Çevrimdışı

CanDostu Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

40 civarı dağ (tepe hariç) bulunmaktadır. Örnek olarak Boncuk Dağı verebilirim. Mineral olarak yoğunlukta oligosen minerali, kayaç olarakta orta miyosen yaşlı ayrışmamış volkanitler bulunmaktadır. Tarihçi olarak ilk ortaya atanlardan biri Etem Üngör'dür. Murat Bardakçı'da dillendirmiştir. Murat Bardakçı sayesinde sizde dahil olmak üzere bir çok kişi bu iddiaya inanmıştır. İddia sahibi de ortaya atanda ispatlayamamıştır. Hatta müzik tarihçileri de kanıtlamak için arayışa girmiş ancak hiçbir kanıt ortaya koyamadıkları gibi insanları yanıltmıştır. Halen de bu yanılgı devam etmektedir. Bilerek veya bilmeyerek...

06.02.2017 - 08:15 | Güncelleme: 06.02.2017 - 09:46
İzmir Marşı muamması


28 Şubat günlerinde “Onuncu Yıl Marşı” modası çıkmıştı, şimdi de “İzmir Marşı”! Bir kesimin dilinde “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diye terennüm edilip gidiyor!

Sakın ola ki İzmir Marşı’nı küçümsediğimi düşünmeyin; eser bizim “marş” kavramımıza tıpatıp uyan bir bestedir, melodisi güzeldir, kıvraktır, basittir ve herkes tarafından rahatça okunabilecek şekildedir.

Gazetelerde günlerdir bu marş hakkında haberler çıkıyor ve eserin 1876 ile 1950 arasında yaşamış İzzeddin Hümayi Elçioğlu’nun bestesi olduğu söyleniyordu...

Mesele de işte burada: İzmir Marşı zannedildiği gibi Millî Mücadele yahut Cumhuriyet dönemi eseri değildir, daha eskidir, halis muhlis imparatorluk devrine aittir, yani mehter gibi bir Osmanlı marşıdır!

Marşın bugün elimizde eski senelerden kalmış elyazması tek bir notası bile yoktur; 40’lı ve 50’li senelerdeki şapirograf tekniği ile basılmış notalarda da eserin ismi “İzmir” değil, “Kafkasya Marşı”dır, zaten geçmişte “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” değil, “Kafkasya dağlarında çiçekler açar” diye terennüm edilmiştir, “Kafkasya”nın yerini “İzmir”in alması çok sonralarıdır.

DİNÎ MÜZİK BESTEKÂRI

Eserin kimin bestesi olduğu da, ayrı bir muammadır:



Marşın bestecisi olarak gösterilen İzzeddin Hümayi Bey gerçi çok sayıda marş yapmıştır, bilinen en meşhur marşı “Ertuğrul’un ocağında uyandım” sözleri ile başlayan “Sancak Marşı”dır ama bestecilikteki asıl önemi, dinî musiki sahâsındaki eserleridir. Böyle olması da normaldir, zira İzzeddin Hümayi Bey, Hırkaişerif semtindeki Rifai tekkesinin zâkşirbaşısı, yani baş ilâhicisidir.

Peki, İzmir Marşı nasıl oldu da İzzeddin Hümayi Bey’e mâledildi?

Musiki yazarı Etem Üngör’ün 1966’da çıkarttığı “Türk Marşları” isimli kitabı vasıtasıyla... Rahmetli Etem Bey marşın İzzettin Hümayi’ye ait olduğunu yazdı fakat eseri “İzmir” değil, “Kafkasya Marşı” adı ile yayınladı ve bestenin sonraki senelerde “İzmir’in dağlarında....” ve bazen de “İnönü dağlarında....” diye okunduğunu hatırlattı.

Marşın 1914’teki Kafkas harekâtına ait olduğunu da ifade etti ama eserin İzzeddin Hümayi’ye aidiyeti hakkında herhangi bir belge yahut kayıt göstermedi. Marş, o günden buyana İzzeddin Hümayi Elçioğlu’na mâledilir ama elde hiçbir kaynak bulunmamaktadır! Üstelik, Türkiye’nin en önemli nota yayıncılarından olan Şamlı İskender’in 1927’de çıkartmış olduğu üç cildlik marş külliyatında İzzeddin Hümayi’nin 20 adet eserinin neşredilmiş olmasına rağmen yayında bu marş yoktur!

BAŞKA BİR İZMİR MARŞI...

