07 Kasım 2011, 17:11 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Okyanusların Dev Planörleri: Albatros Prof.Dr. Arif SARSILMAZ Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Şili ve Peru'da üremek üzere Yeni Zelanda civarındaki Chatham adasına doğru Güney Pasifik'ten geçerek göç eden Diomedea bulleri türümüz. Merhaba insanoğlu! Uçan kuşların en büyüğü sizinle konuşmak istiyor. Kartallar da büyük kuşlardır; ama ben onlardan daha büyüğüm. Eğer yırtıcı olmayı bir üstünlük sayacaksanız, onların benden üstün tarafı, parçalayıcı gaga ve pençelere sahip olmalarıdır. Balığı veya denizde ölmüş herhangi bir canlıyı, gagamla alıp havalanırım. Burun deliklerim uzun iki tüp şeklinde, gagamın dibinde yer alır. Sadece üreme dönemimizde karaya çıkarız. Ömrümüzün % 70'ini uçarak veya yüzerek geçiririz. Karada yaşayan kuşlardan ve memeli hayvanlardan farklı olarak, su ihtiyacımızı bilen Rabb'imiz, hayat vesilelerinden olan suyu enteresan bir ----olojik mekanizma ile bize ihsan etmiştir. Bildiğiniz gibi, kara hayvanlarının hepsi tatlı su içer. Tuzlu deniz suyundan içmek zorunda olan insanların, belli bir müddet sonra bu su sebebiyle öldüklerini biliyorsunuz. Çünkü sizlerin kanınızda ve vücut sıvılarınızda bulunması gereken tuz yoğunluğu böbrekleriniz vasıtasıyla hassas bir şekilde ayarlanmaktadır. İster tuzlu, isterse tuzsuz yiyin, böbreklerinizin belli bölümlerinde, tuz gereken miktarlarda emilerek veya tutularak vücudunuzun tuz dengesi ayarlanmaktadır. Tuz deyip geçmeyin! Başta kas ve sinir fonksiyonları olmak üzere, hücre içi ve hücre dışı elektrolit dengesi, aldığınız tuz içindeki sodyum ve klor iyonları kullanılarak yürütülmektedir. Tuz miktarındaki aşırı azalma veya artmalar boşaltım organlarının ----olojik faaliyetiyle dengelenmezse, vücut içi dengesi bozulur ve canlı ölür. Tuzlu su arıtma cihazları Her canlıyı yaşayacağı vasata göre ideal boşaltım sistemi ile yaratan Nâfi' Rabb'imiz, içtiğimiz suyun içindeki tuzu arıtacak bir metabolizmayı burnumuza yerleştirmiştir. Denizde yakaladığımız bir avı yerken ister istemez tuzlu deniz suyunu da içiyoruz. Fakat bu durum burnumuza yerleştirilen metabolizma sayesinde hiçbir zaman problem olmaz. Burnumuza yerleştirilen tuz bezlerini teşkil eden hücreler, kan vasıtasıyla kendilerine gelen tuzu kandan çekip alır. Yoğunlaştıkça biriken tuz, burun deliklerimizden dışarıya verilir. Haydi bakalım, bilim adamlarınıza önemli bir iş çıktı: Gelecekte temiz su sıkıntısı çekileceğinden bahsediliyor, bazı ülkeler ise büyük masraflarla deniz suyunu arıtarak kullanıyor. Rabb'imin bana ihsan ettiği bu tuz arıtma sisteminin sırlarını çözün. Benzer şekilde deniz suyunu arıtacak daha verimli fabrikalar kurun. b>Hareket üzerine kurulu bir hayat Yuva yapıp yumurta bırakmak için adaları seçtiğimizden, okyanusu bir baştan bir başa büyük gruplar halinde geçeriz. Grup halinde uçma bize büyük avantaj sağlar. Birçok türümüz okyanus rüzgârlarının bol olduğu 450-700 güney enlemlerinde yaşar. Güney Yarımküre'nin ılık sularında yaşayanlar olduğu gibi, Kuzey Pasifik'te de