02 Haziran 2011, 12:11 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1) | Geçmişten Bugüne Türk Hava Yolları Kotil, 1933 yılında Milli Savunma Bakanlığına bağlı olarak "Hava Yolları Devlet İşletmesi" adıyla 5 uçaklık filo ile kurulan THY'nin, çok doğru bir zamanlama ile Avrupa'daki havayolları şirketleriyle aynı tarihlerde yaşama başladığını söyledi. Şirketin, daha sonra, "Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü" adı ile Ulaştırma Bakanlığına bağlandığını belirten Kotil, 2. Dünya Savaşı'ndan çıkma DC-3 uçaklarının filoya girmesiyle ilk yurt dışı seferini 1947 yılında Atina'ya gerçekleştirdiğini kaydetti. Türkiye'nin ekonomik gelişmesine paralel olarak, THY'nin de karlılık ve büyüme olarak belirli iniş ve çıkışlar yaşadığını ifade eden Kotil, 2002 yılına kadar olan sürecin şirket için duraklama ve zarar edilen bir dönem olduğunu belirtti. Uzun yıllar zarar etmenin şirkette herkes için moral bozukluğu yarattığını anlatan Kotil, "Bu yıl da karlılıkta biraz zafiyet yaşadık. Bununla ilgili tedbirlerimizi aldık, alıyoruz. Yıl sonunu inşallah yine güzel bir karla kapatacağız. Bu çalışanların şirkete güvenmesini, daha canlı ve yürekten çalışmasını sağlıyor" dedi. Bugün gelinen noktada diğer rakip havayolları ile karşılaştırıldığında çok artıları olan bir şirket olduklarını vurgulayan Kotil, 2002 yılına göre koltuk kapasitesinin 3'e, filodaki uçak sayısının da 2'ye katlandığını ve çok daha genç genç bir yönetici kadrosuyla çalışıldığını söyledi. THY'nin son yıllardaki 2 haneli büyüme temposunun çok dikkat çektiğini ve havacılığın rekabete çok açık bir sektör olduğunu ifade eden Kotil, "Rekabette çok önde bir şirketiz. Bu da bize aslında güç veriyor" diye konuştu. "İPEK YOLU'NDA TÜRKLER BUNU BAŞARMIŞ" Rekabette öne çıkabilmek için sunulan ürünün kaliteli olması gerektiğine dikkat çeken Kotil, şunları kaydetti: "Biz, yeni bir söylem oluşturuyoruz. Bunu ben İpek Yolu üzerinde yapılan bir bilimsel araştırmadan öğrendim. Tarihi İpek Yolu söylemi şuydu: "Türk tüccarlar malı kendine satar"dı. Kendine satmış gibi satardı. Defolu malı kimseye satmazdı. Biz şu anda malı kendimize satıyoruz. Ürettiğimiz servisi biz kendimiz beğenmiyorsak kimseye onu satmayız. Bileti kendimize satar gibi kaliteli satıyoruz. Bu da aslında yıkılmaz bir yapı kurduruyor. Eğer bir havayolu çalışanı, o servisi, kendine yapılmış gibi yapıyorsa felsefik olarak bunun daha iyisi yok. İpek Yolu'nda Türkler bunu başarmış. Bundan sonraki sloganımız bu. Bunu yaptıktan sonra başka bir havayolunun bizi yakalama şansı yok. Eğer yakalarsa biz başka bir şey zaten buluruz. Bu rekabet ortamında ayakta kalmak istiyorsanız, son kaleyi de kullanmanız gerekiyor. Bunun son kalesi ürettiğiniz malın kendinize satacak kadar kaliteli olması." KALİTELİ HİZMET, YENİ UÇUŞ NOKTALARI THY'nin 78 yıllık tarihindeki ilk sıçrama noktasının 1991 yılında Turgut Özal'ın şirketi özelleştirmeye başlamasıyla olduğunu kaydeden Kotil, özelleşen kısmın yüzde 1,3 olmasına