| |
|
18 Mart 2006, 19:54
| #1 | |
| Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| IRAK Değil HACIÜSREV! Irak değil Hacıhüsrev! Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Esenler Karabayır ve Gaziosmanpaşa'dan sonra Hacıhüsrev de güne polis baskınıyla başladı. Polis Hacıhüsrev'in giriş ve çıkışlarını tutarken, Özel Harekât ekipleri çok sayıda evi aradı. Sabaha karşı Hacıhüsrev Mahallesi'ni basan kar maskeli timler, suça karıştıkları için koruma altına alındıkları kurumlardan kaçan çocukları alarak ayrıldı RADİKAL - İSTANBUL - Yılbaşından bu yana asayiş suçlarında merkez olduğu belirlenen bazı bölgelere operasyonlar düzenleyen polis, dün sabaha karşı da 'Hacıhüsrev' olarak bilinen İstiklal Mahallesi'ne operasyon düzenledi. Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nden saat 05.30 sıralarında hareket eden polis ekipleri, Beyoğlu'nda, 'Hacıhüsrev' olarak bilinen İstiklal Mahallesi'ne yöneldi. 100'e yakın kız çocuğu Operasyon gerekçelerinden biri de, hırsızlık ve kapkaç gibi suçlara karışmış 100'e yakın kız çocuğunun büyük çoğunun Hacıhüsrev'de barındığı bilgisiydi. Buna göre Asayiş Şube Müdürlüğü kayıtlarında anne ve babaları da sabıkalı olan çocuklar yakalanınca yaşları küçük olduğu için ailelerine teslim ediliyor ve ailenin yönlendirmesiyle bir süre sonra yeniden hırsızlığa dönüyordu. Açılmayan kapılar zorlandı Çevik Kuvvet ekiplerinin desteğiyle, Özel Harekât ve motorize ekipler ile Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görevli çok sayıda polisin katıldığı operasyonda, mahallenin giriş ve çıkışları kontrol altına alındı. Daha sonra sokak aralarına dağılarak mahalle genelinde çok sayıda evde arama yapan polis, şüpheli görülen ve çeşitli suçlardan aranan bazı kişileri gözaltına aldı. Kontrollerde, daha önce çeşitli suçlardan yakalanarak mahkeme kararıyla koruma altına alınan, ancak tutuldukları kurumlardan kaçtıkları belirlenen bazı çocuklar da, kurumlarına teslim edilmek üzere çocuk polisi tarafından alındı. Operasyonda ayrıca bir av tüfeği ve mermileri ile bazı kesici ve delici aletler ele geçirildi. Operasyon sırasında bazı mahalle sakinlerinin polise direnerek evlerinin kapılarını açmadığı, polis ekiplerinin bu kapıları zor kullanarak açtığı görüldü. Mahalle baskınları sürecek Polis 18 Ocak'ta Esenler Karabayır Mahallesi'ne geniş kapsamlı bir baskın yaptı. 23 Şubat'ta da Gaziosmanpaşa'nın Sarıgöl Mahallesi güne operasyonla uyandı. Sarıgöl'deki operasyona 1500 polis katıldı. Bu kapsamda 30 ev arandı, 15 zanlı yakalandı. Gözaltına alınanların durumuyla ilgili bilgi vermeyen yetkililer, "Mahalle operasyonları sürecek" dedi. Kampüste kantin savaşı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kantin eylemi yapan üniversiteliler, "Çay için servise binip alışveriş merkezine gitmeye mecbur muyuz?" diyor. Beytepe Kampüsü'nün ortasında alışveriş merkezi açtıran Hacettepe yönetimi, kantinlerin kapanması için atakta. Kantinciyle yönetim mahkemelik, çaysız kalan öğrenci ise isyanda RADİKAL - ANKARA - Başkentteki Hacettepe Üniversitesi ile bir grup öğrenci arasında kantin kavgası yaşanıyor. 