Çevrimdışı

Malumunuz 7 Haziran'da sandık başına gidip, yeniden iktidarı belirleyeceğiz. Bu süreçte partiler birbiriyle büyük bir yarış içine girdi. AKP-Cemaat çatışmalarının düşürdüğü oyları değerlendirmek isteyen muhalefet partileri vaatlerini de daha cüretkar tuttu. ''Onlar konuşur, Ak Parti yapar.'' sloganıyla reklamları döndüren şu anki iktidar partisinin reklamlarını ne kadar samimi buluyoruz? ''Alkışlıyoruz.'' sloganıyla dikkat çekmek isteyen ve ''Yaşanacak bir Türkiye için, gelin oy verin.'' diyen ana muhalefet partisi CHP'yi ne kadar samimi buluyoruz? Oy verirken reklamlar ve tanıtımlar yeterince etkili oluyor mu, yoksa herkes ezbere, düşünmeden, sorgulamadan sadece oy vermek için mi oy veriyor? En büyük tartışmada asgari ücretler üzerinden yapılıyor, peki siz asgari ücretin muhalefet partilerinin vaat ettikleri rakamlara ulaşmasını mümkün görüyor musunuz? Bunun için kaynak olmadığını söyleyen iktidar partisinin, bir saraya harcadığı sadece elektrik faturasının bile milyonları bulduğunu görüp, kaynağın aslında çok da uzakta olmadığını düşündüğünüz oluyor mu? Bir şeyler yapmak için önce iktidara gelinmesi gerektiğini düşünüp, ''sadece konuştuğu'' iddia edilen partilere şans vermeyi düşünüyor musunuz? Kısaca, 7 Haziran seçimlerinden ne bekliyorsunuz? Bir kesimin kurtuluşunu ilan edeceği bir gün mü olur, yoksa iktidardan memnun olanların yeni bir zaferi mi? En çok tartışılan birkaç vaadi de yazayım, onlar üzerinden de düşünlerinizi paylaşırsınız.

Asgari ücret konusunda;
AKP - 1000 TL
CHP - 1500 TL
MHP - 1400 TL
HDP - 1800 TL
SP-BBP - 1500 TL olacağını söylüyorlar.

Taşeron işçi konusunda;
AKP - Olduğu gibi devam edecek. (Kadro yok)
Diğer muhalefet partilerinin hepsi taşeron işçilere kadro verileceğini söylüyor.

Emekliler ilgili ikramiye konusunda;
AKP - İmkan oldukça arttırılacağını söylüyor.
CHP - Yılda 2 defa ikramiye verileceğini söylüyor.
MHP - İki asgari ücret tutarında yılda 2 defa ikramiye verileceğini söylüyor
HDP - İkramiyeden ziyade emekli maaşının 1800 TL olacağını söylüyor.
SP_BBP - Yılda 2 defa ikramiye verilecek diyor.

Çiftçiye destek için mazot fiyatları konusunda;
AKP - 4 TL
CHP - 1,50 TL
MHP - 1,75 TL
HDP - Vergisiz yakıt vaatlerinde bulunuyor.

__________________

If you can't measure it, it doesn't exist.

 

Çevrimiçi

Gönül ister asgari Ücret 2000 tl olsun ama ben verilen vaadlere inanmıyorum özellikle mazot ve asgari Ücret konusunda inanmıyorum milletimiz için kim hayırlıysa Allah onu nasip etsin diyor ve seçimlerin demokrasi havasında geçmesini diliyorum ( melodram Haydar baş eklememişsin asgari Ücret 5000 tl demişti sanırım o)

__________________
Sen Benim Gökyüzüne Gönderdiğim Duamın Yeryüzündeki Cevabısın...

 

Çevrimdışı

Bana gore tarihin en buyuk secimi olacak, gelecek nesilleri dogrudan etkilyecek ve ilgilendirecek bir secim. Bu dogrultuda verilen sozler yapilabilir ve uygulanabilir gorunuyor. Mevcut duzende akp nin sacma reklam sistemi gercekten cok komik, reklamlarda bile 'onlar' diye bahsediliyor, nedir bu onlar,kimdir, kimlerdir? Toplumu ayristirmaya yonelik calismalari hizla devam etmektedir. Gelecek nesillere iyi bir gelecek birakmak icin mevcut yonetimde bulunan akp hukumetinden kurtulmasi gerek bu ulkenin, yoksa karanlik cag baslar bu toplum icin. Umuyorum ve inaniyorum ki, kan kaybetmis akp nin bu secimlerde tek basina iktidar olamayacak, yeter ki toplum sandiga sahip ciksin ve oylari caldirmasin hirsizlara.

__________________
Hiçbir şey istediğim yok senden felek!
Ama yine de ucuz olsun ekmek
Ve pahalı olsun insan hayatı...
‘R.Hamzatov’

 

Çevrimiçi

İlk olarak Türkiye'de 2002 Yılı'ndaki Seçimlerde Genç Parti Lideri Cem Uzan'ın Uyduruk Seçim Vaatleri ile 2015 Yılı'ndaki Seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Uyduruk Seçim Vaatlerinin 'Aynı' olduğunu ifade ederek Y...ouTube'dan Dinamit adlı Programın 24 Nisan 2015 Cuma Melik Gökçek Özel Yayını'nı izlemenizi tavsiye ediyorum.

 

Çevrimdışı

Akp'nin elle tutulur seçim vaatlerinin olmaması, tükendiğinin ispatıdır. Bu millet o kadar vefalı bir millet ki, gerektiğinde ülkeye bir toplu iğne kazandırsa bile ona sahip çıkar. Öyle ki, sırtına ağır gelen yükü bile taşımaya çalışır. Ancak gel gör ki taşıyabileceği kadar taşır. Sonra onu hafifletir, baktı olmuyor mu? Yardım alır.

İşte buradan sabrın sonunu görebilirsiniz.

Şöylede bir durum var. Konjonktür gereği ülke değişim istiyor ve değişime de oldukça hazır. Önemli olan şuan ki kontrol edilemeyen karanlık gücün, millet iradesiyle çıktığı yola millet iradesine saygı duyarak milletin gücünü kabul mü edecek? Yoksa al takke ver kulak, o trafo senin bu trafo benim oyununu mu oynayacak? Ki bence öyle bir şeyin olması demek Türkiye'nin temeline dinamit döşeyip düğmeye basmak demektir.

Çünkü bu saatten sonra kimsede ne taşıyacak güç, ne de gösterecek sabır kaldı.

__________________
Deniz ol dalgan olayım, sahil ol kumun olayım
Martına kanat olayım, tüyümü Maviye boya
Adın Mavi, Gözlerin Mavi, Aşkın Mavi

 

Çevrimdışı

simdi bu secimden ziyade, bence bir sonraki genel secim cok daha onemli. zira 7 haziran secimlerinin sonucu belli; malum parti yine ipi tek basina gogusleyecek, canim ulkemin vatandaslari muhtemel bir balkon konusmasini bu kez ahmet davutoglu'ndan dinleyecekler, soylemisti dersiniz. gecmis donemlerde olsa, hem bu secimlerin, hem bir sonraki secimlerin ve ondan sonraki secimlerin ve ondan sonrakilerin de galibinin ak parti olacagini rahatlikla soyleyebilirdik fakat ak parti'nin ahmet davutoglu ile secimlere girecek olmasi, siyaseten tecrubeli isimlerin bu donem meclis disinda kalacak olmalari ve ahmet davutoglu'nun bir kisim parti secmenleri de dahil, basbakanlik koltuguna yakistirilmiyor olmasi ve tabii hepsinden onemlisi r. tayyip erdogan'in parti icislerine eskisi kadar mudahil olamamasi bence ak parti'nin bir sonraki secimler icin en buyuk dezavantajlaridir. onumuzdeki secimlerden sonra, ak parti'nin ulkeyi nasil yonetecegi, ne gibi reformlar sunacagi ve vaatlerini ne derece yerine getirecegi, partinin gelecegi acisindan oldukca onemli olacak, keza ayni sekilde; ak parti'nin bu secimlerde yasayacagi bir oy kaybinin hangi partiye daha cok yarayacagi ve o partinin, muhalefet gorevi ustlenirken ele alacagi konular, izleyecekleri siyaset ve yol haritasi da bir o kadar onemli. bunlari simdi bir kenara birakalim, zaten secim sonuclarinin aciklanmasini takip eden gunlerde,daha somut veriler uzerinden konuyu ele aliriz.

