25 Ocak 2018, 23:11 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan ABD'nin 'Güvenli Bölge'' önerisiyle ilgili açıklama Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Bizim ABD ile güvenli bölge veya başka bir konu, yani ciddi bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmeyi görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım" dedi. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Çavuşoğlu, "Güveni tesis edebilmemiz için de ABD'den somut adımlar görmemiz gerektiğini de söyledik. Dolayısıyla sadece bununla sınırlı. Yani öyle bir teklif geldi, hemen öyle kabul et olmaz. Bunlar ciddi işler. Detayını da konuşabilmek için önce o güvenin yeniden tesis edilmesi lazım" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri, Avrupa ve Uyum Bakanı Dr. Karin Kneissl ile bir araya geldi. İki bakan görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. ABD'nin güvenli bölge önerisiyle ilgili konuşan Çavuşoğlu, şunları söyledi: "Zeytindalı Operasyonu'nu Afrin'de başlattıktan sonra Rex Tillerson'dan bir açıklama gelmişti; güvenli bölge konusunda Türkiye ile beraber çalışabiliriz diye. Biz de zaten operasyonu başlatırken buraların Afrin bölgesindeki Suriye halkı için, evlerini terk eden ve yerinden edilmiş insanlar için adeta güvenli bölgeler olacak demiştik. Sonra böyle bir açıklama geldi. Paris'teki görüşmemizde ne demek istediğini kendisine sordum. Kendisi de Türkiye-Suriye sınırında baştan sona 911 kilometrede 10 kilometrelik bir güvenli bölge düşündüklerini ama 30 kilometre öteden de Türkiye'ye roketler geldiği için 30 kilometre olabileceğini, dolayısıyla böyle bir tampon bölge oluşturmayı kastettiğini söyledi. Tabi bu güvenli bölge konusunda daha önce Cumhurbaşkanımız gündeme getirmişti. Farklı yorumlarımız olabilir veya hedefler, beklentiler olabilir. Bizim anladığımız şey farklı, onlarınki farklı olabilir. Ama her şeyden önce bizim ABD ile güvenli bölge veya başka bir konu, yani ciddi bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmeyi görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım. Daha önce neden güvenemeyeceğimize dair açıklamalarda bulundum, sebeplerini de açıkladım. Yani ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana ABD'nin bize verdiği hiçbir sözü tutmaması. En son Sayın Trump'ın 'YPG'ye bundan sonra silah vermeyeceğiz' demesi. Hatta dün akşamki telefon görüşmesinde 'Artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. Dolayısıyla FETÖ'nün Amerika'da yaşaması, bir güven bunalımı oldu. Önce bu güveni tesis etmemiz lazım dedim, herhangi bir şeyi sizinle konuşabilmemiz için. Ve güveni tesis edebilmemiz için de ABD'den somut adımlar görmemiz gerektiğini de söyledik. Dolayısıyla sadece bununla sınırlı. Yani öyle bir teklif geldi, hemen öyle kabul et olmaz. Bunlar ciddi işler. Detayını da konuşabilmek için önce o güvenin yeniden tesis edilmesi lazım." “ASKIYA ALMA YA DA İPTAL DİYE BİR ŞEY YOK" Çavuşoğlu, Almanya'nın Zeytin Dalı operasyonunda kullanıldığı gerekçesiyle leopar tanklarının modernizasyonunu durdurduğunu yönündeki iddiaların sorulması üzerine şunları kaydetti: “Savunma sanayisi ile ilgili bir sıkıntı yok. En son leopar tanklar, motorlarla ilgili son bir komisyon toplanacaktı. Sanırım bu