rağmen bunun şirketin dışarıya karşı şeffaflaşmasını sağladığını söyledi. Yaşanan ikinci büyük dönüşümün ise eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın 2002 yılında başlattığı havacılık politikası olduğunu vurgulayan Kotil, şöyle devam etti: "Biz, bu tarihe kadar korunan bir şirkettik. Bir kamu şirketi, devlet tarafından korunuyorsa başarıya ulaşma şansı yoktur. Neden? Çünkü çalışanları bunu istismar edenler, tempolu götüremezler, servis kalitesini önemsemezler. THY'nin şekli buydu. O zaman şirketimizle ilgili söylemler pozitif değildi. 2003 yılında iç hatlar rekabete açılınca resim değişti. Bizim hem içeride hem dışarıda artık rakibimiz vardı. Dışarıdaki rakip bizi o kadar ürkütmüyordu. Çünkü bizim yolcu olarak aldığımız segment belliydi. O da Avrupa segmenti idi. Avrupa'da Türk kökenli vatandaşlarımız vardı. Bu vatandaşlar bizle uçmayı tercih ediyorlardı. Bir sıfır öndeydik adeta. Bizim için iç hat gibiydi. İçeride rekabetimiz yoktu. 2003'ün başında rekabet gelince hemen bir tereddüt yaşadık. Bizim 2002 öncesinde bilet fiyatlarımız sabitti. Bu ticari bir yaklaşım değildi. Büyüme gerçekleşmedi. Onun içindir ki şirketimizde uzun süredir yolcu artışı yoktur. 2002 öncesinde THY, tekel olmanın fırsatını kullanarak bazen kar bazen zarar eden, ama büyümesini durdurmuş bir şirketti. 2006 yılının 21 Mayıs'ında kamu payı azınlığa düştü. Bu sefer resim yüzde 100 değişti. Artık devlet yok. Bir genel müdür olarak, yönetici olarak bunu çok iyi değerlendirdik. Çalışanlarla çok iyi iletişim kurduk. Dedik ki (Patron değişti. Parayı veren patrondur. Şu an bize parayı yalnızca yolcu veriyor) yolcuyu merkeze koyduk. Yolcuyu dinleyince zaten sana ne yapman gerektiğini söylüyor. Kolayca, süreçlerle belirli bir noktaya geldik. Üçüncü asıl dönüşüm budur. Bu dönüşümden sonra şirketin diğer parametreleri dönüştü." Kotil, 2006 yılından sonra Türkiye'ye gelmeyen, ancak uçuşlarını Türkiye üzerinden yapan transfer yolcuları yakalamayı başardıklarını belirterek, bunun ancak kaliteli hizmet ve açılan yeni uçuş noktaları ile başarılabileceğini söyledi. -"GLOBAL BİR OYUNCU OLMAM GEREKİYOR"- Bu süreçte, "İstanbul'u dünyanın en aktif aktarma noktası yapılması" düşüncesini test ettiklerini ifade eden Kotil, "O yıllarda aktarma miktarı çok azdı. Taşıdığımız 10 milyon yolcunun bir milyonu aktarma oluyordu. Şu anda 15 milyon yolcunun 5 milyonu aktarma oluyor. Amacımız, Türk Hava Yollarını, sadece Türkiye'ye değil, dünyaya hizmet eden bir şirket haline getirmek. Avrupa'dan Türkiye'ye duble yol vardı biz o duble yolu tuttuk otobana çevirdik. Buradan Orta Doğu'ya patika vardı, onu duble yol yaptık. 