IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

715Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 28 Kasım 2011, 16:37   #81
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.






Acı çeksem de alışacağım, tuza müpteladır yaralarım.
Kalabalığa karışacağım, terk etmeyecek korkularım.
Her devirdiğim buruk kadeh, bir öncekine küfredecek.
Nefesim kesildiğinde kimse beni özlemeyecek!
Her saat, her dakika boğazımda düğümlenecek,
Artık cevap arama..
Ama sen ağlayamazsın, sen erkek adamsın.
Gülen yüzünün ardında gizlice kanayansın.
**
Biraz kafa dinlemeye gidiyorum ben, zamanında yaşamazsam eğer özgürlüğü
bir gün üzüleceğim.
Üzdüğüm adamların ahı tutacak çünkü ve ben korkuyorum.
Fazla zamanım yok, kimsenin yok, kimse güvenmesin zamana.
O değil mi aslında bizi hep karanlığa sürükleyen?
Zamansızlıklar ya da fazla ayarlanmış zamanlar.
Öyle tabi, ben diyorsam öyledir.
Yarın sabah yola çıkıyoruz. Gizem ve Selin'le, Eskişehir'e gidiyoruz.
Didem iyi ki orayı kazandı da, kalacak yerimiz var.
1-2 gün kalalım diyoruz, 1 gün kesin kalırız da 2. günü düşünüyoruz, belki 3. güne bile kayarız. Belli olmaz bizim işimiz, akşamında da dönebiliriz, neyse.
Hoş kalın.
*laağn damara mı bağlasak, neydi o söz?
Gidipte dönmemek, dönüpte bulmamak falan.
İşime gelir aslında, ehe.




__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 29 Kasım 2011, 10:30   #82
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.







Yanlış yerden saldırıyorsun bana.
Yanlış şekillerde görüyorum seni, yanlış olan her şeyi çekmişsin üzerine.
Belki de yanlışların fazlalığı götürmüştür doğruları, doğrular gitmek istememişti oysa ki.
Böyle olmaz, böyle başaramazsın, böyle yapamazsın.
:)
Gitti melo.


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 30 Kasım 2011, 12:37   #83
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Güzel haberle başladım güne, keyfim yerine geldi.
Dün sırf kafamıza estiği için Eskişehir'e gittik. Anadolu Üniversitesi'nde bekle bekle bekle ağaç olmuştuk ki, Didem geldi. 1 hafta önce metroda karşılaşmış olmamıza rağmen öyle bir sarıldık ki, sanki yıllardır görüşmüyoruz. Sonra benim çok sevdiğim bir arkadaşım Eskişehir'i kazanmıştı, onu aradım. Bana kırgındı, çünkü 4 ay geçmişti hiç konuşmamıştık. Burada olmadığını söyledi, eah iyi ne yapalım. Gizem'in kuzenini aradık yani, kömür çocuk işte Ozi.
Pazar günü Ankara'daydı ama yine hiç görüşmemişiz gibi anlatacaklarımız bitmedi. Selin, Gizem, Didem'le birlikte Didem'in tuttuğu evet gittik. Klasik anne tabiri ile '' evi b*k götürüyordu '' Bizi bağlamaz arkadaş, biz içmemize bakarız dedik. Çıkalım dışarı dedik ama hava soğuktu, alışığız soğuğa. Adım başı cafeler var ondan da sıkıldık, en iyisi eve dönmekti.
Didem'in ev arkadaşı da geldi, biraz şaşırsa da misafirperverliğini bozmadı, ilgilendi bizimle. Sonra zaten derin mevzulara girdik, içtik içtik keyiflendik, sonra ağlaştık. Akşamında da geri döndük işte. Tam hatırlamıyorum saatini. Aslında kalacaktık ama telefon geldi bana, Enformatik dersinde devamsızlığım sınıra vurmuş onu haber veriyordu arkadaş. Mecbur döndük.
Al işte günlük böyle olur. Hatta bir dahakine şöyle yazacağım,
Sevgili günlük, bugün sabah kalktım ( mucizevi bir olay ), elimi yüzümü yıkadım ( temiz kız ), üstümü giyindim ( çıplak mıydın? ),kahvaltı ettim ( öyle bir alışkanlığım yok ki ), dişlerimi fırçaladım ( hijyen küpü ), saçımı taradım ( yalan bu, ben taramam ), üstümü giyindim ( az önce giyinmemiş miydin sen? ), kapıyı açtım ( iyi fikir ), asansörü çağırdım ( insene lan merdivenlerden ), asansöre bindim 0'a bastım ( zekice ), apartmandan çıktım ( burada apartmanda vurgu yaptım ).

