Çevrimdışı

Çağdaş bir ülke olmanın temel iki koşuludur.
Onlar, Adalet ve Demokrasi istediler, HERKES İÇİN.
Onlar, Sosyal hukuk devleti istediler, HERKES İÇİN.
Onlar, Tam bağımsız, Demokratik Laik bir Cumhuriyet istediler, HERKES İÇİN.
Ve Onlar, Herkes için istedikleri Cumhuriyete, CAN VERDİLER.
Kubilay’dan Abdi İpekçiye, Turan Dursun’dan Bahriye Üçok’a, Ahmet Taner Kışlalı’dan Sivas’ta kalan Can’lara, Muammer Aksoy’a, Gaffar Okan’a, Uğur Mumcu’ya kadar onlarca aydınımız Cumhuriyete canlarını verdiler.

Uğur Mumcu’yu sonsuzluğa uğurlayalı tam 19 yıl oldu.
24 Ocak 1993’de patlayan bir bomba ülkemizin ve ulusumuzun geleceğini aydınlık kılmak için düşünen, yazan ve konuşan bir aydınımızı daha, Uğur Mumcu’yu bizlerden koparttı.
Uğur Mumcu, düşünceleri, gazeteciliği, yazarlığı ve mücadelesi ile gerçek bir yurtsever, demokrat ve devrimci bir kişi idi.
Kendi tanımıyla “özgür, bağımsız ve devrimci bir yazardı.”
Ülkemizin ve ulusumuzun barış içinde, aydınlık yarınlarda yaşamasının mücadelesini veriyordu.
Uğur Mumcu’yu öldürenler ve öldürülmesini isteyenler sandılar ki, Uğur Mumcu’nun savunduğu değerleri, düşüncelerini ve ideallerini de yok edecekler.
Üzerinden 19 yıl geçti. Uğur Mumcu bugün bedenen yok ama düşünceleri, yazıları ve mücadelesiyle yaşamaya devam ediyor.
Düşüncenin odağında insan, insanın hak ve özgürlükleri ve emek varsa,
Düşüncenin temelinde yurt sevgisi, ulus sevgisi ve barış isteği varsa,
Düşüncenin hedefinde adaleti ve demokrasiyi yaşamak ve yaşatmak varsa,
O düşünceyi yok edemezsiniz.
Mustafa Kemal ATATÜRK ne güzel söylemiş, “Düşünceler, cebir ve şiddetle, topla ve tüfekle öldürülemez.”
Düşünceler, sahip çıkan kalmazsa yok olur.
Bugün bizlere düşen görev, şehitlerimizi anmaktan öte, düşüncelerine ve mücadelelerine sahip çıkmaktır.
Uğrunda canlarını verdikleri cumhuriyetimize hep birlikte sahip çıkmaktır.
Ahmet Taner Kışlalı’nın söylemiyle, “Aydın olmanın ölçütü, bilgi değil davranıştır.”
Kubilay’dan bugüne kadar yitirdiğimiz tüm cumhuriyet devrimi şehitlerimizi, cumhuriyete can verenleri, canlarını verenleri saygı ve özlemle anıyorum.

Tevfik Kızgınkaya
İLK KURŞUN