Çevrimdışı

Hayatta Kal Derneğince Atatürk Havalimanı'nın çeşitli noktalarına konulan halk tipi otomatik kalp şok cihazlarıyla ani kalp krizi geçiren yolculara anında müdahale edilerek, yaşama döndürülme imkanı sağlanıyor.

Türkiye'de her yıl 100 bin kişinin hastane dışında gelişen ani kalp durması sonucu hayatını kaybetmesi hastaya doğru müdahale konusunda vatandaşlara düşen sorumlulukları daha da artıyor. Kalp krizi geçiren hastaların hayata tutunmasını sağlamak için yaşam kurtarma zincirine göre önce 112 Acil Servis'in aranması, ardından da aralıksız kalp masajına başlanması gerekiyor.

Üçüncü aşamada ise hastanın elektroşok ile kalbinin yeniden çalıştırılması ve solunumunun yeniden kazandırılması ise büyük önem taşıyor. Böylece olay yerine gelen sağlık ekiplerinin doğru müdahalesine ve hastanın zaman kazanmasına ortam hazırlanıyor.

Hayatta Kal Derneği Başkanı Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Vural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp krizine müdahalede hayati öneme sahip 4 otomatik kalp şok cihazının Atatürk Havalimanı'na konulduğunu söyledi.

Sinema sanatçısı Kemal Sunal'ın 14 yıl önce uçakta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesinden ders alınması gerektiğini ifade eden Vural, "Kemal Sunal maalesef uçağın içinde vefat ettiğinde, kalbi durup olduğu yere yığıldığında hiç kimse müdahale edemedi. O bilinç yoktu. Uçakta herhangi bir elektroşok cihazı yoktu. Eğer Sunal'a o an kalp masajı yapılsaydı ve uçakta bir elektroşok cihazı olsaydı bugün aramızda olabilirdi" diye konuştu.
"ARTIK BÜTÜN UÇAKLARDA VAR"


Vural, günümüzde tarifeli uçakların tamamında görevli kabin ekibinin ilk yardım eğitimi aldıklarını dile getirerek, benzer şok cihazlarının da Türk Hava Yolları (THY) uçaklarında bulunduğunu ifade etti.
"DÖRTTE BİRİ HASTANEYE ULAŞAMADAN ÖLÜYOR"
Vural, ilk yardım eğitimi alanların havalimanındaki cihazları rahatlıkla kullanabileceklerine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Kalp krizi vakalarının dörtte biri hastaneye ulaşamadan, ani kalp durması sonucu hayatını kaybediyor. Bizim amacımız bunları hayata döndürmek. Sağlıklı gözüken bir kişi olduğu yere yığılmışsa bilincini kaybetmişse, iç çeker gibi nefes alıyor ya da nefesi kesilmişse kalbi durmuştur. Artık bu durumda nabza bakmak önerilmez. Bu tür durumda zaman çok değerli. Artık altın dakikalar, altın saniyeler var. İnsanda 3 dakikadan sonra hafif, 6 dakikadan sonra ağır beyin hasarı başlıyor. 12 dakikadan sonra eğer müdahale edilmemişse o kişi ölü kabul ediliyor. İnsanın her geçen dakika yaşama şansı yüzde 10 azalıyor. O nedenle bu cihazlar çok önemli. Eğer ilk dakikadan itibaren uygulanırsa kalbin yeniden çalıştırma olasılığı yüzde 90. Kalp çalıştığında da kişi hemen kendine gelir, nefes almaya başlar ve bilinci açılır."
ELEKTROŞOK CİHAZI TÜRKÇE UYARI VERİYOR

Vural, elektroşok cihazlarının tamamen Türkçe uyarılarda bulunduğunu ifade ederek, "Cihazın açma düğmesine bastığınızda zaten ne yapacağınızı anlatıyor. İlk başta diyor ki, çantada bulunan elektrotları poşetinden çıkarın. Üzerinde resmedildiği şekilde hastanın göğsüne yapıştırın. Yapıştırdıktan sonra cihazda ritm analizi yapılıyor. Bu sırada 'Hastaya dokunmayın' diyor. Cihaz, eğer gerekliyse 'elektroşok' gerekli diyor. Hastada ritm görmüşse, bayılma durumu varsa cihaz kesinlikle elektroşok vermiyor" şeklinde konuştu.

Elektroşok yapıldıktan sonra eğer kritik olan 3 dakika geçmemişse hastanın kalbinin yüzde 80 oranında yeniden çalıştırıldığını kaydeden Vural, şunları söyledi:

"Kalp krizi geçiren hasta nefes almaya başlıyor. Hastanın bir süre sonra bilinci yerine geliyor. Ancak ilk yapılabilecek şey 112'yi aramak ya da zaman kaybetmemek için yanımızda başka birine aratmak. Bu sırada derhal ve aralıksız kalp masajı yapmak. Atatürk Havalimanı'ndaki tüm yer hizmeti görevlileri de bu cihazları rahatlıkla kullanabilirler. En faydalı yer olabileceğini düşünerek ve TAV Havalimanları kabul ettiği için buraya koyduk. Biz başka yerlere de bu cihazları ücretsiz olarak vermek istiyoruz ama o bilinç olmadığı için tekliflerimiz reddediliyor."


sabah