üç türümüz hayat sürmektedir. Galapagos adalarında yaşayan Phoeabastria irrorata (dalgalı albatros) Güney Amerika'nın Ecuador Bölgesi'nde yuva yaparak yumurta bırakır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bugün hiçbir türümüz Kuzey Atlantik'te yuva yapmaz. Ben (gezgin albatros) ve arkadaşım kral albatros, Güney Kutup Dairesi yakınlarındaki ve Atlantik Okyanusu'nun güneyindeki bazı adalarda yuva yaparız. Üreme dönemi dışında da güneydeki okyanuslarda 300 Güney Paraleli civarlarında dolaşırım. Okyanuslardaki büyük akıntıları takip etmemizin mühim bir hikmeti, Güney Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'daki akıntıların, Rezzâk-ı Hakiki'nin ihsanlarını bolca yağdırdığı okyanus sahaları oluşudur. Süzülme şampiyonları Dev vücudumuzu havada tutmanın güç olduğunu ve bunun bize büyük bir enerji harcatacağını düşünüp bizim için üzülmeyin! Rabb'imiz elbette uçma hususunda da bizi mağdur etmemiştir. Bu dev vücudu havada tutabilmek için bütün kuşlarda olduğu gibi bizim de kemiklerimizin içi boş yaratılmış ve vücut boşluklarımız hava keseleriyle donatılmıştır. Ayrıca diğer kuşlardan farklı olarak, enerji sarfiyatımı azaltmak için, havalandıktan sonra kanatlarımı açık vaziyette kilitleyerek, kanat kaslarımı yormadan saatlerce süzülme yapabilmemi mümkün kılan özel tendonlarım mevcuttur. Bu tendon tabakası vasıtasıyla kanatlarım gergin tutulmakta ve saatlerce okyanus üzerindeki hava akımlarından istifade etmem mümkün olabilmektedir. Ayrıca kanadımın ön kola tekabül eden bölgesindeki kemikler, diğer familyalardaki kuşlarınkinden daha uzundur. Başkalarında 10-12 kadar telek tüy bulunurken bizler de türümüze göre 25-34 telek tüy bulunur. Bu teleklerin kanadımıza sağladığı ilâve uzunluk ile havaya verilmiş kaldırma gücünden (hava direnci) daha fazla istifade etmemiz temin edilmiştir. Kanatlarımız kaldırma gücü hasıl edecek şekilde ayarlanmıştır. Uzun ve dar kanatlarımızla az bir rüzgârda bile havada kayma hareketi yapabiliriz. Durgun havalarda ise gövdemi kaldırmak için çok zorlanacağımdan yüzerek dinlenmeyi tercih ederim. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Evlenmek için bir araya gelmiş bir çiftimiz (Diomedea exulans), yumurtlama ve yavru bakımı faslına geçmeden önce düğün eğlencesi sırasında Rabb'imize şükrediyor. Sistematikteki yerimizBizler fırtına kuşları (Procellariiformes) takımından, Diomedeidae familyasına mensup dört cinse ait 21 türden ibaret kuşlarız. Diomedea cinsine ait altı türümüz ise, en büyüklerimizdendir. Benim (gezgin albatros) bir uçtan bir uca iki kanat arası mesafem 3,40 m'ye ulaşır. Hatta bizim yaşlı bir erkeğimizin 3,63 m'lik kanat açıklığı ölçülmüştür. Dokuz türümüz daha küçük olan Thalassarche cinsine dahildir. Phoebastria cinsine dahil dört tür, Kuzey veya Tropik Pasifik'te yaşar. Nispeten uzun kanatlara sahip Phoebetria cinsi ise iki türe sahiptir. Karakaşlı albatrosun (D. leanophris) kanat açıklığı 2,30 m, karaayaklı albatrosun (Phoebastria nigripes) kanat açıklığı 2 m, kral albatrosun (D. epomophora) kanat açıklığı ise 3,15 