2005 yılında 7 adet büyük uçağımız vardı. Şimdi 36 oldu. O zaman bir başka halka daha eklenmiş oldu. THY, 2006 Mayıs'tan beri 'global bir oyuncu olmam gerekiyor, Türkiye'yi köprü yapmam gerekiyor, köprü yaparsam bundan bereketli sonuçlar çıkar' bunu çok iyi öğrendi. Bütün yapıyı da bunun üzerine kurduk. Bu sistemle çalışılıyor"şeklinde konuştu. Avrupa'daki küçük şehirlerin THY'ye büyük avantaj sağladığını ve İstanbul'un Doğu güzergahında güzel bir merkez olduğunu dile getiren Kotil, 72 noktasına uçtukları Avrupa'da bir o kadar noktaya daha uçulsa bile taşıyacak yolcu bulunduğunu ifade etti. THY Genel Müdürü Kotil, sözlerini söyle sürdürdü. "Bizim tek bir politikamız var. Türkiye'yi İstanbul'u köprü yapmak. Biliyoruz ki köprü geçişleri her zaman pahalıdır, ama fırsatçıdır. Çok güzel bir yerde oturuyoruz. Türkiye havacılıkta altın madeni üzerinde oturuyor. Havacılık olarak. Bundan sonra bu yapı korunacak. Yapısal değişiklik bu olacaktır. THY'de bundan sonraki konu, Türkiye içine daha fazla sefer ve çapraz uçuşlar. 2023 hedefimiz, İstanbul'u dünyanın en kolay ulaşılabilen şehri, Ankara'yı da en kolay ulaşılabilen başkenti yapmak. Koltuk/kilometre yolcu sayısında da Avrupa'da en büyük havayolu olmak. Şu anda Avrupa'da Lufthansa'dan sonra en büyük şirket olarak British Airways ve THY geliyor. British ile çok yakın gidiyoruz. Biz servis kalitesi başarı ödülünü de daha erken alarak 5 yıldızlı havayolu olacağız." Şirketin uluslararası başarılarına da değinen Kotil, THY'nin, Güney Avrupa'nın en iyi havayolu şirketi seçildiğini, kayıp bagaj konusunda Avrupa'da en başarılı 3'üncü, büyüme hızında ise Avrupa Havayolları Birliği (AEA) üyesi havayolları arasında birinci olduğunu kaydetti. Bu yıl 35 milyon yolcu taşımayı hedeflediklerini ifade eden Kotil, Kuzey Amerika'da 5, Güney Amerika'da 1, Avrupa'da 72, Orta Doğu'da 21, Afrika'da 17 ve Uzak Doğu'da 21 noktaya uçan şirketin dünyada uçuş ağı en geniş 8'inci havayolu olduğunu, bu yılın sonuna kadar açılacak 8 hatla birlikte 7'inci sıraya yükseleceğini söyledi. Temel Kotil, yurt içinde de 41 noktaya sefer gerçekleştiren THY'nin, kargo taşımacılığı, ikram tesisleri, uçuş eğitimi, uçak bakım hizmetleri ve kurduğu yeni ortaklıklarla A'dan Z'ye bir havayolu şirketi olduğunu sözlerine ekledi. THY TARİHİNDEN -20 Mayıs 1933 : Milli Savunma Bakanlığına bağlı "Hava Yolları Devlet İşletmesi" olarak kuruldu. İlk filo 2 adet King Bird (5 koltuklu), 2 Junkers F-13 (4 koltuklu), 1 ATH-9 (10 koltuklu) -1935 : Bayındırlık Bakanlığına bağlandı. -1938 : "Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü" adı ile Ulaştırma Bakanlığına bağlandı. -1945 : DC-3 uçakları filoya girdi. -1947 : İlk dış sefer, Ankara-İstanbul-Atina olarak yapıldı. -1956 : Türk Hava Yolları AO, sermayesi 60 milyon TL olarak kuruldu. -1967 : İlk DC-9 uçağı ile jet çağı başladı. -1971 : B-707'ler kiralanarak filoya katıldı. -1973 : F-27'ler F-28 ile değiştirildi, DC-10'lar filoya katıldı. -1974 : B-727'ler filoya katıldı. -1984 : Sermaye 60 milyar TL oldu, kamu iktisadi kuruluşu statüsüne geçildi. -1985 : Airbus 310'lar filoya katıldı. -1986 : Haziran'da Singapur hattının açılması ile Uzakdoğu uçuşları başladı. -1987 : Temmuz'da sermaye 150 milyar TL oldu. -1988 : Ağustos'ta New York hattı açıldı (Brüksel üzerinden). -1990 : Mart'ta sermaye 700 milyar