Çevrimdışı

Engelli ve sara hastası 16 yaşındaki oğlu denize düşen ve kurtarmak için yardım çağırmayıp evine gittiği öne sürülen 50 yaşındaki Zahide Ergin hakkında "çocuğunu denize iterek öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istemiyle dava açıldı.

ESRA ALUS İstanbul

Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede Kartal sahilinde cesedi bulunan 16 yaşındaki İbrahim Ergin'in annesi tarafından ölüme terk edildiğinin görgü tanığı ve kamera kayıtları tarafından ortaya çıkarıldığı belirtildi. Engelli ve sara hastası olan İbrahim'i annesi Zahire Ergin'in elinden tutarak sahile götürdüğü ve tek başına geri döndüğünün görüntü dava dosyasına konuldu.

Kayıkçı ifadesiyle soruşturma genişletildi
İbrahim Ergin'in 18 Eylül 2014 tarihinde cesedinin bulunmasının ardından bir kayıkçı çocuğun annesi ile birlikte barınağına geldiğini söyledi. Bu ifadenin ardından çocuğun cinayete kurban gittiğine dair sır perdesi de aralanmış oldu. 16 yaşındaki İbrahim Ergin'in üzerindeki üniformadan yola çıkan polis okuldan aldığı bilgilerle anne Zahide Ergin'i Sancaktepe'deki evinde gözaltına aldı. Savcılığa sevk edilen Zahide Ergin hakime verdiği ifadesinde oğlunu sahile gezmeye götürdüğünü, oğlunun balıklara bakarken elinden kayıp denize düştüğünü anlattı. Anne Ergin, "Etrafta kimse olmadığı için yardım istemedim. Biraz ileri gidip tekrar geri döndüm ama çocuğu göremedim. Daha sonra otobüse binip eve döndüm. Polisten korktuğum için haber vermedim. Evdeki iki çocuğuma da İbrahim'i yuvaya bıraktığımı söyledim. Benim çocuğum şu anda ölmedi, yaşıyor. Devlete başvurdum, yardım alamadım" şeklinde ifade verdi. Zahide Ergin'in avukatı sanığın ağır psikolojik tedavi gördüğünü ve ilaç kullandığını belirterek, oğlunu kasıtlı olarak öldürmediğini belirtse de, anne beden ve ruh sağlığı açısından kendisini koruyamacakak durumda olan oğlunu öldürmek suçundan tutuklandı.

"Çocuğunu planlı şekilde öldürdü"
Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede annenin Sancaktepe'de oturmasına rağmen taksiyle Kartal'a kadar gelip çocuğu balıkçı barınağına götürmesinin planlı bir cinayetin başlangıç safhası olduğu belirtildi. Savcı annenin engelli olan çocuğunu taksiyle barınağa getirdiğini, denize düştüğünü ifade etmesine rağmen hiçbir şekilde kurtarmaya çalışmayıp yardım istemediğini de anlattı. Savcı tüm bu olanlara rağmen annenin gönül rahatlığıyla otobüse binip evine geri dönmesi ve emniyet birimlerine de herhangi bir başvuruda bulunmamasının işlediği suçu sakladığı anlamına geldiğini ileri sürdü ve boğularak ölen çocuğu bizzat annesinin denize iterek ölümüne sebebiyet verdiği kanaatine varıldığını iddianamesine yazdı. Savcı annenin beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan öz evladını öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi.