31 Ocak 2012, 20:26 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Birand: Başınıza gazeteci kadar taş düşsün emi Birand; siyasilere, askerlere, Kürtlere 'sözüm size' dedi, ağzına geleni söyledi.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Usta gazeteci Mehmet Ali Birand, posta gazetesindeki bugünkü köşesinde, basın mensuplarına yapılan haksızlıklara ve gazetecilerin gördüğü kötü muamelelere değindi. Birand, köşesinde bir nevi empati kurarak gazetecilerin siyasiler üzerindeki etkisine ve ülkedeki yoğun kar yağışına da yer verdi. İşte Mehmet Ali Birand'ın o yazısı... BAŞINIZA GAZETECİ KADAR TAŞ DÜŞSÜN EMİ! Bu ülkede fikir özgürlüğü olduğunu, herkesin şiddet içermeyen görüşü seslendirebileceğini ileri sürenler yalan söylüyor. Hepiniz sadece sizi alkışlayan gazeteciyi seviyorsunuz. Eleştiriden nefret ediyorsunuz. Güç sahipleri, İktidarlar, Askerler, Kürtler, Sunni'ler, İş adamları ve yargı mensupları, tümünüz pundunu bulup gazeteci dövmekten hoşlanıyorsunuz. Yetti artık... Bu kadar riyakarlığa dayanamıyorum. Şimdiye kadar nezaketimi korumak için dişimi sıktım, ancak yetti. Hepiniz yalan söylüyorsunuz. SİYASİLER, ASKERLER, KÜRTLER.. Sizlerden söz ediyorum... İktidar sahibi siyasiler, İş çevreleri, Askerler, Kürtler, yargı mensupları...İşinize gelen gazeteciyi seviyorsunuz. Eleştiriden nefret ediyorsunuz. Çıkarınızı koruyanları "iyi gazeteci" diye yüceltiyor, aykırı görüş getirenleri yerden yere vuruyorsunuz. Sonra da kalkıp, bu ülkede basın özgürlüğünden söz ediyorsunuz. İşte benim gibi çok kişiyi isyan ettiren de bu riya düzeni... ODA TV DAVASI YÜZ KARASI Oda TV başta olmak üzere, yargının elindeki basın davaları tek kelimeyle yüz karasıdır . 100'E YAKIN GAZETECİ TUTUKLU 100'e yakın gazeteci tutuklu yargılanmaktadır. Bu bizim için yeterince ayıp değil midir? Dünya'nın dört bir köşesinden eleştiri geliyor, kimseler umursamıyor, kimselerden ses çıkmıyor. İktidar, yasaları değiştirdim, diyor oysa korkak bir kaç iyileştirmenin ötesine geçemiyor . Yargı deseniz, sanki tutuklu gazetecilerle "hukuk adına" inatlaşıp gözdağı veriyor. NE BİÇİM DEMOKRASİ BU Ne biçim vurdum duymazlık, bu ne biçim demokrasidir ? Bir de Efendim, bunlardan bazıları terör örgütü ile bağlantılıdır, dolayısiyle gazeteci sayılamazlar diyenler var. Daha kötüsü, bizim meslekdaşlarımız arasında bu görüşü destekleyenlerin sayısı da az değil. Hayır beyler, eğer silahla teröre katılmamışsa, yazılarıyla terörü körüklemediyse, kışkırtma yapmadıysa, o kişi gazetecidir. O kişiyi terör örgütü üyesi olsa dahi, yazılarından, fikirlerinden dolayı yargılayamamanız gerekir. İster PKK'nın politikalarını övsün, ister bağımsız Kürdistan için çaba harcasın, bu insanları cezalandıramazsınız. Bunu başardığınız zaman, Türkiye'de gerçek bir demokrasi, gerçek bir fikir özgürlüğünden söz edebiliriz. O güne kadar lütfen bize yalan söylemeyin bari. BİZ DE EPEY HALT ETTİK YA... Şimdi çuvaldızı biraz da kendimize batıralım... Acaba sadece siyasiler, yargıçlar, savcılar hatalı da, bizler mi hep haklıyız? Hayır . Gazeteciler (yani bizler) de çok dengesiz , çok çarpık işler yaptık . Uzun yıllar boyunca, diri güç sayılan askere korkudan dokunamadığımızdan dolayı , siyasileri yerden yere vurduk. Hak etmedikleri derecede hırpaladık. Hem de bilinçsiz şekilde yaptık. Geriye gidip şöyle bir bakalım ... Menderes'ten başlayalım ve Süleyman Demirel'e, ondan Ecevit'e ve Özal'a ne kadar haksızlıklar yaptığımızı bir hatırlayalım . Hepsine tepeden baktık . Kendimizi onlardan büyük gördük . Hükümetleri biz kurar, bir devirirdik . Kafamızda bir Türkiye imajı, bizim beğendiğimiz bir düzen vardı ve ona uygun hareket etmeyen iktidarların canına okurduk. Yok sandıktan çıkmışlarmış, yok vatandaş tarafından seçilmişmiş, yok halkın istediği yönde politika yapıyorlarmış, umurumuzda değildi. Ne pahasına olursa olsun, yıkıcı muhalefet tek hammaddemizdi. Hikmet -i- vücudumuz eleştiri ve muhalefetti. Vur abalıya gitmekti. Uluslararası gazetecilik kurallarının ötesinde, hoyrat bir tutumumuz vardı. İKTİDARLAR DİK DURAMADI Tabii bu arada, iktidardakilerin de hiçbir zaman dik duruşlarıyla karşılaşmadık. Onlar da askerden korktukları gibi, bizden de korktular. İktidarlar çekindikçe, biz daha bir böbürlendik. Bugünlere işte böyle geldik. AK PARTİ İPİN UCUNU KAÇIRIYOR Şimdi, ektiklerimizi biçiyoruz. AK Parti, adeta eski iktidarların intikamını alıyor. Bunu yaparken de işin ucunu kaçırıyor.
__________________ Küçükken bir yerim ağrıdığında - Öpeyim de geçsin. derdin. Yüreğim ağrıyor ANNE. Öpte geçsin. | |
|
Etiketler |
başınıza, birand, düşsün, emi, gazeteci, kadar, taş |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Gazeteci Sedef Kabaş'a 11 yıl 8 aya kadar hapis istemi | CyBeR | Güncel ve Son Dakika Haberler | 2 | 12 Şubat 2022 03:57 |
Patatesleriniz sapsarı düşsün | Sarya | Merak Ettikleriniz | 2 | 17 Ocak 2022 22:10 |
Ciğerine Bit Düşsün Kayseri Yöresi | Sarya | Yöresel Kelimeler ve Anlamları | 0 | 16 Şubat 2021 12:59 |
İmzayı atana kadar başınıza gelecekler | Violent | Evlilik Hazırlıkları | 0 | 23 Mayıs 2013 22:26 |