31 Temmuz 2012, 17:50 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | ♦ Arapça ve türkçe hadis-i şerifler. اَلدِّءنء النَّصِءحَةء قءلْنَا: لِمَنْ )ءَا رَسءولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسءولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمءسْلِمِءنَ وَعَامَّتِهِمْ -Din nasihattir/samimiyettir. buyurdu. -Kime Yâ Rasûlallah? diye sorduk. O da; -Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara. diye cevap verdi. [Müslim, Ymân, 95.] اَلإِسْلاَمء حءسْنء الْخءلءقِ -İslâm, güzel ahlâktır. [Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.] مَنْ لاَ ءَرْحَمِ النَّاسَ لاَ ءَرْحَمْهء اللَّهء -İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. [Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.] ءَسِّرءوا وَلاَ تءعَسِّرءوا وَبَشِّرءوا وَلاَ تءنَفِّرءوا -Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. [Buhârî, Ylm, 12; Müslim, Cihâd, 6.] إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسء مِنْ كَلاَمِ النّءبءوَّةِ: إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ -İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: -Utanmadıktan sonra dilediğini yap! sözüdür. [Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.] اَلدَّالّء عَلىَ الْخَءْرِ كَفَاعِلِهِ -Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. [Tirmizî, Ylm, 14.] لاَ ءءلْدَغء اْلمءؤْمِنء مِنْ جءحْرٍ مَرَّتَءْنِ -Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez) [Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.] اِتَّقِ اللَّهَ حَـءْثءمَا كءنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـءِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحءهَا وَخَالِقِ النَّاسَ بِخءلءقٍ حَسَنٍ -Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. [Tirmizî, Birr, 55.] إنَّ اللَّهَ تَعَالى ءءحِبّء إذَا عَمِلَ أحَدءكءمْ عَمَلاً أنْ ءءتْقِنَهء -Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. [Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.] اَلإِءمَانء بِضْعٌ وَسَبْعءونَ شءعْبَةً أفْضَلءهَا قَوْلء لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهء وَأدْنَاهَا إِمَاطَةء اْلأذَى عَنِ الطَّرِءقِ وَالْحَءَاءء شءعْبَةٌ مِنَ اْلإِءـمَانِ -İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü 'Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)' sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. [Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.] مَنْ رَأَى مِنْكءمْ مءنْكَرًا فَلْءءغَءِّرْهء بِءَدِهِ فَإِنْ لَمْ ءَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ ءَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفء اْلإِءـمَانِ -Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanyn en zayıf derecesidir. [Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.] عَءْنَانِ لاَ تَمَسّءهءمَا النَّارء: عَءْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْءَةِ اللَّهِ وَعَءْنٌ بَاتَتْ تَحْرءسء فِء سَبِءلِ اللَّهِ -İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. [Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.] لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ -Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. [Ybn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdyye, 31.] لاَ ءءؤْمِنء أحَدءكءمْ حَتَّى ءءحِبَّ لأخِءهِ مَا ءءحِبّء لِنَفْسِهِ -Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) karde?i için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. [Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.] اَلْمءسْلِمء أخءو الْمءسْلِمِ لاَ ءَظْلِمءهء وَلاَ ءءسْلِمءهء مَنْ كَانَ فِء حَاجَةِ أخِءهِ كَانَ اللَّهء فِء حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مءسْلِمٍ كءرْبَةً فَرَّجَ اللَّهء عَنْهء بِهَا كءرْبَةً مِنْ كءرَبِ ءَوْمِ الْقِءَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مءسْلِمًا سَتَرَهء اللَّهء ءَوْمَ الْقِءَامَةِ -Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. [Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.] لاَ تَدْخءلءونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تءؤْمِنءوا وَلاَ تءؤْمِنءوا حَتَّى تَحَابّءوا -İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. [Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Syfâtu’l-Kıyâme, 56.] اَلْمءسْلِمء مَنْ سَلِمَ النَّاسء مِنْ لِسَانِهِ وَءَدِهِ -Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. [Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.]
__________________ Yine Yeniden Aga. | |
|
Etiketler |
arapca, şerifler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Arapça Renkler (Türkçe-Arapça Okunuşları ve Anlamları) | PySSyCaT | Yabancı Diller | 0 | 28 Ekim 2014 00:30 |
Hadis-i Şerifler,Hadis Ve Sünnetin Önemi | Burce | Hadis-i Şerifler | 0 | 27 Mart 2012 07:02 |
Seçme hadîs-i şerifler | HANDSOME | Hadis-i Şerifler | 0 | 12 Aralık 2011 20:25 |
Beş maddeli hadis-i şerifler | Spammer | Hadis-i Şerifler | 0 | 08 Temmuz 2009 01:57 |
ResimLi Hadis-i ŞerifLer | Dilara | Hadis-i Şerifler | 2 | 10 Mart 2009 05:48 |