komisyon toplantısı ertelendi. Yani askıya alma ya da iptal diye bir şey yok. Benim bildiğim, bana söylenen buydu. Komisyon toplantısı ertelendi. Sigmar ile sürekli görüşüyoruz telefonda, geçen de görüştük telefonda, savunma sanayimi de görüşüyor. Yani hatırlayacaksınız Bostel'da bir açıklaması oldu. Yani Türkiye bu tanklarla Deniz Yücel olayı bir değildir. Biz destek vermezsek yarın bir 'Türk askeri şehit olursa bundan biz de sorumluyuz' demişti. Biz terörle mücadele ederken, müttefikimiz hele hele ilişkilerimizi düzeltmeye başladığımız, olumlu adımlar attığımız Almanya'dan da tabi destek ve dayanışma bekleriz. Teröristleri desteklememesini bekleriz. Onlar da, biliyorum baskı altında. Özellikle o ülkede PKK'lılar var, PKK'lıların siyasi kanadı var, parlamentoda var. Sadece oradaki bazı Türk kökenli siyasetçileri söylemiyorum. Özellikle Linken'in içinde hatta CTP'nin içinde aşırı kanatta olanlar var. Ama özellikle de Linken'in içindeki milletvekilleri tamamen PKK destekçisi, yüzde 90'ı. Bunlar bir tanesi var ki Hunko gibi her yerde PKK'nın avukatlığını yapıyor. Basında biraz baskı var. Ama sadece bildiğim komisyon toplantısının erteleneceği idi. Türkiye'nin savunma sanayindeki işbirliğinin tamamen iptali değil." MÜMBİÇ'E OPERASYON Çavuşoğlu, bir gazetecinin “Mümbiç operasyon gündemde mi?" sorusu üzerine ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Sayın Cumhurbaşkanımız dün akşam net bir şekilde söyledi. Bir, YPG'ye silah vermeyi durdurun, Trump'ta 'artık vermiyoruz, size de söz vermiştik, artık vermiyoruz' dedi. Umarım bu doğru çıkar çünkü orada farklı kişilerden, farklı gruplardan, farklı devlet kurumlarından farklı sesler çıkıyor. Diğer taraftan Cumhurbaşkanımız Mümbiç'ten ABD askerlerinin çekilmesini de söyledi. Burada YPG'liler var ve YPG'liler yine Fırat Kalkanı operasyon bölgesindeki askerimize ve Özgür Suriye Ordusu'na tacizde bulunuyor. Nasıl Afrin'den bize ve İdlib bölgesine hatta Fırat Kalkanı operasyonuna saldırılarda bulunduysa, oradan da bulunuyor. Burası da yüzde 90 Arapların yaşadığı bir şehir ve buranın güvenliğini de biz gayet iyi sağlayabiliriz. Ayrıca buradan taciz devam ederse, Afrin'de olduğu gibi biz burada gerekeni yaparız. Bizim söylediğimiz gayet net. Yani Amerikan karşıtlığı değil, YPG'ye karşı. Amerika'da 'ben YPG'ye karşıyım' demez, dememeli." OPERASYON ALANI Operasyon alanı daha sonra genişleyebilir mi? Sorusuna ise Çavuşoğlu şöyle yanıt verdi: “Cumhurbaşkanımız da, Başbakanımız da her zaman söyledi; biz teröristler karşı ve sınırımızdaki tehdide karşı nerede olursa olsun gerekeni yapmalıyız ve yaparız. Bu nereden gelirse gelsin." “YPG'NİN AMACI SURİYE'Yİ BÖLMEK" YPG'nin Esad rejimi ile ilgili pazarlık iddialarının sorulması üzerine Çavuşoğlu şunları kaydetti: “Rejim de şunu biliyor ki, Hatay'ın güneyine baktığımız zaman rejimde bizim sınır komşumuz. Onlar da bizim uçağımızı düşürdü zamanında biz de karşılığını verdik. Onlardan bize bir saldırı veya bir taciz gelmediği sürece biz rejimi niye hedef alalım? Bugüne kadar Hatay'ın güneyinde almadık. Siyasi olarak tanımayız, şu anda siyasi çözümde muhalefetle bir araya geldiler, o süreci destekliyoruz, geçiş dönemini… siyasi bir çözüm için biz çaba sarf ediyoruz, Soçi'de, Astana'da