gelelim bu secimlere. net olarak sonuclarini kestirmek mumkun degil bir kere, kilit parti burada hdp. alacaklari oy orani, diger iki muhalefet partisi chp ve mhp'nin doguda var olamamalari sebebiyle dogrudan ak parti'yi etkileyecek. acikcasi ben hdp'nin %10 barajini gecmesine hic sasirmam, ayni sekilde baraj altinda kalmalari da benim acimdan surpriz olmaz. ustelik, hdp baraji gecmesi durumunda, hem parti icinde hem de secmende olusacak enerji ve arkasina aldigi ruzgarla bu donem mecliste chp'nin yillardir ustlenemedigi ana muhalefet rolunu de ustlenebilir, chp'den etkili bir siyaset izleyecekleri de suphesiz.

konuyu chp penceresinden ele alacak olursak, ben acikcasi ne kemal kilicdaroglu'ndan ne de parti kadrolarindan bir patlama beklemiyorum, umutsuzum. her zaman ki gibi artik kemik secmen diye tabir ettigimiz kitlenin oyunu alacak, her secim gunu genel merkez binasi onune kurulan ancak hic konusulamayan platform yine bos kalacak ama bu umurlarinda olmayacak, onlar mecliste rahat koltuklarinda oturmaya devam edecekler ve umarim oyle olmaz ama gecmisteki orneklerden yola cikarak soyluyorum; parti meclisi ve yerel yonetimlerde bir-iki ufak rotus yapilarak, basarisizliklarinin ustunu yine bu sekilde ortmeye calisacaklar. kemal kilicdaroglu'nun mitinglerini izliyorum, dersini almis olacak ki bu secim doneminde eskiye nazaran daha cok gelecege yonelik proje ve vaatlerinden bahsediyor, bu belki biraz da olsa kararsiz secmenler uzerinde etkili olabilir, genc parti orneginde de gormustuk zira. tabii o donem buyuk bir siyasal bosluk hakimdi ulke uzerinde, bu sebeple yapilan ayni kampanya chp'ye genc parti'ye sagladigi kadar bir katkisi olmayacaktir. chp'nin ben bir tek reklamlarini begeniyorum, yalnizca bu donem degil, gectigimiz bir-iki secimde de bugunku gibi gayet guzel reklam yapiyorlar, slogan guzel, enerji yuksek, her sey tamam ama bir sey eksik, iste o bir sey bir adim bile ileri goturmuyor bu partiyi. meydanlarda verilen vaatlere gelince, ben gercekten komik buluyorum. denk geleniniz oldu mu bilmiyorum, bir brosur dagitiyorlar ankara'da, yoldan gecene su kadar para verecegiz demedikleri kalmis resmen, bunlar artik eskidi ya, yemiyor millet. bugun asgari ucreti bahsettikleri miktara cikarabilirler, bunda bir sorun yok fakat ozel sektorun buna ne kadar hazir oldugu, yapilan zam nedeniyle issizligin daha da artmasi ya da hayatin daha da pahalilasmasi gibi secenekleri hic dusunmemisler bunlar. asgari ucret disinda kalan diger maddi vaatleri ise zaten basli basina utopik geliyor bana bilemiyorum. ha keske olsa, olsa da bizde milletce alkislasak. ancak yeterince sanayilesemeyen, ithalatin ihracata gore daha on planda oldugu bu ekonomi modeliyle, en azindan kisa vade de imkansiz olarak goruyorum. 'e herkes bunlari mi dusunuyor?' diyorum bazen kendime, hicbir yerde degil ama iste bu noktada takiliyorum, cunku gercekten bilincsiz secmen kitlesine sahip bir ulkeyiz biz.

mhp... yahu arkadaslar, devlet bahceli bu partinin basindan gitmedigi surece, bu parti uzerindeki olu topragini atamaz, iki iki daha dort. simdi ne desem, nereden konuyu ele alsam inanin karar veremiyorum, ucu hep bir yerde devlet bahceli'ye ve onun politiklarina cikiyor. izliyorum mitinglerini, bir insanda hic mi enerji olmaz ya? acin izleyin, bahceli'de yok iste. ruh gibi, arada bir kukruyor falan ama surat ifadesine bakin, sanirsiniz halka anlattigi seylere kendisi dahi inanmiyor. ankara icin konusuyorum, bazi adaylari artik siyasette kasarlanmis diye tabir edebilecegimiz cinsten, yillardir ayni isimler. hani 'golge etme baskan ihsan istemez.' cinsinden. bana kalirsa artik devlet bahceli ve yakinindaki isimler, artik bu ulkenin siyasi konjonkturune ayak uyduramiyorlar, kitlelere hitap edebilecek enerjileri yok artik, partiyi daha genc, daha yenilikci ve farkli secmen kitlelerine goz kirpabilecek yeni isimlere devretmeleri gerek. yoksa bu mhp'den %20 bile olmaz, bunu da soylemisti dersiniz.

