05 Eylül 2010, 14:20 | #1 | |
Çevrimdışı ~ Zirvala.Com ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yeni Anayasa taslağı hazır Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Diyarbakır dönüşü konuşan Erdoğan, yeni Anayasa için 2007’de Ergun Özbudun başkanlığındaki kurula hazırlattığı taslağı işaret etti: O çalışma öyle kesip atılamaz 3Eylül günü gündem Başbakan’ın Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda ne diyeceğiydi. O yüzden de Başbakan Erdoğan, Diyarbakır’a birlikte geldiği gazetecilerle özel söyleşisini dönüş yoluna sakladı. Başbakan’ın danışmanlarının verdiği bilgiye göre miting 12 kanal tarafından 55 dakika boyunca canlı verilmiş. Bu şu ana kadar Başbakan’ın televizyonlarda en uzun ve geniş verilen miting konuşması. Sohbet Diyarbakır mitinginin değerlendirilmesiyle açıldı. Başbakan “zaman zaman 52 dereceyi bulmuş” dediği sıcak altındaki mitingden memnun: “Kalabalık açısından iyiydi, 22 Temmuz’a benziyordu. Ama asıl coşku açısından çok memnun olduk.” Başbakan’ın yakın çevresi de 2009’daki yerel seçim mitinginden daha iyi olduğunu düşünüyor bu mitingin. Diyarbakır’da referanduma yüzde 35-40 oranında bir katılım bekleniyor. O yüzden de başarı kriterleri biraz aşağılara çekilmiş durumda. Türkiye geneli için ise temkinli bir iyimserlik var. AK Parti’nin ülkenin tamamından oy alan bir parti olduğu hatırlatarak söze giriyor Başbakan: BDP Kürtlerin partisi olduğunu söylüyor. CHP sahillerin, MHP’de milliyetçilerin. Türkiye’nin partisiyiz diyen AK Parti dışında parti yok. Biz yeni bir kamuoyu yoklaması yaptırdık, AK Parti 65 ilde birinci parti. Diğer illerde birinciyi zorlayan ikinci parti durumunda. Referandumda bize gelen sonuçlar iyi görünüyor. Bağımsız Kürt aydınlar, bağımsız MHP’liler 12 Eylül’e karşı çıkıyor. Ortam ‘Evet’e doğru hızla kayıyor. Kayacak. “Evet” çıkarsa güvenoyu aldık demeyiz 13 Eylül’de “Evet”, çıkarsa ne olur, “Hayır” çıkarsa ne olur diye soruluyor Başbakan’a: Evet çıkarsa: Allah’ın izniyle evet çıkacak. Sınıf atlayacağız. Evetle demokrasi de büyük bir güç elde edecek. Ekonomik olarak da bir sıçrama yaşanacak. Kimsenin endişesi olmasın. Güven ve istikrar, ikisini de göreceğiz. Peki ya hayır çıkarsa: Allah göstermesin, bunu düşünmek bile istemiyorum ama hayır çıkarsa demokrasimizde travma, ekonomimizde daralma meydana getirir. Bir ara seçimlerin 2011 Haziranında yapılabileceğini söyleyen Başbakan, referandumun hükümete karşı bir güven oylamasına çevrilmesinden de rahatsız. “Yüce Divan’a gitmemek için Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştiriyor diyorlar. Yüce Divan’a 17 kişilik yeni mahkemeyle de gidersin” diyen Başbakan, “Yüksek oranda bir evet çıkarsa sizin kontrol edilemez olacağınız argümanı dillendiriliyor. Hayır, size bir dur demekle eşitleniyor” hatırlatmasına 13 Eylül günü için önemli bir söz vererek cevap veriyor: “Referandum sonrası bizden ‘AK Parti, şu kadar oy almıştır bunu duymayacaksınız. Bizden, güvenoyu aldık sözünü duymayacaksınız.” “İstikrar için baraj düşmemeli” Başbakan’la sohbet referandum gündemiyle böyle devam ederken herhalde uçağın en acemi yolcusu olmanın getirdiği bir cesaretle daha tartışmalı konulara doğru bir soruyla giriş yapıyorum. Konu, az önce Başbakan’ın meydanda bu referandumla kapısının aralanacağını söylediği 2011’deki yeni anayasa. Başbakan 2007’de Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki anayasa uzmanlarına hazırlattıkları metnin kendileri için hâlâ geçerli bir zemin olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “O çalışma öyle kesip atılamaz. O zaman o çalışmalara katılamayanların da katılımıyla, daha geniş bir katılımla üzerinde oturulur, konuşulur.” Başbakan CHP’nin ve diğer partilerin de yeni anayasa ile ilgili tavrını o süreçte görüleceğini söylüyor, ama sözlerinden bu konuda pek de umutlu olmadığı anlaşılıyor. “Seçim barajının düşürülmesi konusunda geniş bir beklenti ve uzlaşma var. Siz en başında beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını vurguluyorsunuz. Aslında bu tercihiniz Türklüğü tanımlayan anayasanın 66. maddesiyle çelişiyor. Bu iki konuda 2011’deki yeni anayasa tartışmaları sırasında adım atılması konusunda ilkesel olarak bir rezerviniz var mı?” diye soruyoruz. Başbakan “Kişisel kanaatimi söylüyorum” diye başlayarak cevaplıyor soruyu: Barajın düşürülmesini ülkenin kalkınması noktasında doğru bulmuyorum. Avrupa’da bile bunu yapanlar pişman oldular. Yanlış yaptık diyorlar. Koalisyonlarla ülke zor yönetiliyor. En iyisinde bile parti çıkarı gözetiliyor. Kişisel çıkarı bırakın, parti çıkarını gözetiyor. Berlusconi bana “Barajı düşürerek çok büyük yanlış yaptık” dedi. Onun koalisyonu da içerden vuruldu. Yüzde 10 aşağıya inerse şu Meclis’ten yasa çıkaramayız. “Türkiye vekilliği o handikapları gidermez mi?” diye hatırlatılınca ise “Onu da hesapladık, incelettirdim. Olmuyor. Aleyhe dönüyor. Orda da pazarlık dönemi başlar. İstikrar için yüzde 10 şart” diyor. Baydemir’in yaptığı tehdit CHP’nin barajın yüzde 7’ye düşürülmesi teklifini samimi bulmadığını söyleyen Başbakan, Baykal’ın daha önce barajın düşmesine karşı olduğunu, Bahçeli’nin ise zaten barajın inmesini ihanetle eş tuttuğunu hatırlatıyor ve konuyu BDP’ye getiriyor: “Baraj düşerse BDP gelir gelmez onun hesabında değilim. Zaten parlamentodalar. Ne yaptıkları ortada. Bunlar maalesef bir türlü Türkiye’nin partisi olamadılar. Sandığın üzerine çarpı koyuyorlar, milli iradenin üzerine çarpı atandan parti olur mu?” Başbakan önceki akşam televizyonda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in açıklamalarına da kızmış: “Dün akşam Osman Baydemir’i dinledim. Bana göre bir tehdit. Her sandığa 4 müşahit koyacaklarını söyledi. Çetele tutacaklar. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına?” BDP’ye Türkiye vatandaşlığı da yetmiyor Ardından, 2011 anayasasında vatandaşlık tanımının yer aldığı 66. maddeyle ilgili bir değişiklik yapılıp yapılmayacağına getiriyor sözü: “Biz en baştan beri söylüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının herkesi kuşatması lazım diye. Ama BDP’liler bununla da yetinmiyor. Özerklik istiyor. Kendi bayrağım olacak diyor. Her ülkenin ortak değerleri vardır. Bayrak da onlardan biridir.” “Ama İspanya’da Katalanların kendi bayrakları ve yönetimler var” hatırlatmasına ise “Ama İspanya’da Katalanlar tek bir bölgede yaşıyor. Kürtlerin durumu aynı değil. Kürtler Türkiye’nin her yerinde yaşamakta. Ayrıca bu bölgede de sadece Kürtler yok. En başta Zazalar var. Zazalar bunu kabul etmez” diye cevaplıyor. İmralı görüşme arşivi MİT’tedir Hazır Kürt meselesi açılmışken Başbakan’a devlet-Öcalan görüşmelerini de soruyoruz. Öcalan-devlet arasındaki geçmiş görüşmelere dair elinizde bilgiler var mı sorusuna Başbakan’ın cevabı devletin İmralı kara kutusunun adresini gösteriyor: Bu istihbaratların hiçbiri Başbakanlık’ta birikmez. MİT’dedir. Yoksa bugünlerde olduğu gibi elden ele dolaşır. Devlet ciddiyetinden bizleri uzaklaştırır. Bazı konular bu kadar orta yerde tartışılmaz. Diğer partiler de taslak hazırlasın 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce bizzat Başbakan Erdoğan’ın Prof. Dr. Ergun Özbudun’dan talep ettiği anayasa taslağı bir ay sonra AK Parti yönetimine sunulmuştu. Giriş bölümünde insan hakları vurgusunun artırıldığı, vatandaşlık tanımında etnisite vurgusunun azaltıldığı, laiklik maddesinin liberalleştirildiği taslak Bolu’da AK Parti yöneticilerinin katıldığı bir kampta tartışılmış ama daha sonra AK Parti, eleştiriler nedeniyle taslağı kendi taslağı olarak açıklamaktan vazgeçmişti. 2011’deki yeni anayasa tartışmalarında hazırladıkları taslağın yeniden gündeme gelmesinden memnuniyet duyacağını söyleyen Prof. Özbudun, “Biz en mükemmel metni hazırladığımızı iddia etmedik. Bekleyip göreceğiz” derken komisyon üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı da “Yeni anayasanın tartışılacağı anlaşılan 2011 seçimlerine doğru giderken sadece AK Parti’nin değil diğer partilerin de kendi anayasa taslaklarını hazırlaması gerektiğini” söyledi. Dinleme cihazları 2002’den Dönüş yolunda Başbakan’a Taraf’ın ortaya çıkardığı Genelkurmay’ın terörle mücadele için İsrail’den aldığı cihazlarla sivil kişileri yasadışı olarak dinlediği iddialarını da sorduk. Soruya verdiği teknik cevaptan Başbakan’ın bu konuyla yakından ilgilendiği görülüyor. Diyarbakır’a gelmeden önce yaptıkları görüşmede Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner Başbakan’a bu konuda bilgi vermiş. Başbakan’ın verdiği bilgiye göre cihazların ilk siparişi 2002 yılında Ecevit’in başbakan olduğu dönemde verilmiş. O dönem Ecevit’in başkanı olduğu Savunma Sanayi İcra Kurulu’nun onayıyla. 2006’da Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde tam randımanlı çalışmayan bu sistem için yedek parçalar ve ek teçhizat alımı yapılmış. Başbakan haberler çıktıktan sonra “Bu nedir diye merak edip baktırdığını” söylüyor ve cihazlar hakkında ayrıntılı bilgi veriyor: “Tamamen yurtdışına dönük terörle mücadelede kullanılmak üzere 4 cihaz var. İkisi aktif, ikisi pasif. İkisi çalışmıyor yani. Bu cihazlarla istedikleri başarıyı da elde etmiş değiller.” Bu dinleme mekanizmasıyla sivil kişilerin dinlenmiş olduğu iddialar için “Tabi bunlar daha iddia. Bu konuda asker soruşturmasını yürüyor. Işık Paşa’yla bugün de görüştüm. Bu iddiaları takip ediyoruz” diyor Başbakan sonra da basını eleştiriyor: “Bu konuda tekdüze bir servis var. Aslan Güner o dönemde istihbarat görevinde değil. İster istemez Aslan Güner üzerinden TSK’yı yaralıyor. Ben başlığı atayım onlar cevap versin, olmaz. Önceden askere sormak lazım. Askeriyenin cevap verebileceği konular var, veremeyeceği konular var. Bu hassas konuları kamuyu önünde açıklamayıp ikili görüşmede sizi bilgilendirebilirler.” Başbakan’a bunun mümkün olmadığını çünkü askerin bize hâlâ akreditasyon uyguladığını hatırlatıyoruz: “Bize de olmadık şeyler yapıldı. Affedersiniz haremimize kadar girildi. Yapılmadık şeyler bırakmadılar. Keşke akreditasyon hiç olmasa, ama tamamen kalkması zaman ister. İlker Başbuğ zamanında önemli oranda kaldırıldı. Bunun zeminini de oluşturmak gerek. Sıcak hava konuşmayı da yumuşattı Başbakan Erdoğan, Diyarbakır mitinginin 15.00’te başlaması gerekiyordu ama miting 16.45’te başladı. Bu gecikmeye 45-50 dereceye varan hava sıcaklığı ve iftar saatinin yaklaşması da eklenince Başbakan günlerdir merakla beklenen konuşmasının bir bölümünü yapmadı. Bu bölüm konuşmanın BDP ve boykota yönelik sert eleştirilerin yer aldığı bölümüydü. Konuşmadan bu bölüm çıkınca Başbakan, Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda BDP ve boykotla ilgili sert mesajlar vermemiş oldu. O mesajlar akşam daha çok Diyarbakır protokolünün ve AKP’lilerin katıldığı iftarda yaptığı konuşmaya kaldı. Başbakan’ın konuşmasında BDP’ye yönelik eleştirilerle ilgili bölümü çıkarmasında sıcak iklim koşulları dışında şehrin ısınan siyasi iklimini daha da ısıtmama düşüncesi de etkili olmuş olabilir.
__________________ Tanrı'nın Şımarık Çocuğu.. Zirvala.com - Sohbet ve muhabbetin adresi.. | |
|
Etiketler |
anayasa, hazır, taslağı, yeni |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Silahlara veda taslağı hazır | Seth | Haber Arşivi | 0 | 14 Ekim 2014 10:47 |
‘Çocuk gelin’ taslağı hazır | yaSmin | Aile Evlilik ve Çocuklar | 1 | 03 Şubat 2014 07:49 |
İşte BDP'nin Anayasa Taslağı | JB | Haber Arşivi | 0 | 23 Aralık 2010 20:47 |
Baykal: Anayasa taslağı fiyasko olacak | mandela | Haber Arşivi | 1 | 27 Mart 2010 16:50 |
Referanduma sunulacak anayasa taslağı belirlendi | Süslü | Serbest Kürsü | 1 | 28 Şubat 2010 11:27 |