IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

715Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 01 Aralık 2015, 18:12   #251
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.




@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] nerdesin odada göremiyorum seni balım
Kış geldi birbirimize sımsıkı sarılma zamanı...



Taylor Swift - Back To December

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 13 Aralık 2015, 19:20   #252
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.




Ben seni özlerim, severim, yerim! @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 25 Aralık 2015, 22:27   #253
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.




Yani seviyorsan,
Yani hiçbir zaman ayrılmayacak ki gibi alışmışsan, bağlanmışsan özlemek diye bir şey var bu hayatta.


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Ocak 2016, 13:58   #254
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.




Kıyıya vuran dalgalar hep seni fısıldar
Martılar aşk çığlıklarıyla adını anar

Özlenilesi biiiir @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ' a sevgiler

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 28 Ocak 2016, 16:29   #255
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.




Yolculuk nereye melom ?
Çok tontonsun ama ya bear):


@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Nisan 2017, 00:24   #256
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.





En son 10 Temmuz 2015'de içimi döktüğüm yadigar...
O koskoca 2 yıla neler sığdırdığımı anlatmaya vaktim yok elbet ama eski bir dosta rastlamışım da ''canım mutlaka görüşelim'' samimiyetsizliğindeki o meşhur cümleyi kurmadan, biraz içimi dökmek istemişim sanki. Buna hakkın yok demezsin bence, bilirim seni. Beni o hodbin insanlarla da karıştırmazsın değil mi? Bilirsin sen beni, bilirsin ve girizgahı boş vererek devam ediyorum.
*
İnsanların farklı yüzlerine daha çok rastladım biliyor musun? Belki aynı samimiyetsizliği ben bile başkalarına yansıtmış olabilirim, o derece kendime yakınlaşıp bir o kadar da kendimden uzaklaştım. Kafamı oyalaması için birçok şeye başlayıp, birçoğunu yarım bıraktım. Hayallerimin kapısını kısmen araladım, aralıktan tek gözümle bakarken başka bir şeyin peşinden gitmeye karar verdim. Pişman değilim, mutluyum aslında biliyor musun? Bunca sahteliğe rağmen mutluyum çünkü kendime iyi bakıyorum, tabii son 5-6 ay içinde 4-5 kez grip olmamı saymazsak eğer! İyi geçiniyorum kendimle, paramparça gördüğün o genç kızlık hallerimden eser yok. Bana sakın paramparça hissetmedin mi ayrıyken deme, hissettim. Fazlasıyla. Aslında itiraf edilemeyen derin bir kırgınlıkla uğraşıyordum. O bildiğin ''güçlü'' duran hallerimi daha da güçlendirerek direniyordum. Sonunda ne oldu biliyor musun? Hiçbir şey. Herkes kırıldığıyla ve kırdığıyla kaldı, her insan bir başkasının bıraktığı kırgınlıkla yaşamaya devam ediyor ya, ben de ettim işte. Sonra yenilikler, yeniler, yeni bir şeyler, şeyler. Bir sürü şey.
İnsanların çıkarları için neler yapabileceğini gördüm. Sana dost gözüken o yüzlerinin arkasındaki karanlığı, kirliliği. Korkak insanlar tanıdım, herkesi kendi gibi zanneden, birileri hakkında konuşmaya bayılan, daha sonra yüzlerine gülen insanlar tanıdım. Sonra bu insanları hayatımdan çıkarmanın mutluluğunu yaşarken, hayatıma müdahale etme çabalarına tanıklık ettim. Güldüm, geçtim.
O bahsettiğim hodbin insanlarla tanıştım. Kendi kendine karar alan, seninle iletişimi çok iyiyken ani bir kararla bunu sonlandırma hakkını kendinde bulan ve sana bir şey deme gereği bile duymayan insanlarla. Belki de yaşadığım iletişim kopukluklarının bana bir cezasıydı bu bilmiyorum ama birkaç dakikada, birkaç saatte duvarları göğe ulaştıracak kadar acımasız olmadım kimseye. Ha bu sayede acımasız olmam gerektiğini de öğrendim aslında. Bazen insanların kırılması gerektiğini, bazen o kırgınlığın bir işe yarayacağını düşündüm. Yaradığı zamanlar oldu ama bu konuda öyle yeteneksizim ki, hiç kırılmaması gereken insanları da kırdığım oldu. Elimde olmayan sebepler yüzünden demek yanlış olur, sadece kontrolümü elimden kaçırdığım anlarda, istemeden kırdıklarım. Bu ağır yükmüş be günlük. Aslında