Çevrimdışı

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev yaptığı dönemde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olan Ahmet Sever, Gül ile geçen yıllarını ‘Abdullah Gül ile 12 Yıl’ ismi ile kitaplaştırdı. Sever, 12 yılda yaşanan önemli siyasi olayları Gül cephesinden anlatıyor.

Sever’e göre Abdullah Gül, Kıbrıs sorununun çözümü için Annan Planı çerçevesinde, 12-13 Aralık 2002’de, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yapılan zirveyi tarihi bir fırsat olarak görüyordu. Türk tarafı bu zirvede Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan’ın hazırladığı metni imzalasaydı, Annan Planı Kıbrıslı Türkler ve Rumlar için referanduma sunulacak, hem Kıbrıs Anlaşması kabul edilecek hem de AB’ye üyelik onaylanacaktı. Bu şekilde AB’ye üye olmak isteyen Rumlar, yeni anlaşmayı da kabul etmiş olacaktı. Fakat metin imzalanmadığı için sonraki planlarda bu imkân yer almayınca Sever, Gül’ün “Acemi olduğumuz döneme denk geldi. Birkaç aylık tecrübemiz olsaydı bu fırsat kaçırtmazdık” dediğini belirtiyor.
Tezkere kâbusu
Gül’ün Başbakanlık yıllarında MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç’ın “Eşiniz başını açsa sizin heykelinizi dikeriz” dediğini aktaran Sever, Gül’ün bu talebe çok sinirlenerek “Ben sizin eşinizin nasıl giyindiği ile ilgileniyor muyum?” dediğini kaydediyor.
1 Mart Tezkeresi öncesinde Gül’ün çok gergin ve huzursuz olduğunu belirten Sever, Gül’de bazı tikler başladığını, parmaklarını değişik şekillerde oynatıp yüzüne farklı ifadeler verdiğini yazıyor. O dönemde Gül’ün şu kâbusu anlattığını da aktarıyor: “Rüyamda Türkiye’den kalkan uçaklar Irak’ı bombalıyordu. Her tarafta parçalanmış çocuk cesetleri vardı. Kan ter içinde uyandım.”
Dizi izlerken açıklandı
Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde yayımlanan “27 Nisan Muhtırası” konusunda Sever şunları anlatıyor:
“O sırada ‘Hatırla Sevgili’ dizisi yayınlanıyordu ve Hayrünnisa Hanım yaşlı gözlerle Menderes’in asılma sahnesini izliyordu. Muhtırayı duyar duymaz Abdullah Gül’ün yanına gitti ve ‘Tarih tekerrür mü ediyor Abdullah Bey?’ dedi.’ Bunun üzerine ‘Ben ölümüne gitmeye kararlıyım’ diyen Gül ise, iki isim vererek ‘Bana bir şey olursa bu arkadaşlarıma güvenebilirsin’ diye cevap verir.
Sever, Gül’ün Gezi olaylarını takip ederken “Ne tuhaf şehrimizde olup biteni yabancı televizyonlardan takip ediyoruz” dediğini de aktarıyor. Taksim’deki bariyerlerin kaldırılması konusunda da Erdoğan’ı Gül’ün ikna ettiğini anlatan Sever’e göre, TOMA’ların cihangir’den çekilmesi talimatını da Gül verdi. Olaylar sırasında Gül’ün oğlu Mehmet Gül’ün arkadaşlarının Köşk’e gelerek “Gezi’de bizim de arkadaşlarımız var. Bu olay çevre duyarlılığı ile başladı. Gelişmeler iyi gitmiyor” demesi üzerine de Gül “Bu gençlerin gördüğünü bazıları maalesef göremiyor” demiş. Sever, cumhurbaşkanlığının son dönemlerinde kendisine ilişkin ithamlardan rahatsız olan Gül’ün veda resepsiyonunda “Bizim cenahtan yapılan epeyce saygısızlıklar gördüm” açıklamasını yapmak için “Bize yapılan saygısızlıklarla ilgili bir soru sordur” dediğini kaydediyor.

11. Cumhurbaşkanı Gül ile anılarını kaleme alan dönemin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sever, Gül’ün Kıbrıs sorununun çözümünde BM Genel Sekreteri Annan’ın metninin Türk tarafınca imzalanmamasını ‘Birkaç aylık tecrübemiz olsaydı bu fırsat kaçırtmazdık’ diye değerlendirdiğini yazdı

‘Onu yargılamak bize düşer mi?’
Ahmet Sever, hoşgörü örneği olarak şu anıyı da anlatıyor: Gül, Metin Şentürk’le beraber engellilerle ilgili bir canlı yayına katılacağı sıralarda Şentürk hakkında sonradan asılsız olduğu öğrenilen bir uyuşturucu haberi çıkar. Sever, bunun üzerine Gül’ü uyarınca aldığı şu cevaba şaşırır: “Ahmet, velev ki kullanıyor. Belki karanlık dünyasında kendini böyle avutuyordur. Onu yargılamak bize düşer mi?”

‘Ekonomik başarı Gül’e ait’
Sever’e göre Ak Parti hükümetlerinin ekonomik başarısının asıl mimarı da Gül. Sever; Ali Babacan, Durmuş Yılmaz, Ahmet Ertürk gibi isimlerin Gül tarafından göreve getirildiğini vurguluyor

En çok üzüldüğü konu
Kitapta Gül’ün en fazla görev süresinin belirsiz bırakılmasına ve bir daha cumhurbaşkanlığına aday olmayacağına dair çıkarılan yasaya üzüldüğü ifade ediliyor. Sever, Gül’ün, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i arayarak “Konuşarak hallederiz. Yasayla engel koymaya gerek yok. Beni rencide eder” dediğini kaydederek “Ancak Ergin, Başbakan Erdoğan ile görüştükten sonra olumsuz bir cevapla geri döndü” ifadelerini yer verdi. Sever, Gül’ün onayıyla bu konu hakkında “Gül pekâlâ aday olabilir” diye röportaj verince Erdoğan’ın “Basın müşaviriniz böyle bir açıklamayı nasıl yapar?” sorusunu Gül’ün “Ben konuşsam daha mı iyi olurdu?” diye yanıtladığını belirtiyor.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.