Çevrimdışı

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Şemdinli'de 11 askerin şehit edilmesiyle ilgili çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Gediktepe'deki PKK saldırısı sırasında telsiz konuşmalarında İranlı ve Suriyeli olduğu belli olan kişiler tespit edildiğini söyleyen Yazıcı, "Birileri komşu ülkelerdeki terör gruplarını bir araya getiriyor. Bunlar şüphe uyandırıyor" dedi.

Bakan Yazıcı, TBMM'de bir grup gazeteci ile sohbet toplantısı yaptı. Terörle mücadelede sorumluluğun hükümette olduğunu belirten Yazıcı, "Ancak muhalefetinden, sivil toplum örgütüne, meslek kuruluşlarına kadar herkesin bu konuda tartarak konuşması ve sorumluluk alması gerekir" dedi.

'SINIRLAR DEĞİŞEBİLİR'

Hükümetin terörle mücadele konusunda üzerine düşeni yaptığına dikkat çeken Yazıcı "Hiçbir zaman ekonomik durum mazeret olmadı. Bu konuda eleştiri yapanlar yalan söylüyor. Ne istedilerse verdik" dedi.

Irak sınırının doğal yapısının teröristlerin Türkiye'ye sızmasına uygun olduğunu, bu nedenle iki komşu ülkenin bir araya gelip sınırın yeniden çizilmesi için pazarlık yapabileceği yönündeki görüşleri de değerlendiren Yazıcı, "Sınırın değiştirilmesi tartışılabilir" dedi ve şöyle devam etti: "Sınır güvenliği ve sınırın yerinin bazı bölgelerde kaydırılması konusunu konuşmadık (Bakanlar Kurulu'nu kastediyor) ama bu konuşulabilecek, tartışılabilecek bir şey."

TEZKERENİN SÜRESİ

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkere süresinin ekim ayında dolduğunu belirten Bakan Yazıcı, "Bu hiç sorun değil, gerekirse Meclis kapanmadan bunu hallederiz. Bir kararnamelik işi var. Terörle mücadele için farklı yöntemler tartışılabilir. Öncelikler değişebilir" diye konuştu.

Yazıcı, 11 askerin şehit olduğu Gediktepe'yi havadan izlediklerini belirterek ilginç bir ayrıntıyı şöyle paylaştı: "Orada bize anlattılar, telsiz konuşmalarında Türkçe konuşan, Kürtçe konuşan, İranlı ve Suriyeli olduğu belli olan kişiler tespit edilmiş. Bunlar içinde Türkiye vatandaşı olmayanlar var. Birileri komşu ülkelerdeki terör gruplarını bir araya getiriyor. Bunlar şüphe uyandırıyor."

İRAN İLE ANLAŞILMIŞTI

Yazıcı'nın "tartışılabilir" dediği Türkiye-Irak sınırına son şekli 1926'da imzalanan anlaşma ile verildi. Ancak sınırın sızmalar için uygun koşullar oluşturduğu anlaşılınca tartışma başladı. Konuyu ilk gündeme alan Turgut Özal oldu. Özal ve ardından Tansu Çiller'in de ABD ile temaslarda konuyu gündeme getirdiği kamuoyuna yansıdı.

Türkiye -Irak sınırı 331 kilometreden oluşuyor. Bunun 200 kilometre civarındaki bölümü yüksek dağlar, vadilerden oluşuyor. Tartışma kapsamında, bu dağlık bölge ile ilgili bölümün yeniden ele alınması isteniyor. İki ülkenin sınırlarını düz alanlardan ve daha güvenli yerlerden geçirecek şekilde karşılıklı bazı toprakları alıp, bunun karşılığında bazı toprakları da vermesi öneriliyor. Atatürk'ün 1934'te İran ile yaptığı toprak değiş tokuşu tartışmalarda örnek olarak gösteriliyor. Türkiye, Küçük Ağrı'nın eteklerine kadar sınırı aşağı indirme karşılığında verimli tarım arazisi Kotur'u İran'a bırakmış böylece Kürt isyancıların sınırdan sızmasını da önlemişti.

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.