IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25 Temmuz 2008, 00:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
"Almanya'da yaşayan Türkler'in belini kırıyor"




Genç sinema sanatçısı Haluk Piyes Balçiçek Pamir'e konuştu

24.07.2008 23:44
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Almanya'da doğup büyüyen oyuncu, yönetmen ve aynı zamanda boksör Haluk Piyes, Söz Sende'de Balçiçek Pamir'in sorularını yanıtladı. Piyes hem gurbetteki günlerini hem de sinema üzerine fikirlerini anlattı...
Luk diyorlarmış sana.
Evet yurtdışında.
Neden Haluk zor mu oluyor?
Çok basit konu aslında. Babam doğum belgesiyle gitmiş Alman dairelerine Haluk demiş, kadın da Haluuk anlamış. Haluuk diye yazmışlar sonra öyle de kalmış. Ama şöyle de bir şey var gurbette doğup büyüdüm orda Ertanlar hep Edi oluyor, Ersoylar Erzi oluyor Haluklar da Luk olabiliyor. Çelişkide büyüdük sonuçta.
"Kanımdaki Barut" şu anda o çekimlerden çıkartıp getirdik seni buraya herhalde.
Evet, daha ayağımın tozuyla geldim, bitti.
Aa bitti mi?
Bu sabah bitti.
Gerçekten de şiddet uygulayan çocuk, sevgiye en çok muhtaç olan çocuktur doğru mu?
Evet en çocuk muhtaç olan çocuktur. Çünkü çocuklar iki ve dört yaş arası ne görürse onu taklit eder. Şimdi ben anneyle babayla büyüyemedim o şansım yoktu.
Biraz o hikayeleri senden dinlemek istiyorum.
Evet , samimi olduğum konu.
Gerçktende çok ilginç bir öykün var sen 75 yılında Köln' de doğuyorsun. Baban bir süre sonra cezaevine giriyor. Kaç yaşındaydın?
3 yaşımdaydım.
Anne de başka bir şehirde çalışmak zorunda kalıyor ve sen de boynunda anahtar olan bir çocuksun.
Anahtar çocuk denen bir şey var.
Ne demek bu?
Bu abahtar çocuklar bu bana has olan birşey değil gurbette birçok çocuk böyle, mahallede %80 çocuk böyleydi. Komşular bakıyor bu çocuklara, anne baba olmayan çocuklara komşular yemek veriyorlar,bir litre sütle gününüz geçiyor, boynunuzda evinizin anahtarı var en azından uyumaya eve gidebiliyorsunuz. Hafta sonları bazı çoçuklar aileleri görebiliyorlar. Ben de bunlardan birisiyidim. Bu çocuklar Alman okullara gidince,benimde başıma geldi özürlü çocuk olarak tabir ediliyorlar.Bizde buna karşılık kızarak 1+1 kaç dendiğinde "Biliyorum ama sana cevap vermiyeceğim" derdik. Arkalara oturturlardı.Sınıfın arka tarafına.
Evet ama burda hiçbiri bilinmiyor. Burda Nimet Çubukçu Bakanımızda burda bize medyada destek oluyor, sponsor oluyor. Bu film projesinde değil mi?
Evet. O da bir araştırma yapmış. Burdaki yoksul insandan 5 kat daha yoksul gurbetteki Türk. Dolayısıyla burda ki çelişki anlamak zor. Burda insanlar hertürlü acıyı yaşayabilir ama kimse o insan ağlarken git memleketinde ağla demez yani bir artı baskı daha var biz bu baskıyla büyüdük.
Senin annen başka şehirde geceleri de yok yani, ablalarda biri evlenmiş,biri iş bulmuş e o bi kaçış tabi onlarda belki haklı. Sen tek başınamıydın.
Dediğim gibi sokaklarda aynı kaderi paylaşan çocuklarla bir aile oluşturduk. Şimdi bu öfkeli çocukların enerjileri şiddete eğilimli oluyorlar.
Doğru.
Beni boks o yönde eğitti. Ben 6 yaşımda boksla tanıştım. Hocam çok babacan bir insandı ve ilkokulda asi dönemime girerken türk öğretmenimle tanıştım İpek Tuna Varan o da şuan psikolog İstanbul'da. Esas mesleğide oydu ve 25 sene sonra onu buldum.