hepsinde çaba sarf ediyoruz. O yarı bir şey ama rejimden bize doğrudan bir tehdit, saldırı gelmediği sürece biz niye bir şey yapalım? Ama burada rejim de şunu biliyor ki, YPG'nin amacı Suriye'yi bölmek. Birbiri ile çatışan gruplarda dahil hepsi de Suriye'nin sınır bütünlüğünden yana ve bunlar terörist, bunlar bölücü. Rejimin bunların ne olduğunu bildiğini biliyoruz. Bu teröristlerle rejimin de işbirliği yapmayacağını inanıyoruz." DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, (Erdoğan-Trump görüşmesi) "Sanırım açıklama, görüşme yapılmadan önce ABD tarafından hazırlanmış. Dolayısıyla tam gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu. Onların değişik mazeretleri olabilir. Sayın Trump, Davos Zirvesi'ne katılmak için İsviçre'de. Dolayısıyla zaten görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Ama önceden hazırlandığı ve görüşülmeyen konuları bile görüşülmüş gibi veya o tonda, konuşulmayan şeyleri konuşulmuş gibi hazırlanmış bir açıklama oldu. Gerçeği yansıtmıyor" “ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana ABD'nin bize verdiği hiçbir sözü tutmaması, en son Sayın Trump'ın 'YPG'ye bundan sonra silah vermeyeceğiz' demesi, hatta dün akşamki telefon görüşmesinde 'artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. Dolayısıyla FETÖ'nün ABD'de yaşaması vesaire, bir güven bunalımı oldu. Önce herhangi bir şeyi bizim sizinle görüşebilmemiz için bu güveni tesis etmemiz lazım dedim." Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri, Avrupa ve Uyum Bakanı Dr. Karin Kneissl ile bir araya geldi. İki bakan Beşiktaş Dolmabahçe'de bulunan Başbakanlık çalışma ofisinde basına kapalı olarak gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından, burada ortak bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında bir konuşma yapan Bakan Çavuşoğlu, sözlerinin başında, “Büyükada'da ağırlamak istedik, kendinsin de Büyükada ve İstanbul'la ilgili güzel anıları var. Sayın Kneissl söz verdi, hava güzel olduğunda Büyükada'ya gideceğiz" dedi. Bakan Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirme kararı aldıklarını ifade ederek, “Türkiye'nin gerek Avrupa gerekse tüm dünyayla ilişkileri çok daha iyi bir noktaya getirmek için çalışıyoruz. Hiçbir millete karşı düşmanlığımız bulunmuyor. Türkiye'den verilen tepkilerin ya Türkiye ile ilgili alınan bir karar ya da Türkiye ile ilgili yapılan bir açıklamaya cevap. Dolayısıyla bizim basın aracılığıyla konuşmayı bırakıp doğrudan konuşmamız daha faydalı olur. Bugün her iki bakan arasında da bu anlayışın olduğunu gördük. Biz Avusturya'dan Türkiye ile ilgili düşüncelerini değiştirmesini isteyemeyiz ya da zorlayamayız ama her duyduğu hissi de açık bir şekilde gündeme getirmesine gerek yok. Biz Avusturya'nın tarihiyle hiç uğraşmıyoruz. Kararlar da almıyoruz. Dolayısıyla bu tür adımlar atmamıza gerek yok" dedi. EFES KAZILARI Çavuşoğlu, “Daha önce Avusturya'da atılan adımlar sebebiyle Türkiye'deki Avusturyalıların gerçekleştirdiği arkeolojik kazıları da biz durdurmuştuk. Esasen bu hoşumuza giden bir adım değil ama bize karşı atılan adımlar ve söylemlerden dolayı böyle bir karar almıştık. Bunlara tekrar başlayabiliriz. Bu Avusturya için de semboliktir. Çok iyi de bir iş birliği vardı aramızda. Bu