Çevrimdışı

Başbakan Erdoğan’ın “dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz” şeklinde sözlerine farklı kesimler farklı tepkiler verdi. Kemal Kılıçdaroğlu “önceki nesil dinsiz miydi” diye çıkıştı. “Allah aşkına kendisi söylemedi mi ‘siz dindar bir neslin yetişmesine mi karşısınız’ diye. Biz ne zaman karşı olduk. Ben kendisine şunu sordum; ’Bu nesilden öncekiler dinsiz miydi peki?’bu o anlama geliyor. ’Biz dindar nesil yetiştiriyoruz. Demek ki bizden öncekilerin tamamı dinsiz bir nesil yetiştirdi.’Böyle bir şeyi bir Başbakan nasıl söyleyebilir. Tam tipik bölücülük. Böyle bir şeyi söyledikten sonra o Başbakan’ın artık bu ülkede Başbakanlık koltuğunda oturmaması lazım” diyor CHP lideri.

Hürriyet’in sert muhalif yazarı Yılmaz Özdil ise kabinedeki düz lise mezunu bakanların ismini vererek, “imam hatip mezunu olmayanlar dinsiz mi?” diye soruyor: “Beşir Atalay, Egemen Bağış, Fatma Şahin, Zafer Çağlayan, Ertuğrul Günay, Cevdet Yılmaz, Mehdi Eker, Ahmet Davutoğlu. Mevcut kabinemiz neredeyse komple düz liseden yetişti. Dinsiz mi yetiştiler?”

En sert tepkiyi ise İslami camianın önemli yazarlarından yazar İhsan Eliaçık verdi. Eliaçık, “Gidişatınız gidişat değil. Tepetaklak gideceksiniz. 28 Şubat’ta bizim yaşadıklarımızı bugün ulusalcılar yaşıyor. Senin görevin inançlı nesil yetiştirmek değil, özgürlüklerin önünü açmaktır. Nesli yetiştirecek olan ailelerdir. Erdoğan’ın bu sözünü totaliter buluyorum” dedi.

Erdoğan’ın dindar nesil yetiştirmek gibi bir amacı yok kuşkusuz. Ama dini iyi kullanıyor. Sıkıştığı an “can simidi” gibi dine yapışıyor. “Dindar gençlik” diyor “vay din düşmanları” diyor, durduk yere “İstiklal Mahkemelerine” verip veriştiriyor, olmadı kabineden bir bakanı konuşturup “Gençliğe Hitabe ayet mi ki değiştirmeyelim” diye beyanat verdiriyor.

Din, AKP için vazgeçilemez bir kaynak. Başbakan, bıraksın dindar gençlik yetiştirme hedefini. Dinden elini çeksin, yeter. Bir taraftan “Medeniyetler İttifakı projesinde lider olarak”, Avrupa’daki gençlerimize “bulunduğunuz topluma asimile olun diye hedef göstererek”, Hz. Peygambere inanmayanları da “kurtuluş ehli” olarak gören diyalogculara devletin ne önemli kurumlarını teslim ederek, Erasmus burslarını imam hatiplere kadar indirgeyerek DİNDAR GENÇLİK YETİŞTİŞTİREMEZSİNİZ.

Devam edelim: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarından Kelime-i Tevhidin yarısını (Muhammedun Resulullah) kaldırarak, yine aynı kitaplardan bazı ayetlerde geçen “kafirler” ifadesini sansürleyerek, Piyalepaşa’da Kuran Kursu yıkarak, zina yasasını kabul edip zinayı suç olmaktan çıkartarak, domuz eti satışını serbest bırakarak da DİNDAR NESİL YETİŞTİREMEZSİNİZ.

İnsanları ekonomik rakamlarla Van Münitle pembe tablolarla kandırdınız ama Allah aşkına “din ile kandırmayı” bırakınız.

İmam hatip mezunu olmakla dindar olunmuyor Sayın Başbakan. Din alimi hiç olunmuyor. (Meraklısına not: Ben de imam hatip mezunuyum!)

Siz devri iktidarınızda Amerika’yı çok sevindirdiniz ama “Allah dostlarını” çok üzdünüz. Elinize geçirdiğiniz “devlet kılıcı” ile habire “gerçek dindarları kestiniz.” Bu ülkede ehli meşrep olan bazı kesimler 28 Şubat’ta bile karşılaşmadıkları iftira, saldırı ve tacize maruz kaldılar.

Bırakın dindar nesil yetiştirmeyi. Zira bunu yapacak ne kadronuz, ne de vizyonunuz var.

Muharrem Bayraktar
Yenimesaj