IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06 Kasım 2011, 09:17   #131
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Sn. Melih GÖKÇEK


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Melih GÖKÇEK 20 Ekim 1948 Yılında Ankara Keçiören'de doğdu. Üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olan Melih GÖKÇEK 5 yaşına kadar Başkent Ankara'da ikamet etti. Babasının avukatlık mesleğini icra etmek istemesi üzerine GÖKÇEK Ailesi Gaziantep'e taşındı. İlk, orta ve lise tahsilini Gaziantep'te yapan Melih GÖKÇEK Gazi Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu’nu bitirdi. Parlamento Muhabirliği ve gazete temsilciliği yaptı. Yedek Subaylığını Kıbrıs Güzelyurt'ta yapan GÖKÇEK, askerlik dönüşü ticaret hayatına atıldı. 1984-1989 yılları arasında Keçiören Belediye Başkanlığı yapan Melih GÖKÇEK, 1989-1991 yılları arasında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nü yürüttü. Refah Partisi'nden 1991 yılında Ankara milletvekili olarak parlamentoya girdi.

1994 Yılı yerel seçimlerinde Milletvekili iken, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na aday oldu ve seçimi kazandı.

1999 Yılı yerel seçimlerinde ikinci kez aynı göreve seçildi ve Ankara tarihinde ilk kez iki dönem üst üste Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen kişi oldu.

2004 Yılı yerel seçimlerinde üçüncü kez yine aynı göreve seçildi ve Ankara tarihinde ilk kez üç dönem üst üste Büyükşehir Belediye Başkanlığı' na seçilen kişi oldu.

2009 Yılı yerel seçimlerinde dördüncü kez yine aynı göreve seçildi ve Ankara tarihinde ilk kez dört dönem üst üste Büyükşehir Belediye Başkanlığı' na seçilen kişi oldu. Evli ve iki çocuk sahibi olan GÖKÇEK’in en büyük hobisi futbol oynamak ve fotoğrafçılıktır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan
Alt 06 Kasım 2011, 09:17   #132
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




Divan- Harp DOSYA No : 70


Harbiye Nezareti Adliye-i Askeriye Dairesi Şubesi


Nüsha : 705


PADİŞAH BUYRUĞU


Mehmet Vahidüddin


“Kuva-yı Milliye adı altında çıkardıkları fitne ve fesatla, anayasaya aykırı olarak halktan zorla para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp yıkmaya kalkmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan, Üçüncü Ordu Müfettişliğinden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli Mustafa Kemal Efendi, Eski yirmi yedinci fırka kumandan miralaylıktan emekli İstanbullu Kara Vasıf Bey, Eski yirminci kolordu Kumandan Mirliva Salacaklı Fuat Paşa ile Eski Vashington (Washington) elçisi ve Ankara milletvekili Midillili Alfred Rüstem ve sıhhiye eski müdürü İstanbullu Doktor Adnan Bey ile Üniversite Batı Edebiyatı eski öğretmeni Halide Edip Hanımın, ayrıntıları 11 Mayıs 1336 (1920) tarihli ve 20 numaralı karar tutanağında yazılı olduğu üzere, Mülkiye Ceza Yasası’nın kırk beşinci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle elli beşinci maddesinin dördüncü fıkrası ve elli altıncı maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülki rütbe ve nişanlarla, her türlü resmi unvanlarının kaldırılmasına ve idamlarına, halen firarda bulunmaları dolayısıyla yasa hükümleri gereğince mallarının haczedilerek, usulüne göre yönetilmesine ilişkin İstanbul bir numaralı sıkıyönetim mahkemesi tarafından gıyaben verilen hüküm ve karar, ele geçirildiklerinde tekrar yargılanmak üzere onaylanmıştır. Bu Padişah Buyruğu’nu yürütmeye Harbiye Nazırı görevlidir.


24 Mayıs 1336 (1920)


Sadrazam ve Harbiye Nazır Vekili DAMAT FERİT PAŞA


Bakalim buna ne diyeceksiniz...


Acaba Ataturk şu an yasasaydı ve Turk genclerinin,cumhuriyetin genclerinin boyle vatan hayinlerine besledikleri sempatiyi gorseydi ne derdi acep?


O yuzden Ataturk ilk olarak Padisahi ve padisah akrabalarini vatandasliktan cikardi ... Bu ülkede yasayan her insanin bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: ATATÜRK...


Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş...


Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...


Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej eşliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu.. .


Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş...


Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar...


Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti ..


Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı. Atatürk'e acıyorum...


Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken... Bunları yapmadı Atatürk... Keyif çatmadı... Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...


İŞTE ONUN IÇIN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK.


HER FIRSAT ELİNDE VARDI.. O İSE SADECE BU MİLLETİN BAGIMSIZLIĞINI İSTEDİ. BÜTÜN SUÇU, İKİ KADEH RAKI İÇMEKTİ O KADAR.....


MONDROS IMZALANMIŞ. DÜŞMAN ASKERLERI İSTANBUL'A ÇIKARTMA YAPIYOR. MİLYONLARCA TÜRK, SADECE İZLİYOR ! DEMEK Kİ ÖNEMLI OLAN İLK ADIM, "İŞGALİ İZLETTİREBİLMEK"MİŞ.