tür iş birliklerini devam ettirebiliriz" dedi. Çavuşoğlu ayrıca görüşmede, PKK ve FETÖ ile mücadele konularını da ele aldıklarını, Avusturya ile FETÖ ile ilgili konularda da Türkiye'den istenen daha detaylı istihbari bilgileri paylaşacaklarını belirtti. GÜVENLİ BÖLGE Çavuşoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın, Afrin'de 30 kilometrelik güvenli hat oluşturma önerisine Türkiye'nin onay verip vermediğini sorması üzerine, "Zeytin Dalı Operasyonu'nu Afrin'de başlattıktan sonra Rex Tillerson'dan bir açıklama gelmişti 'güvenli bölge konusunda Türkiye ile beraber çalışabiliriz' diye. Biz de zaten operasyonu başlatırken buraların Afrin bölgesindeki Suriye halkı için hiç ayrım yapmaksızın, Araplar, Türkmenler, Kürtler için ve evlerini terk eden göçmenler ve yerinden edilmiş insanlar için adeta güvenli bölgeler olacak demiştik. Sonra böyle bir açıklama geldi. Paris'teki görüşmemizde ne demek istediğini sordum. Kendisi, tüm Türkiye-Suriye sınırında baştan sona, 911 kilometrede bir 10 kilometrelik güvenli bölge düşündüklerini, ama 30 kilometre öteden de Türkiye'ye roketler geldiği için 30 km olabileceğini, dolayısıyla böyle bir tampon bölge oluşturmayı kastettiğini söyledi. Güvenli bölge konusunu daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdi. Ama bundan ne anlıyoruz? Farklı yorumlarımız, hedef ve beklentilerimiz olabilir. Bizim anladığımız şey farklı, onlarınki farklı olabilir. Ama her şeyden önce bizim ABD ile güvenli bölge veya başka bir konuyu, yani ciddi bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmeyi, görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım. Daha önce neden güvenemeyeceğimize dair açıklamalarda bulundum, sebeplerini de açıkladım. ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana ABD'nin bize verdiği hiçbir sözü tutmaması, en son Sayın Trump'ın 'YPG'ye bundan sonra silah vermeyeceğiz' demesi, hatta dün akşamki telefon görüşmesinde 'artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. Dolayısıyla FETÖ'nün ABD'de yaşaması vesaire, bir güven bunalımı oldu. Önce herhangi bir şeyi bizim sizinle görüşebilmemiz için bu güveni tesis etmemiz lazım dedim. Güveni tesis edebilmek için de ABD'den somut adımlar görmemiz gerektiğini söyledik. Dolayısıyla, sadece bununla sınırlı. 'Öyle bir teklif geldi, hemen kabul et' olmaz. Bunlar ciddi işler. Detayını da görüşebilmek için önce o güvenin yeniden tesis edilmesi lazım ki, bizim neden güven duymadığımızı kendileri de biliyor, halkımız da biliyor" diye konuştu. ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin Erdoğan-Trump görüşmesi perde arkasında neler olduğunun sorulması üzerine şunları kaydetti: Sanırım açıklama görüşme yapılmadan önce ABD tarafından hazırlanmış. Dolayısıyla tam gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu. Onların değişik mazeretleri olabilir. Sayın Trump, Davos Zirvesi'ne katılmak için İsviçre'de. Dolayısıyla zaten görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Ama önceden hazırlandığı ve görüşülmeyen konuları bile görüşülmüş gibi veya o tonda, konuşulmayan şeyleri konuşulmuş gibi hazırlanmış bir açıklama oldu. Gerçeği yansıtmıyor. Sanırım zaten açıklama için bugün ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ı