IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23 Ekim 2010, 14:55   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Türkiye’nin çocuk gelinleri




İCLAL AYDIN'LA HAYATIN İÇİNDEN

Geçtiğimiz hafta benim için hayli yoğun geçti. Yeniden başlayan televizyon programım sebebiyle İstanbul’dan ayrılamadım. O kadar hızlı ve dolu bir haftaydı ki her gün bitiminde o gün yaşadıklarım üzerine düşünmeye bile fırsat bulamadan uyuyakalıyordum...

Birkaç konu zihnimde oturup kaldı ama...
Bunlardan biri programın sayılı dakikaları içinde konuşup bitiremediğimiz, bitiremeyeceğimiz önemli Türkiye gerçeklerinden biriydi...

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Biliyor musunuz...
Ülkemiz çocuk evliliklerinde Pakistan’dan sonra dünyada ikinci sırada geliyormuş...
Biz o gün Nevşehir’deki çocuk gelinlerden birkaçıyla konuştuk... TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit de bizimle oldu...
Çocuk yaşta yapılan evliliklerin önüne geçebilmek için hazırladıkları ön çalışmayı paylaştı...
Hafta içi izleyememiş olabilirsiniz. İzlediyseniz bile bir kez daha üzerinde düşünmek ister misiniz?
Kendisi bez bebekle oynaması gerekirken kucağındaki gerçek bebeği oynatmaya çalışan bir kız çocuğu düşünün... Salıncakta kucağındaki bebeğiyle sallanan bu çocuk iki yıl sonra dul kalmış üstelik...

Muhabir arkadaşım Habib Babar kameran arkadaşımız Evren Tarcan ile atlayıp Nevşehir’de gittiklerinde az sonra okuyacağınız hayat hikâyelerinin kapısını açmışlar... Onlara ve editör arkadaşım Yasemin Tüzemen’e teşekkür ediyorum...

Bakın sonrasında neler duyduk o çocuk gelinlerin ağızlarından...

*****

Çocuk gelinlerin yürek burkan hikayeleri

Yaşıtları okula giderken, Ç. S. bebeğini salladı. Bez bebeklerle oynayacağı yaşta çocuğunu oynattı... Türkiye, çocuk gelinlerinin sayısıyla Pakistan’dan sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor. Çocuk gelinler ise “Ne babamdan güldü yüzüm ne evimden” diyor

Bu sadece Nevşehir’in sorunu değil elbette” dedi Güldal Akşit...

Elbette değil...
Benim babaannem 13 yaşında evlendirilmiş... Anneannemse 14... Annemle anneannem arasında 15 yaş var... Rahmetli babaannem ile rahmetli büyük amcam arasında ise 14 yaş varmış.. Biri Elazığ’da biri Aksaray’da iki küçük kadın...
Aradan geçen onca yılda değişmez mi bir şey?
Değişmiyor işte...
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


O gün stüdyoda kendisi de 15 yaşındayken evlendirilmiş olan Ekrem Karaosmanoğlu, karısı ve gelini vardı.
Karısı Hayriye Hanım neredeyse hiç sesini çıkarmadan oturdu hep. Yine çocuk yaşta aldıkları gelinleri ise “İsteyerek mi evlendin” soruma belki de çekindiği için “evet” dedi... Ürkek gözlerin içindeyse o kadar çok cümle vardı ki... “Okumak istemez miydin peki? Okumak mı evlenmek mi diye sorsalar ne derdin” diye sorunca ben, “Okumak elbette dedi” kısık bir sesle...

Ekrem Bey’e kızamıyor insan...
Niye? Kızmak gerek oysa değil mi? Bir gün önce 18 yaşına girmiş kızı. Üç yıldır nişanlıymış. Reşit olur olmaz nikâhını yapmışlar. Yasalara uygun davranmış olmanın iç rahatlığı ile anlatıyor Ekrem Bey... “Evlendirmesem nişanlamasam namus meselesi olurdu” diyor. “Kızda bir sorun var zannederler, sonra hiç evlenemez. Gelenekler, adetler böyle” diyor...