yazılan her şeyin anlamını yitirdiği koca bir boşlukmuş birini kırmak. Beni biliyorsun, hatırlıyorsun, bunu daha önce hiç yapmadım belki. Yapmadın desen keşke, dilin olsa da konuşsan. Sonra neye inandım biliyor musun? Doğru kaldığıma. Doğru kaldıkça her doğrunun bir gün beni bulacağına inandım. Bazıları için 1 yıl bile bekledim, o kadar sabrettim. Düşünebiliyor musun? Bir şeyin aslını öğrenmek, içimi rahatlatmak için, içim içimi yese de koskoca 1 yıl bekledim. Her şeyin bir gün ortaya çıkacağına olan güvenim daha da arttı. Yanlış olan hiçbir şeye tahammül etmek zorunda olmadığımı kendime hatırlatarak, o duvar ördüğünü zannedenlere dikine Çin Seddi inşa ettim. Bak şu an bunu yazınca bir mutlu oldum ki anlatamam. Dikine Çin Seddi'nin arkasında çırpınasıcalar! Oh be. Rahatladım. Şu an verdiğim kasvetten ötürü rahatsızım resmen bir sıkıntı bastı, bence gerek yok.
Çünkü sonra sonra diyerek bitmez bunlar sevgili sevgilim ama şunu bil, ben iyiyim. Hayatta insanı kötü hissettiren şeylerin hep olacağını bildiğim için, kendimi Şeyma Subaşı umursamazlığı kıvamına getirdim. Dur şimdi o kıvam biraz abartı olabilir ama o aralarda bir şeyler işte. ''Seninle yaşlanmaz insan.'' diyen onlarca insan yanılıyor olamaz diyerek mutluluk iksirini icat ettim. Bunu bedavaya söyleyeceğimi zannedenler yine benim ticari kafamı küçümsedikleri için yanıldılar ve kaybettiler.
Dur bak sana bir sır daha vereyim, 70 milyonun takip ettiği günlüğe verilen sır ne kadar sır kalabilirse işte...
Bu aralar biri beni çok heyecanlandırıyor. Enerji içeceklerini utandıran enerjisiyle, doğalgaz gibi faturalara yansıdıkça beni üzmeyen sıcaklığıyla, saatlerce dışarıda yorulmuşsun da eve gelip kendini yatağına attığın an bedeninin hissettiği huzura eş değer verdiği huzurla, şeker hastalarına bile iyi gelebilecek tatlılığıyla beni heyecanlandıran biri var. Onu her gün görmenin, hep yanımda olmasının verdiği hazzı ifade edebilecek bir kelime bulamıyorum, o yüzden müsaadenle gidip aynaya bakayım. Ahahah. Ne sandınız eşek sıpaları! O sokak duvarlarına ''canım kendim'' yazan deli kim sanıyorsunuz? Benim ben.
İşin şakasını bir kenara bırakıp gideceğim ama şu kısmı şaka değil, yani siz kendinizle sizli bizli olarak bir şeyi çözemezsiniz. Şu elinizi atıverin be omzunuza, gücünüzü biraz hissedin. Kötü şeyler yaşadığınızı biliyorum, kötü şeyler zaten bizim için var. Bu kötülüklerin içine hapsolup kendinize eziyet etmenin bir manası yok.
Sen istiyorsan olur, o sevseydi hep yanında olurdu, kimse senin hayatında diye hayatının içine etme hakkına sahip değil, sen birilerinin ardından sürekli ağlayıp sızlamadığın için duygusuz değilsin. Sen iyisin. Ciddiyim bak, muhteşemsin.
Hayatı boyunca inandığı tek akım andavalizm olanlar için, kendini bu denli yıpratman biraz şov sanki, ne dersin? Bak bunu bir ''Melodram'' olarak söylüyorum. Hayatı fazla ciddiye almak da fazla tiye almak da zarar, sen ayarını bilirsin, bilmezsen de öğrenirsin. Gülmeyi bilen canlılar için fazla kasvet avam gösterir ama yine de sen bilirsin... (bak böyle avam falan da dedim, kasvetliler alınmasın çünkü bence okurken güldünüz-okumadılar)
*
Hani o başta koyduğum fotoğraf var ya, işte onun anlamı şu: İçinizde çiçekler açıyorsa o çiçekleri kurutmayı tercih etmeyin, koparmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin, o çiçekler açtıkları için güzeller. İçinizde hiçbir şeyin çürümesine izin vermeyin. Kendinize iyi bakmak zorundasınız, başka neyiniz var ki?
*
Ve sevgili sevgilim, ben gideyim. İnanılmaz saçmaladığımın yine farkındasın. Aslında düşündüğüm hiçbir şeyi yazmadım, bunlar sadece beynimin parmaklarıma yolladığı birkaç cümle. Daha fazlası için kitap falan yazabilirim mesela-tamam şaka öyle haspam der gibi bakmayın ekrana-
Dün kendimi daha farklı hissediyordum, durgundum. Bugün daha durgun olabilirdim ama o iksirle birlikte şu an kendimi ''özetsiz yeni bölümüyle'' gibi hissediyorum. Dizisever bir topluma, bunun nasıl bir mutluluk olduğunu anlatmama gerek yok.
Hadi hadi çok durduk, ellerinizle yanaklarınızdan makas alın, otobüsün kapısına kafası sıkışmış çocuk gibi seviverin canım, incileriniz dökülmez.
Oh çiçekler çiçekler...
:çiçekemojileri:


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Nisan 2018, 13:37   #257
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hepimiz birden sevinemeyiz.




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
''YOU ARE WHAT YOU LOVE, NOT WHO LOVES YOU''
Günlüğümü yıllığa çevirmişim ama bu geçen 7 yılı unuttuğum anlamına tabii ki gelmiyor. Dur sana ben bir ara bir şeyler karalayayım ama önce şu muhteşem fotoğrafı buraya bırakayım.
O arada biraz görüp sorgulamak isteyen olursa sorgulasın, sonra üzerine bir şeyler konuşuruz, şimdi vaktim yok.
Çok kıymetli bir şeysin sen ya.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Ekim 2018, 00:20   #258
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
12.10.2018 / 00.20





P E N C E R E M İ N P E R D E S İ N İ H A V A L A N D I R A N R Ü Z G A R.
Ortadoğu ve Balkanların en popüler günlüğünün yüzüne bakmayacak kadar cesur bir insan olmuşum, önce kendimi kınamak istiyorum. Sonra zaten kesin saçmalayacak bir şeyler bulurum kendime.
Şu zamanın geçişine inanmak için hep sana uğruyorum galiba, sonra düşünüyorum Nisan'dan sonra neler oldu? O zaman anlatacağın şeyi hatırlıyor musun? Belki de çok heveslendiğin şeyden vazgeçtin, anlatmak istediğin şeyleri yarım bıraktın! Bu yaptığın sence haksızlık değil mi?
Haksızlık tabii, korkma korkma söyle. İnsan en büyük haksızlığı her zaman kendine yapar zaten, çekinme yani.
Neye heveslendiğimi, neye isyan ettiğimi çabuk unutuyorum artık. Sürekli bir planın parçasıymışım da planı bana son anda söylüyormuş gibi hayat. İtiraz ve reddetme şansının olmadığı bir plan bu. Seni zaten dahil etmişler, sen zaten planın asıl sebebisin ama bunu haber vermek için son anı bekliyorlar. Ne kadar da vicdanlısınız!
Bak şimdi plan ve vicdan dedik de, hayatımın en rezil yaz aylarını geçirdiğim bu seneyi hiç unutamam mesela. Birini toprağın altına gömerek kaybetmek, varlığını sürdürdüğünü bile bile kaybetmekten daha kolaymış.
''Hiç olmaz deme'' derlerdi ya hep, inatla inanmazdık. OLURMUŞ. Hiç olurmuş. Birini kaybetmek zormuş, bunu sanki hiç yaşamamış gibi yeni anlıyormuş gibi yapmam çok güzel değil de ne? Öyle herhangi biri değil işte, okkalı biri, kalpten biri ama daha güzeli de var, insanlar bu kaybın sizi üzmemesi ve yormaması için çok güzel ağzınıza ediyormuş. Bak bu kadar düşünceli olunması beni hep etkilemiştir. Düşünsenize biri ondan tiksinip, ona karşı adım atmamanız için sizi yerle bir ediyor. Muhteşem.
Evet... Birilerine adım atmak, o adımların değeceğine inanmak, yılları çöpe atmamak güzel. Tabii karşında gözleri ateş saçan bir insan oturmasaydı. Yılları çoktan çöpe atmış, nefretinden ayağını sürekli titreten bir insan oturmasaydı...
Sonra ayıptır söylemesi neyi anlıyorsunuz biliyor musunuz? Mal olduğunuzu. Bu da inanılmaz bir his. Senin emek sandığın şeyin mallık olduğunu anlıyorsunuz. İtirafı biraz zor oluyor ama ''biz de malmışız bee!'' demek, o da muhteşem. Düşünün bakın, 10 sene bir şeye emek veriyorsunuz, her şeyinizi onla paylaşıp, her anında koşuyorsunuz. Sonra bu 10 yıllık ''şey'' size kendinizi ''malın önde gideni'' gibi hissettiriyor. Siz adım atıyorsunuz, o yolları kapıyor. Siz kapıdan girmeye değil pencereden bakmaya bile razısınız, o varı yoğu yakıp yıkıp döküp gidiyor. Güzel performanslar tabii bunlar.