arayacaktı. Büyük olasılıkla da görüşmüşlerdir. AVUSTURYA'NIN NATO FAALİYETLERİ Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin Türkiye'nin Avusturya'ya NATO ile iş birliği konusunda engel olduğu yönündeki sorusu üzerine, “Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkabilir ama meclisinden tutup da bir karar aldığı zaman problem değilse, benim Avusturya'nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemem de doğal olması lazım sizin için. Benim için doğal bir durum değil. Çünkü ben bana yönelik atılan bir adıma karşılık vermek durumunda kaldım. Halkımın da beklentisi bu" dedi. Çavuşoğlu, artık pozitif gündeme odaklanmak gerektiğini, ortak atılacak birçok adım bulunduğunu söyledi. TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde Avusturya'nın izlediği Türkiye karşıtı tutumun sorulması üzerine Çavuşoğlu şunları kaydetti: "Bugün Avusturya'nın Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusundaki pozisyonunu ya da fikrini değiştirmek gibi bir çabam olmadı. Olmayacak da. Avusturya zaten bu konuda fikrini açıkladı. Ancak Türk halkının yüzde 75'i de, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı. Sonuçta biz de böyle bir durum gerçekleştiği zaman ilerde, olursa halkımıza soracağız. Ama AB'nin bir karar vermesi lazım. Sadece Avusturya değil. AB içinde de üye ülkelerin yüzde 75'i Türkiye'nin tam üye olmasında ısrarcı." “İSTEMİYORSA DA 'İSTEMİYORUZ' DİYE KARAR VERSİN" Bakan Çavuşoğlu, AB müzakereleri karmaşık fikir ve duyguların ortaya atıldığını belirterek, "Bizim karşı olduğumuz şey bugüne kadar, Avusturya'nın Türkiye'ye karşı sizin de söylediğiniz gibi, sert tutum içinde olması. Avusturya bu düşüncesini hükümet programına koymak zorunda değil. Avusturya Türkiye karşıtlığını böyle sert bir söylemle de gündeme getirmek zorunda değil. Biz Avusturya karşıtlığını hiç bir zaman gündeme getirmiyoruz. Seçim kampanyalarında Avusturya karşıtlığı yapmıyoruz, Avusturyalılara saldırmıyoruz, Hristiyan düşmanlığı da yapmıyoruz" dedi. Çavuşoğlu, Türkiye'nin birlikte çalıştığı ve çalışacağı ülkelerden de aynı tutumu beklediğini ifade ederek, "Fikriniz olabilir, düşünceniz olabilir ama bunu bir nefret diliyle Türkiye karşıtlığına, İslam karşıtlığına dönüştürmek zorunda değilsiniz. Herkesin fikri düşüncesi olabilir. Anlaşamasak da saygı duyarız. Türkiye'nin AB'ye katılım süreci 60 yıl önce başladı. Biz bir 60 yıl daha bekleyemeyiz. Kararını versin. İstemiyorsa da 'istemiyoruz' diye karar versin. Biz de kendi işimize bakarız" dedi. DİPLOMATİK TEMASLAR GELİŞTİRİLECEK Çavuşoğlu'nun ardından söz alan Bakan Kneissl, basın toplantısında yaptığı konuşmasında, gelecek yıllarda hem bakanlık hem teknik, bürokratik, konsolosluklar düzeyinde daha fazla adım atılacağını düşündüğünü ve bugünkü görüşmelerden memnun olduğunu, toplantının beklentisinin üzerinde gerçekleştiğini, karşılıklı diplomatik temasların geliştirilmesi konusunda da mutabık kaldıklarını ifade etti. “ÜÇÜNCÜ TARAFLAR ÇOK KARIŞTI BİZİM İLİŞKİLERİMİZE" Kneissl, "Çok samimi konuştuk, görüştük. Gerçekten de kritik, sıkıntılı konulara değinebildik. Çünkü benim buradaki amacım, birlikte hareket etmek, birbirimiz hakkında değil de birbirimizle konuşmak. Üçüncü taraflar çok karıştı bizim