Çevrimiçi

İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranının yüzde 50'ler düzeyinde olduğunu belirterek, "Su rezervi bu yılı çıkarır. Ciddi bir problem yok" dedi.

Bütün dünyada küresel ısınmaya bağlı olarak kuraklık sorunu başladığını, bu yıl Türkiye'nin batı bölgelerinde ciddi bir yağış görülmediğini dile getiren Topbaş, "Bizim su rezervlerimiz yeterli. Ancak yine de suyu dikkatli kullanmak lazım" diye konuştu.

Topbaş, su kaynaklarıyla ilgili gelecek adına çalışmalar yaptıklarını belirterek, bu çerçevede Meriç'ten İstanbul'a su sağlanmasına yönelik bir düşünce olduğunu ve bu konunun incelendiğini kaydetti.

Daha önce yapılan çalışmalar sonucunda şu anda kentte su problemi bulunmadığını, 2025'lere, 2040'lara kadar kentin su kaynaklarının hazır olduğunu anlatan Topbaş, şunları söyledi:

"Ama hiç yağmur yağmazsa o ayrı bir konu. İdareciler olarak gelecek dönemleri düşünmek durumundayız. Çevreyi iyi kontrol etmeliyiz. Tabii en önemlisi havzaları iyi korumak."

Kaynak : Anadolu Ajansı

 

Çevrimiçi

İnşaat işçisi define buldu

Japonya’da bir inşaat işçisi, şantiyede çalışırken toprağa gömülmüş plastik bir kasada 50 milyon yen (yaklaşık 590 bin YTL) buldu.
Polis sözcüsü, 43 yaşındaki işçinin Cumartesi günü Aichi bölgesindeki bir şantiyede iş makinesiyle toprağı düzleştirirken bu parayı bulduğunu söyledi.
Sahibi bulunmazsa, para, işçi ile arsanın sahibi arasında paylaşılacak.
Sahibi bulunursa, inşaat işçisi paranın yüzde 5 ila yüzde 20’sine sahip olabilecek.

 

Çevrimiçi

ABD-İran gerginliği sinemaya sıçradı

Uluslararası arenada siyasi nedenlerle gerginlik yaşayan İran ve ABD, bu kez, bir sinema filmi yüzünden karşı karşıya geldi.
ABD’de gösterime giren Holywood yapımı "300 Spartalı" adlı film, İranlıların sert tepkisine neden oldu.
Ünlü yazar Frank Miller’in aynı adlı çizgi romanından beyaz perdeye aktarılan filmde, Yunan askeri Leonidas komutasındaki 300 askerin, Heşayer Şah’ın 120 bin kişilik ordusuna üç gün boyunca direnişinin anlatıldığı ifade ediliyor.
Yunanlıların direnişinin filmde "çok abartıldığını" ifade eden İranlılar, tarihi gerçeklerin saptırıldığını belirtiyor.
Filmden büyük rahatsızlık duyan İranlılar, yönetmenin İranlıları "vahşi, cahil, kan dökücü ve medeniyetten uzak kişiler", Yunanlıları ise "cesur ve asil" olarak betimlediğine dikkat çekiyor.
İran televizyonu filme ilişkin haberi bülteninin ilk sırasında verirken, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın sanattan sorumlu danışmanı Cevad Şemkaderi de bir açıklama yaparak, filmi yapanları kınadı.
"ABD’nin İran’ı sömürgeciliğin önündeki en büyük engel olarak gördüğünü" söyleyen Şemkaderi, ABD’nin İran engelini aşmak için elinden geleni yaptığını, filmin de bu amaçla yapıldığını kaydetti.
İranlı yetkili, ABD’nin sinema aracılığıyla tarihi gerçekleri tahrif etmeye devam ettiğini de belirtti.

MİLLİYET

 

Çevrimiçi

ABD-İran gerginliği sinemaya sıçradı

Uluslararası arenada siyasi nedenlerle gerginlik yaşayan İran ve ABD, bu kez, bir sinema filmi yüzünden karşı karşıya geldi.
ABD’de gösterime giren Holywood yapımı "300 Spartalı" adlı film, İranlıların sert tepkisine neden oldu.
Ünlü yazar Frank Miller’in aynı adlı çizgi romanından beyaz perdeye aktarılan filmde, Yunan askeri Leonidas komutasındaki 300 askerin, Heşayer Şah’ın 120 bin kişilik ordusuna üç gün boyunca direnişinin anlatıldığı ifade ediliyor.
Yunanlıların direnişinin filmde "çok abartıldığını" ifade eden İranlılar, tarihi gerçeklerin saptırıldığını belirtiyor.
Filmden büyük rahatsızlık duyan İranlılar, yönetmenin İranlıları "vahşi, cahil, kan dökücü ve medeniyetten uzak kişiler", Yunanlıları ise "cesur ve asil" olarak betimlediğine dikkat çekiyor.
İran televizyonu filme ilişkin haberi bülteninin ilk sırasında verirken, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın sanattan sorumlu danışmanı Cevad Şemkaderi de bir açıklama yaparak, filmi yapanları kınadı.
"ABD’nin İran’ı sömürgeciliğin önündeki en büyük engel olarak gördüğünü" söyleyen Şemkaderi, ABD’nin İran engelini aşmak için elinden geleni yaptığını, filmin de bu amaçla yapıldığını kaydetti.
İranlı yetkili, ABD’nin sinema aracılığıyla tarihi gerçekleri tahrif etmeye devam ettiğini de belirtti.

MİLLİYET

 

Çevrimiçi

Almanya'da Türkiye tatili satışları yeniden patladı

Alman tur operatörlerinden ve turizm şirketlerinden TUI’nin Yönetim Kurulu Başkanı Michael Frenzel, Türkiye’nin yakın gelecekte en önemli turizm ülkelerinden biri olacağını ve rakipleri tarafından kıskanılacağını söyledi.
Frenzel, Berlin’deki merkezlerinde TUI Holding Türkiye Danışmanı Hüseyin Baraner ile birlikte bir grup gazeteciyi kabul ederek, Türk turizmiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Frenzel, gelecek yüzyılın en popüler turizm ülkesinin Türkiye olacağını belirterek, "Türkiye, yakın gelecekte hem gelir, hem de turist sayısı bakımından rakiplerini kıskandıracak düzeyde inanılmaz bir çıkış yakalayacak" dedi.
Türkiye’nin, batısından doğusunda çeşitli zenginliklere sahip olduğunu kaydeden Frenzel, şunları söyledi:
"Türk turizmini, Antalya ve Ege bölgesinin deniz, kum ve güneşiyle buralara getirdiniz. Daha keşfedilmeyi bekleyen bir o kadar da zenginlik var. Her şeyden önemlisi, dünyanın hiçbir yerinde olmayan Türk misafirperverliği var." Antalya’da otel yatırımlarının altyapı yatırımlarıyla birlikte yürütülmesi gerektiğine işaret eden Frenzel, Antalya’da turizm sezonunun, spor turizmiyle birlikte 12 aya çıkarılabileceğini kaydetti.
Frenzel, "Bu, sadece Türkiye için geçerli değil. Spor imkanlarını geniş tutan ülkeler, turizm sezonunu uzatmada çok başarılı. Bunu, ancak değişik ürünleri geliştirerek çözebilirsiniz" dedi.
Türkiye için ucuz fiyat politikası uygulanmasına da karşı olduğunu belirten Frenzel, "Aslına bakarsanız fiyat belirlemede en önemli kriter müşteridir.
Müşteri, belirli bir fiyatı verirse bu iş yürür. Kesinlikle Türkiye’ye ucuz bir fiyat politikasını tavsiye etmiyorum. Ancak ödenmeyecek fiyatlara da girmeyin.
Gerçekçi olun" tavsiyesinde bulundu.
Türkiye’nin turizm potansiyelini geliştirmek istediklerini kaydeden Frenzel, "Türkiye hızlı büyüyor. TUI de rakiplerine göre hızlı büyüyor. Bunları bir araya getirmek önemli" dedi.

"TÜRKİYE SATIŞLARI GERÇEKTEN PATLADI"
TUI Yönetim Kurulu Başkanı Frenzel, Türkiye’ye giden turistlerin başında Almanların geldiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Piyasalardaki hareketlenme olumlu. Bunu kendi kayıtlarımızda ve yaptığımız rezervasyonlarda günlük olarak görüyoruz. Türkiye satışları gerçekten patladı.
Toplam satışlar içinde Türkiye satışları çok iyi gidiyor." ABD’deki 11 Eylül saldırılarından sonra büyük ölçüde azalan seyahatlerin 2003 yılındaki Irak krizinden sonra yeniden artmaya başladığını belirten Frenzel,
şunları kaydetti:
"Bu büyümeyi 2007 yılında daha da çok hissedeceğiz. Türkiye, kendisine has yapısıyla Almanlara hala çok ilginç geliyor. Müşteriler sizin verdiğiniz hizmetlerden, özellikle de güler yüzlü personeliniz ve misafirperverliğinizden çok memnun. Bu da, diğer ülkelerle rekabetinizde birkaç adım daha önde başlamanızı sağlayacaktır." Türkiye’de yeni yatırımlara sıcak baktıklarını, özellikle Robinson markasıyla işlettikleri yatırımlardan çok memnun olduklarını da kaydeden Frenzel, şöyle dedi:
"Türkiye’de bazı otellerimizle golf turizmi için satış yapıyoruz. Bu özellikle kışın, otellerdeki satışı güçlendiriyor. Türkiye’deki yatırımlarımıza bu anlayışla bakıyoruz. Yani TUI adıyla Türkiye’de ciddi olarak görünmek istiyoruz. Özellikle golf tesislerinde çok başarılısınız. Bu konuda yeni işletmelere açığız." TUI Yönetim Kurulu Başkanı Michael Frenzel, dünyada son yıllarda internet üzerinden yapılan rezervasyonların arttığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"İnternet sitemiz ’tui.com’ ile internetten yapılan satışlarda birinciyiz.
Ancak şunu söyleyebilirim ki, paket tur olayı dünyada hiç bitmeyecek. Bu, her zaman klasik bir alternatif olarak devam edecek."

MİLLİYET

 

Kendisine omuz atan kişinin boğazını kesti


KOCAELİ (İHA) - Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, omuz atma yüzünden çıkan kavgada 1 kişi boğazından bıçaklanarak yaralandı.


Edinilen bilgiye göre, olay Gebze Cumhuriyet Meydanı'nda meydana geldi. Eşi Gülender Ç. (45) ile çarşıya alışverişe çıkan Hüseyin Ç. (49), burada kendisine omuz attığı gerekçesiyle Cemil Yıldıztekin (55) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın giderek büyüyüp kavgaya dönüşmesi ve karşılıklı küfürleşmeler yüzünden sinirlerine hakim olamayan Hüseyin Ç, Cemil Yıldıztekin'in boğazını bıçakla keserek yaraladı.


Olay sonrası boğazından yaralanan Yıldıztekin'e çevredeki vatandaşlar yardım etmeye çalıştı. Olayın şaşkınlığıyla sağa sola giden ve boğazına bir bez bastırılan Yıldıztekin, daha sonra bir yere oturarak cankurtaranın gelmesini beklemeye başladı. Boğazından yaralanan Yıldıztekin daha sonra olay yerine gelen cankurtaranla Gebze Fatih Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olayın ardından Yıldıztekin'in boğazını kesen Hüseyin Ç. ile eşi Gülender Ç. polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturmaya ise devam ediliyor.

 

Nefes borusundaki lades kemiğiyle 20 yıl yaşadı

ZONGULDAK (İHA) - Zonguldak'ın Dervek ilçesinde, 20 yıldır nefes borusundaki lades kemiğiyle yaşayan Hasan Kurnalı hayatını kaybetti.

Devrek ilçesinin Yazıcıoğlu köyünde yaşayan 83 yaşındaki Hasan Kurnalı, 20 yıl önce nefes borusuna kaçan lades kemiğinden, geçtiğimiz günlerde yapılan başarılı bir ameliyatla kurtulmuştu.

Ancak yıllarca madende çalışan ve maden rahatsızlığına yakalanan Kurnalı, bu hastalığa bağlı solunum yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetti.

Kurnalı, Devrek'in Yazıcıoğlu köyünde bugün öğle namazını müteakip düzenlenen cenaze töreninin ardından köy mezarlığında toprağa verildi.

 

Ayvalık'ta deniz suyu çekildi

BALIKESİR (İHA) - Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde deniz suyunun çekilmesiyle yaklaşık 2 kilometrelik sahil bandında kum adacıkları oluştu.

Ayvalık'ta ölü deniz ya da iç deniz olarak adlandırılan mevkiide deniz suyu 10 ila 15 metre arasında çekildi. Deniz suyunun çekilmesiyle sahilde demirli kayıkların kimileri kum üzerinde kalırken kimileri de karaya oturdu.

Küçükköy beldesinden Ayvalık Murat Reis girişine kadar uzanan yaklaşık 2 kilometrelik sahil bandında denizin çekilmesi sebebiyle denizin içinde adacıklar oluştu. Deniz kıyısına demirlenen kayıklar karaya otururken, denizin içindeki midye ve istiridyeler de kum üzerinde kaldı.

Denizin çekilmesini fırsat bilenler sahile koşarak midye toplamaya başladı. Kış olduğu için vatandaşların bulunmadığı sahil bandı boyunca denizin bazı bölgelerde daha fazla çekildiği ve denizin ortasında kum adacıkları oluştuğu gözlendi.

 

Çocukları tacizden korumanın yolları

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), çocukların cinsel amaçlı kötüye kullanılmaları (cinsel taciz) konusunda ailelere uyarılarda bulunuyor.

Emniyet Genel Müdürlüğünün internet sitesinde "Tavsiyeler" bölümü altında yer alan "Cinsel taciz hususunda anne ve babalara öğütler" başlıklı duyuruda, çocukların ailelerine her konuda güvenmelerinin ve her türlü sorunlarını onlarla konuşabilmelerinin çok önemli olduğuna dikkat çekiliyor.

Çocukların, çevredeki yabancı kişilere karşı daha dikkatli olmaları ve onlara fazla güvenmemeleri konusunda eğitilmeleri gerektiğine işaret edilen yazıda, "Çocuğunuzun evden çıktıktan sonra nerelere gittiğini ve kimlerle oynadığını bilmelisiniz" deniliyor.

Ailelerin, çocuklarının akşam belli bir saatte evde olmaları konusunda hassas davranmalarını, bu konuda çocuklarının arkadaşlarının aileleriyle de mutabakat sağlamaları gerektiğine değinilen yazıda, şu görüşler yer alıyor:

"Çocukların, kendilerini yakından ilgilendiren her türlü tehlike hakkında bilgilendirilmeleri çok önemlidir. Buna cinsel bilgilendirme de dahildir. Polis kayıtlarında tecrübe ile sabittir ki çocukların cinsel tacize maruz kalmalarının önlenmesi, ancak onlara bu konuda öğüt verilmesi ve bazı prensiplerin kazandırılması ile mümkündür. Çocukların düzenli olarak takibi, onlara dikkat edilmesi ve onlarla beraber olunması da cinsel tacizi önleyen unsurlar arasındadır. Çocuklarla sürekli konuşarak bu tehlike hakkında onları uyarmanız sonucunda, daha duyarlı olmalarını ve kendi kendilerini kontrol etmelerini sağlayacaksınız."

ÇOCUKLARA HANGİ ÖĞÜTLER VERİLMELİ?

Yazıda, çocuklara, okul yolunda, park ya da spor sahalarının yakınlarında, eve dönüşte veya arkadaşlarının evine gelip giderken tehlikeyle karşı karşıya kalabileceklerinin anlatılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Ailelerin tehlikenin bulunabileceği yerler hakkında çocuklarını aydınlatmalarının istendiği yazıda, anne babaların çocuklarına yönelik davranışlarında dikkat etmeleri gereken konular şöyle sıralanıyor:

"Çocuğa önce iyi ve kötü, milli ve ahlaki değerlere göre telkin edilmeli, öğretilmeli. İyi fiilde bulunma aleni olarak takdir edilmeli, kötü fiil, başkalarından misal verilerek kötülenmeli. Çocuk hataları sebebiyle devamlı azarlanmamalı.

Aileler, tanımadıkları şahıslardan para veya hediye almamaları, yabancı şahıslarla

herhangi bir yere gitmemeleri, yardım talebinde bulunan yabancılara yardım etmemeleri ve kesinlikle arabalarına binmemeleri konusunda çocuklarını uyarmalı. Çocuklar, evde yalnız kaldıklarında, tanımadıkları kimseye kapı açmamaları, telefonda yabancı kimselere bilgi vermemeleri, ıssız parklar, yollar ve yerlerden uzak durmaları, toplu olarak oynayan çocuklardan ayrılmamaları ve tek başına oynamamaları, kendilerinden küçük çocuklara da dikkat etmeleri konusunda uyarılmalı." Yazıda, çocuklara da takip edildiklerini hissettiklerinde büyüklerinden yardım istemeleri ve bu durumlarda ıssız yerlere değil kalabalığa doğru gitmeleri isteniyor.

Çocukların tehlikede olduklarını hissettikleri anda bağırmaları, kaçmaları ve kendilerini savunmaları gerektiği, kendilerine zarar vermek isteyen kişilere iyi bakıp onları teşhis etmeleri ve araçlarının plakalarını almalarının da önerildiği yazıda, anne babaların çocuklarına, kendilerine veya arkadaşlarına bir şey yapıldığında derhal ailelerine veya polise haber vermeleri gerektiğinin anlatmaları öneriliyor.

 

Kalp için tehlikeli meslek: İtfaiyecilik

Washington (AA) - ABD'de yapılan bir araştırmada, kalp için en tehlikeli mesleğin itfaiyecilik olduğu ortaya çıktı. Araştırmada, bu mesleğin mensuplarının sürekli risk altındaki görevleri sırasında meydana gelen ölümlerinin yüzde 45'inin bir kalp-damar rahatsızlığının sonucu olduğu belirlendi.

Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı Bölümü'nden Profesörü Stefanos Kales tarafından yapılan araştırma, bir yangını söndürme, yangın alarmına yanıt verme ve fiziki antrenman faaliyetleri sırasında bir kalp-damar hastalığından ölme riskinin yüksek olduğunu açıkça gösteriyor.

New England Journal of Medicine dergisinin yarınki sayısında da yayınlanacak araştırmaya göre, bir kalp krizine bağlı olarak iş yeri veya ortamında ölüm oranı, polis memurlarında yüzde 22, tıbbi acil yardım personelinde yüzde 11 ve diğer tüm meslekler için yüzde 15 olarak belirlendi.

ABD'de 1994 ve 2004 arasında görevlerini icra ederken ölen itfaiyecilerin ulusal istatistiklerinin analiz edildiği araştırmada, itfaiyecilerin yangın söndürme sırasında kalp krizinden ölüm oranı yüzde 31,1 çıktı.