Ne güzel.
Öyle bir iki aşı aldım. Şanslı bir çocuktum.
"Şanslı bi çocuktum diyorsun" inanılmaz, hikayeyi anlatıyoruz bunun neresi şanslı diyorum ben. 6 yaşındayken yuvaya kendi kendine kayıt ettirmişsin sen.
3 yaşında yuvaya,6 yaşımda okula.
Her şeyi tek başına ve sokakta yaşayan bir aile seninle aynı kaderi paylaşan. Şiddet herzaman var hayatta di mi komşulardan şiddet muhtemelen değil mi?
Komşular,ırkçılıklar onun yelpazesi geniş, şiddeti sadece fiziksekl şiddet halinde görememek lazım. Şimdi ekonomik boyutta da sosyal boyutta da şiddet uygulanıyor. Eşinize yeterli para vermessenizde şiddet uygulanıyor, çocukları eğitmesseniz bilerek eğitmesseniz devlette bazen bir nevi şiddet uyduluyor.
Katılıyorum da ,aklım almıyor 5 ya da 6 yaşında ki bir çocuğun sokaklardayken şiddet görmesi yani sen ilk dayağını o yaşlarda yemişsin bu Almanlar'dan olabilir komşulardan olabilir bunun detaylarını en biliyorsun.
Tabi çok. Ama yani şimdi şöyle bir şey oluyor insan büyüyücünce diğer tarafı bilmediği için sizin baktığınız gibi bakamıyor yani ben o ortamda büyüdüğüm için daha iyisini bilmiyorum.
Normali oydu senin için.
Evet doğal olarakta insanlar ailesini korumaya çalışırya ben de arkadaşlarımı korumaya çalışıyordum.
Sen zaten bir ara çete başına kadar yükselmişsin.
Yükseldim ama beyaz çeteydi tabi sonuçta haksızlığa karşı savunuyorduk.
Bir Robin Hood durumu vardı yani.
Sonra tabi arkadaşlrımın çoğu kendini esrara kurban verdi intihar edenler oldu. Ben de dedim ki benim birşeyler yapmam lazım ve sosyal danışman oldum. Yani mahkemelerde onlar için tercümanlık yaptım onlar için evraklar doldurdum. Sonra mahalemizde biri polis oldu onla beraber çalıştım. Mesela mahallede bir çocuğun evi basılcak gidip ben ikna ediyordum hır çıkmadan halledelim diye. Sonra dedim bunun resmi bi boyutta altını çizmem lazım dişimi sıktım vu hukuk okudum. İlk devlet sınavından sonra ama sıkıldım adalet okumuyorsunuz hukuk okuyorsunuz ordada bir üç kağıt gerekiyor. Ben çok lokal kalmak istemedim çok insana ulaşmak istedim.
Bu hikaye bu anlamda beni etkiliyor gerçekten sokaktan gelen birisin az önce verdiğin örnekleri söyledin sonları çok kötü biten insanların,kendini kurtarmakla bitmiyor, insanlara yardım ediyorsun, üniversite bitiriyorsun.
Bu sizin içinde aynısı geçerli insan hangi işi yaparsa yapsın işin getirisiyle 3. şahısa yardımca olması lazım. Şimdi ben benim gibi büyüyen çocukların ne kadar zor durumda olduğunu bilerek her sabah aynada kendimi süsleyeyim mi? Olmaz ki onları düşnürsünüz ve yardım etmek istersiniz onun için daha da güçlenmek isterseniz boks beni fiziksel güçlendirdi.
Boks neden hayatında biraz sokaktan kurtulmak için mi?
Biraz sokakta insanşar rahat bıraksın diye minyon tipliyim yaşımı göstermiyorum.
Çok mu döverlerdi?
Çok saldırılardı , sonra da pişman olurlardı.
Boksu öğrendikten sonra mı?
Ama o önce savunmak içindi
Ama sonra orta siklette şampiyon olmuşsun.
Hırslıyım hep hırslıydım ama pozitif anlamda hani hizmet için egom çok kabarıktır. Ama bir marka düşkünlüğüm görüntü düşkünlüğüm yoktur. Hukuktan sonra o lokan bir yardımda ziyade çok büyük bir etken var medya şimdi bu ortam bu ortamda ne söylersek çocuklar taklit ediyor. Şimdi "Dişlerini fırçalayın çocuklar diyeceğim." kesin biri fırçalayacak.