İzzeddin Hümayi’nin bestelediği bir İzmir Marşı yok mu? Var ama güftesi de, bestesi de farklı. “Güzel İzmir” ismini taşıyan ve “Güzel İzmir, duman varmış başında / Arzum kaldı toprağında taşında” sözleri ile başlayan eserin bende bulunan nüshasını bu köşede yayınlıyorum, görebilirsiniz...

Daha da önemlisi: İzzeddin Hümayi Elçioğlu’nun kolleksiyonu, yani elyazması nota arşivi bundan 35-40 sene kadar önce kızı tarafından “Geçsin günler haftalar”, “İlkbahar yaz mevsim mevsim” yahut “Bana bir aşk masalından...” gibi unutulmaz şarkıların bestekârı Erol Sayan’a hediye edilmiştir ama İzzeddin Hümayi’nin elyazısı ile olan binlerce nota arasında “İzmir” yahut “Kafkasya” Marşı’nı bulamazsınız!

Mesele, işte burada: Marşın kimin eseri olduğunu bilmiyoruz... Dün üstad bestekâr Erol Bey ile konuştum, o da benim gibi düşünüyordu ve “Anonim bir beste” dedi... “Sarıkamış ve Kafkas muharebelerinde okunmuş ama bestekârı bilinmeyen bir eser”...

Sözkonusu marş hakikaten İzzeddin Hümayi’nin eseri olabilir fakat olmaması ihtimali de mevcuttur, muamma orijinal notanın günün birinde ortaya çıkması ile halledilebilecektir ama şimdilik görünen, “Hayıııır!”cı kesimin Cumhuriyet değil, gecegündüz bir Osmanlı marşını terennüm etmesidir!

Murat Bardakçı

 

Çevrimdışı

esekherif Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

06.02.2017 - 08:15 | Güncelleme: 06.02.2017 - 09:46 İzmir Marşı muamması 28 Şubat günlerinde “Onuncu Yıl Marşı” modası çıkmıştı, şimdi de “İzmir Marşı”! Bir kesimin dilinde “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diye terennüm edilip gidiyor! Sakın ola ki İzmir Marşı’nı küçümsediğimi düşünmeyin; eser bizim “marş” kavramımıza tıpatıp uyan bir bestedir, melodisi güzeldir, kıvraktır, basittir ve herkes tarafından rahatça okunabilecek şekildedir. Gazetelerde günlerdir bu marş hakkında haberler çıkıyor ve eserin 1876 ile 1950 arasında yaşamış İzzeddin Hümayi Elçioğlu’nun bestesi olduğu söyleniyordu... Mesele de işte burada: İzmir Marşı zannedildiği gibi Millî Mücadele yahut Cumhuriyet dönemi eseri değildir, daha eskidir, halis muhlis imparatorluk devrine aittir, yani mehter gibi bir Osmanlı marşıdır! Marşın bugün elimizde eski senelerden kalmış elyazması tek bir notası bile yoktur; 40’lı ve 50’li senelerdeki şapirograf tekniği ile basılmış notalarda da eserin ismi “İzmir” değil, “Kafkasya Marşı”dır, zaten geçmişte “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” değil, “Kafkasya dağlarında çiçekler açar” diye terennüm edilmiştir, “Kafkasya”nın yerini “İzmir”in alması çok sonralarıdır. DİNÎ MÜZİK BESTEKÂRI Eserin kimin bestesi olduğu da, ayrı bir muammadır: Marşın bestecisi olarak gösterilen İzzeddin Hümayi Bey gerçi çok sayıda marş yapmıştır, bilinen en meşhur marşı “Ertuğrul’un ocağında uyandım” sözleri ile başlayan “Sancak Marşı”dır ama bestecilikteki asıl önemi, dinî musiki sahâsındaki eserleridir. Böyle olması da normaldir, zira İzzeddin Hümayi Bey, Hırkaişerif semtindeki Rifai tekkesinin zâkşirbaşısı, yani baş ilâhicisidir. Peki, İzmir Marşı nasıl oldu da İzzeddin Hümayi Bey’e mâledildi? Musiki yazarı Etem Üngör’ün 1966’da çıkarttığı “Türk Marşları” isimli kitabı vasıtasıyla... Rahmetli Etem Bey marşın İzzettin Hümayi’ye ait olduğunu yazdı fakat eseri “İzmir” değil, “Kafkasya Marşı” adı ile yayınladı ve bestenin sonraki senelerde “İzmir’in dağlarında....” ve bazen de “İnönü dağlarında....” diye okunduğunu hatırlattı. Marşın 1914’teki Kafkas harekâtına ait olduğunu da ifade etti ama eserin İzzeddin Hümayi’ye aidiyeti hakkında herhangi bir belge yahut kayıt göstermedi. Marş, o günden buyana İzzeddin Hümayi Elçioğlu’na mâledilir ama elde hiçbir kaynak bulunmamaktadır! Üstelik, Türkiye’nin en önemli nota yayıncılarından olan Şamlı İskender’in 1927’de çıkartmış olduğu üç cildlik marş külliyatında İzzeddin Hümayi’nin 20 adet eserinin neşredilmiş olmasına rağmen yayında bu marş yoktur! BAŞKA BİR İZMİR MARŞI... İzzeddin Hümayi’nin bestelediği bir İzmir Marşı yok mu? Var ama güftesi de, bestesi de farklı. “Güzel İzmir” ismini taşıyan ve “Güzel İzmir, duman varmış başında / Arzum kaldı toprağında taşında” sözleri ile başlayan eserin bende bulunan nüshasını bu köşede yayınlıyorum, görebilirsiniz... Daha da önemlisi: İzzeddin Hümayi Elçioğlu’nun kolleksiyonu, yani elyazması nota arşivi bundan 35-40 sene kadar önce kızı tarafından “Geçsin günler haftalar”, “İlkbahar yaz mevsim mevsim” yahut “Bana bir aşk masalından...” gibi unutulmaz şarkıların bestekârı Erol Sayan’a hediye edilmiştir ama İzzeddin Hümayi’nin elyazısı ile olan binlerce nota arasında “İzmir” yahut “Kafkasya” Marşı’nı bulamazsınız! Mesele, işte burada: Marşın kimin eseri olduğunu bilmiyoruz... Dün üstad bestekâr Erol Bey ile konuştum, o da benim gibi düşünüyordu ve “Anonim bir beste” dedi... “Sarıkamış ve Kafkas muharebelerinde okunmuş ama bestekârı bilinmeyen bir eser”... Sözkonusu marş hakikaten İzzeddin Hümayi’nin eseri olabilir fakat olmaması ihtimali de mevcuttur, muamma orijinal notanın günün birinde ortaya çıkması ile halledilebilecektir ama şimdilik görünen, “Hayıııır!”cı kesimin Cumhuriyet değil, gecegündüz bir Osmanlı marşını terennüm etmesidir! Murat Bardakçı