diger partilere ve vaatlerine hic deginmeyecegim, onlar nasil bir kafadalar henuz anlayabilmis degilim, kendilerine basarilar diliyorum.

bir kez daha en basa doneyim ve artik bitireyim. kabul edelim, bu secimlerin galibi yine ak parti olacak. oylarini arttirmasini soyle beklemiyorum, muhtemelen hdp baraji gececek fakat gecemedikleri taktirde dogu ve guneydogu'ya ait tum milletvekili koltuklarina da onlar oturacaklar. anlayacaginiz chp ve mhp bu kadro ve calismalariyla fasa fiso, olay hdp'de bitiyor. sonrasi icin once chp'nin ve diger partilerin -chp digerlerine oranla daha degistirilebilir gibi gorunuyor.- 'yahu tamam, biz insanlara 'bu ak parti 12093248234 senedir hicbir sey yapmadi diyoruz.' iyi guzel de, kimse de cikip bize 'siz muhalefet olarak ne yaptiniz?' sorusunu niye sormuyor? biz bunu bir dusunelim.' demeleri ve bunu gercekten dusunmeleri gerek.

-

diger arkadaslarin yorumlarini, yazimi yazdiktan sonra okuma firsati buldum, bu basligi gorunce konu istahimi acti, hemen yazmaya basladim.

berateymen'e: asgari ucrete ben de inanmiyorum ama mazot yapilamayacak bir sey degil ya, mazot nedir? maddi vaatler disindaki, sosyal devlet ve diger vaatler konusunda her parti guzel seyler acikliyor, olmayacak seyler de degil ustelik ama bu ulkede verilen sozler cok cabuk unutuluyor, bunu da unutmamak lazim.

run'a: tamam onemli bir secim ama surpriz beklenmeyen de bir secim ayni zamanda. bir sonraki genel secimler bence cok daha hareketli, cok daha onemli olacak. bir de tamam hersey reklam ama konuyu o derecede bu duzeye indirgememek lazim, chp'de 'gelin oy verin gitsinler.' derken onlardan bahsediyor mesela, mitinglerde mhp'de oyle, hdp'de de durum ayni. bunlar secim salvolari, herkes alisti artik, biz de, onlar da heheh.

kalemzede'ye: programi izlemedim, konu melih gokcek olunca hayattan soguyorum artik, yorum yapmayacagim.

candostu'na: 'bu millet o kadar...' diye baslayan cumlen bana kendimi secim mitinginde gibi hissettirdi su an. demedi deme, bu millet o kadar da vefali degil guzel kardesim, vefali olani kadar vefasizi da cok bu milletin. umuyorum bu ulkede degisim sadece siyaseten degil her anlamda ve kalici olur.

okuma zahmeti gosteren herkese ve tabii konu icin sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a tesekkurler.
gozlerinize saglik, sevgiler.

__________________
everything. everyone. everywhere. ends.

 

Çevrimdışı

1 gün sonra kapanır bu konu

__________________
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Parayı Hayatınızın Her karesinde bulabilirsiniz ama Dostu Her zaman bulamazsınız.

 

Çevrimdışı

KimLikSiz Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1 gün sonra kapanır bu konu

Sevgili arkadasim konu bu sekilde seviyeli ve saygili bir sekilde devam ettigi surece karsilikli goruslerin uygun bir lisan ile anlatildigi sure zarfinda konunun kapanmayacagini bilmeni istiyorum, burasi bir paylasim platformu, saygi cercevesinde tum arkadaslarin yorumlarini aktif sekilde bekliyoruz.

