Dün Brüksel Basın Kulübü’nde yabancı basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Egemen Bağış, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusunda konuşma yaparken gazeteciler hakkında yürütülen soruşturmaların gazetecilikle ilgili olmadığını anlatmak adına verdiği örnekte şunları söyledi: “Bir gün beni de bir savcı adliyeye çağırdı ve ben de nedenini sordum. Kişisel görüşmelerimin olduğu bir ses kaydı bulunduğunu ve sesin bana ait olup olmadığının tespiti gerektiğini öğrendim. Ses bana aitti ve yirmi senelik bir dostumla gerçekleştirdiğim devlet sırrı olmayan tamamen kişisel ve dostane bir sohbetti. Bu kaydın nasıl ellerine geçtiğini sorduğumda savcı bana bir dergiye yapılan baskında ele geçtiğini ve içerisinde daha pek çok başka siyasinin ses kayıtları olan bir CD’den çıktığını söyledi. Bu tür CD’lerdeki kayıtların arasında maalesef başbakanımızın kendi yatak odasında eşiyle olan ses kayıtları dahi vardı. Dolayısıyla bu soruşturmalar, davalar basit bir ‘basın özgürlüğü meselesi’ değildir”