AMA AYNI ZAMANDA BIR DE MASA KONUYOR ORTAYA: "TARTIŞACAKSINIZ".... TARTIŞMA MASASINDA BİZİM SADRAZAM EFENDİ EMPERYALİSTLERE YALVARIYOR, "BİRAZ ACIYIN" DİYE.


"İZLEYEREK", "TARTIŞARAK" NEREYE VARABİLİRSİNİZ ?


EMPERYALİSTLER ŞU ANDA BEYİNLERİMİZE VE YÜREKLERİMİZE YÜZYILIN ÇIKARTMASINI YAPIYOR.


MEHMET AKİF, ÇANAKKALE İÇİN NE DİYORDU ?


"ŞU BOĞAZ HARBİ NEDİR, VAR MI DÜNYADA BİR EŞİ ?


EN KESİF ORDULARIN YÜKLENİYOR DÖRDÜ BEŞİ,


TEPEDEN YOL BULARAK GEÇMEK İÇİN MARMARA'YA,


KAÇ DONANMAYLA SARILMIŞ UFACIK BİR KARAYA"...


ÇIKARTMA SÜRERKEN IKI TAVIR VARDIR ALINABİLECEK.


BİRİNCİSİ ŞU: İSTANBUL'DA IŞGALCILERI KARŞILAYAN VE ONLARDAN "TOKAT YİYEN" BIR OSMANLI PAŞASI OLABİLİRSİNİZ VEYA DOLMABAHÇE'DEN ÇIKARTMAYI İZLEYEN BİR PADİŞAH.


YA DA ILK KURŞUNU ATAN HASAN TAHSIN OLURSUNUZ.


EMPERYALISTLER SİNSİ SAVAŞLARINDA PSIKOLOJI BİLİMİNİ KULLANIRLAR.


BURADA IZLENEN YOL, ABD'NİN TEHDİT OLARAK GÖRDÜĞÜ ULUSLARIN ULUSAL BİLİNÇLERİNİN, TARİHLERİNİN VE BENLİKLERİNİN SORGULANMASI, "AŞINDIRILMASI"DIR.


KISACASI, MILLI DUYGUNUN YOK EDILMESIDIR ETNIK PSİKİYATRİNİN GÖREVIDİR.


BIR ULUSUN ULUSAL BİLİNCİNİ, ULUSAL DUYGUSUNU VE REFLEKSLERİNİ NASIL YOK EDERSİNİZ ? BUNUN DENENMİŞ, SINANMIŞ BİR YÖNTEMİ VARDIR: "O ULUSUN TARİHSEL VARLIĞINI SORGULAMAYA AÇARSINIZ".


Atatürk’ü Orhan Seyfi Orhon şöyle yolcu etmiştir:


Gidiyor, rast gelmez bir daha tarih eşine,


Gidiyor, on yedi milyon takmış peşine,


Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla,


Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla,


Gidiyor, izleri üstüne birikmiş yaşlar,


Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar,


Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça,


Büyüyor, gitgide gözlerden uzaklaştıkça.


"Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır; fakat, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır."M.K. ATATÜRK


Şükran, gurur ve özlemle anıyoruz………(1881 - ……)

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:17   #133
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:17   #134
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




Ankara Ticaret Odası (ATO)


Ankara'nın başkent olmasıyla gelişen ticari faaliyetlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan odamız tüccar ve sanatkarların serbest iradesi ile 1923 yılında 800 kişiyle faaliyete başlamıştır.

Bugün ticari faaliyetlerle uğraşan Ankara esnafını çeşitli şekillerde destekleyen,dünyadaki ilgili sistemleri takip eden,üyenin mesleğine uygun olarak gelişmesini organize eden sıkıntılarına çare bulmaya çalışan 125 bin kişinin üyesi olduğu bir kuruluştur. Danışman ve uzman kadrolarıyla kamu ve özel sektör kuruluşlarına, üyelerine danışmanlık yapar. Araştırma raporları oluşturur,üyelerini ve halkı bilgilendirir.

Üyelerinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini tahmin ederek etkin ve kaliteli hizmet sunma üyelerinin birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılma, ülke sorunlarına karşı duyarlılığını sürdürme politikasını güçlendirerek yoluna devam eden Ankara Ticaret odası aldı ödül ve yürüttüğü faaliyetlerle adını uluslar arası düzlemde de duyurmaktadır.

Ankara Ticaret Odasının yürüttüğü halkla ilişkiler faaliyetleri IPRA (Uluslar arası Halkla İlişkiler Derneği)'nin ‘Mükemmellik 2003 Altın Ödülü'ne layık görülerek uluslar arası alanda da tescillenmiştir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:18   #135
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




Ankara'nın sosyo-ekonomik yapısında kamu sektörü önemli bir yer tutuyor.

Başkent'in iş görebilen nüfusunun dörtte üçü kamu hizmetlerinde çalışıyor ve şehrin Gayri Safi Hasılası'nda en büyük paya sahip. Bunun ana sebebi de, göçle gelen nüfusa yeterli istihdam olanağı sağlayabilecek ölçüde sanayinin gelişememesi gösteriliyor. Kent merkezi dışındaki alanlarda tarım ön plana çıkıyor. Toprakların yaklaşık yüzde 60'ı tarım arazisi olarak kullanılıyor ki bu oran Türkiye ortalamasının da üzerinde bir rakam olarak karşımıza çıkıyor.