Bak ne güzel alıntılamışsınız. Artık o da kabul etti mahfuz olamayacağını. Kabul ediyor ama sonrasında ne yapıyor? İspatsız, delilsiz, kanıtsız olduğunu hatta anonim olduğunu söyleyerek son paragrafıyla insanları yanıltıyor.

Murat Bardakçı, insanları yanıltmada bir numaradır. Tarihin bir tarihi vardır. Bardakçı tarihsiz tarih yazmaya çalışmaktadır.

İşaret ettikleri tek şey Kemal Tahir adında bir yazarın romanından alıntı yapılması. Bu roman ve Etem Üngör'e dayandırılarak böyle bir sav ortaya atmışlardır.

Emin olun bu konuyu çok araştırdım. Kafkasya cepheside bizim cepheydi. Ama bu marş için Kafkas cephesine yazılmış Kafkas Marşı demek için elle tutulur hiçbir kanıt yoktur. Ortaya atılmış yanıltmaca ve gerçek dışı iddia konusudur.

__________________
Deniz ol dalgan olayım, sahil ol kumun olayım
Martına kanat olayım, tüyümü Maviye boya
Adın Mavi, Gözlerin Mavi, Aşkın Mavi

 

Çevrimdışı

Velhasıl kelam görevden alınmıştır. Herşey bitti şimdi marşı ı tartışıyosunuz.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Seçim var yakında ona odaklanın
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

__________________
Aslen asabi, tercihen sempatik, şeklen kültürlü, mecburen duygusal...

 

Çevrimdışı

CanDostu Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bak ne güzel alıntılamışsınız. Artık o da kabul etti mahfuz olamayacağını. Kabul ediyor ama sonrasında ne yapıyor? İspatsız, delilsiz, kanıtsız olduğunu hatta anonim olduğunu söyleyerek son paragrafıyla insanları yanıltıyor. Murat Bardakçı, insanları yanıltmada bir numaradır. Tarihin bir tarihi vardır. Bardakçı tarihsiz tarih yazmaya çalışmaktadır. İşaret ettikleri tek şey Kemal Tahir adında bir yazarın romanından alıntı yapılması. Bu roman ve Etem Üngör'e dayandırılarak böyle bir sav ortaya atmışlardır. Emin olun bu konuyu çok araştırdım. Kafkasya cepheside bizim cepheydi. Ama bu marş için Kafkas cephesine yazılmış Kafkas Marşı demek için elle tutulur hiçbir kanıt yoktur. Ortaya atılmış yanıltmaca ve gerçek dışı iddia konusudur.