'Kantin isteriz' diye imza veren 3 bin öğrenci, üniversite yönetimini üniversitelileri fast food-kafe-lokanta ve mağazalardan oluşan bir alışveriş merkezine mecbur etmekle suçluyor. Kampüsten bir kez çıkarlarsa bir daha girememekten korkan kantinciler de kantinde yatıp kalkmaya başladı. Kantin işletmecileriyle mahkemelik olan rektörlük ise Radikal'in ısrarlı sorularına karşılık sessiz. Kira sözleşmesinde var Yüksek Öğretim Kanunu, üniversiteleri, öğrencilerinin barınma, beslenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirebilmeleri için kantin açmakla yükümlü tuttuğu halde, Hacettepe Üniversitesi tartışmalı bir karara imza attı. Üniversite yönetimi, Beytepe Kampüsü'nde hizmete giren Beytepe Alışveriş Merkezi'nin (BAM) kira sözleşmesinde, 'ihale yoluyla üçüncü kişilere kiralanmış tüm kantin ve kafeteryaları, kira süresi sonunda yeniden ihaleye açmama'yı taahhüt etti. 'Fast food' kafetaryalar, lokanta ve mağazalardan oluşan BAM alışveriş kompleksi 19 Aralık'ta hizmete girdi. Karşılıklı restleşmeler Kampüs ve yurtlardaki kantinlerin boşaltılması için hukuki süreci de başlatan rektörlük ise henüz sözleşme süreleri bitmediği halde, kantinlere mal ve personel sokulmasını önlemeye başladı. Bu durum, bilirkişi raporuna da girdi. İşletmeciler buna kantinde yatıp kalkmaya başlayarak yanıt verdi. Rektörlük de 'Kantinde yatmak yasaktır' diyerek elektrik ve suyu kesti. Kız yurdunun altındaki kantini işleten Çağrı İnşaat ve Ticaret Şirketi de Ankara 6. Sulh ve Hukuk Mahkemesi'nde süren yargılamada, üniversite yönetiminin müdahaleleri karşısında bilirkişi raporu istedi. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda kantin personelinin ve kantine mal getiren araçların kampüse girişinin engellendiği, bu nedenle personelin kantinde yatıp kalktığı, elektrik ve suyun idarece kesildiği saptamasına yer verildi. Raporda "Tespit isteyenin tahliyeye zorlanmasının, kantin ve kafeteryanın karşısına yeni yapılarak açılan 29 No'lu çarşı binasına öğrencilerin zorunlu olarak gitmelerini sağlamak için olduğu görüş ve kanısındayım" denildi. Seyyar çay ocakları açtılar Öğrenciler de boş durmadı. Rektörlük 'hijyen' dese de asıl nedenin kampüs merkezindeki BAM'ın işlerini artırmak olduğunu savunan üniversiteliler, kampüsteki fakülte ve yurtların önünde açtıkları seyyar çay ve kahve ocaklarında 3 bin imza topladı. İmza ve dilekçeler, 'Kantin istiyoruz', 'Tüccar rektör istemiyoruz' sloganları ile rektörlüğe yürüyen öğrenciler tarafından 9 Mart'ta üniversite yönetimine sunuldu. Dilekçelerde, her fakültede kantin olması ve kapatılan kantinlerin açılması istendi. Şikâyet çok, yanıt yok Kampüsteki her fakültede ve yurtta kantin olmasını savunan öğrencilere göre kampüs merkezinde açılan, lokanta, kafe ve mağazalar kompleksi BAM, birçok fakülteye uzak. Ayrıca bu işletme, diğer kantinlerin birer birer kapatılmasının ardından kampüste bir 'tekel' konumuna gelecek. Edebiyat Fakültesi'nden bir öğrenci çay için servise binmekten şikâyetçi: "Kapatma kararından sonra fakültelerin dışında küçük büfeler açmaya başladılar. Edebiyat'ta 6 bin öğrenci var. Çay için kışın soğuğunda, yazın sıcağında büfelerde sıraya girmek zorundayız ya da 10 dakikalık aralarda BAM servisine binip çay alıp geri geleceğiz..." Biyoloji Öğretmenliği Bölümü'nden başka bir öğrenci fakültede ders aralarında oturabilecekleri, sohbet edebilecekleri kantinler istediklerini söyledi. Ancak ne bu şikâyetlerin iletildiği rektörden ne de yardımcılarından yanıt alınamadı. | |