Gelelim rakamlarla Ankara ekonomisine... Ankara, Ülke Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 9'una sahip. Türkiye'nin toplam vergi gelirlerinin yüzde 12'si ve toplam bütçe gelirlerinin yüzde 12.3'ü Başkentten toplanıyor. Şehrin bütçe harcamalarından aldığı pay ise yüzde 6,4 düzeyinde kalıyor. 2006 yılında Ankara'nın bütçe vergi gelirlerine katkısı 16,5 milyar YTL, toplam bütçe gelirlerine katkısı ise 21,1 milyar YTL olarak gerçekleşirken, bütçeden aldığı pay ise 11,3 milyar YTL'de kalıyor.

Ankara'dan 2006 yılında yapılan ihracat 3,5 milyar dolara, ithalatı ise 14,2 milyar dolara ulaşırken, Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 4.2'si ile toplam ithalatının yüzde 10.3'üne sahip. Başkentten yapılan ihracatın önemli bir bölümünü demir-çelik eşyası, makine ve cihazlar, motorlu kara taşıtları, hava taşıtlarının aksam ve parçaları, mobilya, kıymetli taş ve metal, giyim eşyası, inorganik kimyasal maddeler, hububat, taş ve toprağa dayalı ürünler oluşturuyor.

Ankara, 2006 yılında kamu yatırımlarından 900 milyon YTL ile yüzde 4,2 pay alırken, teşvik belgesine bağlanan yatırımların da yüzde 4,5'ini, yani 1 milyar 27 milyon YTL alıyor.2006 yılında toplam 1 milyon 355 bin kişinin istihdam edildiği Ankara'daki işsiz sayısı ise 185 bin kişi olarak karşımıza çıkıyor. İşsizlik oranı ise yüzde 12,1 olarak hesaplanıyor.

SSK'ya kayıtlı işyerlerinin yüzde 8,7'si(90 bin 375 işyeri), SSK'ya kayıtlı sigortalıların da yüzde 8,5'i(667 bin 750 kişi) Ankara'da bulunuyor. Bağ-Kur'a kayıtlı esnaf-sanatkar ve kendi hesabına çalışan çiftçilerin sayısı ise 202 bin 874 rakamına ulaşıyor. Türkiye genelindeki Bağ-Kur üyelerinin yüzde 5.9'u Ankara'da bulunuyor.

ANKARALI'NIN BANKADA 9,5 BİN YTL'Sİ VAR

Türkiye'deki toplam mevduatın yüzde 18,1'i Ankara'da yaşayanlara ait bulunuyor. Ankara'da kişi başına 9 bin 584 YTL mevduat ve 5 bin YTL banka kredisi düşüyor. Ticaretle siyasetin buluştuğu bir kent olan Başkent'te dördü özel olmak üzere sekiz üniversite, bir devlet konservatuarı, bir polis akademisi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Kara Harp Okulu bulunuyor. Bu durum da Ankara'yı tam anlamıyla bir üniversite şehri yapıyor. Üniversitelerde ön lisans, lisans ve lisans üstü öğrenim gören toplam 150 bin öğrenci bulunuyor.

EXPO 2015'in önemi ve 2005 Aichi'de yapılanlar

Geçenlerde Ankara Kalesi içinde yer alan Çengelhan'da önemli bir davet vardı. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Uluslararası Sergiler Bürosu İnceleme Heyeti onuruna bir resepsiyon veriyordu. Amaç ise 2015 yılında gerçekleşecek EXPO Fuarı'nın İzmir'e alınmasını sağlamak için heyetin gönlünü kazanmaktı.

Bu organizasyon, olimpiyat veya uluslararası futbol ile basketbol turnuvasını düzenlemek kadar önemli. Zira, ülkemize katacağı değerler inanılmaz ölçekte büyük. Nasıl mı? Japonya'ya gidip bizzat yerinde gördüğüm EXPO 2005 Aichi Fuarı'nda yaşananları özetleyerek cevabını vereyim.

Tokyo ve Osaka'dan sonra Japonya'nın üçüncü büyük metropolü ve sanayi kenti Nagoya'da açılan EXPO 2005 Aichi fuarı; 173 hektara yayılan bir alana sahipti. Açık kaldığı 6 ayda yaklaşık 20 milyon ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. "Doğanın Bilgeliği" temasının işlendiği EXPO 2005'e, 120 ülke ile çok sayıda Japon firması katıldı. Ülke ve firma pavyonlarında çevre ve bileşim alanında, bir çoğu deneme aşamasındaki teknolojiler sergilendi.

Belki de içlerinde en ilginci, elektromıknatıslarla raylar üzerinde hareket eden "Limino" isimli trendi. 7 kilometrelik hat boyunca zeminden 6 milimetre yukarıda hareket eden trene binmek, paten sahasında kaymak gibi bir duygu yarattı.

Bir başka ulaşım aracı da sürücüsüz otobüslerdi. Otomatik Konvoy Sistemi(IMTS) adı verilen bu araçlar, birbirinden 20 metre aralıklarla, raylar üzerine döşenmiş mıknatıslar aracılığıyla otomatik olarak hareket ediyorlardı. 1.6 kilometrelik yolda hareket eden sürücüsüz bu özel otobüslerin en önemli özelliği ise belirlenen hattan çıkıp, normal karayolunda da seyahat edebilmesiydi.

