04 Ağustos 2010, 20:20 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BBC Türkçe 4 Ağustos 2010 Basın Özeti Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Guardian gazetesi, İngiltere'yi ziyaret etmekte olan Pakistan Devlet Başkanı Asıf Zerdari'nin Fransız Le Monde gazetesine verdiği mülakatı geniş şekilde irdeleyen bir haber analize yer veriyor sayfalarında. Zerdari, Taliban'a karşı savaşın kaybedilmekte olduğunu belirterek, ''Afganların kalplerini ve zihinlerini kazanmada başarısız olunduğunu'' savunuyor. Amerikan Başkanı Obama'nın Afganistan'a 30 bin ek asker sevk stratejisini de eleştiren Zerdari, koalisyon güçlerinin temel hatasının Afganistan'daki sorunun boyutlarını hafife almak olduğu görüşünde. Zerdari, Hindistan'a yaptığı ziyarette Pakistan devleti içindeki bazı unsurları teröre destek vermekle suçlayan İngiltere Başbakanı David Cameron'la biraraya geldiğinde de gözlerinin içine bakarak kendisine, ''Terörle savaşın bizi ayırması değil, birleştirmesi gerekir. Pakistan, bu savaşın en ağır bedelini ödeyen ülkedir'' diyeceğini de söylüyor. Guardian, Cameron'ın savaşın kaybedilmekte olduğu değerlendirmesini kabul etmeyerek Pakistan'la ilgili sözleri konusunda da özür dilemeyeceğini söylediğini aktarıyor. Afganistan parçalanmalı mı? Afganistan konusunda Financial Times'ın yorum sayfalarında Ahmed Raşid imzalı bir analiz dikkat çekiyor. Taliban konusunda en yetkin isimlerden sayılan Raşid, Amerikalı eski bir diplomat olan Robert Blackwill'in Afganistan'da savaşın kazanılamayacağını dolayısıyla parçalanması gerekiği önerisini irdelediği yazısında, ''bu Batı'yı riske atar'' diyor. Bir tek Afganın bile böyle bir talebi desteklemeyeceğini belirten Raşid, Sovyet işgali sırasında KGB'nin Özbek lider Raşid Dostum'u Orta Asya'yı mücahidlerden korumak için tampon bir devlet kurmaya ikna etmeye çalıştığını, 1980 ve 1990'larda da İran'ın bir Şii koridoru inşaası için çaba gösterdiğini, Ancak Afgan liderlerin bu talepleri hep reddettiklerini aktarıyor. 1990'ların ortasında benzer önerilerin bu kez Tacikistan tarafından Tacik lideri Ahmed Şah Mesud'a iletildiğini, ama reddedildiğini, 1996'da da Pakistan istihbaratının bu kez kendi kontrolündeki Taliban'dan Paştunlar için benzer talepte bulunduğunu ancak kabul ettiremediğini kaydeden Ahmed Raşid, Afganistan'ın karmaşık bir etnik yapıya sahip olduğunu anımsatıyor. Radikal gruplarla kuşatılmış bir ülkenin sınırlarıyla oynamanın benzine yanmakta olan kibrit atmak anlamına geleceğini kaydeden Raşid şu görüşleri dile getirdi: ''Afganistan'daki durum evet çok kritik. Taliban'a karşı savaş da kaybedilmekte, Batılı güçler de mümkün olduğunca çabuk ayrılmak istiyor.'' ''Ancak tek çözüm gerçek Taliban liderliğiyle Kabil ve Washington arasında hem merkezde hem de vilayetlerde iktidar paylaşımı esasına dayalı bir anlaşma için diyalog kurmaktır. Obama'nın hızla hareket etmesi gerekiyor.'' ''Bölge, kendisinin David Petreaus'un Taliban güçleriyle görüşmeden önce yenilgiye uğratmasını ya da stratejinin gözden geçirileceği aralık ayını bekleyemez.'' ''ABD ve NATO Taliban'la görüşmelere şimdi başlamalı ve Afganistan'ın komşuları arasında bu görüşmeler için uzlaşma yaratmalı, Afganistan'a ulus inşaası konusunda uzun dönemli taahhütte bulunmalı, ayrıca gücü de Afgan ordusu ve polisine de yavaşça devretmeli. Afganistan'ın parçalanması meselesi de tarihin çöplüğüne atılmalı.'' Orta Doğu savaşının eşiğinde Independent'in manşetindeki haber ise, ''Bir ağaç yeni Orta doğu savaşını başlatabilir mi?'' sorusuyla başlıyor. Haberi yazan Independent'ın Beyrut muhabiri Robert Fisk, böyle bir sorunun sorulmasının bile bölgenin parlamaya hazır halini, Araplarla İsrailliler arasındaki güvensizliği ve Lübnan'ın güneyindeki sınırın ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koyduğu görüşünde. İsrail ordusunun güvenlik kameralarının görüşünü engellediği gerekçesiyle ağacı budamak için vinç gönderdiğini, buna Lübnanlı askerlerin havaya uyarı ateşi açarak tepki gösterdikleri, İsraillilerin ise doğrudan askerlerin üzerine ateş ederek yanıt verdiklerini sonunda çıkan çatışmada da, üç Lübnan askeri ile bir İsrailli subay ve bir Lübnanlı gazetecinin hayatlarını kaybettiğini aktaran Fisk, şöyle devam ediyor: ''Olayın ardından İsrail ve Lübnanlılar birbirlerini saldırganlıkla suçladı. İsrail olup bitenlerin bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söylüyor. Lübnan, İsrail'in egemenliğini ihlal ettiğini savunuyor, İsrail, devamı halinde ağır sonuçları olacağı tehdidinde bulunuyor. İsrailliler kuşkusuz Hizbullah'a karşı bir sonraki savaşları öncesinde kabarık bir dosya hazırlamak isteyecektir." "Bütün bunlar, Ahmedinecad'ın, Obama'yla yüzyüzye görüşmek istediği, Uluslararası Kriz Grubu'nun yeni israil-Lübnan savaşının öncekilerden daha şiddetli olacağı uyarıları yaptığı bir dönemde yaşandı. İsrailliler, tank ve helikopterler, Lübnanlılar roket ve ağır silah kullandı. Sonunda ülkedeki cep telefonu şebekesi kısa bir süreliğine çöktü. İnsanlar, yeni savaşın başlayıp başlamadığını bilmek istiyordu. Bir ağaç yüzünden...'' 'Baskıcı liderlerin imajlarını parlatmak' Londra, finanstan moda tasarımına dünyanın başkenti olma iddiasında. Şimdi bunlara, şöhret parlatma başkenti ünvanı da eklenebilir Guardian'a göre. Gazete, özel haberinde, işkenceden, yolsuzluğa çeşitli suçlamalara hedef olan liderlerin ülkelerinin imajını parlatmak için Londra merkezli halkla ilişkiler şirketlerine yüzmilyonlarca sterlin ödediklerini saptamış. 10 milyar doları aşan halkla ilişkiler pazarında yabancı ülkelerin katkısının giderek artmakta olduğunu kaydeden Guardian, Londra merkezli şirketlerle çalışan ülkeler arasında Çin, Rusya, Madagaskar, Ruanda ve Kırgızistan'ın da bulunduğunu aktarıyor. Guardian, Sudan'ın savaş suçu ve Darfur'da soykırım suçlamalarıyla hakkında tutuklama kararı bulunan lideri Ömer el Beşir'in de imajını parlatmak için aracılar kullanarak Londra'da girişimde bulunduğuna dikkat çekiyor. Gazete, ancak bu karlı anlaşmaların sektörün mesleki ahlak kurallarıyla çelişme olasılığı bulunduğunun da altını çiziyor. Zira, bu kurallar, siyasi danışmanların müşterilerini yasadışı ve ahlaki olmayan davranışları konusunda uyarmaları ve bu uyarıların dikkate alınmaması durumunda hizmet vermeyi durdurmalarını öngörüyor.
__________________ Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük. | |
|
Etiketler |
2010, 4 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
BBC Türkçe 12 Ağustos 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 12 Ağustos 2010 10:44 |
BBC Türkçe 11 Ağustos 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 11 Ağustos 2010 18:31 |
BBC Türkçe 10 Ağustos 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 10 Ağustos 2010 23:54 |
BBC Türkçe 22 Temmuz 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 22 Temmuz 2010 20:04 |
BBC Türkçe 30 Haziran 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 30 Haziran 2010 17:44 |