ilişkilerimize. Onun için burada bugünkü işbirliği, yeni yollar arayışı bulmak ve diyalog arayışı önemliydi diyebilirim" şeklinde konuştu. Avusturyalı Bakan Kneissl, Büyükada'yla ilgili güzel anıları olduğunu ve adaya en son 1982'de gittiğini ifade ederek, daha iyi hava şartlarında tekrar adayı ziyaret etmek istediğini söyledi. Kneissl, Bakan Çavuşoğlu'nu da Viyana'ya davet etti. EFES KAZILARI Kneissl, Efes kazılarının yeni bir dinamikle geliştirme isteklerinin olduğunu belirterek, “Bu bilimsel bir çalışma ve turistik yanı da var. 1895'ten bu yana burada ortak hareket ediyoruz. Bunun dışında belki henüz çok kapsamlı görüşmediğimiz bazı şeyler olabilir. Bu konuda biraz daha teknik olarak hareket etmemiz gerekiyor" diye konuştu. “ZEYTİN DALI HAREKATI'YLA İLGİLİ KONUŞTUK" İkili görüşmelerde, bölgesel ve siyasi konuların da ele alındığını vurgulayan Kneissl, “Viyana'da Suriye özel görevlisi başkanlığında görüşmeler yapılıyor, Birleşmiş Milletler nezdinde. Kuzey Suriye ve buradaki Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili konuştuk. Buradaki gelişmeleri de kısmen kaygıyla izlediğimi ifade ettim. Burada da bütün konuların aslında bir müzakereyle çözüleceği konusunda da mutabık kaldığımızı söyleyebilirim. Burada siyasi kararların alınması gerektiğini söyledik. Ayrıca buradaki öğretmenler ve yazarlar hakkında da görüştük. Bazı konularda farklı fikirlerimiz olmasına rağmen birçok konuya değindik ve bunu da karşılıklı güven ortamında yapabildik. Başka düzeylerde de diyalog sağlayacağımızı söyleyebildik" diye konuştu. “AVRUPA BİRLİĞİ KONUSUNA ÇOK KISACA DEĞİNDİK" Kneissl, bir gazetecinin Avusturya'nın Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliği konusundaki sert tutumunu değiştirip değiştiremeyeceğine ilişkin sorusu üzerine ise şu yanıtı verdi: Ziyaret amacım, birinci derecede karşılıklı görüşmeleri ve buradaki atmosferi geliştirmekti. Fazlasıyla memnun olduğumu, birçok konuya değindiğimizi ifade ettim. Avrupa Birliği konusuna çok kısaca değindik ama bizim birinci ve öncelik verdiğimiz konu bu değildi. Çünkü Sayın Çavuşoğlu'nun dediği gibi aramızdaki görüş ayrılıklarını ve Avusturya'nın burada farklı bir tutumda olduğunu da biliyoruz. Bu bir sır değil. Ancak bu konunun dışında Viyana ile Ankara arasında görüşeceğimiz birçok konu olduğunu düşünüyoruz. Benim de buraya gelmemin asıl nedeni buydu. Bu anlamda da bugünkü ziyaretimiz, Avusturya bakımından ve umarım Türkiye bakımından da çok verimli geçti. Toplantının ardından Kneissl, Bakan Çavuşoğlu'na 1718 Pasarofça Barış Antlaşması'nın 100. yılında yazılmış bir fermanın metninin yazılı olduğu tabloyu hediye etti. Çavuşoğlu da konuk bakana bir vazo hediye etti. (alıntı) | |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Guardian'a makale yazdı | Seth | Haber Arşivi | 0 | 21 Ekim 2014 12:10 |
Çavuşoğlu: Güvenli bölge ve uçuşa yasak alan tesis edilmeli | Seth | Haber Arşivi | 0 | 10 Ekim 2014 17:52 |
Irak Dışişleri Bakanı'ndan IŞİD açıklaması | Seth | Haber Arşivi | 0 | 09 Ağustos 2014 13:01 |
Dışişleri Bakanlığı'ndan Açıklama | Cemalizim | Haber Arşivi | 0 | 16 Mart 2012 10:09 |
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan Egemen Bağış açıklaması | PassioN | Haber Arşivi | 0 | 07 Şubat 2012 20:25 |