IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Ekim 2010, 18:07   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sanal Zamanın Duygu Yüklü Çocukları




Çok yalnızız, hem de çok…

Hepimiz yalnızlığımıza
sanal çözümler bulmaya çalışıyoruz. Sinemaya gitmiyoruz, çekilen en
yeni filmi bile izbe bir vcd’cide bulabiliyor, bikaç liraya
edinebiliyoruz. Sonra iki değişik film izleyince kendimizi en ala
sinema eleştirmeni sanıyoruz. Kitap almıyoruz, onun yerine Wikipedi’den
filozofların önemli sözlerini okuyoruz. Bu yetiyor. Böylece hem
paramızı hem de “çok değerli” vaktimizi harcamamış oluyoruz.
Birbirimizin müzik zevklerine tecavüz ediyoruz, sonra onları da
Limewire’dan indirip klasörlere taşıyoruz. Böylece 60ları,70leri ya da
80leri yaşamış olmamız gerekmiyor. Müzisyenlerin en popüler şarkıları
neymiş buluyor, yalnız onları dinliyoruz. Zaten diğer şarkıları albümde
boşluk kaldığı için yapmıştır diye umursamıyoruz. Doğumgünlerimizi
Facebook’tan kutluyoruz. Sağdaki kutucuğa günde bir kere baksak
kimsenin doğumgününü unutmuyoruz. Çok iyi dostlar oluyoruz böylece ve
hediye masrafını ortadan kaldırıyoruz. Ama aslında hiç gerçek
arkadaşımız kalmıyor gitgide, biz de buna inat sanal arkadaş
listelerimizi kabarttıkça kabartıyoruz. Ne halde olduğumuzu
smiley’lerle ya da durum bilgileriyle gösteriyoruz. Hal hatır sormuyor,
birbirimizi aramıyoruz. İlkokul arkadaşlarımızın ne kadar değiştiğine
bakıyor; bulunca sevinmiyoruz. Sadece bulmak istediğimizin adını
soyadını yazıyor ve enter’a basıyoruz. Yemeği,çiçeği,şarabı internetten
sipariş ediyoruz, sanal rakı sofraları kuruyor, sanal mezeler
yolluyoruz masalara(!) Toplumun, ülkenin, dünyanın haline bakıp
hayıflanıyoruz; “bu iş böyle gitmez”ler çekiyoruz oturduğumuz yerden.
Aklı biraz çalışanımız heryerde devam eden savaşlara ya da zulme
karşıtlık gösteriyoruz; internetten… İki farklı filmle, bi tane özlü
söz öğrensek kendimize muhteşem bir “ilerilik” atfediyoruz. İnsanların
çoğu ne kadar aptal oluveriyor birdenbire. En akıllı biziz
zannediyoruz. Televizyon izlemeyi sevmiyoruz, aptal aptal programlar
olduğu için, onun yerine sanal dünyada paylaştığımız bağlantılara
gülüyoruz, “kotamızı” dolduruyoruz. Aynı zamanda çok da duyarlıyız. Bir
“tıklamayla” aç çocukları doyuruyor, sokak köpeklerine bakıyoruz. Sonra
aynı “tıklamayla” kendi “açlığımızı” doyuruyor, sonra profilimize
bakanları paranoyakça öğrenmeye çalışıyoruz. Sıcak koltuğumuzda osura
osura anlamsızca siteler arasında “koşturuyor”, sonra 100 metreyi 10
saniyede koşmuş gibi yoruluyoruz. Ama hayatında hiç osurmayan,
geğirmeyen, kültürlü, duygu yüklü profiller hazırlıyoruz kendimize.
Sonuçta bu sanal zamanda aslolan oluşturduğun profil, gerçekte kim
olduğun değil. Eli kalem tutanımız, birkaç Nazım, Süreya okumuşumuz en
ala edebi eserleri döktürüveriyor. Hiç acı çekmeden, hiç yokluk
görmeden, hiç gerçek sevgiyi yaşamadan dünyanın en çok acı çekmiş en
çok üzülmüş en çok ağlamış profilini oluşturuyoruz. Nasılsa kimse
kıçımızı kaşıya kaşıya “bu mısraya ne tür bir kelime koysam” dediğimizi
bilmiyor. Sızılardan, yürek yakan terkedilişlere kadar herşeyi
seriveriyoruz insanların yorumlarına, puanlarına. Gerçek dünyadaki
önemsenmeyişimizi unutuyor, bir anda “emeğine sağlık” ların insanı olup
çıkıyoruz. Bizi sırılsıklam eden yağmurların, içimize işleyen
rüzgarların bir önemi kalmıyor. Kötü havalarda evimizden çıkmıyor,
sanal dünyadaki “profilimizi” besliyor, büyütüyoruz. Yolda yürürken
biirbirimizin suratına bakmıyoruz. Çünkü artık yolda yarattığımız
profil yürümüyor, gerçek biz yürüyoruz ve bunun özgüvensizliğiyle hep
yere bakıyoruz. Başka bir yerde sosyalleşemiyoruz. Alakalı alakasız
yapıştırdığımız etiketlere denk insanlar bulup “burdan zor oluyor ekle
istersen ….” diyiveriyoruz. Medeni cesaretimize sanal tavanlar
yaptırıyoruz. Sanal köyler kurup, oralarda yaşıyoruz. Birilerini
geçmek, bir puana erişmek hayatın anlamı olup çıkıyor. Bilmiyorum belki
de hiç görmeyeceğimiz 230 arkadaşla mutluyuz ama bu sanal ve ruhsuz
zamanın duygu yüklü çocukları olmayı başarıyoruz.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan
Cevapla

Etiketler
çocukları, duygu, sanal, zamanın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Googleda çıkan Duygu Asena kimdir, neden öldü? İşte Duygu Asena'nın kitapları ve sözleri yaSmin Biyografiler 0 19 Nisan 2019 14:10
'' Sanal Alemde Duygu Akışı '' KoZa Aşk ve Sevgi Köşesi 0 27 Temmuz 2014 09:40
Duygu yüklü resimli şiirler YapraK Resimli Şiirler 0 20 Haziran 2012 09:36
Papatyanın duygu yüklü hikayesi Candy Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 14 Eylül 2010 18:27