| |
| IRCForumlari.NET Reklamlar |
   |
|
18 Mart 2006, 19:55
| #2 |
| Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Şehit askerlere hazin tören Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Şehit askerler için 3. Ordu Komutanlığı'nda tören düzenlendi. Albay Ömer Bora Merzifon'da toprağa verildi. DHA - ERZİNCAN - Sansa Deresi mevkiinde önceki gün yüksek gerilim hattına çarparak düşen helikopterde şehit düşen dört subay ve bir astsubayın cenazesi, dün 3. Ordu Komutanlığı'nda düzenlenen törenin ardından memleketlerine gönderildi. Şehit olan Topçu Albay Ömer Bora, Piyade Yarbay Suat Coşkun Alp, Kara Pilot Yüzbası Yusuf Ziya Ertem, Kara Pilot Teğmen Rafet Özsoy ve Teknisyen Astsubay Fatih Ayhan'ın cenazeleri dün sabah tören alanına getirildi. Babasının tabutu yanından geçerken esas duruşa geçen ve tören boyunca ağlayan, Bora'nın yedi yaşındaki oğlu Rıza Berker Bora'yı, 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Orhan Yöney sarılarak teselli etti. Topçu Albay Ömer Bora memleketi Amasya'nın Merzifon ilçesinde, ailesinin isteği üzerine 1979'da vefat eden annesi Hadiye Bora'nın Asri Mezarlık'taki mezarı yanına defnedildi. Yarbay Alp'in cenazesi Eskişehir'e gönderilirken, Yüzbaşı Ertem, Teğmen Özsoy ve Astsubay Ayhan için Malatya 2. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'nda da tören düzenlendi. Daha sonra Erten'in cenazesi Ankara'ya, Özsoy Bursa'ya, Ayhan'ın cenazesi ise Konya'ya gönderildi. Yaralı yüzbaşı Ankara'da Kazanın ardından Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Yüzbaşı Cemal Kamacı, dün ambulans uçakla Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'ne götürüldü. Kamacı'nın durumu ciddiyetini koruyor. + Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Dokuz polis işkence sanığı İSTANBUL - Haziran 2004'teki NATO zirvesi sırasında protesto gösterisi yaparken gözaltına alınan yedi eylemciye 'işkence yaptıkları' ileri sürülen dokuz polisin yargılanmasına başlanırken, müdahillerden biri, "Bana işkence yapanlar bunlar değil" dedi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar M.S.Ö., İ.K., B.K., N.A., S.B., M.B., H.M. ve K.D. katıldı. Sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddetti. Müdahillerden Salim Melih Arslan ise, yere yatırılarak isteği dışında parmak izinin alındığını anlattı ve sanıklardan H.M.'nin kendisine küfür ettiğini belirtti. Arslan, kendisini tartaklayanların ise sanıklar arasında bulunmadığını söyledi. Sanıklardan A.E.'nin zorla duruşmaya getirilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. Olay tarihinde İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli dokuz polis memurunun, her müşteki için ayrı ayrı olmak üzere 'işkence' suçunu düzenleyen ve 3 ile 12 yıl arasında hapis cezası öngören TCK'nın 94. maddesi uyarınca cezalandırılması isteniyor. (aa) |
| |
|
18 Mart 2006, 19:57
| #3 |
| Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Türk adaleti zamana mağlup 2000-2004 arasında 2 milyon 613 bin kişi hakkındaki dava, 'ölüm, zamanaşımı, şikâyetten vazgeçme, af ve zararı tazmin etme' gibi nedenlerden düştü. En büyük neden zamanaşımı ANKARA - Adalet Bakanı Çemil Çiçek' in verdiği bilgiye göre 2000-2004 arasında 2 milyon 613 bin 763 kişi hakkındaki dava düştü. Zamanaşımı, davalardaki düşme gerekçelerinin yüzde 95'ini oluşturuyor. Bir önergeyi yanıtlayan Çiçek, zamanaşımına uğrayan dosyaların müfettişlerce incelendiğini ve kusuru bulunanların soruşturulduğunu söyledi. Ceza mahkemelerindeki davalarda zamanaşımına ilişkin verilen kararlar hakkında net istatistiki bilgi bulunmadığını belirten Çiçek, zamanaşımı da dahil olmak üzere 2000'de 420 bin 205, 2001'de 621 bin 613, 2002'de 649 bin 18, 2003'te 513 bin 901, 2004'te 409 bin 26 olmak üzere toplam 2 milyon 613 bin 763 sanığın davası hakkında düşme kararı verildiğini ifade etti. Çiçek, "Ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulu zamanaşımı nedeniyle 2000'de yedi, 2001'de 10, 2002'de 17, 2003'te dokuz, 2004'te dört olmak üzere toplam 47, Yargıtay Ceza Daireleri de 2000'de 10 bin 728, 2001'de 6 bin 852, 2002'de 3 bin 556, 2003'te 4 bin 808, 2004'te 7 bin 772 olmak üzere toplam 33 bin 716 düşme kararı verdi" dedi. Yıllara göre farklılık göstermekle birlikte ortalama her beş davadan biri hakkında düşme kararı veriliyor. Ceza Kanunu'nda 'davanın ve cezanın düşürülmesi' konulu özel bir bölüm var. Burada ceza veya davaların düşürülme nedenleri tek tek sıralanıyor. Bu nedenlerden yalnızca birisi olan zamanaşımı oran olarak en yükseği. TCK'ya göre dava veya cezanın düşürülmesine şu durumlarda karar verilebiliyor: 'Sanığın veya hükümlünün ölümü, af (özel veya genel af), dava zamanaşımı, ceza zamanaşımı ve takibi şikâyete bağlı suçlarda şikâyetin geri alınması ve zararın tazmini.' Adalet istatistiklerine göre zamanaşımı nedeniyle verilen kararların oranı, beraat kararlarının da üzerine çıkıyor. Bakanlığa göre 2004'te ceza mahkemelerince verilen kararların dağılımı şöyle: Beraat: Yüzde 17, mahkûmiyet: Yüzde 45, düşme: 22.9. Ünlü örnekler Eski MHP lideri Alparslan Türkeş'in ölümünden sonra İngiltere'deki banka hesabından 575 bin mark, 845 bin dolar ve 367 bin sterlin çekilmesiyle ilgili olarak, kızları Umay Günay ve Ayzıt Türkeş'in yargılandığı dava, zamanaşımından düştü. Aralarında gözaltında öldürülen sendikacı Süleyman Yeter'in de olduğu 15 kişiye işkence yaptıkları iddiasıyla 4 Temmuz 1997'de başlayan dokuz polisin davası da 'zamanaşımı' nedeniyle düşmüştü. Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'ın 'tehditle menfaat sağlamak' ve 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek' suçlarından yedi ile 18 yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle yargılandığı dava 'reddi hâkim', 'görevsizlik' ve 'yetki' karmaşası nedeniyle beş yılda on mahkeme dolaşarak zamanaşımına girdi. Marmara depreminden sonra açılan birçok dava da aynı akıbete uğramış ve temyiz edilmeyince ortadan kalkmıştı. Lisa cinayeti için müebbet Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Lisa, 2004'te öldürüldü. DHA - ANTALYA - Alanya'ya tatile gelen 11 yaşındaki Alman kız Lisa Eder'i cinsel tacizde bulunduktan sonra öldürmekle suçlanan Bülent Gülbay'a bir yılı hücrede olmak üzere ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi' nde dün görülen karar duruşmasında, 38 yaşındaki butik işletmecisi Gülbay, mahkeme heyetine, "Bu cezayı vereceğinizi biliyordum. İlk günden kararınızı vermiştiniz" dedi. Poliste, biri turist dört küçük kıza tacizden kaydı bulunduğu belirtilen Gülbay, yargılama süresince masum oldu-ğunu iddia etmişti. |
