IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Temmuz 2010, 05:45   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bütün İnsanlar Deli Doğar; Bazıları Öyle Kalır




“Bütün İnsanlar Deli Doğar; Bazıları Öyle Kalır”
Ya Siz, Onlardan mısınız?

“Hepimiz deli olarak doğarız. Sonra ahlak ediniriz; durgunlaşıp aptallaşır ve mutsuz oluruz. Sonra da ölürüz” (Lawrence Durrell).


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Tarihin evrilme basamaklarında yaptığı yolculuğu süresince, kendisine atfedilen değersizliğe ve normalleştirme uğraşlarına karşın bir yer bulma çabasıyla, oradan oraya savrulmuştur “delilik”. Rönesans’a değin “delilik” olarak addedilen davranışların nedenleri, kötü ruhlarda, şeytanda, kötü tanrıçalarda ve büyücülerde aranmıştır. Rönesans’la yeşermeye başlayan aydınlığın etkisiyle, deliliğe ait tutumlarda büyük değişimler gözlenmiş; hatta “delilik” yazarlar, sanatçılar, hekimler arasında kabul görmeye başlamıştır. Öyle ki, o dönemde filizlenmiş Erasmus’un “Deliliğe Övgüsü” ve Cervantes’ in “Don Kişot’ u, bu duruma yakından tanıklık etmiştir. Rönesans’tan günümüze dek uzanan zaman sarmalı içerisinde, bilimsel düşüncenin giderek önem kazanmasıyla delilik, bir akıl hastalığına dönüştürülmüştür. Akıl dışı olan tüm görüngüleri, aklın sınırlarına taşıyabilmek için de, bolca tımarhaneler inşa edilmiştir.

Öyleyse kimdir deli?

Kavramlara dair belirlenmiş, tüm “normallik” sınırlarını altüst edip, sınırsızlığın sınırlarını yeniden tanımlayabilecek kadar akıllı, bir kural tanımaz mı? Bir olguya ilişkin bir yorumu dile getirirken, klişeliğin kokuşmuşluğundaki betimlemeler zincirine aldırmaksızın, kendi doğru ve yanlışlarını çekincesiz üslubuyla ortaya dökebilen bir cesur mu? Tutkuların peşinden sürüklenebilecek bir delilikle, özgürlüğe efendilik taslayabilen bir ruh mu yoksa?

İnsan türü tarih süresince, köklü bir geçmişe sahip olan delilik için, ilginç düşünceler beslemiştir. Deliliğe karşı takınılan ön yargılı bu tavırların sebebi, düzeni sürdürme kaygısından mı; farkındalığı keşfedilebilmiş ve farklılığı yaratabilmiş zihinlerde, hegemonya kuramama kaygısından mı; yoksa dayatmaların tutsaklaştırdığı zihinlerin, prangaları fırlatmadaki cesaretsizliğinden mi kaynaklanır, bilinmez.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Toplumsal düzeni sağlamak adına oluşturulmuş ve geçmişten bu yana “yönetenlerce” belirlenmiş, bir dizi normlar bütünü, gerçekte, ne kadar amaçla bütünleşebilmiştir? Nedir normallik algısı, neye ve kime göre değişebilir, değişmelidir? “Algı” denen fenomen, bireyselliği bolca içinde barındıran bir çeşniden ibaret ise, tüm algıların tek bir düzenekte toplanmasını beklemek, saçmalıktan ibaret olmalıdır. “Doğru”, “yanlış”, “garip”, “güzel”, “çirkin” gibi konseptlerin içinde, yer alan eylemler silsilesindeki genel kanıları yaratan sanrıları, kim - neye göre yaratmıştır ki; bu kanıların dışındaki tanımlamalar, sırf empoze edilmiş algılarla örtüşmediği için tuhaf bir delilikle bağdaştırılmıştır. Kurallar bütününe gösterdikleri sonsuz itaatin yanı sıra, iç dünyalarındaki karmaşanın farkındasızlığında can çekişmekte olan bireylerin, kendilerinin “normal” olarak nitelendirilme kaygısından başka hiçbir endişe duymamasından, daha korkunç bir “delilik tablosu” çizilebilir mi?