Dostum neyin tartışma konusu olduğunu bile okumamışsın. Tartıştıkları konu kimin bestesi olduğudur. Burada söz konusu olan ise İzmir marşı denilen şeyin milli mücadelen önce yazılıp söylenmesidir. Tartışma götürmez bir konuyu bile tartılışılır hale getirmeni anlamıyorum. Murat bardakçı bunu tartışmıyor bile

''Mesele de işte burada: İzmir Marşı zannedildiği gibi Millî Mücadele yahut Cumhuriyet dönemi eseri değildir, daha eskidir, halis muhlis imparatorluk devrine aittir, yani mehter gibi bir Osmanlı marşıdır!'' Diyerek noktayı koymuş. Hoş İzmir marşına çevrilere günümüzde kullanılan şeklide çok güzel bence yoksa layikliğin bi yere gidiyaaaacığı yok.

 

Çevrimdışı

esekherif Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Dostum neyin tartışma konusu olduğunu bile okumamışsın. Tartıştıkları konu kimin bestesi olduğudur. Burada söz konusu olan ise İzmir marşı denilen şeyin milli mücadelen önce yazılıp söylenmesidir. Tartışma götürmez bir konuyu bile tartılışılır hale getirmeni anlamıyorum. Murat bardakçı bunu tartışmıyor bile ''Mesele de işte burada: İzmir Marşı zannedildiği gibi Millî Mücadele yahut Cumhuriyet dönemi eseri değildir, daha eskidir, halis muhlis imparatorluk devrine aittir, yani mehter gibi bir Osmanlı marşıdır!'' Diyerek noktayı koymuş. Hoş İzmir marşına çevrilere günümüzde kullanılan şeklide çok güzel bence yoksa layikliğin bi yere gidiyaaaacığı yok.

Sanırım anlatamıyorum. Gönderdiğiniz yazıyı tekrar okuyun.

Kafkasya marşı olduğuna dair hiçbir bulgu yok. Sadece bir kaç kişinin iddiasını gündeme getirmiştir Murat Bardakçı ve diğerleri.

Ben akademisyen camiada bulunan birisiyim. Biz bir makale veya akademik proje hazırladığımızda atıfta bulunuruz. Atıfta bulunduğumuz yazının doğru bilgi olması için atıfın kime ait olduğunu referans bölümümüzde belirtiriz. Yani kesin konuşmak için kanıtlarla birlikte ispatlı yazarız.

Size anlamanız için şöyle bir örnek vermek istiyorum. Osmanlı'nın Mehter Marşı'nın, Göktürk zamanında yazıldığını ve söylendiğini birisi iddia ettiğini düşünün. Ama iddia sahiplerinin hiçbir kanıtı ve bulgusu yok. Bu durumda Mehter Marşı Göktürklerin mi oluyor?

__________________
Deniz ol dalgan olayım, sahil ol kumun olayım
Martına kanat olayım, tüyümü Maviye boya
Adın Mavi, Gözlerin Mavi, Aşkın Mavi

 

Çevrimdışı

ßen Marşı kim Getirmiş Kim yazmış Herhangi ßir ßilgi Sahibi Degilim, Ama Şöyle ßi Durum Söz konusu. Özellikle Son yıllarda ßu marş ve ßenzeri Marşlara karşı toplumun ßi ßölümünde Kin mi Desem, Nefret mi Desem, Veya Hazımsızlık mı desem Çözemedim ßi kafa yapısı var. Ama Şu unutuluyor ßu ülke insanı yasakları Seviyor.. yani ne kadar yasaklanırsa ßirşey bir o kadar ßenimsenir hatta Eskisinden daha Fazla ilgi duyulur..

__________________
Edep; aklın Tercümanıdır. İnsan edebi kadar akıllı, Aklı kadar şerefli, Şerefi kadar Kıymetlidir. Massive..






Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.