__________________
Hiçbir şey istediğim yok senden felek!
Ama yine de ucuz olsun ekmek
Ve pahalı olsun insan hayatı...
‘R.Hamzatov’

 

Çevrimdışı

Bu seçimin bir kurtuluş olmasını ümit etsem de, yine aynı partinin zaferle sonlandırma olasılığı yüksek, burada da ''yıkmadık ama şöyle bir titrettik'' anlayışı girebilir devreye. Seçim anketlerinde veya ülke genelinde iktidarda olan partinin oyları düşüyor gözükse de, bu sandık başında ne olacağı, kimin ne yapacağı hiç belli olmuyor. O an aslında ne reklamların ne de adamların önemi kalıyor, söylediklerini bile hatırlamıyordur birçok seçmen. Sadece ezberlemiş oldukları bir şeyler var ve onlara göre hareket ediyorlar, tamamen dışa kapalı biçimde. İşin ilginç yanı, farklı ortamlarda bir araya geldiğim birçok eşim, dostum, hiç tanımadığım büyüklerim, amcalar, teyzeler hep bir şeylerden şikayetçi. Amcalar, teyzeler emekli maaşlarından elbette, hakkını alamayanlar asgari ücretten, eğitimini harçla değil haraçla sürdürmeye çalışan öğrenciler, benzinden şikayet edip seni 10 dakikalık yol için arabasına bindirmek istemeyen taksicisi, içi kan ağlasa da, evine ekmeği zor götürse de, yine her sabah bir umutla dükkanını açan esnafı büyük büyük avmlerin işlerini bitirdiğinden, herkes bir şeylerden şikayetçi. Oy verip iktidar yapan herkes çok mu mutlu? Değil. Oy vermeyip, başka partiye verecek olanlar çok mu mutlu olacak? Hayır olmayacak. Peki daha iyi günler görebilir miyiz? Şüphesiz görürüz, daha kötüsünü görür müyüz? Evet, aynı parti iktidar olursa görürüz. Hatta bunlar daha iyi günlerimiz diye diye, yaşadığımız onca kötü şeyi, katliamları, vahşetleri bile ''iyi gün'' olarak adlandırmaya başladığımız için biz daha kötüsünü görsek bile, daha kötülerinin yolda olduğunu düşünüp, bugünü de iyiden sayarız. Bizi nasıl bir mutsuzluğa, nasıl bir umutsuzluğa alıştırmışlar farkında mıyız acaba? Değiliz, keşke olsak. Kurtuluş, özgürlük kesinlikle partilerle ve onlara ölesiye bağlılıkla olacak bir şey değil. 8 Haziran günü iktidara CHP gelse, 9 Haziran günü herkes CHP'den devrim niteliğinde yenilikler bekleyecek. MHP gelse, ondan da aynısını bekleyecekler, HDP gelse ondan da bekleyecekler ama AKP yeniden gelirse ondan kimse bir şey beklemeyecek. Aslında hiçbir beklentileri olmadığı halde, bu partiye tutkuyla bağlı insanların bile kurtuluşu olabilir bu seçimler, neden olmasın? Hangi hükümet sonsuza kadar kalacak sanki ya da önceden gelip geçmiş partilerin şimdi adı bile yokken, bir partiye ya da bir başkana bu kadar bağlı olmak sağlığa zarar vermez mi? Bana göre verir, hatta vermiş de. Örneklerini de ''götünün kılıyım, ıstırırım, hatta yalarım'' gibi cümleler kuran 60 yaş üzeri insanlarda görebiliyoruz. İnsanların kendilerini bu kadar aşağı çekerek, birini yüceltme isteği, onu her şekliyle kabul edip tanrılaştırmaya çalışması bir hastalıktır belki de, çünkü hastalıksa bunun en iyi örnekleri bizim ülkemizden çıkar ve tıp literatüründe belki de bu hastalıkla namımız yürür, ha? Seçmen olarak, önce kendimizi sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum ben. Neden oy veriyorum, şikayet ettiğim halde neden hala bu adama oy veriyorum, bir adamın güzel gülüyor olması ya da boyunun uzun olması benim çocuklarımın geleceğine ne kadar katkı sağlayacak, birinin daha sempatik olması mı benim aile bütçemi düzene sokacak, bağlama çalıp türkü söylemesi mi beni yoksulluk sınırından kurtaracak ya da bunun gibi birçok şey. Önce gerçekten ne istediğimizi bilen seçmenler olmamız gerekiyor, her insanın özellikle siyaset ortamında hataları olabileceğini kabullenip, yapmış olduğu duble yola aldanmayıp, o yolu yaparken ne yolsuzluklar yapıldığını görüp ''amaan nasılsa hepsi çalacak'' paranoyasından kurtulup, biraz özeleştiri yapmamız gerekiyor.
Şöyle bir özet geçersem de, ben biriyle tanışınca aklımdaki ilk sorunun ''acaba hangi partiyi seviyor'' olmasını istemiyorum, partiye göre insan ayırıp, iletişim kurmayı kestiğimden değil, bu ayrıştırıcı sistemin beni otomatik olarak bunu düşürmeye sevk etmesinden rahatsız olduğum için istemiyorum. İnsanların gözü kararmışçasına bir şeye bağlı olup, yapılan her şeyi kendi vicdanında aklamasını veya din üzerinden yola çıkarak üzerini örtüp kendilerince bu kadar değerli olan bir şeyi değersizleştirmelerini istemiyorum. Başkan adaylarının söylediği cümleleri ezberleyip, herhangi bir ortamda sadece o cümleler üzerinden düşüncelerini paylaşmasını istemiyorum, ki o da kendi düşünceleri olmuyor zaten. Alt tarafı, hayvanlarla tek farkımız olan düşünebilme yeteneğimizi işler hale getirmemizi istiyorum. Belki insanlar kendini bu şekilde değiştirebilirse, şu an iktidar olan parti bile kendi içinde değişime uğrar. Güç aslında bizim elimizdeyken, bu gücü başkalarına verip kendi hayatlarımızla diledikleri gibi oynamalarına göz yummayalım istiyorum. Çok mu şey istiyorum? Hayır ama ben isteyince de olmuyor işte. Okuma yazma oranının düşük olduğu ülkelerden birinde olmamıza rağmen, birçoğumuz bu lükse sahibiz ve bunu partilerin açılımlarını okumak, vaatlerini dinlemek için öğrenmedik. Kendimizi geliştirebilmemizin tek kaynağı bizken, bizi ışık hızıyla tembelleştirerek düşünmekten uzaklaştıran sisteme, anlayışa karşıyım. Karşıyım da karşıyım işte, bunun sonu gelmiyor yalnız, bitmeyecek bu yazı. Tamam bu sefer en kısa haliyle söylüyorum, bu seçim bir dönüm noktasıdır, en kritik virajı HDP'dir ama o dönüm noktasından hep birlikte dönebilir miyiz orasını 8 Haziran günü göreceğiz. Dedeler dışında oylara da sahip çıkalım, attığın oyun bile sayılıp sayılmayacağından, çalınıp yakılmayacağından emin olamadığın bir sistemde umutlu olmak akıl işi midir, onu da bilmiyorum ama siz sandığınıza da, aklınıza da, vicdanınıza da sahip çıkın. Uzun boyu seven her seçmen için basketbol kursları açacağım! Bu vaatle gelen bir parti yok ki işte, bunlar işi bilmiyor, hadi sustum. Oylar insanlığımıza.


