12 Mart 2012, 20:43 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Hayatı/mız Bir bir saydım biriktirdiğim hayali kırk yamalı hallerimi..Aradığım kendi göğümdü;kah altında ıslandığım, kah deli rüzgarlarında savrulduğum..Bulduğumda bendim, farketmeye fırsat bulamadığımda..Bir çizgi daha belirdi çehremde... Ölüme yaklaştığımı varsaydım; gözlerimin fersizce baktığı her şeyde.. yaş/lanmıştı gökler, yerler, yüzler..gönlüm kurak mevsimini yaşıyordu.Bedenimse mecburdu yaşlanmaya;avuttum onu yaşlarımla.. Ömür ayrılıkların denklemi, çözüldüğünde ebedi kavuşacaklarım mutlu etmeli beni değil mi? Yaradan'ın bedenime ruh üfleyişinin ertesinde, önce; Doğdum: o an kendi varlığımdan bile haberim yoktu, ağlıyordum... Çocuktum: hayatın pamuk helvası rengi ve tadında, kocaman ağzına alınca eriyiveren anındaydım.. Topuklu ayakkabılar, uzun kollu elbiseler giyiyor; çamurdan yaptığım pastaları satışa bile sunup, büyümek için fırsatlar kolluyordum.. Ordan oraya koşturup, incitince narin bedenimi yine ağlıyordum... Genç oldum:kırılganlıklarla zamanlı zamansız yarıştım. Kırıldım çoğu kere kırmamak için hesaplar yaptım. Kimsem yoktu ama hep birilerinin kimsesi olmaya çalıştım.Anlam veremediğim çoğu şey yük oldu hem ruh hem bedenime. Ve varlığım ağır geldi, var oluşuma ağladım... Şimdilerde ise kendime bir ad bulamıyorum. Sorup soruşturuyorum; hala genç(miş)im... Aynaya baktığımda, çehremde görünür görünmez çizgilerimle yol alırken hayali şehirlere; ben hala genç(miş)im... Yaş/lanmıştım oysa...Oldum mu, öldüm mü diye düşünürken, bir sayıklama halinde tevbe ve şükre boyanmak telaşem. Ağlayan gözlerim değil, gönlüm olsun isterim. Günahlarımı, sevaplı yaşantım temizlemeli ve yaş/larımla arınmaya hak kazanmalıyım. Ve yine ağlamalı... Hayatı/mız;Ân/ı yaşamayı bırakıp, anılarla söyleşirken geçivermesin diye farkında yaş/amaya devam... Razılığa ermek için razı olunacak sağlam kulluğa devam... Sonsuzluğa kanat çırpmaya devam... Bitişlere, başlangıçlara devam... Hiçliğe giderken velhasılı; Herşeye devam... Sonu belli olmayan bir yoldur hayat. Önüne ne zaman, neyin çıkacağını bilemezsin.... Bazen bir şeyler alır götürür senden, tutamazsın...! Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin, ama kaçamazsın... Böyledir hayat, bir türlü anlayamazsın...Ve bir gerçek vardır: "ACI''Yaşam gerçekten başı sonu belli bir yolculuk. Bu yolculuğun en önemli özelliği herkesin bu yolculukta kendine özel bir rota izlemesi. Hayatı en güzel tanımlayan şey bence nehir benzetmesi. Zaman zaman durağan, zaman zaman delice gürül gürül de olsa, hep akışta olan bir nehir.
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
|
Etiketler |
hayatı or mız |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hayatı anlamak mı yoksa hayatı değiştirmek mi? Sizce hangisi daha önemlidir? | Never Give Up | IF Soruyor | 5 | 16 Ocak 2023 11:26 |
IF - 5. Hafta Polemiği: Şehir Hayatı mı, Kasaba Hayatı mı? | Gülümse | Haftanin Polemigi | 18 | 21 Ocak 2022 00:47 |
Hz. İsa'nın Hayatı | efLatun | Hristiyanlık | 0 | 06 Kasım 2011 17:18 |
Hz. LÛT (a.s) Hayatı | BaRoN | İslamiyet | 0 | 17 Kasım 2008 23:59 |