26 Mart 2011, 17:48 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Keşke..... Hani insan bazen, bir şeyler okur, felsefe yapar, yaşanmış tecrübeleri dinler ya. Olgunlaşmak, gelişmek adına. Bunlar güzel çabalardır, takdiri hak eder, hem tecrübeyi aktaranı, hem de bilgiyi alanı mutlu eder. Ama bir de, yaşamın kendisinden aldığımız dersler vardır. Bir seferde, yaşamın şifresini önünüze koyar. Çaba yoktur, uğraş yoktur, bir olay olur ve siz de tartışmasız dersinizi alırsınız…. Ölümle yaşamın aslında, iki yüzlü bir kart gibi olduğunu bu ders sırasında alırsınız ve o anda yapabileceğiniz hiçbir şey olmadığını da. Bir teslimiyet,halidir aslında bizi dinginleştiren o tılsımın adı. Söz yoktur ortada ama karmaşa da yoktur, bilinmezlerde yoktur, her şey aslında bilinmezdir ama bir o kadar da nettir. Hayatta kalıp kalmayacağınız, o en son noktada önemini yitirir. Ağır çekim bir kazadan bahsediyorum. Arabanızla gidiyorsunuz, yol kaygan ve çamurlu… Derken önünüze, ağır ağır giden bir araba çıkıyor. Tam onu geçeyim derken, bu sefer önünüze doğru kayıyor, ona çarpmayım derken, kontrolünüzü kaybediyorsunuz, araba kaymaya başlıyor, bir sağa, bir sola hızla vuruyor, sonra, yolun ortasında, refüje çıkıyor. Bütün bunlar olurken, hiçbir şey düşünemiyorsunuz, sonra araba, refüjün kenarında, yan duruyor ve birkaç saniye içinde takla atarak ters dönüyor. Siz bütün bu süreçleri yaşıyorsunuz ve o süreler sanki bir ömür uzunluğundaymış gibi geliyor. Sonra etraftan bir sesler, kalabalıklar duyuyorsunuz, insanlar etrafınıza toplanmış, siz arabanın içinde ters duruyorsunuz. Kemerim acaba açılır mı? Açılmaz mı? Buradan çıkabilir miyim diye, bir iki saniye düşünüp kendinizi dışarı atıyorsunuz, her yer cam kırıkları içinde, ellerinize ufak cam kırıkları batıyor ve bir bakıyorsunuz, hiçbir şey olmadan sapa sağlam dışarı çıkmışsınız…. Büyük bir şaşkınlık ve sevinç arasında gidip geliyorsunuz, gülmek mi lazım böyle durumlarda ağlamak mı lazım. Mantığınız tıkır tıkır işlemeye başlıyor… İşte yaşamla ölüm arasındaki sınırda dolaşanlar her halde böyle duygular yaşıyor ve o zaman, yaşam dışında her şeyin aslında o kadar dert etmeye değer olmadığını, yaşamı boyunca amaçlardan sapıp, ne kadar çok şeyi dert ettiğini ve aslında yaşamının hayatındaki en değerli şeyi olduğunun farkına varıyor. Sonra her şeye daha hoş görülü ve sevgi dolu yaklaşmaya başlıyor, şükretmenin güzelliğinin tadına varıyor ve sevdikleriyle birlikte geçirdiği anların da ne kadar vazgeçilmez olduğunu kavrıyor. Ve o zaman diyor ki, bunu anlamak için yolun sonuna kadar gitmeye ne gerek var? Keşke………
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
|
26 Mart 2011, 17:51 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Keşke..... Teypte eski bir Cohen şarkısı: 'Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre sonra /‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana? ’/Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona /‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim, / ‘benim gözlerime de o oldu’. 8 - 10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi... Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar... Ve yenik; 'keşke'li cümleler gibi... Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı... Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, 'keşke', onun güzüne denk gelir. Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç... Mağlubiyetin takısıdır 'keşke'... Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır. Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir. Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte... 'Yolunu gözlemeseydim', 'öyle demeseydim', 'terk edip gitmeseydim', 'en güzel yıllarımı vermeseydim' diye diye sızlanır gider. 'Keşke'nin panzehiri 'iyi ki'dir. İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir. 'Keşke', çoğunlukla bir 'ahhöla kopup gelir ciğerden... esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden... 'İyi ki' ise, muzaffer bir 'ohhöla büyür; cüretiyle övünür. 'Keşke'li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, 'iyi ki'lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar. Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır. Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur. Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır. O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır 'keşke'... 'Şimdiki aklım olsaydı' dövünmesindedir. Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, 'Ne derler'e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar. 'Keşke'cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır. 'İyi ki' öyle mi ya! ... Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır. 'İyi ki'lerinizi toplayın bugün ve 'keşke'lerinizden çıkartın. Fazlaysa kardasınız demektir. Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya... 'Keşke'leriniz, 'iyi ki'lerden çoksa... Telafi için elinizi çabuk tutun. Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz 'keşke' diye nemlenmesin... |
|
Etiketler |
keşke |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Keşke söylemeseydim demek mi daha çok acıtır keşke söyleseydim demek mi? | Sarya | IF Soruyor | 8 | 12 Ekim 2022 15:03 |
Keşke gelebilseydin keşke sonsuza kadar sevebilseydin. | eLLya | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 11 Eylül 2013 19:28 |
Keşke.. | Sihir | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 15 Eylül 2011 15:23 |
Keşke...Keşke affedebilseydim seni... | Hayal | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 22 Şubat 2010 13:31 |