Çevrimdışı

Suistimaller Bankası...
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İller Bankası’nın özelleştirilmesine karşı çıkmak ve tasarının geri çekilmesini sağlamak amacıyla Türkiye çapında tüm belediye başkanlarına birer mektup göndererek, tasarıya karşı çıkma çağrısında bulundu.

TMMOB tarafından belediye başkanlarına gönderilen yazıda; İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Yasa Tasarısı'nın TBMM komisyonlarında görüşüldüğü ve bankanın özelleştirilmesinin amaçlandığı hatırlatıldı.

BELEDİYELER VE HALK KARŞI KARŞIYA GELECEK

Yazıda, bankanın özelleştirilmesi durumunda önceden kamu yararına yapılan proje ve danışmanlık hizmetlerinin maliyetlerinin halkın üzerine yükleneceği, bunun da belediyelerle halkı karşı karşıya getireceği anlatıldı.

Yazıda ayrıca özellikle belediyelerin yerel halkın gereksinimlerini karşılayacak yatırımları yapma olanaklarının, önemli ölçüde ortadan kalkacağı vurgulandı.

Tasarının genel gerekçesinde bankanın Bankacılık Kanuna tabi olmasına rağmen bu Kanun hükümlerini İller Bankası Kanunu çerçevesinde yerine getirmediğinden hukuki yönden bir takım sorunlarla karşı karşıya kalındığı belirtilen yazıda, İller Bankası'nın tam tersine Bakanlar Kurulu kararıyla her zaman şube açabileceği vurgulandı. Yazıda ayrıca bankanın şube açmasının özel bankalar tarafından engellendiği savunuldu.

İller Bankası'nın şu anda kuruluş amacına uygun faaliyet gösterdiği kaydedilen yazıda, "O halde İller Bankası’nın 4 binin üzerindeki deneyimli personelinin büyük bölümünün dağıtılıp, anonim şirkete dönüştürülmesinin tutarlı gerekçesi olamaz" denildi.

BELEDİYELERİN GÖRÜŞÜNÜN ALINMAMASI ANAYASAYA AYKIRI

Söz konusu tasarı hazırlanırken bankanın ortağı olan yerel yönetimlerin görüşünün alınmadığı vurgulanan yazıda, bankanın sermayesinin ve bütün mal varlıklarının hazineye devredileceğine işaret edildi.

Bunun meşru ve hukuki olmayan kabul edilemez bir durum olduğu belirtilen yazıda, yerel yönetimlerin rızası olmadan ve karşılığını ödemeden yapılmak istenen özelleştirmenin Anayasa’ya aykırı olduğu vurgulandı.

BELEDİYELERİN YÜZDE 3'LÜK PAYI KALKACAK

Tasarının yasallaşması durumunda, genel bütçeden yerel yönetimlere verilmek üzere İller Bankasına aktarılan yüzde 3'lük payın kalkacağı kaydedilen yazıda, bankanın kamu yararını ön planda tutan kamu kurumu özelliğinin kaldırılarak, bankacılık kuralları ile hizmet veren yapıya dönüştürülmesi, halk sağlığı, toplum refahı, düzgün kentleşme, kamu yararı gibi toplumsal öncelikler yerine, her ne koşulda olursa olsun alacağın tahsisine odaklı bir anlayışı getireceğine işaret edildi.

Piyasa koşullarında yüksek faizli kredi alarak borçlanma, yerel yönetimleri borçlarını ödeyemez duruma düşüreceği ifade edilen yazıda, bu nedenle yönetimlerin iflas edebileceği anlatıldı.

Yazıda, "İller Bankası’nın 70 yıldan fazla hizmet sürecinde eleştirilecek yanları, yetersizlikleri elbette vardır. Ancak bu eleştiriler Bankanın yerel yönetimlere verdiği-vermekte olduğu kamusal krediler, altyapı etüt, proje, uygulama ve danışmanlık hizmetleri ile yerel halkın yaşam kalitesine yaptığı katkıları yok sayarak Bankanın kamusal hizmet niteliğini bozacak yasal düzenleme yapılmasının gerekçesi olamaz" denildi.

 

Çevrimdışı

İki Türk gazeteci, dünyanın sıfır noktasında olacak...

