IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18 Haziran 2010, 22:55   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
18 Haziran 2010 Basın Özeti




Türkiye'nin Batı'yla ilişkilerinde gelinen son aşama biri Economist dergisi, diğeri de Financial Times'ta olmak üzere iki makaleye konu oluyor bugün.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Financial Times yazarlarından Philip Stephens imzalı makalenin başlığı 'Batı, Türkiye'ye masada daha iyi bir koltuk sunmalı'. Makalenin hemen üzerinde yer alan bir karikatürde de bir masanın etrafında oturan Avrupalı liderler, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a oturması için daha küçük bir sandalye gösteriyor. Erdoğan da parmağını 'hayır' anlamında sallıyor.
Philip Stephens makalesine 'Batı henüz Türkiye'yi kaybetmedi.' diyerek başlıyor. ' Türkiye artık, yumuşak başlı, ricacı bir ülke değil. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki pek çok kişi Türkiye'nin ebediyen böyle kalmasını umuyordu.' diyen Stephens, Türkiye'nin canlı ekonomisi ve siyasette kendine artan güveniyle, Batı'nın kendisine biçtiği rolü aştığını kaydediyor.
'Ankara ilişkilerini tamir ediyor'


Türkiye'nin isteyerek yüzünü Doğu'ya döndüğü, Batı demokrasisinden kaçınıp İslamcılığa sarıldığı ve eski Osmanlı topraklarında yeniden liderlik arayışında olduğu senaryosunun revaçta olduğunu kaydeden Stephens şöyle devam ediyor; 'Batı'nın hor davrandığı Ankara, bölgesinde ilişkilerini tamir ediyor. Kendisini bölgesinde göstermek için ekonomik ve diplomatik fırsatlardan yararlanıyor.'
Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates'in Avrupa'yı, Avrupa Birliği üyeliği konusunda ayak sürüyerek Türkiye'yi Doğu'ya itmekle suçladığını hatırlatan Financial Times yazarı, Gates'in özellikle Fransa ve Almanya'nın tavırları konusunda haklı olduğunu, Türkiye'deki en coşkulu Avrupa Birliği yanlılarının bile şevklerini kaybettiğini söylüyor. Ancak Philip Stephens Gates'i de şu sözlerle eleştiriyor;
'Amerikan Savunma Bakanı'nın Türkiye'nin Doğu ve Batı arasında bir seçimle karşı karşıya olduğunu varsayması yanlıştı. Ayrıca Washington'ın son yıllarda Türkiye'yle ilişkileri çok daha iyi yönettiğini ima ederken de, gerçekleri söyleme konusunda biraz ekonomik davranıyordu. Geriye dönüp ilişkilerin kötüleşmeye başladığı anı bulmaya çalışırsak, George Bush yönetiminin, Irak'ın işgalinde Türkiye'yi bir sıçrama tahtası olarak kullanmak için yaptığı amirane talepten daha iyisini bulamayız '

'Bu Türkiye Batı'ya daha yararlı'


Bir zamanlar Batı'ya üye olmanın Washington ne isterse yapmak anlamına geldiğini söyleyen Philip Stephens, Türkiye'nin şimdi, kendi çıkarları, fikirleri ve doğruları olduğunu belirtiyor ve makaleye şu sözlerle son veriyor;

'Çok sayıda Amerikalı ve bazı Avrupalılar için bu sinir bozucu olmaktan da öte bir durum. Tahayyül ettikleri Türkiye, hep kendilerine borçlu olan ve Batı masasında verilecek herhangi bir sandalyeye minnettar bir Türkiye'ydi. Tabi işin ironik yanı, bu yeni, kendine güvenen Türkiye'nin daha önceki uysal haline kıyasla Batı'ya verebileceği daha çok şey var. Bu haliyle Orta Doğu ve Müslüman dünyasında daha çok itibarı var. Batı'nın gerçekten kaybetmemesi gereken Türkiye işte bu.'

Economist dergisinde David Rennie tarafından kaleme alınan Charlemagne köşesinde de, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği ve genel olarak Batı'yla ilişkileri üzerinden, Amerikalı siyasetçiler ve akademisyenlerin Avrupa Birliği'ne bakışı eleştiriliyor.
'Türkiye sorunu ırkçılığa indirgenemez'

Amerikan Savunma Bakanı Gates'in açıklamalarını hatırlatan Economist yazarı, Amerikalı Demokrat siyasetçi Howard Dean'in de Avrupalı siyasetçilerin, ülkelerinde artan yabancı düşmanlığını hesaba katıp, aşırı sağ oylar için Türkiye'ye tam üyelik yerine, ayrıcalıklı ortaklık önerdiği görüşünde olduğunu aktarıyor. Yazar, bir Amerikalı akademisyenin de Türkiye'nin derhal üye yapılması gerektiğini söylediğini anlatıyor ve şöyle devam ediyor;
'Bu şikayetlerde biraz doğru payı var. Sarkozy ve Merkel gibi liderler, Türkiye'nin uygunluğunu sorguladığında seçmenlerine oynuyorlar. Destekçileri de Türklerin, kulübe girmek için fazla yabancı ya da fazla müslüman olduğunu düşünüyor. Ama Türkiye sorunu ırkçılığa indirgenemez. Birincisi Gates, Avrupa'ya Türk diplomasisinin Doğu'ya kayışıyla mücadele etme çağrısı yaparken, Avrupa Birliği üyeliğiyle Washington'un Orta Doğu politikalarına destek vermek aynı şeymiş gibi gösterme riski alıyor. Sonuçta bazı Avrupa ülkeleri, şu anki İsrail hükümetinden gerçekten hoşlanmıyorlar ve İran'a ambargolar konusunda da ikna olmuş değiller. Batı karmaşık bir blok. Derhal üyelikten bahsetmek de saçma. Türkiye'nin dostları bile en az 10 yıl süreceğini biliyor. Bazı alanlarda açmaza girildi. Avrupa Birliği bazı müzakere başlıklarını dondurdu. Türkiye de bir Avrupa birliği ülkesi olan Kıbrıs'ı tanımayı reddediyor'.

'İsrail'in kararı bir parmak bal'


İsrail kabinesinin dün aldığı Gazze'ye yönelik ablukayı hafifletme kararı, Independent'ın başyazılarından birine konu olmuş. Gazete, ablukanın hafifletilmesi kararının, Washington ve Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırıdan sonra uluslararası kamuoyunun ağzına bir parmak bal çalmak gibi olduğu görüşünde. Independent, filo saldırısı konusunda yapılacak soruşturmayı da böyle tanımlıyor. Independent soruşturmanın amacının da, ablukanın meşruiyetini saptamak ve ileride bu tür müdahalelerin daha etkin yapılması için ordunun alması gereken derslere işaret etmek olacağını kaydediyor ve şöyle devam ediyor;
'Abluka sadece Hamas'ın iktidarını güçlendiriyor ve Gazze halkına zarar veriyor. Ama bu haftadan sonra İsrail'in politikasını değiştirmeyeceği daha önce hiç olmadığı kadar açıkça görülmüş oldu. Dünya Gazze halkına yardım etmek istiyorsa, Birleşmiş Milletler denizden yardım konvoyları göndermeli, ya da Mısır Refah geçiş noktasını tamamen açmalı'.

Kırgızistan'ın tehdidi


Guardian, Kırgız geçici yönetiminin, İngiltere'de gözaltına alınan eski Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev'in oğlu Maksim Bakiyev iade edilmediği takdirde, ülkedeki Amerikan üssünü kapatma tehdidinde bulunduğunu yazıyor.

Gazete Kırgız yönetiminin, Maxim Bakiyev'in ülkenin güneyinde Kırgızlar ve Özbekler arasında yaşanan şiddet olaylarını organize etmekle suçladığını kaydediyor.

Haberde, Kırgız geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Azimbek Beknazarov'un 'İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri birlikte terörle savaşıyor. Bu üs de bu savaşın bir parçasıysa Maksim Bakiyev'i iade etmeliler' sözlerine yer veriliyor.
Almanya'daki göçmen oyuncular


Times'ın Berlin Muhabiri, Dünya Kupası'nda Avustralya'yı 4-0 yenen Alman milli takımında yer alan göçmen kökenli futbolcularla ilgili bir haber hazırlamış. Haberde, 1990'daki Dünya Kupası'nın kazanılmasından sonra Alman futbolunun büyük bir düşüş yaşadığı belirtiliyor.

Daha sonra da genç yetenekleri bulmak için 610 milyon Euroluk bir yatırım yapıldığı ve bundan en çok göçmen kökenli gençlerin faydalandığı belirtiliyor. Sonuçta da Dünya Kupası kadrosundaki 23 oyuncudan 11'inin göçmen kökenli olduğu kaydediliyor.
21 yaşındaki Mesut Özil'in Almanya için oynamayı bilinçli bir şekilde tercih ettiği söyleniyor ve Özil'in 'Türk kökenime karşı vermiş olduğum bir karar değildi. Ailem üç kuşaktır Almanya'da yaşıyor. Ben burada büyüdüm ve burada hep iyi hissettim. Bana genç takımlarda oynama şansı veren yer de burasıydı' şeklindeki sözlerine yer veriyor.

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
 

Etiketler
18, 2010, haziran


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
BBC Türkçe 24 Haziran 2010 Basın Özeti Lucifer Haber Arşivi 0 24 Haziran 2010 16:07
BBC Türkçe 22 Haziran 2010 Basın Özeti Lucifer Haber Arşivi 0 22 Haziran 2010 15:05
17 Haziran 2010 Basın Özeti Lucifer Haber Arşivi 0 17 Haziran 2010 14:42
16 Haziran 2010 Basın Özeti Lucifer Haber Arşivi 0 16 Haziran 2010 09:46
15 Haziran 2010 Basın Özeti Lucifer Haber Arşivi 0 15 Haziran 2010 14:43