TL oldu. Eylül'de Kamu Ortaklığı İdaresine bağlandı. -1991 : B-737'ler filoya katıldı. -1992 : Kayıtlı sermaye 2,5 trilyon TL oldu. Temmuz'da, A-340-300'ler ve RJ-100'ler filoya katıldı. Ağustos'ta, A-340-300 uçağı ile ilk First Class uygulaması başlatıldı. -1994 : Temmuz'da New York seferlerimiz direkt yapılmaya başlandı. DC-9'lar filodan çıktı. -1995 : Şubat'ta, A-310-318'lerde First Class uygulaması başlatıldı. -1996 : RJ-70'ler filoya katıldı. -1998 : 30 Mart tarihi itibariyle Avrupa'nın 5 büyük havayolu ile "The Qualiflyer Group" adı altında yeni bir iş birliğine girildi. Kasım'da 26 adet yeni nesil B-737-800'lerden ilk 6'sı filoya katıldı. -1999 : Ocak'ta, II. Bakım Üssü kullanıma açıldı. Nisan'da, tüm seferlerde sigara içme yasağı konuldu. -2000 : 7 adet B-737-800 uçağı filoya katıldı. Eylül'de olimpiyat oyunları nedeniyle Sydney'e ilk ticari uçuş yapıldı. Ekim'de, Şubat ayı sonunda American Airlines ile imzalanmış olan ve New York, Miami ve Şikago noktalarından 10 ABD iç hat noktasına bağlantı sağlayan Code Share uçuşları yapılmaya başlandı. Yeni Frequent Flyer programımız Miles&Miles, başladı. -2001 : 29 Ocak'tan itibaren Sabiha Gökçen Hava Alanı'ndan Ankara'ya seferler başladı. Rezervasyon Çağrı Merkezi (444 0 THY /444 0 849) uygulaması başladı. -2003 : "Elektronik Bilet" uygulaması başladı. -2004 : THY uçaklarda kalp elektroşok (Defibrillatör) cihazı bulundurmaya başlandı. Eylül ayında Boeing, Türk Hava Yolları Teknik Bakım Merkeziyle 10 yıllık uçak bakım anlaşması imzaladı. Eylül ayında, Türk Hava Yolları, yolcularının görüş ve şikayetlerini iletebilecekleri "Müşteri İlişkileri Online Hizmet Servisi'ni, " Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. adresinde hizmete açtı. -2005 : 14-18 Şubat tarihleri arasında tamamlanan ABD Federal Havacılık Otoritesi'nin (FAA) yıllık denetim raporuna göre, THY Bakım Merkezinin birçok atölye ve birimi sıfır (0) hatalı bulundu. Kasım ayında 59 yeni Uçakla Filosunu Genişleten THY, 23 Yeni Dış Hattı açma kararı aldı. 8 Kasım'da, THY HABOM AŞ, THY TEKNİK AŞ ve THY EĞİTİM AŞ'nin kurulması kararı alındı. 15 Aralık'ta Türk Hava Yolları'nın Airbus ve Boeing'den satın aldığı 59 adet uçaktan ilk üçü olan yeni nesil Boeing 737-800, Airbus A320 ve Türkiye'nin ilk Airbus A330'u filoya katıldı. 59 adet uçak siparişi verildi. 21 yeni dış hat hat açıldı. -2006 : THY ile Star Alliance arasında, THY'nin Star Alliance katılımını öngören mutabakat protokolü, 9 Aralık 2006 Cumartesi günü düzenlenen bir törenle imzalandı. -2007 : 6 yeni hat açıldı -2008 : 5 yeni hat açıldı -2009 : 11 yeni hat açıldı. -2010 : 8 yeni hat hizmete girdi. | |
|
Etiketler |
bugüne, geçmişten, hava, türk, yolları |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Geçmişten bugüne (-Karma) | Rüzgar | Amatör Şairler | 0 | 25 Kasım 2014 05:04 |
Bilinen gerçekler (Geçmişten bugüne) | KaraSah | Serbest Kürsü | 0 | 19 Mayıs 2013 19:56 |
Türk Hava Yolları | yoSun | Havacılık | 1 | 17 Haziran 2011 11:02 |