m'dir. İsli albatros (Phoebetria fusca) ve hafif mantolu isli albatros (Phoebetria palpebrata) kısa kuyruklu ve kanatlı olmalarıyla (2,15 m) Diomedea cinsimize dâhil olanlardan ayrılırlar. Örnek bir aile Neslimizin devamı adına kendimize en iyi eşi seçebilmek için gagamızı takırdatarak eş adayına tanışmak için çağrıda bulunuruz. Anne adayının kâse şeklinde yaptığı yuvanın içini çamur ve yosunlarla döşeyerek, yuvayı, yavrumuza hazır hale getiririz. Sadık eşler Erkek albatroslar eşlerine sadık vefalı kuşlardır. Boşanma, erkek kuşun bir yavrunun dünyaya gelmesine vesile olamadığı durumlarda görülebilir. Bu boşanmanın maliyeti de oldukça yüksektir, boşanan dişi kuşun, yeni bir eş bulması 1–2 yıl sürebilir. Eşimizin bıraktığı tek yumurtanın üzerinde nöbetleşerek kuluçkaya yatarız. Büyük türlerimizin yavrularının gelişme süresi daha uzundur. Kuluçka müddeti küçük türlerde 65 gün, büyüklerde ise 85 gün kadardır. Beyaz üzerine küçük kırmızı benekler olan yumurtamız da büyüklüğümüze göre 200–510 g arasında değişir ki, bu da, anne kuşun ağırlığının % 5-10'u kadardır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Gri başlı albatrosların (Thalassarche chrysostoma) erkek ve dişisi yuvada nöbet devir teslimi yapmak için bir aradalar. <Yavruya gösterilen ihtimam Yavruya ayrılan zaman kuluçka müddetini de dahil ettiğimizde, 356 günü bulur. Bir yıl da tüy dökme ve yenilenme dönemimiz sürer. Fıtratım gereği bu dönem eşime olan alâkam azalır, bu yüzden yavrumuzun sıhhatli büyümesi adına ancak iki yılda bir yavru sahibi oluruz. Gelişme süreleri daha kısa olan bazı türler ise, yılda bir yavru büyütebilir. Yumurtadan çıkan yavruyu ilk 20 gün çok iyi besleyip koruruz. 20. günden itabaren anne ve babalar bir program dâhilinde yavrularını ziyaret edip yiyeceklerini getirirler. Kanat ve kuyruk tüyleri 3–10 ay arasında çıkan yavrular, yuvadan kısa süreliğine ayrılabilir. Benim yavrum 278 günde yuvayı terk ederken, Atlantik Okyanusu'nda yaşayan daha küçük bir tür olan sarı burunlu albatrosun (Thalassarche chlororhynchus) yavrusu yuvayı 120 günde terk eder. Daha sonra 5–10 yıl kadar süren gençlik dönemlerini, yüzme ve balık avlama tekniklerini öğrenerek geçirirler. Bizler, sevk-i ilâhî ile yaptırılan ve genetik olarak programlanmış her türlü davranışı, hayatımızı devam ettirebilmek için sergilemekteyiz. Bu faaliyetleri yaparken başta bazı acemilikler çeksek de, türümüze ait yapılması gereken bütün faaliyetleri Rabb'imizin izniyle yerine getiririz. Karabacaklı albatrosun (Phoebastria nigripes) yavruları yuvadan 25–30 m kadar uzaklaşıp serbestçe yüzerler, anne veya babaları yuvaya yiyecekle döndüğünde de evlerine dönerler. Erginleri ise, yuvadan çok fazla uzaklaşmaz. 