Ha bu arada güzel haberle başladım demiştim. Ayın elemanı seçilmişim ahah, çok komiğime kaçtı ama alacağım paranın 2 katını vereceklerini duyduğumda sevindim. Ben yine eski halime döndüm. Aslında hep öyleydim ama bir anlık sarhoşlukla dünyamı değiştirecektim az kalsın. Her neyse, iyiyiz böyle.
Artık sadece editörlük yapacağım, kış geldi baba torpilini devreye soktu birazcık. Kafama eserse çıkabilirim ankete yine, ayrıca benim Ankara'nın köylerinden birine gitmem lazım. Çok soğumadan gitmem lazım, final projemiz için.
Yarın Aralık, zaman bu kadar hızlı olmamalı.


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Aralık 2011, 14:12   #84
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Kalemime kıyamam, ona bir şey yapamam..
Ama kağıtlar, onları yakacağım birazdan.
Ateşinde ellerimi ısıtacağım, kışa inat üşümeyeceğim ben.
Benden daha soğuk olamayacak kış, benden daha çok üşütemeyecek kimseyi.
Ben ellerimi ısıtacağım, ruhumun cam gibi sert yerlerini ateşle eriteceğim.
Şekil vereceğim, sonra yine soğuyacak etraf, içim, herkes.
Herkes üşürken ben eğleneceğim.
Kahkaha atacağım çekinmeden! Tüm gözler benim üzerimde olacak.
Sonrasını gelince yazacağım, biraz içmem lazım bugün.
Bence bu halime de alışacaksınız.
Dünyadaki en korkunç şey, bir kadının nefretidir.
Sevgi en sahte, en basit ve en kolay yitirilen şeydir, ama nefret.
Onu bitirebilmek için sahte bir sevgiyi seçersin, sonra o da biter.
Nefretin katlanarak artar, başka bir şey yok.
Bu kadarı çok fazla, sadece çok fazlaydı.
Fazla..
Çok..


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Aralık 2011, 16:24   #85
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Elimde Mesnevi'den Seçmeler diye bir kitap var, sabahtan beri okuyorum.
Çok farklı bir şey bu, okumak sadece okumak yetmiyor, anlamak lazım, anlayabilmek.. Az önce okuduğum hoşuma giden bir kesit:
'' Çirkin huyundan başkalarını zarara soktuğundan, başkalarına eziyet verdiğinden gafilsen, hiç olmazsa kendi yaralarını bilirsin ya!
Sen hem kendine azapsın, hem başkalarına. ''

