstüne, durmuşken saatler,sonsuzluğun bitişiyle uyanacak olmak gibi. Seni sevmek sevgili,ayakların yerdeyken çakılmak gibi en dibe,kömürden bahçelerime.. |
|
04 Haziran 2011, 00:35 | #30 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: The world is yours* "Biz" olmak dünyanın en zoru. Uyanmak kolay bir güne,kazanmak kolay,kaybetmek desen zaten.. Sevebilmek kolay şey,birkaç bakış ve bir dokunuş ve biraz anlayışla, sevişmek kolay. Zor gelene bak sen,bunların hepsi kolay yüreğine. Hepsi güzel,girişi var ama çıkışı yok şu hayattan. Ya "biz" olmak,fedakarlığı çağırmak? Zor işte,en zoru insanoğluna. Anlamak zor,anlayış zor. Beklemek zor insanoğluna "gitti" demek kelimelerin oyunu gibi.. Kelimeler ağzımızdan çıkıyor artık sadece, artık dökülüyorlar sonbahar yaprakları gibi ve biz yaz ortasında yenilerini bekler.. Hepimiz "gitti" birkaç yürekten, ama kaçımız "kal" diyebildi, kaç nefes bekleyebildi yalnızca bir tende gezinmeyi ? Sarhoşluk kolay,beklemek zor zanaat. Gidişini karşılamak nöbet tutan asker gibi, kovalamak akrepleri.. Ah şu "biz" olmak zor zanaat. Ölmek kolay, salın bakalım şu uçurumdan gelmeden aşkların birer birer dile, kaçı seni geri ister acaba? Bir pazar sabahı uyanırsan yalnız ve gazetenle ekmeğinden başka yoksa çalan kapını, salın bakalım şu uçurumdan.. Baktın mı bir kere olsun hatalarına, aynalara örtme örtüyü hemen. Kalbindekini kaldırda görüver nolacak aradığın şeytanlarını. Sevmek kolay,hele yağarken bir yağmur! İzlemek var camların ardından, elinde bir kahve-sen sıcak o soğuk.. Çıkar mıydın sevgili,daha hızlı yağsa,sen soğusan mesela Ben hala sıcak.. Zor zanaat "biz" olmak,hele sen olmayınca.. Uyanmak kolay ama görmek zordur,neden dersen.. "gitti" bir sevgili,"kal" diyen olmayınca. |
|
Etiketler |
world |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Eiffel 65 - World In A World | eiffel65 | Yabancı Şarkı Sözleri | 0 | 19 Haziran 2019 19:36 |
World Cup 98 | KarakıZ | Oyun Hileleri | 0 | 14 Ekim 2011 10:12 |