“Siz başkaldırmazsanız kim değiştirecek peki yanlışı diye soruyorum. Siz istemez miydiniz hayatınızı yaşasaydınız biraz daha...” diye sorunca ellerini açıp boynunu yana eğiyor gülerek... “Yapamam ki” diyor...

MEVZUAT DEĞİŞMELİ

Sorun bizim yasalarımızda aslında diye başlıyor söze komisyon başkanı Güldal Akşit...

“Medeni Kanun ile Ceza Kanunu arasında çelişki var. Öncelikle bu çelişkilerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Çünkü: Ceza Kanunu’na göre 18 yaşından küçük olanlar çocuk sayılır. Medeni Kanun’a göreyse 17 yaşında olan kişi ergin sayılır ve evlenebilir” diyor. “Türkiye’nin en büyük kesimi en büyük köyünde yani İstanbul’da yaşıyor ve bu erken evlilikler en çok bu şehirde görülüyor. Gelenekler, namus meselesi, ekonomik gerekçeler sebep gösteriliyor. Sofradan bir tabak eksilsin deniyor mesela. Kız çocuğunu okutmak masraf kabul ediliyor. Mal dışarı çıkmasın deniyor aile içi erken evlilik yaptırılıyor. Ve o 14 yaşındaki çocuğun bütün hayalleri bitiyor” diye ekliyor...

Bu yüzden mutsuz kadınlar ve erkekler ülkesi oluyor burası..
En azından kadın-erkek fırsat eşitliği başlıklı bir komisyonun kurulmuş olması ve bu komisyonun neler yapılması gerektiğine dair bir yıldır çalışmakta olduğunu duymak bile umut verici...

DAĞ OLURUM TAŞ OLURUM...

Kendisi 13 yaşında evlendirilmiş ve ilk çocuğunu 14 yaşında doğurmuş olan Meryem Özmen ise “Dağ olurum, taş olurum, önlerine set olurum ama çocuklarımı küçük yaşta evlendirmem” diyor, “Benim yaşadıklarımı onlara yaşatmam...”
Y
aşatmamış da...
Eşinden ayrılmış, gözünü karartmış ve üç çocuğunu tekstil işçiliği yaparak okutmuş. Kızı 22 yaşındayken evlenmiş ve bugün Kapadokya Kadın Dayanışma Vakfı’nın bir üyesi olmuş. Yaşadığı topraklardaki çocuk yaşta evlendirilen kadınlar için annesiyle mücadele veren Tuğba o gün annesini ağlayarak dinliyordu...
Düzen değişir mi sizce?
Bence değişir...

Erkekler ellerini iki yana açıp geleneğe teslim olmayı seçerken bazı anneler direnirse değişir... Kendileri gibi kahraman kızlar büyütürlerse değişir...
Evet, bence değişir...

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

*****

‘4.5 aylık kızımı babasız büyütmek istemedim’

15 yaşında evlendirilmiş Ç.S...

“Çünkü babamın sözünü hiç dinlemiyordum. Hep dışarıda gezmek, eğlenmek istiyordum. Herkes gibi, her insan gibi benim de öyle isteklerim vardı. Ben de biraz gezeyim, eğleneyim göreyim her tarafı istiyordum ama ailem buna müsade etmiyordu. Hep evde otur diyordu babam. Bir yere çıkmayın diyordu. Ama biz çıkıyorduk tabii. O yüzden babam başından atmak için bizi evlendirdi. Beni. Yani beni de ablamı da” diyor kucağındaki bebeği sallarken...
Habibi “Peki sevdiğin adama mı gittin?” diye soruyor...
Boynu bükük, “Hayır görücü usulü” diye fısıldıyor. Belli ki güvenmiş Habib abisine... Anlattıkça anlatıyor.