İki Türk gazeteci, dünyanın sıfır noktasına Türk bayrağı dikmek için Güney Kutbu'na gitti. Özel bir şirketin sponsorluğunda yolculuğa çıkan Bengüç Özerdem ve Hakan Kumuk, "Dünyanın dibine 'made in Turkey' damgasını vuracağız." dedi.

Kumuk, amaçlarının AB sürecinde Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunmak olduğunu söyledi. İspanya'nın başkenti Madrid'e hareket eden iki gazeteci, daha sonra aktarmayla Şili'ye, buradan da G. Amerika'nın en uç noktasında bulunan Punta Anamas kasabasına geçecek.

 

Çevrimdışı

BASK: Kamu çalışanı sandıkta AKP'ye cevap verecek...
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, 2002 seçimlerinde Türkiye'yi ekonomik krize götüren hükümete kamu çalışanlarının sandıkta cevap verdiğini, AK Parti hükümetine de aynı şekilde bu yılki seçimlerde cevap verileceğini belirtti.

Akay, BASK Adana İl Temsilciliğinde düzenlenen bayramlaşmaya katılarak, burada bu yıl yapılacak seçimler ve çalışanların sorunlarına değindi. Akay, memur, emekli ve yoksulun elindeki gelire göz dikmiş bir hükümetin karşılarında olduğunu, hükümetin bir an önce görevden ayrılmasını beklediklerini vurguladı.

Oy sandıklarının bir an evvel kamu çalışanlarının önüne getirilmesi gerektiğini ifade eden Akay, bu süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışmalardan uzak olmasını istediklerini söyledi.

Akay, özellikle kamu çalışanlarının sıkıntılı bir yıl atlattıklarını, Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası yasası ile ilgili Anayasa mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı çıktığını, ancak, bu yıl da aynı tartışmaların ve endişelerin devam ettiğini belirtti. Kazanılmış hakların gasp edildiğini iddia eden Akay, kamu çalışanlarının seçimde hükümete ders vereceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“2002 seçimlerinde Türkiye'yi ekonomik krize götüren hükümete cevap veren kamu çalışanları, AK Parti'ye de sandıkta gerekli cevabı verecektir. Bu hükümet IMF ve Dünya Bankası'nın öngörüleriyle hareket ediyor. Bunlar akla zarar gelişmeler. Bir diğer önemli konu da Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Cumhurbaşkanlığı Türkiye'nin en önemli meselesidir. Türkiye'yi kimsenin germeye hakkı yok. Başbakan Erdoğan veya onun görüşlerini taşıyanların Cumhurbaşkanı olması kamu çalışanları için felakettir.”

Akay, sosyal güvenlik reformu adı altında yapılan yasal düzenlemeleri ve vergi iadeleriyle ilgili değişimleri de eleştirdi.

 

Çevrimdışı

Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet (FSM) köprülerindeki Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) ve Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) gişelerinden, geçen yılın 11 aylık döneminde 1 milyon 54 bin 614 araç kaçak geçiş yaptı.

Karayolları Genel Müdürlüğü´nden edinilen bilgiye göre, kaçak geçişler, 3 Nisan 2006´dan itibaren uygulamaya konulan Boğaziçi Köprüsü´nden nakit gişelerin kalkması ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü´nde sadece 4 nakit gişesinin kalmasıyla artış gösterdi.

Aylara göre OGS ve KGS kaçak geçişlerine bakıldığında, Boğaziçi Köprüsü´nde geçen yıl Ocak-Nisan ayları arasında 57 bin 914 kaçak geçiş gerçekleşirken, Nisan ayındaki uygulamayla birlikte Nisan-Kasım ayları arasındaki kaçak geçişlerin sayısı 624 bin 144 oldu.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü´nde devam eden nakit geçiş nedeniyle kaçak geçiş oranında Boğaziçi Köprüsü´ndeki gibi bir artış gözlenmezken, burada da Ocak-Kasım ayları arasında 372 bin 556 kaçak geçiş tespit edildi.

Her iki köprüden, söz konusu 11 ay içinde 1 milyon 54 bin 614 araç kaçak geçerken, bunun toplam maliyeti ise 34 milyon YTL´yi aştı.

 

Çevrimdışı

44 yaşındasınız.
Evlisiniz.
3 çocuğunuz var.
Maaşınız, 2.500 lira.
Piyango vurdu.
145 bin lira çıktı.
Ne yaparsınız?

2.500 lira maaştan, ayda bin lira biriktirseniz, bu paraya anca 12 sene sonra sahip olabilirsiniz... 12 sene.
Ama dedim ya, piyango vurdu.
145 bin lira çıktı.
Ne yaparsınız?

İsmi, Nuri Okutan...
Sakarya Valisi...
Türkiye'deki pek çok vali, "ne yaparım da, bir tane daha Mercedes makam otomobili alırım" diye kafa yorarken...
Bu vali, "ne yaparım da, bir tane daha çocuğun okumasını sağlarım" diye kafa yoruyor...

Her fırsatta soyulup soğana çevrilen Türkiye, eğer hâlâ ayakta duruyorsa, Nuri Okutanlar sayesinde duruyor...
Vatandaş olarak duygularımı ifade edecek kelime bulamıyorum.

Kaynak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 

Çevrimdışı

Saddam'ın bakıcısı hapishane günlerini anlattı...

CNNTÜRK

ABD'nin devirdiği Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in sağlıklı olarak hayatta kalmasından sorumlu Amerikalı askeri hastabakıcı Robert Ellis, Saddam Hüseyin'in 'bir kitap kurdu olduğunu ve şaka yapmaktan hoşlandığını' anlattı.
Saddam Hüseyin'in idamının ardından, bugüne kadar bilinmeyen hapishane günleriyle ilgili ayrıntılar da günışığına çıktı.
Amerikan ordusu tarafından Saddam'a bakmakla görevlendirilen Kıdemli Çavuş Robert Ellis, CNN International televizyonuna devrik liderle birlikte geçirdiği zamanı anlattı.
''Saddam Hüseyin zamanının büyük çoğunluğunu başta Kur'an olmak üzere sürekli okuyarak ve dua ederek geçiriyordu, yazmayı seviyordu. Her gün yazdığı bir defteri vardı, kendisini ziyarete gittiğimde bana bazen okuyordu.'' "Onu öldürecekleri güne kadar hayatta ve sağlıklı bir biçimde tutmak.. İşte benim görevim buydu.." 2004 yılının Ocak ayından, 2005 Ağustosu'na kadar Saddam Hüseyin'in yanında olan bakıcısı Çavuş Ellis görevini böyle tanımlıyor.
Çavuş Ellis, kamuoyu tarafından bilinmeyen bir ayrıntıyı da muhabirlerle paylaşıyor:
"Hapisaneye nakledilirken yol kenarına konulan bir bombanın patlaması yüzünden neredeyse ölecekti. Bir defasında da ona ateş açmışlardı..." Devrik lider ve bakıcısı arasında zamanla bir yakınlaşma da doğmuş. Günde iki kez Hüseyin'i muayene eden Ellis, "Ona yardım etmek için uğraştığımı biliyor ve bana saygı duyuyordu" diyor.
Saddam Hüseyin, ülkesinin işgal edilmesiyle ilgili düşüncelerini de belki en yakınındaki Amerikan askeri olan Robert Ellis ile paylaşmış:
Bir gün yanındayken bana "Neden Irak'ı işgal ettiniz?" diye sordu. Elini bir makinalı tüfek gibi uzattı ve Başkanlık Sarayı'nı neden bombaladığımızı sordu.
"Irak'taki yasaların adil olduğunu ve silah denetçilerinin iddia edildiği gibi ülkede hiçbir kitle imha silahı bulamadığını söyledi" Peki dava süreci boyunca sert üslubu ve sinirli hareketleriyle dikkati çeken Saddam Hüseyin hapisanede nasıl bir hayat yaşıyordu?
"Yemeklerden artırdığı ekmek kırıntılarıyla kuşları besler, yetiştirdiği bitkileri sulardı. Küçükken çiftçilik yaptığını söylerdi ve bunu hiç unutmadı." Robert Ellis'i en çok etkileyen olaylardan biri de, Saddam Hüseyin'e 'Amerika'daki ağabeyinin öldüğünü ve Irak'tan ayrılmak zorunda olduğunu' söylediği zaman gerçekleşmiş.
Ellis, "Bana sarıldı ve artık senin ağabeyinim dedi" diye anlatıyor ve ekliyor, "İktidardayken yaptıklarıyla ilgili pişmanlık sergilemedi ve asla ölümden bahsetmedi..."

 

Çevrimdışı

Niğde Aladağlar Demirkazık Zirvesi kuzey-batı sırtında kaza geçirerek hayatını kaybeden dağcılar Utku Kocabıyık (25) ile Seza Bürkan Yüksel'in (22) cesetleri Adli Tıp Kurumu'na getirildi.

Yaralı olarak kurtarılan Hüseyin Kapukaya ise Niğde Devlet Hastanesi'ndeki ilk müdahaleden sonra ambulansla Ankara'ya getirilerek GATA'da tedavi altına alındı.

Dağcılardan Utku Kocabıyık'ın 4 Ocak Perşembe günü ODTÜ'de düzenlenecek törenden sonra toprağa verileceği, Bürkan Yüksel'in ise Adapazarı'nda defnedileceği kaydedildi.

 

Çevrimdışı

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani yasalar gereği, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in idamına müdahale etmediğini söyledi.

Saddam Hüseyin'in idamının ardından yaptığı ilk açıklamada Talabani, Yüksek Mahkeme'nin kararına müdahale etmediğini, içtüzüğün 27. maddesinde Yüksek Mahkeme'nin nihai kararlarının temyizinin olmadığının belirtildiğini ifade etti.

Talabani'nin bürosundan yapılan açıklamada, ''Devlet Başkanı'nın idam cezasına karşı olduğunu yinelediği ancak bağımsız olan adaletin kararlarına müdahale etmediği'' kaydedildi.

ABD'lilerin Bağdat'ta kurdurduğu özel mahkemede yargılanan Saddam, 1980'lerde Duceyl köyünde 148 Şii'nin öldürülmesinden sorumlu bulunarak 5 Kasım 2006'da idam cezasına mahkum edilmiş, 26 Aralık 2006'da Irak'ta temyiz mahkemesi konumundaki Yüksek Mahkeme, Duceyl davasındaki kararı onamış ve idamın 30 gün içinde uygulanması gerektiğini bildirmişti.

Talabani'nin basın danışmanı, Devlet Başkanlığı sözcülerinden Hiva Osman, Saddam Hüseyin hakkındaki idam cezasının onandığı Yüksek Mahkeme kararının nihai olduğunu ve devlet başkanlığı onayı gerektirmediğini söylemişti. Söz konusu 27. maddede Yüksek Mahkeme'nin verdiği cezaları Devlet Başkanı da dahil olmak üzere hiçbir makamın bağışlayamayacağı ya da indiremeyeceği belirtiliyor.

 

Çevrimdışı

Kumkapı'daki Balık Hali karşısında su yüzeyinde ceset olduğunu gören balıkçıların ihbarı üzerine olay yerine gelen deniz polisi, cesedi kıyıya çıkardı.

Yapılan incelemede, üzerinden kimliğini belirlemeye yarayacak bir belge çıkmayan cesedin, 40-45 yaşlarındaki bir kadına ait olduğu anlaşıldı. Ceset, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı.

 

Çevrimdışı

Kurtlar vadisinin Şubat ayında Show tv de başlayacak olan bölümlerinin konu terör.
Türkiye üzerinde oynanan terör oyunlarının ortasında kalan Polat Alemdar Terör dosyasını açacak.

TERÖR VE GERÇEKLER
Türkiye, son 22 yılda 46 bin terör eylemine sahne oldu.
1984’ten beri terör nedeniyle 36.628 vatandaşımız öldü. Kayıplardan 508’i çocuktu.
Yaklaşık 5 milyon vatandaşımız terör nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı.
1984’ten bugüne 5 cumhurbaşkanı, 8 başbakan, 7 Genelkurmay Başkanı görev yaptı.
Resmi rakamlara göre terör eylemlerinin Türkiye’ye doğrudan maliyeti 100 milyar ABD Doları’ndan fazla. Dolaylı maliyetlerle birlikte zararımız 300 milyar doları buluyor.
300 milyar şu demek:

7 tane GAP
Türkiye’nin dış borcunun 2,5 katı
30 km otoban (Mevcut otoban uzunluğunun 2 katı)
5 milyon derslik okul (mevcut derslik sayısının 12 katı)
350 tane Boğaz Köprüsü
Türkiye’nin 83 yıllık sağlık gideri
75 tane Atatürk Barajı

daha şimdiden sitesi acıldı....

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]