EXPO 2005 Fuarı'ndayayalar için de yarının teknolojisi düşünülmüştü. Japonlar, oldukça engebeli olan fuar alanında tepeleri kazıp vadileri doldurmak yerine hiç yokuşu olmayan, ortalama 7,5 metre yükseklikte, 21 metre genişlikte bir yol inşa etmişlerdi. Küresel çember yol, 2,6 km boyunca tüm fuar alanını çevreliyor ve 200 metre mesafede bir ara yol sayesinde istediğiniz pavyona rahatça ulaşmanızı sağlıyordu. Ayrıca yolun orta bölümünde 6 metre genişliğinde elektrikle çalışan araçlar için bir bölüm bırakılmıştı.

Özetle, yaklaşık 8 bin insanın görev aldığı fuarda, son teknolojiler görücüye çıkmıştı. Ve bugün takip ettiğim kadarıyla bu teknolojiler toplumsal yaşamın bir parçası olarak işlevsel hale getirildi. Japonya hem teknolojik atılımını sergiledi, hem de yeni pazarlara el attı. EXPO için yaptığı masrafı çıkardığı gibi, bugün halen para kazanmaya devam ediyor.

Ve geliyorum EXPO 2005 fuarının en önemli püf noktasına. Milyarlarca dolar para harcanarak inşa edilen bu fuar alanı işlevini tamamladıktan sonra tümüyle yıkıldı. Yani, yollar, raylar, pavyonlar hepsi yerinden sökülüp satıldı. Yerine de, tekrar doğanın birer üyesi ağaçlar, çiçekler dikildi. Kısacası, doğal parka dönüştü. Bu arada Japon turizmi ve üretim devleri inanılmaz rakamdaki cirolara ulaştı.

Metroseksüel AKP'liler olay oldu

Geçen
hafta, köşemde yayınladığım "AKP'nin Metroseksüel Milletvekilleri" başlıklı yazım bir hayli ses getirdi. Hatta bu ses, Meclis Genel Kurulu'ndan bile duyuldu. AKP'lilerin kendi aralarında gerçekleştirdikleri sohbetlerde, metroseksüel olduklarını yazdığım milletvekilleri ile bunun dışında kalan isimler arasında esprili şakalaşmalar yapıldı.

Listede yer alan bir milletvekili, kapsam dışı kalan arkadaşlarına, "Biraz medeni olun. Giyiminize dikkat edin. Bakın, medeni olan arkadaşlar basının ve kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor" diyerek tartışmalara çanak tuttu. Listenin bir başka önemli ismi ise metroseksüel AKP'liler arasında yer almaktan mutlu görünürken, adının beraber anıldığı bazı isimlere itiraz etti. Üstelik bir meslektaşını "beyaz çorap giydiğini" söyleyerek kızdırmaya çalıştı, bir diğerini "bit pazarından giyinmekle" suçladı.

Bir başka milletvekili ise beni yakalayınca içini dökme ihtiyacı duydu. Haber hem hoşuna gitmiş, hem de biraz şaşırtmıştı. "Giyimime, kuşamıma dikkat ederim, ama manikür ve cilt bakımına filan gitmem. Şimdi, siz metroseksüel deyince vatandaşlar bakımlı erkek filan demez, kafayı ters bir şekilde sonundaki seksüel kelimesine takar. Ancak, bakımlı demeniz hoşuma gitmedi de değil!" diyerek yorumunda tarafsız kaldı.

Daha da ilginci, benimle telefonda konuşan bir milletvekili ise soluğu kuaförde aldı. 70 kadar AKP'linin aksine, bu kuaför salonuna ilk kez gelirken, salondan içeri girer girmez, "Ben haberde bahsedilen metroseksüel milletvekili Ö Tanışalım ve sizin deneyimlerinizden yararlanalım istedim" diyerek koltuğa oturdu. Tabii, bu esprili yaklaşım karşısında da salonda kahkaha tufanı koptu.

Giyim müzesi için niyet var mekan yok

Bilindiği üzere Balgat Semti, Ankaralı tekstilcilerin üretim üssü olarak her geçen gün büyüyor. 2003 yılında, 97 firma, bu bölgede faaliyetini sürdürürken, bugün sayı 440 rakamına ulaşmış durumda. Hal böyle olunca da, Başkentli tekstil ve konfeksiyon firmaları için Balgat yetmez oldu. Ankara Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Canip Karakuş, plansız büyümenin getirdiği sıkıntıları dile getirirken, yeni stratejilerini açıkladı. Birkaç yıl içinde tüm tekstil fabrika ve imalathaneleri ASO'nun yaptığı 2. Organize Sanayi Bölgesi'netaşınacak... Balgat'taki mevcut fabrikalar ise showroomlara dönüşecek.