İlginçtir ki, deliliğe karşı alaycı bir küçümsemeyle yaklaşan sözde bilgelerin hayatlarında, daha geniş bir yer tutmuştur delilik. Yeni doğan bir “delinin”, bilgeliğe doğru uzanan evrimleşme sürecini, deliliğin yardımı olmadan atlatabilmesi mümkün değildir. Deneyimlerden arta kalan acılarla, hâlâ hayata dair umutların peşinde koşmayı istemek (hayata rağmen), delilikten başka hangi olguyla izah edilebilir ki? Deliliğin cesareti olmasaydı, bu gün hangi hayalin gerçekliğinden bahsedilebilirdi? Oysaki hayalleri gerçek kılma fikri evrilmiş bir “akıllı” için ne büyük bir deliliktir. Gençlikten yaşlılığa doğru zaman kat edilmeye başlandıkça, tüm akıllı geçinenler (delirmemek için) kendilerini deliliğin kucağında bulurlar; çünkü orası eşsiz bir mutluluktur onlar için.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yaratıcılık, kadim dostu olmuştur deliliğin her daim. Delilikten aldıkları ilhamla sınırları zorlamamış, farklı perspektiflerin açtığı tuhaflıklarla sürüden reddedilme hazzını yaşamamış, tek düzeliğe duyduğu korkunç nefretle isyanın doruklarına çıkmamış kimselerin yaratıcılıklarından söz edilemez. İşte bu yüzden, bu kişiler, düzenin kirliliğinden arıttıkları “kendiliklerini” korumak için, sanata sığınırlar, zaman zaman. Her ne kadar sanat, deliliği zorunlu koşmasa da, deliliği barındırmayan bir sanat eserinin, ölümsüzleşme sürecindeki başarısızlığı, kaçınılmaz bir son olacaktır.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

“Hepimiz deli olarak doğarız. Sonra ahlak ediniriz; durgunlaşıp aptallaşır ve mutsuz oluruz. Sonra da ölürüz.” diyen Lawrence Durrell’ in bu muhteşem sözüne kulak vermeyen “akıllılar”, deliliğe dair kırıntıları keşfedip tekrar birleştirmek için, hâlâ, neyi beklemekteler?

Hepimiz zaten deli doğduk; yalnızca bazıları deli kalmayı başardı, hükmedebildikleri akıllarıyla.

Ya siz, onlardan mısınız?

Firdevs Burçak

__________________
Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 21 Temmuz 2010, 15:30   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bütün İnsanlar Deli Doğar; Bazıları Öyle Kalır




güzel bir özet olmuş, bu yazıya nazaran şunu söylemek istiyorum.

fransiz aristokrat "marquis de sade" 'nin cok sevdigim bir sözü vardir ; bütün insanlar deli ve görmemek için hiçbirini kapanmak gerek içeri, aynayı da kırıp odadaki
...

yaklaşık olarak ömrünün 29 yılını hapishanede ve 13 yılını akıl hastanesinde geçiren ve tüm eserlerini bu süre zarfında yazan marquis de sade'nin kitapları ve yazıları dünyada en çok okunan eserlerdendir.

özellikle "The 120 Days of Sodom" (Sodom'un 120 Günü) isimli eseri 19. yüzyılın en çok tartışılan ve okunan eseri olmuş.

buradan şu sonucu çıkartabiliriz ki ; bazı deli insanlar, akli dengesi yerinde olan insanlardan çok daha fazla akıllı olabiliyor...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Temmuz 2010, 19:21   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bütün İnsanlar Deli Doğar; Bazıları Öyle Kalır




Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli ol dünya senin kahrını çeksin.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bazıları, bütün, deli, doğar, kalır, İnsanlar, Öyle


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bütün İnsanlar Bir Araya Gelip, Aynı Anda Zıplarsa Ne Olur? BLueMooN Bilim Dünyasından Son Haberler 0 28 Kasım 2018 16:11
İnsanlar gider şarkıları kalır Tufan Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 05 Ocak 2015 16:08
Bütün İnsanlar Kardeştir Kalemzede İslamiyet 0 25 Temmuz 2011 15:07
Öyle İnsanlar Var ki... [Destek Olanlar/Köstek Olanlar/Etkisiz Eleman Olanlar] Hayal IF Ekstra 1 16 Ekim 2010 15:55
Bütün İnsanlar Deli Doğar Bazıları Öyle Kalır.. Afrodit Merak Ettikleriniz 2 30 Ağustos 2010 18:22