3–4 yaşında erginlik belirtisi göstermeye başlayan gençlerimiz, ancak 6-7 yaşlarında yuva kurabilir. Hatta bazı türlerimizin yuva kurmaları 15 yaşına kadar gecikebilir. Rızık peşinde Genellikle su üzerindeki avları yeriz; yiyecek olarak yaralı veya ölü balıklar, mürekkep balığı ve kabuklular birinci tercihimizdir. Gemileri takip etme son 50 yıldır bizim için cazipleşti. Çünkü gemilerden atılan yiyecekler bizim için iyi bir beslenme kaynağıdır. Hele zenginlerin seyahat ettiği bir transatlantik geçtiğinde bayram ediyoruz. Tamamen yenmeden atılan koca koca et ve yiyecek parçaları bizim için bir nimet. Bazı türlerimiz de derinlerdeki gıdalarla beslenir. Meselâ; gri kafalı albatros (Thalassarche chrysostoma) 6 m kadar dalarak avlanırken, hafif mantolu isli albatros (Phoebetria palpebrata) 12 m'ye dalarak avlanabilmektedir. Çoğunluğumuz su üzerinden beslenmeyi tercih ederiz. Akşam karanlığında da avlanırız. Çünkü bu saatlerde, bilhassa derinde yaşayan kalamar ve mürekkep balıkları gibi birçok canlı su yüzünde parladıklarından (biyoluminesans) kolay yakalanmaktadır. Uzun ömürlü kuş türlerinin başında geliyoruz. Genellikle 30 yıl kadar yaşadığımız bilinmekle beraber Diomedea epomophora türümüzün 62 yıl yaşadığı kayıtlara geçmiştir. Gelecek tahminimiz 'En büyük düşmanınız kimdir?' diye sorarsanız, maalesef, "İnsanlardır!" diyeceğiz. Kaliteli tüylere sahip olduğumuzdan birçok firma, yatak-yastık doldurmak adına peşimize düşmektedir. Kısa kuyruklu albatrosun (Phoebastria albatrus) nesli, bu tüy tüccarları tarafından hemen hemen tüketilmek üzeredir. 1940–1950 yılları arasında yüz binlerce kardeşim bu yüzden öldürüldü. Halbuki Allah (cc) yatak-yastık doldurmak için, pamuk ve yünü yaratmış; ama böyle acayip huy ve zevkleriniz yüzünden neslimiz tükeniyor! Bir taraftan petrol artıkları ve tanker kazalarıyla kirlenen denizlerden, diğer taraftan da yediklerimizden zehirlenerek ölüyoruz. Balık ağlarına takılarak ölen veya balıkçıların öldürdüğü hemcinslerimizin sayısının yılda ortalama 44.000'i bulduğunu da yeni öğrenmiş bulunuyorum. Ayrıca büyük bir martı türü de yavrularımı öldürmektedir; bu, yaptıklarınızın yanında, fazla bir şey değil. Tahminlere göre nüfusumuz şu an 2 milyon çifttir. En kalabalık tür olan siyah ayaklı albatrosun (Phoebastria nigripes) 600.000 kadar çifti vardır. Diğer türlerimizin ise 20.000 civarında çiftten müteşekkil 14 ayrı topluluğu, hayatlarını sürdürmek için okyanustan okyanusa göç edip durmaktadır. Tabiatı bir sanat eseri gören ve Kudreti Sonsuz Sanatkâr'ı tanıyan çevrecileriniz çoğaldığında, insanlık uyanacak, tabiat tahrip edilmekten ve neslimiz de yok olmaktan kurtulacaktır.
__________________ You got me G-U-I-L-T-Y 모르게 너를 속여 전부를 뺏어 또 playing a game 재미로 해 둬 수백 가지 거짓말 | |
|
Etiketler |
albatros, dev, okyanusların, planörleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Okyanusların 3'te 1'ini Gelecek 10 Yılda Kurtarmanın Yolu | Altug | Bilim Dünyasından Son Haberler | 0 | 05 Nisan 2019 16:59 |
Deniz ve okyanusların dibi batık kaynıyor | Desmont | Haber Arşivi | 0 | 08 Aralık 2014 23:22 |
Okyanusların Atmosfer ve iklim Açısından Önemi | YapraK | Genel Coğrafya | 0 | 19 Haziran 2012 22:58 |
Uzayda okyanusların 140 trilyon katı büyüklüğünde su kütlesi keşfedildi!!! | Bozkurt- | Haber Arşivi | 0 | 23 Temmuz 2011 22:17 |
~ Okyanusların en korkunç canavarı ~[[Predator]] | Sametold | IF Ekstra | 0 | 13 Kasım 2010 11:35 |