Yaklaşık 18 bin kişinin yeni bölgeye taşınacağını belirten Canip Bey'inyürüttüğü önemli bir proje de, Ankara Kalesi'nde Otantik Türk Kültürü ve Giyim Müzesi açmak. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan Çengelhan benzeri bir yer talep eden tekstilciler, isteklerine olumlu bakıldığını söylüyor. Böyle bir müzenin şart olduğunu belirtirlerken de "Bu yıl 15 milyon dolarlık ihracat yaptık. İki yıl içinde bu rakam 50 milyon Dolara çıkacak. Müze ise müşterilere gururla sunacağımız prestij bir mekan olacak" diyorlar.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:18   #136
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
GENEL TANITIM
Kuruluş Tarihi8 Temmuz 1967 (892 Sayılı Kanun)RektörüProf.Dr. Uğur ERDENERİletişim BilgileriHacettepe Üniversitesi Tanıtım Ofisi (06532) Beytepe-ANKARA
Telefon:
Alan Kodu: (+90) (312)
Beytepe Santral Telefonu: 305 50 50
Sıhhiye Santral Telefonu: 305 50 00
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
E-Posta adresi:
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Web adresi:
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Öğrenim DiliTürkçe/İngilizce/Fransızca/AlmancaÜniversite TürüDevlet ÜniversitesiYerleşimiÜniversitemizin Fakülte, Enstitü ve Yüksekokulları Sıhhiye, Beytepe, Beşevler, Polatlı ve Bala olmak üzere 5 yerleşkede bulunmaktadır. Ana yerleşkelerden Ankara şehir merkezinde olan Sıhhiye Yerleşkesi 210.238 m2 lik, Beytepe Yerleşkesi ise 5.877.628 m2 lik alan üzerinde kurulmuştur. Üniversite Birimlerinin Dağılımı13 Fakülte, 13 Enstitü, 2 Yüksekokul,1 Konservatuar, 6 Meslek Yüksekokulu, 41 Araştırma ve Uygulama Merkezi. Toplam Öğrenci Sayısı27999Toplam Akademik Personel Sayısı3495Öğrenci Kayıtlarının Başlangıç ve Bitiş tarihleriGüz, Bahar ve Yaz Dönemlerine ait program kayıtlarının başlangıç ve bitiş tarihlerini içeren akademik takvim her öğretim yılı için Üniversite Senatosu kararı ile belirlenmektedir. Bu bilgiler [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ndan öğrenilebilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:18   #137
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




TARİHÇE
Hacettepe Tıp Fakültesinin başlangıcı sayılan Çocuk Sağlığı Kürsüsü, 2 Şubat 1954 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı olarak kurulmuştur.
Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve Hastanesi olarak 1957 yılında Hacettepe'de çalışmaya başlamış ve 1958 yılında da eğitim, öğretim, araştırma çalışmalarına ve kamu hizmetine geçmiştir. 1961 yılında Hacettepe'de Hemşirelik, Tıbbi Teknoloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, 1962 yılında Beslenme ve Diyetetik alanlarında eğitim yapan Sağlık Bilimleri Yüksekokulu kurulmuştur. 1963 yılında ise Hacettepe Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi hâline getirilerek Temel Bilimler, Hemşirelik, ----oterapi- Rehabilitasyon, Tıbbi Teknoloji ve Sağlık Teknolojisi Yüksekokulları bu fakülteye bağlı olarak yeniden örgütlenmiş ve ayrıca yine Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesine bağlı Diş Hekimliği Yüksekokulu kurulmuştur. 1965 yılında Hacettepe Üniversitesi eğitim kurumlarının koordinasyonunu sağlamak amacıyla Hacettepe Bilim Merkezi ve 1966'da Hacettepe Tıp Merkezi kurulmuş, aynı yıl Hacettepe Tıp Merkezi Hastanesi de hizmete girmiştir. Bu şekilde örgütlenen ve gelişen çekirdek kuruluşlar, 8 Temmuz 1967 tarih ve 892 sayılı Kanun'la Hacettepe Üniversitesi hâline getirilmiş ve Tıp, Sağlık Bilimleri, Fen ve Sosyal Bilimler Fakülteleri ile eğitime başlamıştır. 1968 yılında Ev Ekonomisi Yüksekokulu kurulmuş ve 1969 yılında yüksekokul olarak kurulan Eczacılık ve Diş Hekimliği 1971 yılında fakülte hâline getirilmiştir. Daha sonraki yıllarda kurulan yeni bölümler ve fakültelerle büyüyen Hacettepe Üniversitesi, ikinci yerleşkesini merkez yerleşkesine 20 km uzaklıkta Beytepe mevkiinde 1500 hektarlık alanda kurmuştur.
Hacettepe Üniversitesi, 1982 yılında kabul edilen 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu kapsamında, 13 Fakülte, 13 Enstitü, 2 Yüksekokul, 1 Konservatuvar, 6 Meslek Yüksekokulu, 41 Araştırma ve Uygulama Merkezi ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
Hacettepe Üniversitesi ülkemizin önde gelen üniversitelerden biri olarak bilim, teknoloji ve sanat alanlarında toplumsal kalkınmaya ve evrensel değerlere katkılarını sürdürmektedir

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:18   #138
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