Bir insan her şeyden vazgeçebilir, çok sevdiği insanlardan,
hiç ayrılmam dediği eşinden, asla bırakmam dediği ailesinden,
gün gelir kendinden bile vazgeçebilir.
Lâkin huydur bu değişmez, demem o ki huylu huyundan vazgeçmez.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 04 Aralık 2011, 19:00   #86
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Çok üşüdüm bugün, yarın gece Ankara -5 derece !
Soğuklarla başım dertte yapacak bir şeyim yok.
Kuzenimle konuştum bugün İzmir'deki, hatundaki havaya bak!
Urla'dayız piknik yapıyoruz - iyi biz donuyoruz(!)
Tatilde İzmir'e gel diyor, inatla Ankara'ya gelmesini söylüyorum 500 dakika bunun muhabbeti oldu, sen gel, yok sen gel Cansu, yok yok sen gel bu sefer !
Anayasa Hukuku açıklandı, oh bir güzel baktım şimdi eve gelir gelmez.
65 almışım, mucize diyorlar efenim buna bizim okulda.
Ne anlatacağımı unuttum, aslında sırf yazmak için yazıyorum can sıkıntısından.
Şey oldu bugün çok üzüldüm.
Avm'de küçük bir erkek çocuğu, 3-4 yaşlarında ağlayarak anneeee, babaaa diye bağırıyor. Önce herhalde yakınlardadır annesi babası diye uzaktan seyrettim, sonra çocuk iyice bağırmaya başladı ilerliyordu ki, tuttum elinden sarıldım.
Bendeki bu annelik içgüdüsü fena gelişmiş arkadaş, tutamıyorum kendimi.
Sonra sustu çocuk, biraz ilerledik kucağıma aldım -pekte ağırdı kollarım koptu- birden karşımıza babası çıktı.
İçimden böyle baba mı olur lan? dedim. Lan kelimesini kullandım cidden, çünkü inanamadım. Ben hala indirmiyorum çocuğu yalnız sahiplenmiş gibi ehe.
Çocuğun babası pişkin pişkin gülüyor, erkek adam ağlar mı oğlum diyor çocuğa.
Ben yine içimden '' e yuhh(!) '' dedim. Sonra tabii ki tutamayarak kendimi, çocuk ağlıyor siz nasıl rahat olabiliyorsunuz dedim giderken baktım, adam yine mağazaya girdi çocuk orda bekliyor, babaa diye bağırıyor. O ara aklıma acaba babası değil mi sorusu geldi, geri dönmeyi düşünürken adam mağazadan çıkıp çocuğu aldı kucağına ve bende bir oh çektim!
Madem çocuklarınızı gezdiriyorsunuz elini kolunu bırakmayın yahu, sinir oldum orda.
Gün boyunca her gördüğüm bebeğe de, oy yerim seni, ay bu çok tatlı, seni ısırırım, bende bundan istiyorum gibi cümleler kurmama kaç puan verilir?
Dayanamıyorum yani başka tanımı yok!
( Ne yaptım, ne ettim yazacak bir şey buldum ya bana bir helal )


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Aralık 2011, 13:05   #87
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Bir kalbi kanata kanata unutursun.
sanki hiç olmamış gibi.
-
Suçlu oldum, belki herkesten daha fazla ya da daha az.
Kabullenebiliyorum bunu, suçlu olduğum zamanları biliyorum.
Saklamıyorum, gerek duymuyorum.
Ama ben suçluyken üstüne bir de güçlü olamadım.
Aslında olamamak değil mesele, olabilirdim neden olamayayım? - Olmadım işte, yüz denen bir şey var.
Yerle bir olmuş bu yıkık dökük şehre, bir şarkı söyler
Susturursunn susturursun!
Güzel şeyler görmek için, güzel şeylerin olması gerekmiyor.
Sevmek için bir adam, üzülmek için zavallı birileri gerekmiyor.
Ağlamak için bir neden, uyumak için uyku gerekmiyor.
Gerekli olan tek şey, bana ben.
Sus sessiz ol çocuk, şarkı henüz bitmedi.
Kalbine hakim ol çocuk, umut daha tükenmedi.
Yürü yolları çocuk, yollar henüz bitmedi.
İnan, sakin ol çocuk, Tanrı seni terk etmedi.
Bir masal biter sessizlik başlar.
Kalbini okşar, uyutursun uyutursun
Gözlerin dolar, avuçların terler
Bir yalan söyler, avutursun, avunursun.
..
Hiç gelmemiş gibi, hiç yaşanmamış gibi
Hiç bilmemiş gibi, hiç sevmemiş gibi
Hiç ağlamamış gibi, hiç üzülmemiş gibi
- sanki hiç olmamış gibi.
ehe, bu şarkı 500 gündür dilimde.




__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Aralık 2011, 18:54   #88
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bazen gidilir.
Nereye gittiğini bilmesen de gidilir, gidersin yani yapacak başka bir şey yoktur çünkü.
Bazıları gider, koşulları uygundur, her şey tamamdır.
Bazıları kalır, koşullara uymaya çalışır, eksik bir şeyler vardır.
Ve işte asıl kaybediş burada başlıyor.
..
- Eski sevgilimi hatırladım.
+ Hangisini?
- Ya işte onu hatırlayamadım.
- Hiç birisinin sana sahip olduğunu düşündüğün oluyor mu ya da bir şeyin?
+ Evet fark ettim, her fark ettiğimde de gitmek istedim.
..
Sahip olmuyoruz, olduğumuzu sanıyoruz. Ne için yaşadığımızı bile bilmiyoruz aslında, farkında değiliz hiçbir şeyin.
Sadece yol var, sadece biz ve yürümek zorunda olan ayaklarımız.
..
- Bazen susar.
+ Bazen konuşmak ister.
- Bazen dinlemek ister.
+ Bazen yalnız kalmak ister.
- Bazen arkadaş ister.
+ Bazen gitmek ister.
- Gider bazen.
+ Bazen gidemez.
- Bazen hiç gidememekten korkar.
..
Bazen gidiyoruz, çoğu zaman gidiyoruz, ardımızda kalanı düşünmeden gidiyoruz.
Merak etmez mi insan ardında kalanı?
Hep kalan mı ağlar, yoksa giden mi daha çok acır?
..
- Bazen kendinden uzaklaşmak ister insan.
+ Bazen gidersin, sırf dönebilmek için.
..
Dönebilmek gitmek kadar kolay oluyor mu? Her şeyi yıkıp gitmek kolaydı, yıkmak kolay. Sen bir kalbi bina gibi düşüneceksin, alt yapısı zayıf bir bina. Ayları alır yapması, oysa yıkması sadece saniyeler. Kalpte öyledir işte, alışamaz hemen birine, zaman ister, zaman geçer, yeterli olmaz biraz daha ister, biraz daha, daha çok, daha fazla, birazdan daha fazla zaman. Sadece zaman mı ister kalp birinden? Zaman.
Zamanı iyi değerlendirememektir asıl sorun, zamana yayarsın her şeyi, bir zaman gelir ki kalbin beklediği zamanı da alıp gitmiştir.
Sen beklendiğini sanırsın, yanılırsın.
Bazen en büyük hataya kendini bile bile sürüklersin. Kocaman adımlar atarsın, girersin bir dünyaya, kimse ne olduğunu anlamaz. Sen de!
Kimse beklemez seni dersin kalbine, anlamaz.
Kimsenin bekleyecek zamanı yok, zaman az, zaman kısıtlı dersin, anlamaz.
Ölümü bekliyor her insan, her insan aldığı nefesle yaşadığını düşünürken aslında ölüme yaklaşıyor.
Bazen ne oluyor biliyor musun dersin kalbine, susar.
Ben söyleyeyim..

- Bazen bir kadın geliyor oturuyor karşına ve ağlıyor.
+ Kadınlar hep ağlıyor.
- Bazen bir kadın sana, ''en çok korktuğum şey, bir kadının gözyaşı'' diyor kendi adına.
..
Ve aslında bilmiyor ki, en çok korktuğu şeyin başına, en sevdiği tarafından gelebileceğini.
Sonra yol gözüküyor, yol.
İçinden diyor ki, gitmek gerek.
Bazen.


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Aralık 2011, 21:37   #89
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.





