22 Haziran 2010, 15:05 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BBC Türkçe 22 Haziran 2010 Basın Özeti Guardian yazarı Simon Tisdall, bugünkü köşesinde, Türkiye'nin son dönemde dış politikada attığı adımların başarısızlıkla sonuçlandığını iddia ediyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Güneydoğuda şiddet olaylarının tırmanmasının, Ankara'nın "Kürt sorunu"nun çözümü için daha çok şey yapması gerektiğinin altını çizdiğini savunan Tisdall, çatışmaların tekrar başlamasının Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun "komşularla sıfır sorun" politikasının ne kadar somut ve kalıcı sonuçlar doğurduğu sorusuna da işaret ettiğini belirtiyor. Saldırıların devam etmesi halinde Türkiye'nin 2008'deki gibi Kuzey Irak'a bir kara harekatı yapması ihtimalinin kaygı yarattığını yazan Simon Tisdall, böyle bir adımın Ankara'nın Bağdat'la ilişkilerine zarar vereceğini öne sürüyor. Tisdall'ın yazısı özetle şu değerlendirmeleri içeriyor: Türkiye'nin "sıfır sorun" politikası Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesi nedeniyle de sorun yaşadı. Türkiye ve Ermenistan arasında varılan tarihi anlaşma, Azerbaycan'ın önce Dağlık Karabağ anlaşmazlığının çözülmesinde ısrar etmesi nedeniyle geri tepti. Erdoğan'ın inisiyatifi, tansiyonu düşürmek yerine arttırdı. Kıbrıs'ta bu yıl yapılan seçimlerde Kıbrıslı Türkler Ada'nın kalıcı bölünmesinden yana gibi görünen bir ismi cumhurbaşkanlığına seçti. Erdoğan, önemli bir komşusuyla, İran'la ilişkilerini ise ilerletti. Türkiye'nin BM'nin Tahran yaptırımları aleyhine oy kullanması ABD'yi ve Avrupalı ülkeleri kızdırırken, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ı ise sevindirdi. Buna karşın, İsrail'le ilişkiler Gazze'ye giden yardım gemisi fiyaskosu nedeniyle en düşük seviyelerde. Erdoğan'ın bölgesel dış politika inisiyatifleri, İran'la flörtü, İsrail'le yol ayrılığı ve Suriye gibi olağan şüpheli ülkelerle kurlaşması, Batılı yorumcuların, Türkiye'nin politikasında bir "stratejik eksen kayması" olduğu şeklinde spekülasyonlar yapmalarına yol açtı. Batılı bakış açısından, sorun, Erdoğan ya da Davutoğlu'nun Türkiye için daha büyük roller istemeleri ve bu yolda tek başlarına gitmeye hazır olmaları değil. Sorun, bunu yaptıklarında, genellikle yüzlerine gözlerine bulaştırmaları. Guardian yazarı Simon Tisdall'ın yazısından özetle aktardık. Yine Guardian'da yer alan bir diğer haberde, Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin aldığı bir karara işaret ediliyor. Karara göre, ABD'nin yasaklı terör örgütleri listesinde bulunan örgütlere danışmanlık hizmeti verenlerin terör suçlarından yargılanması mümkün olacak. Haberde, kararın PKK da dahil olmak üzere bazı örgütlere insan hakları konusunda verilen danışmanlık hizmetleri üzerine alındığı belirtiliyor. Los Angeles merkezli İnsani Hukuk Projesi isimli kurumun, PKK'ya insan hakları konusunda eğitim verdiği, ve kurumun bu eğitiminin şiddet unsuru içermediği yönündeki savunmasına karşın, bunun terör kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediliyor. Bütçe açıklanıyor İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, bugün hükümetin hazırladığı yeni bütçeyi açıklayacak. Financial Times, Osborne'un düşük gelirli 900 bin çalışanın gelir vergisinden muaf tutulması maddesini bütçeye ekleyerek, bütçeye muhafeleti yumuşatmaya çalıştığını yazıyor. Gazete, Osborne'un 155 milyar sterlinlik bütçe açığını kapatmak için 1981 bütçesinde yapılan hataları yapmayacağını söylediğini de aktarıyor ve 1981 bütçesinde kesintilerin ekonomide büyümeyi sağladığını ancak binlerce kişinin işsiz kalmasına yol açtığını hatırlatıyor. Guardian, Osborne'un bütçede öngörülen tedbirlerin en çok zengin kesimleri hedef alacağı iddiasında bulunduğunu, düşük gelirlilere getirilen gelir vergisinden muaf tutulma maddesinin bütçenin adil olduğunu gösterme çabası olduğunu belirtiyor. Gazetede ayrıca yapılan bir kamuoyu yoklamasına da yer veriliyor. Buna göre, halkın neredeyse yüzde 60'ı kesintilere destek veriyor; kesintilerin en çok yoksul kesimleri vuracağını düşünenlerin oranı ise yüzde 63. Kamuoyu yoklaması, seçmenlerin bütçede vergi artırımına gidilmesindense kesintiler yapılmasını tercih ettiğine de işaret ediyor. Times ise koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokratların lideri Nick Clegg'in, bütçeye parti içinden olası muhalefete karşı harekete geçtiğini yazıyor. Haberde, Clegg'in Liberal Demokrat milletvekillerine yolladığı e-mektupta, "Bu yapmak zorunda kalacağımız en zor şeylerden biri." dediği aktarılıyor. "Beklentilerin idaresi" İngiltere'nin Afganistan'daki kayıplarının 300 askeri bulmasıyla ilgili haber ve yorumlar da bugünkü gazetelerde geniş yer buluyor. Independent, başyazılarından birini bu konuya ayırıyor ve "Biraz gerçekçi olmanın zamanı geldi" diyor. Gazete, Başbakan Cameron ve Amerikan Başkanı Obama'nın Afganistan'da nelerin başarılabileceğine dair kamuoyundaki beklentileri düşürmesi gerektiğini savunuyor. Guardian'da yazan savunma uzmanı Robert Fox da, Washington ve Londra'da "beklentilerin idaresi" teriminin giderek daha sık kullanıldığını belirtiyor ve Obama ile Cameron için bunun şu anlama geldiğini yazıyor: İngiliz ve Amerikan birlikleri gelecek yazdan itibaren Afganistan'dan çekilmeye başlamadan önce ülkede yeterli güvenliğin, yeterli yönetişimin ve Taliban'la yeterli uzlaşmanın sağlanması. "Ahlaki zafer" Guardian'ın başyazılarından birinde, İsrail'in Gazze ablukasını hafifletmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunuluyor. İsrail'in yeni yasaklar listesinin de binlerce madde içereceğinin anlaşıldığını ifade eden gazete, öncelikle ihtiyaç duyulan tıbbi malzemeler, aluminyum, çimento ve demir gibi maddelerin girişine izin verilip verilmeyeceğinin de henüz bilinmediğini belirtiyor. Gazete, buna karşın, ablukanın hafifletilmesinin yine de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için siyasi bir geri adım anlamına geldiğini, ve bu sonucun Türkiye açısından ahlaki bir zafer olarak görüleceğini yazıyor. BBC Türkçe'nin İngiltere gazetelerinden derlediği basın özetini, hafta içi her sabah Türkiye saatiyle 08.40'ta NTV ekranından da izleyebilirsiniz.
__________________ Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük. | |
|
Etiketler |
2010, 22, bbc, haziran |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
BBC Türkçe 30 Haziran 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 30 Haziran 2010 17:44 |
BBC Türkçe 29 Haziran 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 29 Haziran 2010 18:48 |
BBC Türkçe 25 Haziran 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 25 Haziran 2010 14:14 |
BBC Türkçe 24 Haziran 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 24 Haziran 2010 16:07 |
BBC Türkçe 23 Haziran 2010 Basın Özeti | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 23 Haziran 2010 14:45 |