LOGUMUZ VE ÖYKÜSÜ

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

İnsanlar ait oldukları kuruluşlarla gurur duyarlar.Vatandaşlık duygusu, hemşehrilik hissi, okul ve asker arkadaşlıkları bu tip duygular sonucu gelişir ve kuvvetlenirler.
Kuşkusuz, bu duyguların en önemlilerinden birisi de yetiştiğiniz üniversiteye ilişkin bağlılık duygularıdır. Gençliğinizin bilincine burada ulaşmış, gençliğinizin çok önemli bir bölümünü burada geçirmiş, nice acı-tatlı anılarınız, güçlükleriniz, başarılarınız ve başarısızlıklarınız olmuş, sağlam dostlar ve dostluklar edinmiş, özgürlüğü doyasıya burada tatmış, ilk gençlik heyecanlarını burada yaşamış veya yaşatmışsınızdır.
Unutamazsınız... Oradan ayrılsanız da, uzak kalsanız da bağlarınızı kopartamazsınız...
İsmini duyduğunuzda bile heyecanlanır, garip hisler duyar ve orası ile hep gurur duyarsınız...
Hacettepe Üniversitesi’nden yetişmiş herkes bu duyuyu taşır ama Hacettepe'nin ilk öğrencileri olan bizlerin (1963-64 girişliler) gururu, sanırım daha sonraları aramıza katılanlardan biraz daha farklıdır...
Bizler henüz daha üniversite olmamış, bırakın üniversite olmayı o dönemlerde ne olacağı pek de belli olmayan ve ismi de "Tıp Fakültesi" değil, "Sağlık Bilimleri Enstitüsü" olan ve Hacettepe Üniversitesi’nin ilk çekirdeğini oluşturacak bu kuruluşa 30 yıl önce adımımızı attığımızda birçok kuşkularla yüklüydük.
Büyük bir gecekondu mahallesinin ortasında, istimlakler ve inşaatlar arasında kendimizi bulmuştuk. Bir tanesi Sayın İhsan Doğramacı olmak üzere üç profesör ve isimsiz 15-20 genç idealist hekimden oluşan öğretim kadrosu ve derme çatma binalarıyla Hacettepe doğruyu söylemek gerekiyorsa bizlere hiç güven vermiyordu... Ancak, buraya adımımızı attıktan sonra öyle sıcak ve samimi bir ortamla karşılaşmış, o kadar ilgi ve yakınlık görmüştük ki sonuçta hocalarla öğrenciler arasında anlatılamaz bir birlik ve beraberlik bağlantısı ortaya çıkmıştı.
Artık Hacettepe bizlerle birlikte büyüyor, bizle birlikte gelişiyor ve bizler de bu hızlı ve inanılmaz gelişmenin en yakın tanıkları oluyorduk... Kısa zamanda fakülteye dönüşmüş ve hemen sonrasında da yasamızın çıkmasıyla Üniversite olmuştuk... Gerçi Üniversite olmasına üniversite olmuştuk ama henüz bir amblemimiz bile yoktu...
Yıllardan 1967 idi. Aylardan yanılmıyorsam Şubat veya Mart ayları idi ve ben, o tarihlerde Tıp Fakültesi Dönem II öğrencisiydim...
O dönemleri yaşayanlar bilirler, o tarihlerde öğrenciler ve o zamanlarda çoğu Uzman olan kıymetli hocalarımız hep birlikte Şaban Şifai Hastanesinin alt katındaki kafeteryada, aynı masalarda büyük bir sevgi ve saygı ortamında yemek yerlerdi. Böyle bir öğlen yemeği sırasında Hoca Bey ( lakabı böyleydi sayın İhsan Doğramacı'nın ) yanıma gelerek üniversite için çok acele bir amblem çizmemi benden istedi. Yakından tanıyanlar bilirler, Hoca Bey her zaman çok acelecidir. Benden sadece amblem çizmemi istemekle de kalmadı hafta sonuna kadar da hazırlamamı emretti. Bunun anlamı üç günlük bir süre idi...
O zamanlar Dönem II, Tıp Fakültesinin gerçekten en zor sınıfı idi. Her gün dersler, her hafta ara sınavlar ve her ay sonu final sınavları ile zaten yeterince doluyduk. Ayrıca, ben üniversitenin bir dizi sosyal etkinliklerinde de görev alıyordum... Hacettepe'nin ilk kurulduğu yıldan itibaren geleneksel olarak her 14 Mart Tıp Bayramı sırasında çıkarttığımız "Mantar" isimli mizah mecmuasına yazılar yazıyor, karikatürler çiziyor, baskı ve matbaa işleri ile de ilgileniyordum. Ayrıca, iki yıl önce yine öğrenciler tarafından kurulan Hacettepe Tiyatro Kulübü'nün dergisini yayınlıyor, o dönemlerde sahneye koyduğumuz Ionesco'nun Kel Şarkıcı, Anton Çehov'un Ayı ve Augusta Gregory'nin Ay Doğarken gibi oyunlarının sahne dekorlarını yapıyordum...
Ciddi bir amblem çalışması için ise çok daha geniş bir zamana ve sakin bir düşünce alanına ihtiyacım vardı. Halbuki Hoca Bey bunu bir kez istemişti ve geciktirmek, ertelemek gibi kelimeler onun lügatinde yer almıyordu. Ok yaydan çıkmış ve süre belirlenmişti.
Hemen aklıma bir yıl kadar önce Tiyatro Kulübü'müz için çizdiğim geyik figürlü amblem geldi. Bu figürü daha Hacettepe Üniversitesi ismi ortada yokken (daha önceleri üniversitenin isminin "Eti Üniversitesi" veya "Hitit Üniversitesi" olacağı söyleniyordu...) Tiyatro Kulübümüzde Hititleri ve Hacettepe'nin H ve T harflerini birlikte simgeleyen bir amblem olarak düşünmüş ve çizmiştim. Bu simge büyük beğeni kazanmış ve hâlen de çok popüler olmasa da kullanılıyordu.Kısa zamanda bu simgeyi düzgün bir şekilde çizerek hızla Sayın Doğramacı'ya sundum...
Daha sonradan öğrendiğime göre Sayın Doğramacı yine o dönemlerde Fizik Tedavi Bölümünde doktor olarak görev yapan ve "Mantar" dergimizde çok güzel karikatürler çizen, çok hürmet ettiğim değerli ağabey (bizler Tıbbiye'de kendimizden büyüklere hep ağabey veya abla olarak hitap ederiz...) Dr. Necdet Güçlü'den de aynı zamanlarda bir amblem hazırlamasını istemiş.
Birkaç yıl sonra maalesef anarşik dönemin başlangıç yıllarında menfur bir tecavüz sonucu yedek subaylığını yaparken kurşunlanarak aramızdan ayrılacak olan Necdet ağabeyin nasıl bir amblem kompozisyonu yaptığını hiçbir zaman öğrenemedim. Ama eminim ki gerçekten güçlü kalemiyle Necdet Güçlü ağabey de muhakkak güzel bir şey hazırlamıştı... Kısa bir süre sonra yapılan Senato Toplantısı’nda yalnızca ikimizin katıldığı bu mini yarışma sonrasında benim gerçekte Hacettepe Tiyatro Kulübü için çizmiş olduğum amblemin, oylamaya katılan 11 üyenin tümünün de beğenisi ile Hacettepe Üniversitesi’nin amblemi olarak kabul edildiğinde, emin olunuz ki o dönemde bunun önemini çok fazla anlayamamıştım... Ama günler geçip, Hacettepe Üniversitesi büyüyüp geliştikçe, bir öğrenci olarak yaptığım işin hiç de küçümsenecek bir olay olmadığını kavradım...
O dönemlerde Sayın Doğramacı'nın Sanat dünyasında tanıdığı birçok kişiler vardı. En usta ve yetenekli grafik sanatçılarına bir rica ile belki de çok daha güzel amblemler çizdirebilir ve birçok örnek arasından en güzeli seçilerek Hacettepe'nin simgesi olarak kullanılabilirdi. Ama o, hiç yoktan yaratıp bin bir emekle kurduğu üniversitesinin simgesinin de, yine kendisinin kurduğu üniversitenin yetiştirdiği genç bir öğrencisi tarafından yapılmasını arzulamış ve tercihini bu yönde kullanmıştı.
Hoca Bey'in bundan duyduğu sevinç ve gururu, Hoca'nın elinden aldığım Amblem Beratı ve Töreni sırasında, gözlerinin içindeki mutluluk pırıltılarına tanık olarak yaşadım...
O tören sırasında bana armağan edilen ve üzerinde "Hacettepe Üniversitesi Amblem Yarışmasını Kazanan Yücel Tanyeri'ne..." yazısı ile başlayan, büyük bronz madalyonun bir yüzünde, sayfaları açık bir kitap ve yanı başında da ışıklar saçan bir mum ve altında da "Hacettepe Üniversitesi, 1967" yazıları bulunuyor. Madalyonun diğer yüzünde ise Hacettepe Amblemi ve alt kısmında da "DAHAİLERİYE... EN İYİYE..." logosu yazılı duruyor.
Hacettepe Üniversitesinin bilim alanındaki her atılımından, her başarısından ve "Daha İleriye" ve "En İyiye" gittiğini görmekle ben her defasında çok farklı bir gurur duyuyorum... Her ne kadar şu anda farklı bir üniversitede çalışıyor olsam da, buna biraz olsun hakkım da var sanıyorum...
Bu bilim yuvasını gece-gündüz demeden tırnaklarıyla, emekleriyle, bin bir sıkıntıyla ve bir avuç idealist genç hekimle kurup geliştirerek yaratanlarla, onu ileride "daha iyiye" ve "en iyiye" götürerek yaşatacaklara şükran, minnet ve saygılar...
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:19   #139
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