‘Okumak çok güzel’

“4,5 aylık bir bebeğim var... Hiçbir insanın hayatı dört dörtlük değil. Bir insan severek evlenmek ister. Onu tanımak ister. Gidip ailesiyle görüşmelisin, ailesi iyi mi kötü mü? Sevmeyerek evlenmek iyi bir şey değil aslında... Okumak o kadar güzel bir şey ki... İnsan bunu bilemiyor bir türlü. O zaman cahil oluyor, bir şey anlamıyorsun. Olgun yaşa geldikten sonra aklı başına geliyor insanın. Bizim köyün kızları şöyle diyor: Evlenmeseydim okusaydım babamın sözünden çıkmasaydım.”

İki hafta içinde evlendirdiler

Habib’in hüzünlü sesi “Kaça kadar okudun peki?” diye soruyor.

“8 bitti... Kuaföre girdim çalışmak için, orayı babam istemedi. Çık evleneceksin dedi babam. Dedeme telefon açıp duruyordu şunu bir evlendirelim de şundan bir kurtulalım, ben bunu istemiyorum diyordu. Ve dedem de birini buldu. İyi dedi, kızını mutlu eder dedi. İki hafta sonra evlendim gittim... Yani bir hafta içinde nişanlandım bir hafta sonra düğünüm oldu...

Kızları para pulla kandırıyorlar... Para elinin kiri. Elli milyon lira paran var. Harcayınca beş dakika içinde bitiyor. Hiçbir anlamı kalmıyor paranın. Eşimin çok dayağını yedim çok sözlerini işittim ben abi... Üç aylık hamileyken beni çok dövdü. Param olmasın yiyecek bir ekmeğim olsun, Allahıma dua edeyim başka bir şey istemiyordum. Ama istediğim gibi olmadı. Çok dayağını yedim çok küfürünü işittim. Kapının önüne koydu beni. Vazgeçemedim. 4,5 aylık bir kızım var. Onu babasız büyütmek istemedim. Ablam da evlendiğinde babamın evinden kurtuldum rahatım diyordu ama şimdi öyle bir şey diyemiyor” diye iç çekiyor...

Sonra devam ediyor: “Babama çok yalvardım. Beni verme dedim. İstemiyorum seni dedi ben sana ne yaptım ben senin kızınım dedim. Bir baba kızının kötülüğünü ister mi abi? İstemez değil mi... Hiç istemedim evlenmeyi ama sonuçta evlendim. İşe gireyim çalışayım diye düşündüm. Ailemden para istemedim. Ben çalışır size bakarım, ben evlenmek istemiyorum dedim ama istediğim gibi olmadı, yapamadım. Evlendim gittim... Kaynanamla görümcemle kavga ederdim. Kaynanamla görümcem beni döverdi, eşim beni döverdi, babamın evine gelirdim babam geri gönderirdi. Eşimin annesi beni istemedi. Ayrı bir eve çıktım. Sekiz dokuz ay oturdum. Sekiz aylık hamileydim evim uçtu. Bir iki ay kışın orada oturdum. Yaz geldikten sonra başka bir eve çıktım. Başka sorunlar oldu. Eşim beni bıraktı... Evlilik çok zor bir şey... Görüldüğü gibi değil... Herkes evinde kavga ediyor. Babamdan çok şiddet gördüm sopayla demirle dayak yedim babam beni öldürmeye bile kalktı evin içinde. Ne babamdan güldü yüzüm ne evimden...”


__________________
Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
cocuk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sonbahar kış gelinleri için saç modelleri Sanem Evlilik Hazırlıkları 0 20 Eylül 2018 22:18
Zamane Gelinleri SimHa Komedi ve Mizah 0 27 Ocak 2015 04:17
Elie Saab gelinleri Sue Ah Kadınlar 0 06 Ağustos 2012 11:44
IF'in Gelinleri.. Sihir Yalan Haber 16 09 Ekim 2011 18:46