Ama bir tanesi bile çok önemli.
Doğal olarak bu kulvarda ne yapabilirim diye düşündüm. Zaten bir aşı almışım küçükken. Küçük tiyatro oyunları oynatmış öğretmenimiz bize zaten dünyamızı açan hem benim annem ,türk öğretmenim ve boks hocam. Paylaşmayı öğrettiler ,farklı açılardan bakmayı öğrettiler. İlk derse geldiği zaman Türk öğretmenimiz ,bizim annelerimiz kırsaldan gelen insanlar öyle bir fotoğraf var gözümüzde bir geldi rujlu, tırnaklar yapılı ama ilk derste bize kelime-i şahadati öğretti. Hiç ummuyorduk ama tezatlık yarattı ama ikinci derste Aziz Nesin , Yaşar Kemal derken şiirler , küçük oyunlar..
O öğretmen şansmış o zaman.
Evet kesinlikle, kader de diyebiliriz. O açıdan yola çıkarak ben hedef kitle çocuklar olması gerekiyormuş gibi düşündüm. İlk etapta Almanların ,onların düşüncelerini değiştirmeye çalışıyorsunuz devletin tarzını değiştirmeye onları uyarmaya çalışıyorsunuz ama bu çok zor bir iş. Gerçekten projeler direk çocuklara yönelik olmalı o yüzden de bir sponsor aracışığla Los Angeles uçtum. Orda okudum senaryo ve yönetmenlik ağarlıklı. Almanya'ya geldikten sonra hep oyunculuk teklifleri geldi.
Tipik oyunları da kabul edememişşin.
Evet, kebabçı, üç kağıtçı , halı satan filan onları zaten hukuk okurken o dönemde onlardan sıkıldığım için hukuktanda sıkılmıştım. Hep üç kağıtçı Ahmet filan örnekler.Bu medyayada yansıyor ve Almanlar bunları hayatta tutuyor. Dikkat edersiniz belki bazı arkadaşlara ağır gelecek ama bugüne kadar yapılan ödüllü filmler dahil Almanya'da Türkler tarafından yapılan filmleri hiçbir Alman eleştirmemiştir.
Çok haklısın hatta Fatih Akın'ın filmi hakkında sölediğini hatrlıyorum bunklar "bu tarz filmler iyi hoş alkışlayalım ama o tarz filmler Almanya'da yaşayan Türklerin belini çok kırıyor."
Kesinlikle kırıyor. Çünkü 30 senedir Ford fabrikasında çalışıyor mağdur durumda şöyle bir problememiz var, biz çok entegre olamıyoruz gittiğimiz ülkelerde. Kendi tuzumuzu biberimizi hep devam ettirmek istiyoruz. Karşı taraf, hükümet bunu farkedince entegreyede yardımcı olmuyor. Çünkü çelişkide olan insan çok daha fazla markaya düşkündür. Kızların hepsi Jennifer Lopez, erkeklerin hepsi rapci olmak istiyor. Markaların daha iyisini almak istiyor.
Tüketime dayalı yani...
Bizim insanlarımız hapkolikler, daha çabuk hastalanıyorlar bu öfkeden dolayı çelişkiden dolayı fabrikalarda hayatları çürüyor. Paraları topluyor çocukları okutmak için ama sağlıkları elden gidiyor ve ona harcıyorlar.Bundan Alman hükümeti özellikle böyle insanları kullanıyorlar ve bu yüzden bu klişeyi hayatta tutmaya çalışıyorlar. Medya da bir aracı.

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
 

Etiketler
almanyada yaşayan türklerin belini kırıyor


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Çöp evde yaşayan yaşlı kadın: "Benim evim temizdi" Cemalizim Güncel ve Son Dakika Haberler 3 10 Temmuz 2024 13:17
ABD'de 320 kilometrelik yeraltı tünellerinde yaşayan "köstebek insanlar"ın gizli yaşamı Zeytin Yaşam ve Detay 1 26 Şubat 2024 16:16
Babalık heyecanı yaşayan Nihat Doğan oğluna "Badıgan" adını koyacak CORDON BLEU Magazin Haberleri 0 06 Aralık 2022 17:28
Yalnız yaşayan adamın "tek arkadaşımdı" dediği televizyonunu çaldılar NurSima Güncel ve Son Dakika Haberler 1 15 Mart 2021 05:12