Aman çok karardı içimiz, biraz güzel şeylerden bahsedeyim.
Mesela ''seviyorum merkez'' demek güzel bir şey, bu hissi kaybetmemeyi diliyorum. Ne bileyim mesela mesaj attığınızda, konuşmanın ortasında moralinizin bozulduğunu ve ağlayacağınızı hissedip de arayan birinin olması güzel. Kıymet verilmeli böyle şeylere.
Sonra ne bileyim, köyden bir sürü domates geldi. Domates kırmızı çizgimizdi malum, bu da güzel bir şeydi.
Ha bak, büyük yıkım olan tatilin 2. evresi olan İzmir, ah İzmir... Çok güzeldi be. Bir şehrin her noktası bu kadar mutlu etmemeli insanı ama ediyor. Gerçeğin ne olduğunu anladığım şehir olarak kalacaksın artık İzmir. Sabahın köründe elinde valizlerle, boyoz yediğimiz o pastane hep çok özel kalacak. Tabii o pastanede daha sonra tacize uğramamı saymazsak! İzmir'i de bozmuşlar.
Alaçatı'da kolye aldığım tatlı kız, hep özel kalacak. Şirince'de bizi evine çağırıp kabak çiçeği dolması ikram eden Gülsüm teyze, sen hep özel kalacaksın. Ve daha nicesi.
Dur şimdi güzelliklere girince şoka da uğradım, burada öyle şeylere pek yer vermezdik biz hatırladın mı? Gençlik ateşleri işte, sanırım hep kendimizi depresyonda zannederek büyüdük, buna inandık, gerçekten öyle olanları görmedik! Yine bir gerçeği yakalama evresindeyken TEGV'e düştü yolum, yeni bir heyecan için. Çocukların hassas noktam olduğunu bilmeyen yoktur, varsa da öğrensin ya da neyse işte, çocuklar canımdır.
İlk tanışma etkinliği çok keyifliydi, sonra çocukların hayatına dokunabilme hissiyatı, sanki hayalinizdeki her şeyi önünüze sunmuşlar gibi bir his. Gülen gözlerin ardındaki hüzne de ortak oluyorsun ama sen o ışıltıyı söndürmemek için varsın. Yine devam edeceğiz, birlikte başaracağımız çok şey var, çok...
İşte böyle anladın mı? İnanılmaz seri özet geçmiş gibi oldum da, atlanan çok şey vardır elbet.
Atladığıma inanamadığım en önemli şey ise; çeyrek altın!
Bu sene gittiğim düğünlerin belimi bükmesi yüzünden boyum çekti inanır mısınız? Neyse, gidenin geleceğine inanmak ve motive olmak istiyorum.
Bir de pilates aşkımı ihmal ettiğim için ben bunu yogayla aldatayım dedim, sonra şey oldu çok sakin oldum daha 3 derste bu oldu. Garip şeyler hissettiriyor yoga ve en sevdiğim kısmı da dersin sonunda 10 dakika dümdüz yatıyorsun. Bir spordan beklediğim en önemli şey bu. Gerçi yogaya spor demek haksızlık gibi ama bir yandan her spor biraz kişisel gelişim de gibi. Yine karıştı buralar.
Bu sefer seni az bekleteceğime inanıyorum ve ben bunu ne zaman desem, bir şey oluyor. Daha ne olabilirse!
Hepimiz birden yine sevinemedik, belki de senin adını değiştirerek makus talihimizi değiştirebilirim.
Kahraman Melo! Sana güveniyorum dediğini biliyorum.
Şimdi senin eski sayfalarında biraz kaybolacağım, bu kadar ne anlatmışım bir bakayım.
Seni de, beni de, bizi de seviyorum.
D E N İ Z L E R İ U S U L U S U L D A L G A L A N D I R A N R Ü Z G A R.


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
birden, hepimiz, sevinemeyiz


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hepimiz Fişleniyoruz Kacak Haber Arşivi 0 02 Aralık 2011 19:30
Hepimiz çanakkaleliyiz blackkurt38 Haber Arşivi 1 23 Nisan 2008 19:21