06 Kasım 2014, 18:34 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | 'Bu anne şimdi ne yapsın?' Yedi ay önce, 30 saat boyunca tüm Türkiye Pamir’i aradı. Yüzlerce insan arama çalışmalarına katıldı, binlercesi dua etti ama maalesef bitişik evin bahçesindeki havuzda bulundu minik bedeni… Dün de Adli Tıp raporunun kesinleşmesinin ardından Savcılık Anne Süverce Dikdik için taksirle ölüme sebebiyet vermekten dava açtı. Kalbinde ömür boyu müebbet acısını taşıyacak annenin tek sorumlu gösterilmesine hukukçuların ve annelerin itirazı var! Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Pamir Dikdik'in ölümüne ilişkin yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Levent Çağıl'ın hazırladığı iddianamede, Pamir'in annesi Süverce Dikdik'in, korunmaya muhtaç 3,5 yaşındaki oğlu için gerekli dikkat ve özeni göstermediği öne sürüldü. Anne Dikdik'in, ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan 2 ila 6 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması istendi. Yasalar açıkça evlilikte velayet ortaktır derken Savcı’nın iddianamesinde sadece anne için ceza istenmesini hukukçulara ve ‘anne’ gazetecilere sorduk… “BU İDDİANAME YASAYA AYKIRI” İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Merkezlerinin Koordinatörü Aydeniz Tuskan: “İddianamenin sadece anneye yönelik hazırlanması yanlış. Savcı, böyle bir takdir kullanmamalıydı, bu yasaya aykırı. Çünkü evlilik devam ediyor ve ortak velayet söz konusu. Eskiden velayette son söz babanındı, 2002’den sonra velayetin ortak kullanılmasına karar verildi. Bu nedenle bu olayda da anne ve baba birlikte sorumlu. Çünkü uluslararası belgelere göre de bakım ve gözetim yükümlüsü anne-babadır. Medeni Kanun’a göre de Aile Hukuku bölümünde çocukların durumuyla ilgili açık bir konu var; çocuk ortak sorumluluktur. Eşler, evlilik birliğini birlikte temsil ederler ve haklar sorumluluk eşit paylaşılır. Çocukları bakmak, yetiştirmek ortak sorumluktadır. Medeni Kanun’un 185. Maddesi şöyle der: “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.” Bu iddianame, toplumun kadına bakış açısını yansıtıyor ve “evden, çocuktan kadın sorumludur” diyor. Üstelik Pamir’in babasının arama çalışmaları sırasında basına yaptığı açıklamalardan da biliyoruz ki Pamir ilk kez kaçmıyor evden. Bunu daha önce de yapmış. Dolayısıyla gerekli tedbirlerin alınması gerekirdi, Aile Mahkemesi’nin daha önce yaşanan bu olay nedeniyle gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığına da bakmalı. BEBEĞİNİ ÖLÜME TERKEDEN ANNE OLAYINDA DA AYNI ŞEY YAŞANDI Çocuk hakları konusunda çalışmalar yapan Avukat Avukat Selmin Cansu Demir: Savcılık makamınca “Çocuğun korunmasından anne sorumludur” tespitiyle baba hakkında takipsizlik kararı verilerek sadece annenin cezalandırılmasının talep edilmesi, yargıdaki toplumsal cinsiyet algısının açık karşılığıdır. Gerek Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, gerekse Türk Medeni Kanunu, çocuğun velayeti konusunda anne babalara ortak sorumluluk yüklemiştir. Kocaeli’nde ‘Bebeğini Ölüme Terk Etti’ başlığı ile gündeme gelen olayda da, tek sorumlu olarak anne gösterilmiş ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Ne babanın ne de bebeğin korunma ihtiyacını tespit edemeyen ilgililerin sorumlulukları, davada ve kamuoyunda tartışılmamıştı. Görüyoruz ki, her iki olay sonrasında verilen bu kararlar, çocukların korunmasından ve bakımından sadece anneyi sorumlu tutan, kadınların asli görevlerinin annelik olduğunu ancak erkeklerin çocukla ilişkili bir yükümlülüğe tabii tutulmaması gerektiğini savunan genel kabulün ürünüdür. Yargı mensuplarının hakkaniyete uygun karar verebilmeleri için bu tür ayrımcı ve cinsiyetçi tutumlardan sıyrılmaları ve olayda ihmali olan asıl sorumluları araştırmaları gerekmektedir. Soruşturmanın anne baba ile kısıtlanması ve sadece annenin cezalandırılmasının talep edilmesi, asıl sorumlular, yani gerekli tedbirleri almayan ve denetimini sağlamayanlar açısından cezasızlık sonucunu doğuracaktır. Zira, çocuğun korunmasından sadece anne ve baba sorumlu değildir. Devlet, bir çocuğu, hayatın her alanında korumak için tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Çocukların, bir yetişkine kıyasla doğabilecek tehlikeleri öngörememeleri ile kendilerini koruyamamaları ihtimalleri düşünülerek, zarar tehlikesi devlet tarafından tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Aksi, Pamir’in yaşam hakkının ihlaline neden olduğu gibi bu toplumda yaşayan tüm çocukların üstün menfaatlerine de aykırılık teşkil etmektedir. Türkiye’de, çocuk ölümleri bu kadar yaygınken; çocuklar evlerde, sokaklarda, okullarda, işyerlerinde ölür ve öldürülürken; devlet, çocukları bu tehlikelere karşı korumaktaki asıl sorumluluğun kendisinde olduğunu bir an önce hatırlamalı, acilen önleyici politikalar üretmelidir. HER ŞEY ANNE YÜZÜNDEN AMA ANNE SAYESİNDE DEĞİL! Anne-Çocuk yazılarını çeşitli dergilerde ve ManyakAnne bloğunda paylaşan Sebnem Seçkiner: Bence bu büyük haksızlık… Ancak annelere her yapılan haksızlık değil mi? Kimse bir babaya gidip de şunları söylemez: “Bu çocuk çok zayıf, yedirmiyor musunuz?” “Ay hâlâ pusete mi bindiriyorsun?” “Bak bak, ne kadar ince giydirmişsin hasta edeceksin çocuğu.” “Ay sen kendi kendine yemek yemeyi öğretemedin mi? Uyku eğitimi vermedin mi? ” Benim gördüğüm, kimse babayı suçlamaz, kimse babaya can alıcı sorular sormaz. Herkesin anneyle alıp vermediği var. Anneler kusurlu, anneler hatalı. Hatta ben hep “Her şey annenin yüzünden ama hiçbir şey anne sayesinde değil” diye isyan ederim. İş hayatında bile anneler sıkıntıya düşüyor. Çocuk hastalandığında anne konuşuyor eve, baba değil. Sonra işyerinde sorun yaşayan da anne oluyor. Bir anne olarak, iç dünyalarını bilmeden küçücük Pamir’in başına gelenler yüzünden ne annesini suçlamaya hakkım var ne de babasını. Zaten hayatlarının en acılı dönemindeler. Böyle bir acı yaşayan annenin sanmam hapis cezası için bir şey düşüneceğini. Ancak ortadaki büyük haksızlık. Neden anne? Baba neden sorumlu değil? Belki anne duştaydı, belki anne çıkmıştı, belki bilgisayarda yetiştirmesi gereken bir işi vardı. Hukuk bilmiyorum, ceza verilmesine söz söylemeye hakkım yok. Fakat ortada cezalık bir durum varsa, bu sadece anneyle kalmamalı. Çocuğu anne-baba birlikte yapar, birlikte büyütür, eşit sorumlulukları vardır. Annelere bu kadar yüklenilmesi, bu kadar üzerlerine gidilmesi çok çirkin bir davranış biçimi. BU ANNE ŞİMDİ NE YAPSIN Akşam gazetesi editörü Özlem Sönmez: Küçük Pamir herkesin boğazındaki düğüm… Bir anne olarak o annenin yaşadığı acının tarifi olamaz diye düşünüyorum… Şimdi küçücük oğluna mı yansın, ‘ihmal’den suçlandığına mı? Savcılığı yargılamak tabii haddimiz değil ama ‘Çocuğun bakımından annesi sorumludur. Buna gerekli özeni göstermemiştir” iddiası eksik; annenin olduğu kadar, babanın da suçu… Çünkü ‘Küçük Pamir’in daha önce de böyle vukuatları’ olduğu biliniyor… Anne ve baba çocuklarını koruyacak, kollayacak, her türlü güvenlik tedbirlerini alacak… Burada bir ihmal var ama kimse evladını bile bile ölüme göndermez… Hal böyle olunca Pamir’in ölümünü annesine mal etmek o annenin hayatını bitirir… O vicdanla bir anne ne yapabilir ki! Tekrar soruyorum ‘Şimdi bu anne ne yapsın?’ KAYNAK: AKŞAM | |
|
Etiketler |
anne, bu, ne, yapsın, Şimdi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Önce Yamyam Şimdi de Çıplak Anne Şoku! | Thetis | Haber Arşivi | 0 | 15 Haziran 2012 22:04 |
Anne kızının katiliyle evlendi! şimdi daha az ceza alması için savaşıyor. | Süslü | Esrarengiz Olaylar | 1 | 18 Mayıs 2010 21:00 |
Anne, Anne, Anne (2 dakika ayırmanızı öneririm) | Nickolas | Serbest Kürsü | 2 | 19 Mart 2010 21:51 |