IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 24 Nisan 2012, 20:08   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Erdoğan'ın son parti grubu konuşması




Başbakan Erdoğan'ın hedefinde sadece CHP lideri Kılıçdaroğlu vardı..


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Başbakan Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na sert çıkış: 'CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; inanıyorum ki sizin mayanız sağlam ama önünüzdeki genel başkan sıkıntılı'
Başbakan recep tayyip erdoğan bugünkü parti grubu konuşmasında ağırlıklı olarak chp lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. chp liderinin Erdoğan'a ''Geçmişteki chp yöneticileriniz camileri kapattı, bazılarını ahıra çevirdi'' sözleriyle verdiği cevabı hatırlatan Erdoğan onlarca belgeyi kürsüden okudu.
Kılıçdaroğlu'nu Baasçı olmakla suçlayan Erdoğan, hükümetin dış politikasını eleştiren CHP'ye 'Dış politika vizyonumuz ile CHP'nin dış politikası kıyaslanamaz. Hatırlıyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan ekonomisini de kurtaracaklarını ifade ediyordu. Yunanistan'ın en büyük gazetesi de DAYAN YORGO KILIÇDAROĞLU GELİYOR demişti.' sözleriyle cevap verdi.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları
CHP 27 Mayıs'a su taşımış hatta müdahaleye alkış tutumuştur. chp bugün dahi 27 Mayıs darbesinin meşru olduğunu savunarak 27 Mayıs'ın ilerici bir darbe olduğunu savunma gafletini zaman zaman göstermektedir.
12 Eylül'den zarar gördüğü için, bu müdahaleyi eleştiriyormuş gibi görünüyor ancak eleştiremiyor.
CHP bir akıl tutulması yaşıyor. Doğrudan darbeleri eleştiremeyen chp konuyu farklı yerlere çekerek adeta minderden kaçıyor. Darbelere karşıyım ama.. diye başlayan her cümle hastalıklı bir ruh halidir ve darbeyi meşrulaştırmaktır. 28 Şubat'ta da hükümet çok bir büyük hata yaptı diyerek olayı sulandırıyorlar. Siyasiler hata yapıyor olabilir bunun neticesi darbe olamaz.
28 Şubat soruşturması sonrası CHP'nin intikam kavramını kullanmak CHP'nin genlerine işlemiş bir yaklaşımdır.
AK PARTİ DIŞ POLİTİKADA HAYALİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ

Sayın Kılıçdaroğlu, Ömer Seyfettin'in Pembe İncili Kaftan hikayesinden bahsediyor. Okumuş mu okumamış mı bilmiyorum. Bu hikayeyi birinin ona özetleyip anlatmasına ihtiyacı var. AK Parti'nin dış politikası Pembe İncili Kaftan'da bahsedilen hayaldir. Yani el pençe divan duran bir hükümet değil. Yani Şah İsmail'in önünde sağında solunda oturacak bir yeri olmadığını görünce, büyükelçinin kendisinin pembe incili kaftanını serip onun üzerine oturması ve çıkarken almadan çıkması ve askerler onu getirdiğinde "Osmanlı'nın elçileri bile tekrar omuzlarına almaz" diyecek kadar asaletli elçilerdir. İşte AK Parti dış politikada hayali gerçeğe dönüştürmüştür.
Türkiye Osmanlı'nın ahvadı olduğunu her zeminde göstermiştir. Bize 'Pembe İncili Kaftan'ı okumamızı tavsiye edenler kendisi okusun.
Dış politika vizyonumuz ile CHP'nin dış politikası kıyaslanamaz. Hatırlıyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan ekonomisini de kurtaracakları ifade ediyordu. Yunanistan'ın en büyük gazetesi de DAYAN YORGO KILIÇDAROĞLU GELİYOR demişti.
KILIÇDAROĞLU SEN BAASÇISIN

Şimdi Günter Grass'a İsrail'in koyduğu ülkeye giriş yasağını Kılıçdaroğlu izah etsin. Alman yazar Günter Grass, İsrail'in nükleer silahlarını eleştiren bir şiir yazdığı için eleştirildi. Sayın Kılıçdaroğlu sen Baasçısın. Kendi ülkesinin ekonomisini kötüleyen bize pempe kaftanı tavsiye edemez. Sen git Diyet hikayesini oku. Sayın Kılıçdaroğlu orada kendisiyle yüzleşmeden, geçmişin diyetini ödemeden chp lideri darbelere karşı çıkamaz darbelerle hesaplaşamaz. Sayın Kılıçdaroğlu aynı anda hem Ergenekon'un avukatı hem de darbe karşıtı olamaz.
DARBELERDEN Chp DIŞINDA HİÇ KİMSE NEMALANMADI

Bu millet sizin ne söylediğinize değil ondan önce ne yaptığınıza bakar. CHP'ye gönül veren vatandaşlarım bu duruma dikkat etsin. Bu ülkede darbelerin küvezinde sadece chp yetişmiştir. chp dışında hiç kimse darbelerden nemalanmamıştır. Soruşturma başlarken intikam kelimesini söyleyenler samimi olamazlar. Biz asla intikam içerisinde değiliz. Hukukun görevi intikam almak değil adaleti sağlamaktır.
Bugünlerde geçmişi ile yüzleşemeyenlerin çok ciddi ölçüde seviye kaybettiklerini görüyoruz. En azından geçmişleriyle ilgili tartışmalarda susma erdemini gerçekleştirirler. Tek parti chp döneminin zulmünü bu millet iliğine kadar yaşamıştır. O dönemde kitapların nasıl yakıldığını, evlerin basılıp Kur'an'ın toplatıldığını bu millet hüzünle hatırlıyor. Camilerin nasıl satıldığını, ezanların nasıl susturulduğunu millet çok iyi hatırlıyor. Karanlık geçmişinizle gurur duyabilirsiniz. Dersim'deki gibi susabilirsiniz ama zulüm ve baskıyla dolu geçmişinizi meşrulaştırmaya çalışırsanız biz de belgelerle gereken cevabı veririz.
Biz chp döneminde camilerin satılığını, ahıra çevrildiğini söylediğimizde sayın Kılıçdaroğlu bir takım sözler sarf etti. Diyanet İşleri Başkanımız'a edepsiz bir üslupla bir takım sözler sarf etti.
Şimdi burayı Kılıçdaroğlu'nun özellikle dinlemesini, bilmeden konuştuğu tarihini öğrenmesini tavsiye ediyorum.
Kılıçdaroğlu'nun bir yol arkadaşı var. Eski Başbakan, eski Cumhurbaşkanı...
Bu zat şapkasını kaptırmaz, şapkasını alır gider ama, 12 Haziran seçimlerinde Kılıçdaroğlu ile al takke ver külah yapmaktan kaçınmadı. 28 Şubat'ın özenle dışında tutulmak istendiğini bu zat, 1966'da CHP'nin camileri kapattığını ifade ediyor. 12 Ekim 1966'da bakın çok enteresan, bugün kemal kılıçdaroğlu gibi İnönü aynen şunları söylüyor "Acaba cumhuriyetin hangi devrinde, camiler kapalı ve ibadet yasak olmuştur. Hiçbir zaman olmamıştır" diyor. Bugün Kılıçdaroğlu ne diyorsa o gün İsmet İnönü onu söylüyor. Dün dündür, bugün bugündür derse bilemem.
19 Ekim 1966'da Yeni İstiklal Gazetesi, İnönü'nün yalanlarına karşı vatandaşı ispata çağırıyor.
Bir Müslüman değil, bir Hristiyan Ermeni vatandaş aynen şu mektubu yazıyor:
''Muhterem Yeni İstanbul gazetesi, İnönü'nün yalanlarına karşı yaptığınız ispat çağrısına Diyarbakır'dan, uyruğu bulunduğum Türkiye'ye karşı vazife diye yazıyorum. Ben bu zat'ın faaliyetini arz edeyim. Müslümanların Kurşunlu Camii dedikleri ibadethane 1941-1942 yılında depo yapılıp kapatılmıştı. İçerisinde pek az miktarda, kütüklük, kama at eğeri gibi döküntü konmuştu. Avlusunda hurda at arabası takoza alınmış ve nöbetçi dikilmişti. Bizim Latin Kilisesi'ne de bir manga asker yerleştirilmiştir. Dini ibadethanemizi tuvalet olarak kullanıyorlardı''
Türkiye'nin birçok ilinden mektup yağıyor. Muğla'da depo olarak kullanılan bir camide şarap içilip rakslar edilmiştir.
1947 yılında Şekerli ve Hatuniye camileri kapatılmıştır.
Balıkesir'den Mehmet Altınöz şu manidar mektubu gönderiyor: Sayın İnönü chp döneminde hiçbir cami kapatılmamıştır diye milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyerek milleti kandırmak istemektedir. Birçok cami kapatılıp askeri malzemelerle doldurulmuştur. Devirler değişti, arayıp arayıp bulamadığın aptal köylü değişti, çarık bulamayan köylü artık ayakkabı giyiyor. Bizi artık rahat bırak ve bizim kazandığımız hürriyeti bize çok görme paşam.
BELGELERLE CEVAP

Camilerin kapatılması, metruk hale bırakılması ve bu değişim dönüşüm 19 kasım 1935'te çıkartılan bir yasa ile başlıyor;
Belge 1: Camilerin satışını gösteren yasa. Sayın Kılıçdaroğlu belge konuşuyor bak. Tasnif harici camii ve mescitler kendilerinden başkaca ifade edilmek üzere kapatılır. Bu caminin çıkmasının ardından Türkiye'nin her vilayetinde camiler kapatılmaya başlandı.
Belge 2: İşte cetvel. 1926-1950 arasında 513 camii satılıyor. 327 cami arsası ki, bunların çoğunun üzerinde camii var, bunlar da satılıyor. 1070 mescit satılıyor bu arada. Bunlarla birlikte, kilise mezarlık gibi çok sayıda tarihi eserin satışı yapılıyor. Bunların tamamının belgeleri de elimizde.
Ben sayın Kılıçdaroğlu'na sadece bir kaçını gösteriyorum. Buyurun bakanlar kurulu kararı
Belge 3: Kılavuzu değiştir kılavuzu. Ben CHP'ye gönül veren kardeşlerimize de sesleniyorum. İnanıyorum ki sizin mayanız sağlam, ama genel başkanınız sıkıntılı. Satılan camiler, müze olarak, toprak mahsulleri ofisi, hububat deposu olarka kullanılıyor. Eğlence merkezine dönüştürülen cami bulunuyor. Camilerin satışı denilirken, harap ve vakıf bina deniliyor.
Belge 4: Vakıflar umum müdürlüğünden Tekirdağ Valiliği'ne, satılmasına bakanlar kurulunca karar verilip tebliğ edilmiş olan camilerin satış ilanlarının mevki olarak adı tahsis edilmek suretiyle, harap bina şeklinde neşrettirilmesi rica olunur. Bunlar millet uyanmasın diye yapılıyor.
Belge 5: Vakıflar Genel Müdürlüğü önemli ve acele notuyla bir belge gönderiyor. Üsküdar'da, Atik Valide Camii ve müştemilatından Efkan Tekkesi, vakıflar müdürlüğüne haber verilmeksizin işgal edilmiş ve yalnız Efkan Tekkesi'nin havuzlu odalarının işgaline devam edilmekte bulunmuştur. Emsalsiz, ince ve kıymetli yadigarlardır.
Belge 6: Bir vatandaş vakıflar genel müdürlüğüne dilekçe yazıyor, genel müdürlük bunu başbakanlığa gönderiyor.
Behçet Öner tarafından gönderilen tel yazıda kazada mevcut camilerin tamamen işgal edildiğinden bahisle, ramazanda cemaatle namaz kılmak üzere, Ulu Camii'nin tahliyesi istirham edilmektedir. Karacabey'de namaz kılacak yer kalmıyor.
Belge 7: Gaziantep'teki Selim Efendi Camii. Ne olmuş biliyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisi'ne satılmış. Çok manidar. Cumhuriyet Binası burası teşkilat binası olarak kullanıyor.
Belge 8: Edremit'teki Yıldırım Camii. O da halk evi yapılmak üzere CHP'ye satılıyor. 300 lira bedelle satılıyor. Kılıçdaroğlu'nun bundan haberi yok kılavuzları çalışmıyor. Geceleri başka yerlerde geçirmeyin diyor ama olmuyor galiba..
Belge 9: Osmangazi İlçesi Tophane Mahallesi'ndeki camii bando müdürlüğüne teslim ediliyor.
20 Nisan 1936 Cumhuriyet gazetesi. Bu ne insafsızlık. Seferhisar'da tarihi bir camii ahır yapılmış. Bu dosya içinde tek parti döneminde camilerin satışına, depo olarak kullanılmasına, ahır yapılmasına dair, onlarca yüzlerce haber küpürü bulunuyor.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI VE MAKAMI'NDAN ÖZÜR DİLE

Sayın Kılıçdaroğlu önce Diyanet İşleri Başkanı ve Makamı'ndan özür dile. Sana değer verip Kutlu Doğum Haftası'na davet eden Başkan'dan özür dile.
Bu belgeler Meclis gündemine girmeli. Buna cevap verecek olan makam biziz. Camiler, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün mülküdür. Diyanet sadece hizmet verir adeta işletir. Gidiyor Diyanet'ten bunun cevabını istiyor. Şimdi ben de grup başkan vekili arkadaşlarıma diyorum ki bunların üsturuplu bir şekilde kayda girmesini sağlayalım. Yerin yurdun belli her şeyinle ortadasın. AK Parti 75 milyonu kucaklayan bir parti.
Sen önce git chp tarihini öğren. Hiç okuyamazsan da git dizinin dibine oturduğun zattan bilgi al.

__________________
Küçükken bir yerim ağrıdığında - Öpeyim de geçsin. derdin. Yüreğim ağrıyor ANNE. Öpte geçsin.
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
 

Etiketler
erdoğanın, grubu, konuşması, parti, son


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Başbakan Erdoğan'ın son parti grubu konuşması PassioN Haber Arşivi 0 17 Nisan 2012 19:36
Erdoğan'ın son parti grubu konuşması N999 Haber Arşivi 0 03 Nisan 2012 18:13
Erdoğan'ın 28 Şubat 2012 Parti Grubu Konuşması N999 Haber Arşivi 0 28 Şubat 2012 16:46
Başbakan Erdoğan'ın AK Parti grubu konuşması PassioN Haber Arşivi 0 07 Şubat 2012 20:46
Erdoğan'ın Parti Grubu Konuşması N999 Haber Arşivi 0 31 Ocak 2012 16:53