AKADEMİK BİRİMLER•Fakülteler•Diş Hekimliği Fakültesi
•Eczacılık Fakültesi
•Edebiyat Fakültesi•Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü
•Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü
•Antropoloji Bölümü
•Arkeoloji Bölümü
•Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü
•Felsefe Bölümü
•Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü
•İngiliz Dil Bilimi Bölümü
•İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü
•Mütercim Tercümanlık Bölümü•Almanca Mütercim Tercümanlık
•Fransızca Mütercim Tercümanlık
•İngilizce Mütercim Tercümanlık

•Psikoloji Bölümü
•Sanat Tarihi Bölümü
•Sosyoloji Bölümü
•Tarih Bölümü
•Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
•Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı

•Eğitim Fakültesi•Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
•Eğitim Bilimleri Bölümü•Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Ana Bilim Dalı
•Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı
•Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Ana Bilim Dalı
•Psikolojik Danışma ve Rehberlik Ana Bilim Dalı

•İlköğretim Bölümü•Fen Bilgisi Eğitimi Ana Bilim Dalı
•İlköğretim Matematik Eğitimi Ana Bilim Dalı
•Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı
•Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı

•Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanlar Eğitimi Bölümü•Biyoloji Eğitimi Ana Bilim Dalı
•Fizik Eğitimi Ana Bilim Dalı
•Kimya Eğitimi Ana Bilim Dalı
•Matematik Eğitimi Ana Bilim Dalı

•Yabancı Diller Eğitimi Bölümü•Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
•Fransız Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
•İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

•Fen Fakültesi•Aktüerya Bilimleri Bölümü
•Biyoloji Bölümü
•İstatistik Bölümü
•Kimya Bölümü
•Matematik Bölümü