Bu arada @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] konu da kapanmayacaktır, elimizden geldiğince takibini yapacağız. Olayı kişiliklere getirip, hakaret boyutunda mesajlar atılırsa gereken yapılır, mesajlar düzenlenir. Tartışabilmeyi ya da kendimizi ifade edebilmeyi yaş itibariyle öğrenmiş insanlarız, her seferinde konu kapatmak mecburiyetinde kalmayalım, tartışalım bol bol, sakin sakin.

__________________

If you can't measure it, it doesn't exist.

 

Çevrimiçi

Hdp barajı aşarsa SAYGI duyarız aşamazsa geçmiş olsun deriz hdp Barış'ı aşamazsa ülke karışır diyenlere kulak asmayınız bu devlet tehditlere boyun eğmez hdp nin oyu çalınmazsa barajı Aşar diyenlerede korkma doğuda hdp nin oyunu kimse çalamaz daha şimdiden kaybedeceklerin Sloganı belli oldu oyları çaldılar işin ilginç tarafı şimdiden akpartinin iktidarını kabullenmişsiniz umarım bu sefer Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun herkes milli iradaye SAYGI gösterir öyle umut ediyorum büyük ihtimalle bu seçim sonrası başkanlık sistemi gelir.

__________________
Sen Benim Gökyüzüne Gönderdiğim Duamın Yeryüzündeki Cevabısın...