![]() |
![]() |
![]() | #201 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ Bir monologdaki yalnız adamdım hikayesi gereği hep yalnızdı çoğu zaman konuşmak için tanrıyı uydurması gereken, bazen meddahtım hayat sahnemde, öyle çok güldüler ki hiç anlamadım gülünecek ne vardı. Ama çoğu zaman bir savaş filmi dekoruydu hayatım, kaç kez öldürüldüm, kurşun sırtımdan mı gözümün içinden mi yahut kalbimden mi daha fazla girdi vücuduma hatırlamam. Hepsi rol icabıydı, nefes bile alıyordum vurulduğumda, öldüğüme inanmadığımdan mı ki hep tekrar karşılaştım ölümle, bilmem. Kanrevan diye bir kelime duydum bir gün gökte uçan kuştan, sonra ağaçlar fısıldadı zamanın kanatları olduğunu, kuş sandığım aslında uçup giden zamanmış, trajedi taşırmış kanatlarında arada üstüme düşen onlarmış çimlerde uzanırken, halen bilmem. Yanılgıyı gördüm bir gün uzakta gölge gibi durdu, farkettim. Bildiğimi sandığımı ama aslında hiç bilmediğimi sustu bana, anladım. Tek başıma dünyada dolaşıyordum, o zamanlar zaman kuştu, ağaçlar insanı tasarlıyordu, çimler ve gökyüzü vardı işte yalnızca. Trajediler yağıyordu, güneş daha doğmamıştı, Tanrıyı yeni yeni uyduruyordum, insandan haberim yoktu. Kendimi bir parçası sanıyordum gökyüzünün oysa toprağın parçasıymışım. Kavramlar çatlayıp dağılmamıştı kristal kayalar gibi duruyorlardı tepelerde, tanrıyla konuşmaya çalışıyordum ama daha tam delirmemiştim, hep monologda kalıyorduk. Sonra zaman uçtu, kaf dağını keşfetti, ejderhaları, ankaları getirdi ağaçlara, çok yaşlı bir ağaç seni anlatıyordu; kocaman bir su olacak diyordu, ağaca, kuşa, toprağa her şeye yetecek, dünyayı kaplayacak adına Deniz diyeceğiz ama fazlası hep ölümü doğuracak diyordu, biz o yaşlı ağaca çok güldük diğer ağaçlarla çünkü bizce o tam delirmişti biz daha yoldaydık. Sonra bir sabah uyandık gaflet uykumuzdan, ayaklarımızın dibinde parlayan şeyler vardı, mavi ve çok fazlaydı yaşlı ağaç seslendi; bakın işte geldi, demiştim size dedi. Biz seninle o zaman tanıştık, korkulacak bir şey yok gibiydi şeffaf ve temiz görünüyordun oysa neler yutmuşsun, neler katmışsın içine. Ölümü ve yaşamı barındırmasaydın biz sana hep güvenecektik ama sen dünyaya geldiğin gün çelişkiyi kattın aramıza. Çelişki ki; bir daha iki yakamızı bir araya getirmeyecek olandı. Dünya öyle güzeldi ki ve biz tam da deliriyorduk sen gelmeseydin. giz. 01.05.2016 * 09:19
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #202 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ Mutsuz sabahlarda öyle fotoğraflar görüyorum ki evren bana sanki ‘geber yeter artık’ diyor. Gözlerin boşluğa bakardı, hep bir şeyleri yitirmiş gibi şimdi gözlerinin içi gülüyor, ne güzel. Mutlu ol sevgilim, çok mutlu ol.. giz.
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #203 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ Dünyanın adaletsizliğini; insan aşkta öğreniyor. Seviyorsun her şeyinle, ve sevilmiyorsun her şeyinle. Seviyor her şeyiyle, seviliyor her şeyiyle. yalnızca izliyorsun, o an bir adaletsizlik duygusu gelip oturuyor yüreğine. giz.