Ne bu melankoli melo? Sanki dünya başına yıkıldı.
- Ne alaka? ( Yumuşatarak değil bildiğin sert okuyunuz )
Bugün hiç güneş doğmadı, hiç gündüz olmadı.
Gün aymadı belki hiç ya da bana öyle geldi. Hep karanlıktı.
Koro: Ya da sana öyle geldi!
Tam dışarı çıkacaktım ki Nehir'im geldi, hava almak yasak!
Neyse dedik soğuk falan ama parka gidelim, önce bir güzel oynadı, sonra o meşhur sesiyle,
- Cansuuu ablaaaaaaaaa hiihii ç*şim geldi.
+ Tamam haydi koş eve gidiyoruz.
( Bu sırada sevgili kankamız Gizem çıldırıyor )
Bir titreme ve ardından
'' I heard that your settled down '' yani kısaca telefon çalıyor.
- Kanka nerdesin sen?
+ Çocuk bakıyoruz burda, anlayışlı olsan nolurduuuuu?
- Kahretmesin Cansuuuooooooööööööö, tamam balım konuşuruz sen bak ana yurdu!
( Çat )
Eve geldiğimizde üşümüştük, Nehir koştu işini halletti.
Sonra topuklu botlarıyla bana hava attı, pembe montu vardı, pembe atkısı!
Bana hangi rengi seversin dedi bızdık.
Ben griyim dedim, siyah.
İç ses devreye girdi ( Lan melo küçük yaşta çocuğa aşılama melankoliği, pembe de lan pembe )
Öhm, pembe çok güzel renk Nehirciğim, mavi de öyle. ( Mavi de pembe de güzel aslında itiraf et )
Sonra üşenmedi saydı bana renkleri.
Ben pembeyi severim, maviyi severim, yeşili severim, moru severim, griyi severim ve en sonunda benim rengimi söyledi!
- Siyakı severim ben!
+ Ahahaha siyak güzeldir!
Sonra trt çocuğu açtırdı bana, zorla!
Kahverengi ayıcığı izledik, Laura'nın yıldızları mı ne bir de öyle bir şey.
( İçimden sürekli, bu çok güzel bir şey diyorum )
Bu: Çocuk.
Eh sonra açıktı pıtırcık, et yedik, üzerine 4 tabak makarna yedi.
Az önce çocuk mu demiştim?
- Canavaaaaar!
4 yaşında alt tarafı, 4 !
O sırada annem: Cansu artık kaldır bunu çocuk patlayacak kızım.
( kriiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiz )
Şimdi niye bunları yazdığımı söylemek istiyorum.
Hani gitmek var, gitmek kaçınılmaz, gidişlere alışılmalı.
Tamam içimizde hüznün babası, acının alası, melankolinin hası var.
Ona da tamam!
Ee arkadaş yok mu güldüğümüz şeyler, hep mi ağlıyoruz sanki!
( Yooooo, bu kız hep gülüyor lan )
Ehm sonra kağıdı kalemi aldık bızdıkla. ( Kağıt, kalem ve ben )
Tepki: Yok kağıt kalem ve sen, kağıt ve keçeli kalem sonra çöp adam, yuvarlaklar, kareler.
- Haa doğru ya ben çocuk bakıyorum, ne yazması!
+ Hihhihihih Cansuuu
- Cansu mu? Abla diyeceksin bana abla!
+ Hihih yoo.
- Babanı arıyorum Nehir!
+ Ablaaaaaaaaaaaaa ( kucağa atlayarak )
Kuşlar, kalpçikler, çiçekler, kelebekler oluştu etrafımızda.
Sevgi pıtırcığı olduk!
Sonra Nehir gitti, geldi babası.
Sarıldı bana, pembe botunu ve montunu giyip gitti.
Tek derdi keçeli kalemdi, bir de sınıfındaki Alidora.
Çocuğun adı Alidora, gerçekten değişik geldi ve hoşuma gitti.
Bunların hepsini Alidora'ya bağlamak için yazdım.
Aslında Nehir'in tek derdi keçeli kalem ve Alidora diyerek tek cümleyle açıklayadabilirdim.
Olmadı artık, bir dahakine öyle yaparım.
Bitti.

Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 09 Aralık 2011, 12:33   #90
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Hani Bazen Durup seyretmek gelir içinden
bütün güzellikleri seni etkileyen herşeyi..
bazende bütün acılar seninle olur..

ama en güzeli ise herşeyi bir kenara atıp sadece sevdiklerinin yanında olması yeterlidir bence.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
birden, hepimiz, sevinemeyiz


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hepimiz Fişleniyoruz Kacak Haber Arşivi 0 02 Aralık 2011 19:30
Hepimiz çanakkaleliyiz blackkurt38 Haber Arşivi 1 23 Nisan 2008 19:21