•Güzel Sanatlar Fakültesi•Resim Bölümü
•Heykel Bölümü
•Grafik Bölümü
•Seramik Bölümü
•İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü

•Hukuk Fakültesi
•İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi•Türkçe İktisat Bölümü
•İngilizce İktisat Bölümü
•İşletme Bölümü
•Maliye Bölümü
•Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
•Uluslararası İlişkiler Bölümü
•Sosyal Hizmet Bölümü
•Sağlık İdaresi Bölümü
•Aile ve Tüketici Bilimleri Bölümü

•İletişim Fakültesi•İletişim Bilimleri Bölümü
•Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü

•Mühendislik Fakültesi•Bilgisayar Mühendisliği
•Çevre Mühendisliği
•Elektrik - Elektronik Mühendisliği
•Endüstri Mühendisliği
•Fizik Mühendisliği
•Gıda Mühendisliği
•Hidrojeoloji Mühendisliği
•Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği
•Jeoloji Mühendisliği
•Kimya Mühendisliği
•Maden Mühendisliği
•Makina Mühendisliği Bölümü Otomotiv Mühendisliği Programı
•Nükleer Enerji Mühendisliği

•Sağlık Bilimleri Fakültesi•Beslenme ve Diyetetik Bölümü
•Çocuk Gelişimi Bölümü
•Ergoterapi Bölümü
•----oterapi ve Rehabilitasyon Bölümü
•Hemşirelik Bölümü

•Tıp Fakültesi•Temel Tıp Bilimleri Bölümü
•Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
•Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

•Kastamonu Tıp Fakültesi•Temel Tıp Bilimleri Bölümü
•Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
•Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

•Enstitüler•Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
•Bilişim Enstitüsü
•Çocuk Sağlığı Enstitüsü
•Fen Bilimleri Enstitüsü
•Güzel Sanatlar Enstitüsü
•Halk Sağlığı Enstitüsü
•Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Enstitüsü
•Nüfus Etütleri Enstitüsü
•Nükleer Bilimler Enstitüsü
•Onkoloji Enstitüsü
•Sağlık Bilimleri Enstitüsü
•Sosyal Bilimler Enstitüsü
•Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

•Yüksekokullar•Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu
•Yabancı Diller Yüksekokulu

•Ankara Devlet Konservatuvarı
•Meslek Yüksekokulları•Bala Meslek Yüksekokulu
•Hacettepe Meslek Yüksekokulu
•Polatlı Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
•Polatlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
•Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
•Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Kasım 2011, 09:19   #140
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ankara il arşivi




ARAŞTIRMA•ARAŞTIRMA MERKEZİ
•KURULLAR
•UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZLERİ
•BİLGİSAYAR VE ARAŞTIRMA LABORATUVARLARI

ARAŞTIRMA MERKEZİ•Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı

KURULLAR•Etik Kurullar

UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZLERİ•Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi (HAMER)
•Aile Hizmetleri ve Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Aile Planlaması ve İnfertilite Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (HARÜM)
•Avrupa Birliği İlişkileri Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Biyomühendislik Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Çevre Eğitimi, Kuş Araştırma ve Halkalama Merkezi
•Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Çocuk Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Dijital Medya Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİMER)
•Dil Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜDİL)
•Doğal Afetler Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜDAM)
•Doku ve Organ Nakli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Türkiye Doping Kontrol Merkezi
•Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Farmasötik ve Biyofarmasötik Bilimler Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi (FATUM)
•Gençlik Araştırmaları ve Uygulama Merkezi
•Geriatrik Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜGEBAM)
•HIV-AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM)
•Hastaneler Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Hidropolitik ve Stratejik Uygulama ve Araştırma Merkezi
•İngiliz Edebiyatı ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi
•İnsan Hakları ve Felsefesi Uygulama ve Araştırma Merkezi
•İşletmecilik Meslek Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (HUKSAM)
•Kök Hücre Araştırma ve Uygulama Merkezi (PEDİ-STEM)
•Medisinal Kimya Arştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi (MAGUM)
•Nörolojik ve Psikiyatrik Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Piyasa Ekonomisini ve Girişimciliği Geliştirme Merkezi
•Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Politikası Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Sporcu Sağlığı Perf. Değ. Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Stratejik Araştırma Merkezi
•Tıbbi Genetik Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Toplum İçin Hareket ve Sağlıklı Yaşam Merkezi (HÜSYAM)
•Tüketici-Pazar-Araştırma-Danışma-Test ve Eğitim Merkezi (TÜPADEM)
•Türk Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Uluslararası Karst Su Kaynakları Uygulama ve Araştırma Merkezi (UKAM)
•Yeni ve Temiz Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi
•Yerbilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi

BİLGİSAYAR VE ARAŞTIRMA LABORATUVARLARI•Amorf Yarıiletkenler Araştırma Laboratuvarı (AYYL)
•Edebiyat Fakültesi Bilgisayar Laboratuvarı
•ICP-MS Laboratuvarı
•İleri Malzeme Araştırma Laboratuvarı (IMAL)
•Su Kimyası Laboratuvarı

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
ankara, arşivi, il


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ankaradunyamnakliyat.com Ankara Eşya Taşıma, Ankara Şehirlerarası Nakliyat, Ankara Asansörlü Nakliyat ZeuS Web Site Tanıtımı 0 17 Ocak 2023 17:12