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #204 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ "nicedir açık sular aradım sessizce boğulmaya soldum ve sarardım ve kanayarak yanıldım sularla örtülmüyor düşlerin yırtılan güzelliği yağmur da yağmıyor artık yüzümü yıkamıyor yüreğimde binlerce yüze dağılmanın kederi kimlikler uydurdum yüzüme tutulan aynalardan yitirdikçe öğrendim acının ve aşkın iklimini soğudum yoruldum şenlik bitti artık kimsesiz bir ölümle değişirim kendimi" Haydar Ergülen
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #206 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ Bilecik gibi kücük bir şehirde bile yalnızlık var. apartmanları ev ev böldük, sonra evleri oda oda böldük, her odaya da bir insanı tıktık ve her insana binlerce insanı. Duvarlar sesleri geçirmiyor artık tıpkı sevgileri geçirmediği gibi.Yalnız olunca güvendeyiz sanıyoruz oysa en büyük düşmanımız kendimiz.
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #207 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ bir sigara daha, bir fincan kahve daha derken leonard cohen geliyor ah diyorum dur orada geceye yakışmıyorsun çünkü çok acısın ve geceyi değiştirmeye çalışıyorum ben, duymamalıyım seni bak şarabı bıraktım kenara kahveyi aldım elime ayılmak artık niyetim bayılmak değil acıdan diyorum dur diyorum dur söyleme diyorum.. aşk bittiğinde gel diyor, dans etmeliyiz. sonra birde ben sabaha karşıları balkonda kararlar alıyorum o buz gibi havada hep soğuk oluyor kararlar hep gitmek temelli oluyor hiç olmayan insanları hayatımda, terk etmeye kalkışıyorum onlara komik bana acı geliyor. giz.
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #208 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Düş'{üş}ler ~ Hayatta mutlu olmanın tek sırrı, kabulleniştir. Seviliyorsun. ❤ |
| ![]() |
![]() | #209 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ Olur, aramam seni ve kimseyi Anıları pas tadında bırakırım Konuşacak ne kaldıysa kalsın Susmaktır bir şeylere saygılı kılan Ayrılık da bir olanaktır bilirsin İnce bir sis, bir hüzün örtüsü Dumanlı bir ıslık yakışır şimdi Dudaklarıma, bırakıp giderim Söz / de sararır biterken bir aşk Kediye iyi bak çiçekleri sula Diyorsam da aldırma sözlerime Alışkanlık işte başka bir şey değil Söz / de sararır biterken bir aşk Ahmet Telli
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() | #210 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düş'{üş}ler ~ geç kaldık ve yanlışları güzeltemedik erken varsak doğrular bakışı yakacaktı çok sarhoştum yani hak ettim yaşamayı evden kaçmıştım eve tuza yara saçmıştım bütün randevulara düzenli olarak geç kalmakta haklıydım gök bana göre değildi yeri zaten hiç sorma gök de kendine göreydi yerde zaten hiç durma çıktım bir kapısını bulup yaşadıklarımdan vardım ki seni sevdim seni sevdim evler arasından bir evdin döndüm ve dönüşümle düştü aniden dekor sen yükseldin elinde kara bir kalem vardı say ki her yanım ihanet kadar yazdı ve çeşitli organlar olarak insanı yar eden vardı var eden vardı aşkı kelebek küllerinden bir şaraba yazarak okumak budur yani yağmur bekleyen toprağın durmaksızın kuruması sana çok şeyler anlatmak istemem kendi sesime kavuşasım kadardı senaryo gereği doğdum çocuklarım oldu her an ölebilirler bel bağladım kimyaya kendimi siyah elbiseler içinde buldum hiç durmadan bir kızıla bakarken durdum binlerce sene kendime ki ağlarım anam babam diyorum her an ölebilirler hayatımın rolünü oynadım başrolde sen de vardın ne fırtınaydı ama o saçlarınla birlikte ne güneşlere yandık var mıydı hiç hatırım avluda oturmuştuk ellerin ellerimde sana bir ara aklımda kalanları anlatırım Alper Gencer
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
düşüşler |
Konuyu Toplam 10 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 10 Misafir) | |
| |