IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09 Eylül 2013, 00:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kılıçdaroğlu'ndan Sarıgül açıklaması




Habertürk yayınına katılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül'ün İstanbul adaylığı hakkında açıklamalarda bulundu.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Habertürk TV'de Enine Boyuna programında Ece Üner moderatörlüğünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün partiye katılımıyla ilgili olarak "Mustafa Sarıgül'ün durumu bir başvuru olmadığı için Parti Meclisi'nde görüşülmedi. Sarıgül'den partiye dönüş için adım bekliyoruz. Eski hastalıklardan partinin arınması gerekiyor. Bölünme, hizipçilikle geliyorlarsa kimse gelmesin" dedi.

'SARIGÜL AK PARTİ'YE GEÇECEK' DEDİKODULARINA YANIT!

Sarıgül'ün bu yönde bir kararı var mı yok mu bilmiyorum. Fakat kendisi 'ben sosyal demokratım' diyorsa onun adresi CHP'dir o zaman, bu kadar açık!

BAŞÖRTÜSÜ KONUSU

Herkes giyiminde kuşamında özgürdür. Onu inancı nedeniyle takıyorsa ona saygı duyuyoruz. Başörtüsünün siyasetin gündemine getirilmesini asla doğru bulmuyorum. İstanbul’da merdiven altı atölyelerde binlerce başörtülü kadın çalışıyor. Yüzde 90’ı sigortasız. O kadınların sorunlarıyla kim ilgileniyor. Ben ilgileniyorum. O başörtülü bu başörtüsüz diye bir ayırım yok. Bize en büyük günah olarak kul hakkı yemeyi öğrettiler. Ankara’da bir demir kafes vardı. O yapılırken türbanlı türbansız ayrımı yapıldı mı? Kılık kıyafet konusu anayasa konusu değildir. İç tüzükte de bir sorun yok. Bu konunun siyasetin gündemine getirilmesi yanlış zaten.
Türkiye yıllar yılı çok boş bir tartışmaya sürüklendi türban konusunda. Biz özgürlüğü savunuyoruz. Evrensel batı kulübünde yani bizim üye olduğumuz toplulukta hangi tür özgürlük ve demokrasi varsa hepsinin altına imzamızı atıyoruz.

ODTÜ KONUSU

Çevre konusu zaten 20. yüzyılın sonlarında tüm dünyanın gündemine gelen bir konu. Biz de doğa haklarında sarrumlu Şafak Pavey görev yapıyor. ODTÜ'de öğrencilerin değerlendirmelerine saygı göstermek zorundayız. Bir ağacı korumak için o para harcanabilir. Kaldı ki, bir kentin ortasından otoban geçmez! Kent dediğimiz olay aynı zamanda estetikle beraber düşünülmek zorundadır. Kentin bir kimliği olmak zorundadır.
Bunu yapmak için de kenti yöneten kişide kent kültürü olmak lazım. Kent kültürü diye bir şey var... Kentli olmanın bir kuralı da çevreye saygı duymaktır.
Gezi olaylarında unutmadığım bir olay var; 76 yaşında bir kadın, orada çadır kuran gençlere destek veriyor. Başörtülü bir kadın.. Bu parka destek çıkın nefes aldığım tek yer burası diyor...

30 AĞUSTOS RESEPSİYONU

30 Ağustos resepsiyonuna katılmamamın başörtüsü konusu ile bir ilgisi yok. Kaldı ki, stadyumda hanımefendiyle karşılaştık ve tokalaştık. Bu konuları Türkiye'nin aşması gerekiyor.

MHP İLE SEÇİM İTTİFAKI İDDİALARINA YANIT!

Böyle bir konu yok. İstanbul ve Ankara gerçekten de hakettiği büyümeyi ve gelişmeyi sağlayamadı. Bu iki kente sosyal demokratların imza atması lazım.
ANKARA'DA BÜYÜKERŞEN'İN ADAYLIĞI KONUSU
Bu iddiaları da gazetelerden okuyorum. Tabii o haberlerin de dayandığı bazı kaynaklar vardır ama henüz alınmış bir karar yok.

"SİYASETTE YENİYİM"
KARİZMA KONUSU


Karizmadan kastedilen halka doğruları söylemekse, ben bunu kendimde görüyorum. Çünkü siyasete girerken "Hangi koşulda olursa olsun halka doğruları söyleyeceğim" dedim.
Bizim çok iyi bildiğimiz bir laf var: Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye... Ben dokuz köyden de kovsalar 10. köye gidip yine doğruları söyleyeceğim.
Bazen söylediğim şeyler benim tabanımı da kızdırıyor, bunun da farkındayım. Ama bir şeyin farkındayız, halka doğruları söylemek zorundayız. Bu bir karizma yaratır mı bilmiyorum ama halka gideceğiz, halk seçimlerde kararını verecek. Halkın dediğine saygı duyacağız. Halkımızın sağduyulu olduğuna inanıyorum. Ben siyasette yeniyim. Bizim de eksiklerimiz, yanlışlarımız olabilir. Fakat ben eleştirilere hep olumlu yaklaştım.

HÜSEYİN AYGÜN VE CEMEVİ TEMEL ATMA TÖRENİ

Bana davetiye geldiğinde ben Adnan Keskin'e iki arkadaşımı görevlendirelim, törene katılsınlar demiştim. Daha sonra çatışma olunca Adnan Bey bu kişiler katılmasınlar dedi, ben de tamam dedim. Daha sonra Sinan Aygün, törene katıldığını arayarak haber verdi. Bunun dışında daha fazla ayrıntı bilmiyorum.
Hüseyin Aygün, parti bilgisi dışında gitmiş. Cemevinin temelinin atılması konusunda, ben siyasetçilerin dini alanların temeli atılırken siyasate malzeme edilmesini doğru bulmuyorum. Çünkü o bölgeler insanların Allah'a kendilerini en yakın hissettikleri alanlar. İktidar cemevlerini ibadet yeri olarak görmüyor. Bu da yanlış! Yeryüzü ibadet yeriyse ben her yerde ibadetimi yapabilirim. Kafamızdaki tabuları yıkmak zorundayız. Tüm miting alanlarında şunu söyledim; siz yurttaş olarak ibadetimizi yerine getireceğim ama önümde şu engel var derseniz ben sizin için her alanda yardımcı olacağım.
Din siyeset konusu olmaz. Anne babamızı seçmek konusunda özgür müyüz? Hayır. O zaman mezheplerimizi de seçme konusunda bir seçme şansımız yok.

OLİMPİYATLAR KONUSU

Ben çok umutluydum. Türkiye Batı içinde çok cazip bir ülke. Olimpiyatlar barış demek aslında. Eğer sizin ülkenizde çatışma varsa size biraz kaygıyla yaklaşmış olabilirler. Ama ben Olimpiyatların Türkiye'ye gelmemesinin başka olaylara bağlanması gerektiğine inanıyorum. Sizde demokrasi, özgürlük olacak, kentin yeşilliği, trafik düzenlemesi olacak. Pek çok parametreye bağlı yani.
Japonya ile Türkiye ile kıyasladığımızda bizde duran adam durdu, polis gitti çantasını aradı neden duruyor diye. Çok saçma bir şey. Oysa bu o kişinin anayasal hakkı!

GEZİ PARKI OLAYLARI

Gezi protestolarına katılan gençlere hoşgörülü davranmak gerekiyodu ama yapılmadı. Ama ne oldu? Bu gençler Başbakan'a diz çöktürdüler. Bu sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada böyle oldu. Demokrasi istemek ne zamandan beri suç oldu? Bu tablo aslında Türkiye'nin özgürleşmesi açısından çok önemli bir sonuç doğuruyor. Ülke nüfusunun yarısı genç ise, bu gençlerin isteklerini dinlememiz gerekiyor. Bizim gençliği anlamda yetersiz kaldığımız itiraf edeyim. Gezi olayları gençliğin apolitik olmadığını ortaya çıkardık. Biz de kendi payımıza düşen dersi çıkardık. Daha önce bir manifesto yayınlamıştık, son olaylarla bu manifestonun büyük ölçüde örtüştüğünü gördük.

GENÇLERE AÇIK ÇAĞRI: GELİN CHP'Yİ DEĞİŞTİRİN

O gençler tek bir grup değil, biz ekipler kurduk birçok ilde onlarla buluştuk, konuştuk. Gençler, CHP'yi değiştirin dediler. Daha renkli bir parti olsun dediler. Açık çağrı yapıyorum; bütün gençleri CHP'yi kendi istemleri doğrultusunda değiştirmek istiyorlarsa CHP'yi onlara açıyorum, gelsinler. Her alanda görev yapabilirler.

GEZİ GENÇLİĞİ ASLINDA KİMLERDEN OLUŞUYOR?

Değişik görüşlerde olan, siyasetçinin kendi özel yaşamına müdahale etmesinden haz etmeyen bir gençlik var. Şiddet olayları oldu, bir polis arkadaşımız birisini kovalarken köprüden düştü, hayatını kaybetti, onun dışında Gezi olaylarında hayatını kaybedenler; gençler ve onları öldürenler polis! Bu gerçeği kabul etmek lazım.
"Olay yargıda, orada yapılaşmayı izin vermedim, biz bu karara uyacağız" denseydi bunlar olmazdı. Başbakan'ın gençleri anlaması lazım.

KÜRTÇE EĞİTİM KONUSU

Kürtçe öğrenim yapılmalı ama tüm derslerin Kürtçe yapılmasını doğru bulmuyoruz. Kürtçe ve Türkçe olarak ayrı ayrı tüm derslerin görülmesini doğru bulmuyorum.

ANAYASA KONUSU

İlk dört madde kurucu iradenin ortaya koyduğu normlardır. Örneğin Ankara'nın başkent olması, devletin sosyal, laik, hukuk devleti olması gibi normlar var. Bunları kırmızı çizgi olarak görüyoruz. Özgürlükler bağlamında Anayasa'yı daha güzel bir norma kavuşturmak istiyoruz. Kadın erkek eşitliği konusunda öneri getiriyoruz, ama AK Parti'ye neden kabul edilmedi diye hiç kimse sormuyor.

BAŞKANLIK KONUSU

Ben sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçileceğine inanmıyorum. Nedeni, herkesi kucaklayan birisi değil. Agresif bir kişi ve gün geçtikçe bu tavrı artarak devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti'ne bir kadının cumhurbaşkanı seçilmesini doğru buluyorum. Bunun için herhangi bir isim veremem. Bu isim bizim partimizin içinden değil. Fakat düşündüğümüz birden fazla kadın isim var.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreci ile ilgili sayın Başbakan Erdoğan'a bir yol haritası götürdüm ama olmadı. Neden olmadı diye sormadım. Başbakan çıktı ertesi gün 'Senin kredine ihtiyacımız yok' dedi. Ve süreç başladı. Bilen var mı ne olduğunu?
Barışın olmasını ve çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanmasını istiyorum. Bana diyorlar ki, 'niçin destek vermiyorsun?' Neyine destek vericem? Süreç hakkında bize bilgi verilmiyor, biz neler konuşulduğunu, neler olduğunu bilmiyoruz. Bilmediğimiz bir sürece nasıl destek olacağız?
Ama bütün bunlara rağmen, 17 maddelik demokrasi paketimizi açıkladık, 'Bize samimi değilsiniz' dediler. Güneydoğu'daki bütün illere demokrasi paketimizi astık.

AKİL İNSANLAR

Akil insanlar neyi anlattı? Benim görüşüm; siyasi otoriteye bağlı akil insan olmaz. Akil adam bağımsız, siyasi otoritenin dışında toplumun kanaat önderidir. Kişileri tartışmıyorum, akil adam kavramını tartışıyorum. Evrensel hukukun öngördüğü bir düzenlemedir. Ancak bunu makul görürüm.

ÖCALAN'LA GÖRÜŞME

İktidarın bize sizin bu konuda görüşünüz nedir diye sormasına gerek yok, çünkü düşüncemiz her yerde çok net bir şekilde yazılı.
AK Parti'nin bu konuda bir cümle kurduğunu görmedik. Bu konuyu sadece 5 kişi biliyor. Bir pazarlık yapıldığı belli. Hükümet süreç konusunda bir cümle kurdu mu? Hayır. Tek cümle etmedi. Olan biteni biz Kandil'den öğreniyoruz.
Öcalan'la çok önceden de görüşülüyordu şimdi de görüşülüyor. Rahmetli Ecevit döneminde de görüşmeler olduğunu biliyoruz. O dönem gizli yürütülüyordu şimdi açık açık yapılıyor.
Bölgede CHP'nin varlığına gelince, bölgede kemikleşmiş bir yapı var; 'Ya dinime ya dilime oy veririm' diyorlar. Yani ya Ak Parti ya da BDP diyorlar. Biz gidiyoruz, oturuyoruz, kendi projelerimizi anlatıyoruz, önce inanmıyorlar, sonra öğrenince altına imzamızı atıyoruz ama biz kendi partimize oy veririz diyorlar.

DIŞ POLİTİKA KONUSU

Hükümetin dış politikası hiç doğru değildir. Hükümet, Türkiye'nin kapısını çalacağı bir komşu bırakmadı.

Alıntı

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
 

Etiketler
acıklaması, kılıçdaroğlundan, sarıgül


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Deniz Baykal'dan Kılıçdaroğlu'na Mustafa Sarıgül Uyarısı MySpace Haber Arşivi 2 03 Eylül 2013 15:08