Çevrimiçi

ABD'de başlayan finansal krizin Avrupa pazarında yol açtığı durgunluk Türk ekonomisinin lokomotifi otomotiv sanayini de etkilemeye başladı.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, geçen ay 21 bin 342 adedi otomobil olmak üzere toplam 43 bin 74 adet taşıt aracı üretildi. Ağustos ayında üretim, geçen yılın aynı dönemine göre otomobilde yüzde 9,6, toplamda ise yüzde 12,9 oranında geriledi.

Ağustos ayında ticari araç üretimi de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16 oranında düşerek 25 bin 849 adetten, 21 bin 732 adete geriledi. Aynı dönemde kamyonet sınıfında gerileme yüzde 20, otobüste yüzde 8, minibüste yüzde 15, midibüste yüzde 33 olarak gerçekleşti. Bu ayda sadece büyük ve küçük kamyon sınıflarında artış görüldü. Traktör üretimi de yüzde 64'lük gerilemeyle 2 bin 163 adetten 783 adede düştü.

OSD uzun süredir ilk kez Temmuz ayına ilişkin verilerin değerlendirildiği geçen ay ki açıklamasında, "Süre giden küresel ortamdaki olumsuz beklentiler nedeniyle, sanayimizin temel ihracat pazarı olan AB pazarından daralma bilgileri alınmaya başlanmıştır. Bunun ihracat hızımızı da yılın ikinci yarısında olumsuz etkilemesi beklenmektedir" şeklinde bir açıklama yapmış, önümüzdeki aylara ilişkin beklentilerini paylaşmıştı.

"HEDEFLER REVİZE EDİLEBİLİR"

Otomotiv sanayindeki bu gelişmeleri değerlendiren OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, 2007 yılının ikinci yarısında oluşan yeni siyasi dengelerle talep ertelemesinin ortadan kalktığını ve pazarın yeniden hareketlendiğini hatırlattı.

Bu hareketliliğin bu yıl da Nisan ayına kadar devam ettiğini belirten Tezer, Mayıs ayında başlayan durgunluğun artık daralmaya dönüştüğünü söyledi.

Bu duruma ek olarak küresel krizin yansımasıyla AB'de bazı ülkelerde talepte yüzde 15'ler düzeyinde daralma gerçekleştiğini anlatan Tezer, "Avrupa için bu, yüksek bir oran" yorumunu yaptı.

Türk otomotiv sanayinin üretiminin yüzde 75'inden fazlasını AB pazarına ihraç ettiğini hatırlatan Tezer, şunları kaydetti:
"Bir yandan iç pazardaki daralma, bir yandan da AB'den gelen daralma haberleri ve ihracatın bir oranda yavaşlaması, yıl sonu hedeflerimizi halen olumsuz etkilemektedir. Özellikle ikinci yarıda ihracatta bazı daralmalar bekliyoruz. Büyük bir kriz gibi yansıtılmamalı ancak hedefler yeniden revize edebilir."

Yıl başında üretimin 1 milyon 300 bin adet, ihracatın ise 950 bin adet dolaylarında tahmin edildiğini belirten Tezer, "Yıl sonuna ilişkin bir rakam veremiyoruz. Yılın ilk aylarındaki artış beklentisi ortadan kalktı. Ancak çok büyük bir çöküş beklenmiyor" diye konuştu.

"YABANCI YATIRIMCI BEKLERKEN ELDEKİNİ KAÇIRMAKTAN KORKUYORUZ"'

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Ömer Burhanoğlu ise Batı Avrupa'da otomotiv sanayindeki durağanlık ile Türkiye'de başta enerji ve işçi maliyetleri nedeniyle endişelerinin arttığını belirterek, yabancı yatırımcı çekmeye çalıştıkları bir dönemde eldekini kaçırmaktan korktuklarını söyledi.

Rakip ülke Rusya'daki gelişmelere değinen Burhanoğlu, uzun vadede Türkiye'deki birçok otomotiv firmasının ayakta kalmasının imkansız olabileceğinin altını çizdi.

Rusya'nın uyguladığı vergi politikası ile araç satışlarını patlattığını, 20 tane büyük yatırımcının kapısında beklediğini kaydeden Burhanoğlu, Türkiye'ye çok daha ciddi yeni rakipler doğacağını söyledi.

Batı Avrupa'da bir süredir durağanlık yaşandığını, Türk otomotiv sanayinin ihracatının büyük bir bölümünü bu pazarlara yaptığını ve sıkıntıyı kendilerinin de daha net hissetmeye başladıklarını ifade eden Burhanoğlu, bu pazarlardaki durgunluğun 2009 yılında da devam edeceğini öngördüklerini kaydetti.
Burhanoğlu, sektörle ilgili endişelerinin her gün artarak devam ettiğini vurguladı.

"GELECEK PLANLARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"

Burhanoğlu, Türkiye'nin lokomotif sanayilerinin en başında gelen otomotiv sektörünün; ihracatta lider, kayıt içi bir sanayi olarak faaliyette bulunmasına rağmen uzun vadede gelecek planlarını acilen yeniden gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti.

"Özellikle yabancı sermayeli firmalarımızdan bir kısmında daralma ve taşınma kararları alınmaya başlandığı duyumları bize geliyor. Ülkemizde ciddi istihdam yaratan, vergisini son kuruşuna kadar ödeyen bu yabancı sermayeyi neden kaybedelim? Yerli tedarikçilerimiz kendi öz varlıkları ve sermayeleri ile direniyorlar ama bu süreç ne kadar devam edecek? Küresel rekabete ayak uydurabilmek için savaş veriyoruz, ancak artık düşük maliyetli değil, yüksek maliyetli ülkelerin temsilcileri ile aynı masada oturuyoruz."

Tek sorunun ana tedarikçilerinden kaynaklanmadığını söyleyen Burhanoğlu, otomotiv sanayinin sürdürülebilir olması için hükümete ilettikleri çözüm önerileri çerçevesinde acil bir eylem planı beklediklerini, aksi halde eldekini yitirme ile de karşı karşıya kalacaklarını bildirdi.

Ana tedarikçilere hizmet eden KOBİ niteliğinde pek çok tedarikçinin çok sıkıntılı bir sürecin içinde olduğunu belirten Burhanoğlu, “Biz PSA gibi yeni yatırımları çekmekten bahsediyoruz, ancak şu anda elimizdekini de kaybetme riski ile karşı karşıyayız” dedi.

</B>

__________________
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]