| |
|
18 Mart 2006, 19:58
| #4 |
| Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Bedelli, dublörlü askerlik! Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. 25 yaşında Göztepe Spor Kulübü'ne üç ay başkanlık yapan Fırat Yiğit, (solda eli havada) eski işçisine askerlik karşılığı 50 bin YTL verecekti. Göztepe Spor Kulübü'nün eski başkanı, 'dublör'ünü askere yollamak suçundan tutuklandı. Kulüpten de ihraç edilen 26 yaşındaki Fırat Yiğit'i parada anlaşamadığı dublörü ihbar etti DHA - İZMİR - Göztepe Anonim Şirketi'nin eski başkanı ve Göztepe Spor Kulübü Derneği Yönetim Kurulu üyesi Fırat Yiğit, başkasını kendi yerine askere gönderdiği anlaşılınca askeri mahkemece tutuklandı. 11 Kasım 2005'te Göztepe Anonim Şirketi Başkanlığı'na getirilen ve yaklaşık üç ay sonra görevinden ayrılan 26 yaşındaki Yiğit, kulübün tarihindeki en genç başkandı. Yöneticiliğin yanı sıra akaryakıt ticaretiyle uğraşan iki çocuk babası Yiğit, iddiaya göre bir dönem petrol istasyonunda çalışan Ümit Karataş'a, adına askerlik yapması için 50 bin YTL teklif etti. İşsiz olan Karataş teklifi kabul etti, Yiğit'in nüfus cüzdanına fotoğrafını yapıştırıp, Etimesgut 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın yolunu tuttu. Dört aydan beri ikinci kez askerliğini yapan 25 yaşındaki Karataş, iddiaya göre söz verilen paranın tamamını alamayınca Yiğit'e telefon açtı, "Parayı vermezsen ihbar ederim. 50 bin YTL değil, 150 bin YTL istiyorum" dedi. Yiğit reddetti. Karataş da durumu komutanlarına anlattı. Ankara Askeri Savcılığı soruşturma başlatarak İzmir'deki Askerlik Şubesi Başkanlığı'na haber verdi. Tutuklandı, ihraç edildi İzmir polisi çarşamba günü Yiğit'i Balçova ilçesindeki Ata Caddesi üzerinde yakaladı. Askeri inzibata teslim edilen Fırat Yiğit, işlemlerinin ardından Güney Deniz Saha Komutanlığı'ndaki askeri mahkemeye çıkarıldı. 'Askerlikten kurtulmak için hile yapmak' suçundan hâkim karşısına çıkan Yiğit, tutuklanıp Şirinyer'deki Merkez Komutanlığı'nda yer alan askeri cezaevine gönderildi. Ankara'daki birlikte bulunan Ümit Karataş da, 'yardım, yataklık ve evrakta sahtecilik' suçlamalarıyla askeri mahkemeye sevk edilecek. Tutuklama haberi üzerine olağanüstü toplanan Göztepe Spor Kulübü Yönetim Kurulu, eski genç başkanlarının hem yönetim kurulu, hem de dernek üyeliğinden ihracını kararlaştırdı. |
| |
| Etiketler |
| değil, degil, haciusrev, haciÜsrev, irak |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Irak: PKK'nın ülkedeki varlığı yasal değil | SevDa* | Güncel ve Son Dakika Haberler | 2 | 07 Şubat 2022 12:45 |
| Bu kez Irak değil Almanya | Seth | Haber Arşivi | 0 | 29 Eylül 2014 12:03 |
| PKK saldırısı Kuzey Irak'tan değil | PassioN | Haber Arşivi | 0 | 25 Haziran 2012 20:47 |
Normal
