09 Ekim 2021, 00:24 | #1 | |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | 09.10.2021 Günün Şiiri Hoşçakal Gönlümün Nazlısı - Nuri Can Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün önümdeki uçurumlara aldırmadan... asi... onurlu... ve ümitsiz... Bu şehri, bu yıldızları, bu düşleri bu hüznü, bu kederi terk ederek gidiyorum onurumu koyup başımın üstüne kör bakışlardan, sahte dostluklardan yalan hesaplardan uzaklara gidiyorum hoşça kal ayak izim, gönül gizim, yürek sızım hoşçakal... Varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın o gerçekleşmeyen hayallerim. ardımda yaralı bir yürek kederli bir ömür ve yoksul anılar bırakarak çocuklara veremediğim umudum yarınlara taşıyamadığım sevdamla çekip gidiyorum işte hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı hoşçakal... Gidiyorum başım önümde, gözümde nem duramam artık ey aşk, ey sevdiğim hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde duramam. hiç bir anı kabul etmiyor beni bedenim buz gibi soğuk yüreğim paramparça keder kış kadar soğuk ellerim ardımda yoksul bir sevda ve bana ait ne varsa bırakıp ardımdan gözü yaşlı çekip gidiyorum işte hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü hoşçakal... Bütün yaprakları dökülmüş dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım çınar ağacını yaslı meçhule giden acılar yüklü bir gemide uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu limanlara gidiyorum sevdiğim hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü hoşçakal Bir yıldız daha kaymadan gözlerimden sönmeden yüreğimde bir arzu daha ıssız bir köşede bırakıp kırgın gülüşlerimi düşlerimi hüzünlü bir fotoğrafa yükleyip çekip gidiyorum işte ey aşk, ey sevdiğim... Bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları ağlamamalı bu yürek bir daha yüreğimdeki acıları başka bir acıyla sarıp alıp dağların ve yıldızların gölgesini yanıma yüzümde kış, bakışlarımda kar yorgun akan bir ırmak misali kimsesiz sokaklara bırakıp yalnızlığımı gidiyorum sevdiğim hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı, canımın özü, gönlümün gözü yar hoşça kal... Bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım geri dönmez bir mevsimdeyim artık duramam ey aşk bu şehre sığamam bu hüzünle yoksa acılar üşütür beni kar kavurur anılarımı donar bakışlarım üşürüm... üşürüm ey aşk Sorma nereye, hangi dağın ardına? ne kadar uzağa varır yolum? kim yoldaş olur bana? dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde? çiçek açtığında mor dağlar sorma! ... Bak akşam vakit tamam uzak yıldızlara gözlerimi ayışığına sessiz gölgelerimi bırakıp yazıp gözyaşlarımı sabah çiğlerine sazımdaki hüznü, içimdeki sızıyı boynu bükük karanfilimi basarak bağrıma yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara çekip gidiyorum buralardan hoşçakal nazlı çocukluğum, sevdalı gençliğim bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar hoşçakal... hoşçakal...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. | |
|
Etiketler |
gunun, siiri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |