Çevrimdışı

Financial Times gazetesi manşetten yer verdiği haberde Amerikan Merkez Bankası'nın ülkenin ekonomik görünümüne ilişkin değerlendirmesini düşürmesine dikkat çekiyor ve bunun, çifte resesyon kaygılarının arttığı bir dönemde geldiğini yazıyor.
Amerikan Merkez Bankası dün kriz dönemi para politikasını uygulama rejimini genişletme yolunda bir adım attı. Banka yetkilileri, bu duruma üretim ve istihdamda düzelme hızının yavaşlamasını gerekçe gösterdi ve yakın dönemde başta düşünülenden daha az olmasını beklediklerini belirtti. Ancak uzmanlar, bunun önümüzdeki bir kaç ay içerisinde ekonomide iyileşme gözlendiği takdirde kısa sürede tersine dönebileceği yorumunu yapıyor.
Amerikan Merkez Bankası gösterge faiz oranlarını da daha bir süre daha yüzde 0 ile 0,25 aralığında tutmaya devam edeceklerinin altını çiziyor.
En kötümser tüketici İspanyollar


Financial Times, İngilizlerin, ülkelerinin ekonomik durumu konusunda en kötümser tüketiciler arasında İspanyolların ardından ikinci sırada olduklarını yazıyor. İpsos Mori araştırma şirketinin 24 ülkede 19 bin kişiye uyguladığı anket, küresel bazda iyileşme sürecinin iki farklı hızda yaşandığını ortaya koyuyor. Ankete göre, resesyonun etkisinin ağır hissedildiği batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde tüketici güveni gerilerken, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi büyüyen ekonomilerde almış başını gidiyor.
İngiliz tüketiciler arasında ülke ekonomisini berbat bulanların oranı yüzde 34. Aynı görüşü paylaşan İspanyolların oranı ise neredeyse iki katı, yüzde 63. Ankete göre Hindistan'da halkın yüzde 85'i, ülkelerinin ekonomik durumunu iyi buluyor. Hintlileri, yüzde 77 ile Çinliler ve yüzde 65'le Brezilyalılar izliyor.
'Lobi karşılığı para'


Daily Telegraph gazetesi ile devam edelim, gazete özel haberinde İngiltere hükümetinin Amerikalı bir lobi şirketine Atlantik ötesi ilişkileri geliştirmesi için gizlice para ödediğini aktarıyor.
Habere göre, Amerikalı politikacıların, İngiliz savunma şirketlerine ihale vermeleri yönünde bastırması için gizli bir lobi şirketine ayda 10 bin dolar ödeniyor ve bu para, İngiliz vergi mükelleflerinin cebinden çıkıyor. Washington merkezli O'Brien & Associates firmasına, geçen dört yıl içinde 500 bin dolardan fazla ödeme yapıldığı anlaşılıyor.
Gazeteye göre bu tartışmalı anlaşmaya yönelik talimat İngiltere Savunma Bakanlığı'ndan geldi ancak resmi kayıtlar, anlaşmanın Washington'daki İngiltere Büyükelçiliği'nce idare edildiğini gösteriyor. Ancak Daily Telegraph, Savunma Bakanlığı'nın neden böyle bir yardıma ihtiyaç duyduğunun anlaşılamadığını aktarıyor.
Washington'daki İngiltere büyükelçisi Sir Nigel Sheinwald yılda 180 bin Sterlin, yani 400 bin Türk lirasını aşkın maaş alıyor ve kısa süre önce Başbakandan daha fazla aldığı en iyi maaş alan kamu çalışanlarından biri olduğu açıklanmıştı. Sir Nigel, eski başbakan Tony Blair'in, eski savunma ve dış ilişkiler danışmanı. Büyükelçilik sözcüsü ise Sir Nigel'in Savunma Bakanlığı talimatıyla yapılan lobi anlaşmasında bir rolü olmadığının altını çizdi.
Daily Telegraph haftasonunda Savunma Bakanlığı'nın Hava Kuvvetleri gibi önemli kalemlerde küçülmeye gitmek zorunda kalabileceği yolunda bir habere yer verdiklerini anımsatıyor ve lobi sektörünün tehlikelerine devamlı dikkat çeken Başbakan Cameron'un bu habere tepki göstereceği yorumunu yapıyor.
El Kaide Irak'ta güçleniyor mu?


Guardian gazetesinin manşetten yer verdiği haberde El Kaide örgütünün, Amerika'nın desteklediği savaşçıları para karşılığı kendi saflarına çekip Irak'ta yeniden güçlenmeye başladığı kaygılarını aktarıyor.
El Kaide, Amerikan müttefiki "Irak'ın oğulları" gibi Sünni grupların üyelerine, yeniden kendilerine katılmaları için, hükümetten verilen aylık maaşlarından daha fazlasını teklif ediyor. Amerika'nın desteklediği milis liderlerin Guardian'a yaptığı açıklamaya göre, El Kaide liderleri Amerikan muharip birliklerinin ayrılmasını yeni üye kazanmak ve savaşın başlamasından yedi yıl sonra ülkede hala güçlü olduklarını gösterebilmek için kullanıyor.
El Kaide'nin ayrıca genel seçimlerden beş ay sonra hala işlevsel bir hükümeti bulunmayan ülkede, devam eden siyasi istikrarsızlıktan faydalanmaya çalıştığı düşünülüyor.
"Irak'ın Oğulları" 2006 yılının sonlarında El Kaide'ye karşı bir dizi direniş hareketi olarak başlamış, daha sonra Irak'ta bir başarı hikayesine dönüşmüştü. 300 dolar aylık maaşa çalışan grup üyeleri, isyan hareketini bastırmakta kullanılmıştı. Amerika, özel amaçlı bir silahlı kuvvet halini alan "Irak'ın Oğulları" grubunun denetimini 2008'in sonlarında Irak hükümetine bıraktı. O tarihten beri güvensizlik ya da maaş ödemelerinde gecikme gibi konularda şikayetlerin sonu gelmedi.
Wikileaks'e eleştiri


Independent, bir dizi insan hakları örgütünün, haber sızdırma sitesi Wikileaks'e yayımladığı Afgan sivillere ilişkin bilgileri siteden kaldırması yolunda çağrı yaptığını yazıyor. Çağrıda bu kişilerin isyancıların hedefi olabileceklerine dikkat çekiliyor.
Wikileaks, yakın dönemde Amerika Birleşik Devletleri'nin savaşın sürdüğü Afganistan'daki faaliyetlerine ilişkin sızdırdığı 70 bini aşkın çok gizli belgeyle dünya gündemine yerleşmişti.
Sitenin kurucusu Julian Assange'a, bir dizi elektronik posta gönderen örgütler arasında Afgan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu ve Uluslararası Af Örgütü Amnesty de var.
Hesaplardan para çalan bilgisayar virüsü


Times gazetesi, internet bankacılığının karşısına Zeus truva atı virüsünün yeni bir türünün çıktığını aktarıyor.
Bir internet güvenlik şirketine göre, ismi açıklanmayan bir İngiliz bankasının 3 bin internet müşterisinin hesaplarından 675 bin sterlin çalındı. Virüs, hesaplarda ne kadar para olduğunu kontrol ediyor, çalıyor ve banka müşterisine izini sürememesi için yanlış banka hesap bilgileri gösteriyor. Zeus v3, sadece kullanıcı adı ve şifresini çalmakla kalmıyor, hesabı da boşaltıyor.
Ödemeyi nakit yapan şüpheli mi?


Daily Telegraph’ın haberine göre Polisin radyolarda yayımladığı terörle mücadele telefon hattı reklamı, halkı töhmet altında bırakabileceği kaygısıyla yasaklandı. Reklam, herhangi bir alışveriş sonrası ödemeyi nakit olarak yapan, perdelerini sıkıca kapalı tutan, komşularıyla fazla konuşmayan kişileri şüpheli olarak niteliyor, bu kişilerin derhal bildirilmesini istiyordu. Ancak Emniyet Müdürleri Birliği'nin yayımlattığı reklam tepki çekti, dinleyiciler sıradan, kurallara itaat eden ama söylendiği şekilde davranan kişileri ihbar etmeye teşvik etmeyi hakaret olarak nitelendirdi. Reklam Standartları Dairesi de reklamın bu haliyle "ciddi bir suç"a sebep olabileceği hükmüne vardı.

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.