16 Ocak 2012, 15:06 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İktidar Uğruna Demokrasiyi Feda Edenler Elime aldığım kitapları genellikle süründürmem… Birkaç gün içinde okuyup bitiririm veya kitap beni sarmamışsa bir daha asla elime almamak üzere kitaplıktaki “özel” yerine kaldırırım. Eski diplomat, siyasetçi ve yazar Onur Öymen’in son kitabı “Demokrasiden Diktatörlüğe” bu kuralı bozdu… Ne bir çırpıda okuyup bitirebildim ne de vazgeçebildim. Haftada 10-12 sayfa ortalamasıyla yedi ayda “mutlu son”a ulaşabildim. Bunun tek bir nedeni var: Bu kitabı, klasik okuma alışkanlığımdan farklı olarak, önümde kâğıt kalemle, yani ders kitabı okur gibi okudum… Bazı bölümlere geldiğimde okumaya ara verip, kitaptaki bilgileri başka kaynaklardan araştırıp, pekiştirdim… Evet; bu kitap, bir “yeni başlayanlar ya da unutmak üzere olanlar için demokrasiye giriş” kitabı… Antik Yunan’da demokrasinin doğuşundan başlıyor; felsefedeki yerine, tarihteki örneklerine kadar derin sorgulamalara giriyor. Almanya örneğinde olduğu gibi, “demokrasinin diktatörlüğe” dönüşebilme tehlikesini, bütün ayrıntılarıyla inceliyor… Ne yalan söyleyeyim; “Hitler dönemindeki yargı” bölümünü okurken kendimi, kulağımı üç kez çekip, dudaklarımla boşluğa öpücük atarken ve masaya üç kez vururken yakaladım. Bu bölümden kısa bir alıntı: “1934-1939 yılları arasında 3 bin 400 kişi, Özel Halk Mahkemeleri’nde yargılandı. Bunların çoğu sosyalist ya da komünistti. İktidara darbe planı suçundan dolayı birçok ölüm cezası verildi, bu cezaların yüzde 90’ı infaz edildi. Sadece 1938’de infaz edilenlerin sayısı 117 kişiydi. Giyotine gönderilenler arasında 19 yaşındaki gençler, kadınlar ve eski milletvekilleri de vardı. Demokrasiyle gelenler iktidarlarının ilk aylarından beri hukuksuzluk, şiddet ve zulüm yoluyla güçlerini kanıtlıyorlardı. Mahkemeler vardı ama tarafsız hakimler yoktu. Hukuk, Nazi rejiminin emrine girmişti. Alman halkının elinde kalan son hürriyet susmak ve hiçbir şeye karışmamak hürriyetiydi. Peki; Alman halkı buna ne tepki gösteriyordu? Hiçbir tepki göstermiyordu. Çünkü artık Almanya’da bir korku imparatorluğu egemen olmuştu. Tepki göstermeye kalkışanların akıbetlerinin ne olacağı belliydi.” Tarih; demokrasiyi umursamadıkları halde, onun sağladığı olanakları kullanan, yani seçim yoluyla işbaşına gelen diktatörlerle dolu… Bunların ilk işi de “daha güçlü demokrasi” laflarıyla halkı kandırıp, demokrasiyi yok etmek olmuş… Eğer aceleci değilseniz… Demokrasinin dünyadaki ve Türkiye’deki öyküsünü “ders” gibi okuyup öğrenmek istiyorsanız, bu kitap sizin için yazılmış… Acele etmeyin, sindire, sindire okuyun… Kitap bittiğinde, ülkemizde bugün yaşanan bazı gelişmelerin perde arkasında yatan etkenleri daha net bir şekilde göreceksiniz… *** DEMOKRASİDEN DİKTATÖRLÜĞE **** Türü: Araştırma Yayına hazırlayan: Onur Öymen Yayımcı: Remzi Kitabevi Baskı tarihi: Haziran, 2011 Sayfa sayısı: 470 Fiyatı: 27,5 lira İnternet (İdefix) fiyatı: 23.5 lira. Kişisel not: Yazarla kişisel tanışıklığım yok. ***** Umut Tazeleten Fuar! Kitap dünyasına “yazar” olarak girdiğim güne kadar, yurdun dört bir yanında açılan kitap fuarlarının biraz abartıldığını düşünüyordum. Son iki yılda İstanbul’da iki, Bursa, İzmir ve son olarak da Adana’da bir kitap fuarına katıldım… İstanbul’dakileri anlatmaya gerek yok; hepiniz biliyorsunuz, akıl almaz bir katılım oluyor! İyi de nüfusu İstanbul’un sekizde, onda biri kadar olan illerdeki ilgiye ne demeli? Cumartesi günü, TÜYAP’ın düzenlediği 5. Çukurova Kitap Fuarı’ndaki imza günüm nedeniyle Adana’daydım… Ne yalan söyleyeyim; eğer yayıncım çok ısrar etmese, kaytarmayı bile düşünmüştüm. Çünkü daha bir buçuk ay önce Adana’daydım ve oldukça yoğun bir katılımın olduğu bir imza günü yapmıştım… Bu yüzden, bir buçuk ay arayla ikinci bir imza gününe katılımın az olacağından neredeyse emindim… Yanılmışım! Otelden çıkıp, taksiyle Fuar’a gittim… Gittim ama Fuar Merkezi’nin 1 kilometre uzağında inmek zorunda kaldım. Çünkü kitaba olan müthiş ilgi Adana’da trafiği İstanbul’dan beter hale getirmişti. O bir kilometreyi yürüdüm, içeriye ise kapının önündeki kuyruk yüzünden tam 45 dakika sırada bekleyerek girdim… Gerçi görevli arkadaşlar beni ısrarla VIP kapısına yönlendirmek istediler ama gitmedim. Kitap coşkusuyla meydanı dolduran insanların arasındaki mutluluğu yaşamak istedim. Bu yüzden 14.00’te olan imza etkinliğinin yapılacağı standa, 14:10’da ulaşabildim… “Ben zaten bu kentte imza günü yaptım, kimse gelmez” önyargısıyla biraz da oyalanarak gittiğim stantta gördüğüm manzara beni çok heyecanlandırdı… Onlarca okur dostum uzun bir sıra oluşturmuş, ellerinde kitaplarımla beni bekliyorlardı. Çoğu Adana’dandı ama içlerinde Mersin’den, Gaziantep’ten, Hatay’dan gelenler de vardı… Onların gözlerindeki ışığı görünce, bu fuarları düzenleyenlerin ne kadar önemli bir iş yaptıklarını anladım… Hani; arada sırada da olsa umutsuzluğa kapılıyorum ya… Adana’da gördüm ki… Bunun hiçbir anlamı yok; çünkü asla sandığımız kadar yalnız değiliz… Ve hatta her geçen gün daha da çoğalıyoruz! Ne demek istediğimi anlamak istiyorsanız, mutlaka bir kitap fuarına gidin… Hayata bakışınız değişecek… MUSTAFA MUTLU/VATAN | |
|
Etiketler |
demokrasiyi, edenler, feda, iktidar, uğruna, İktidar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |