IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 05 Ağustos 2021, 16:45   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ağrı Dağı Efsanesi




Ağrı Dağı Efsanesi günün birinde keçe üzerine ağaç ve güneş işlenmiş çok asil bir at Ahmet’in kapısının önüne gelerek kapının tahta tokmağını kokluyor. Henüz atı kimseler görmezken Sofi ilk görenlerden oluyor. Ata bakan Sofi üzerindeki desen ve motifleri bir yerlerden hatırlamaya başlıyor. Bu motiflerin çevresine kötülük getireceğine inanıyordu.

Oymak işaretlerine hakim olan Sofi bir tek atın üzerindeki işaretin ne manada olduğunu çözememişti. Ahmet ise evin içinde çok sevdiği Ağrı Dağı Türküsü’nü dinliyor ve dışarıda olanlardan habersizdi. At ise bu sesten etkilenmiş oda türküyü dinliyordu. Daha sonra Sofi, Ahmet’i yanına çağırıp “At hakkında bir şeyler biliyor mu?” şeklinde sormaya başladı.

Ahmet atı tanımamıştı. Sofi’ de haktan yadigar bir at olduğunu dile getirdi. Daha sonra ekledi; Bu atı dağın öteki tarafına 3 kere götürerek eve dönmesini eğer at yine gelirse sahibinin Ahmet olacağını dile getirdi. Şayet atın sahibi Osmanlı Padişahı bile olsa kellesini vermesini ama bu atı vermemesini söyledi. Ahmet atı alıp dağın çevresindeki bayıra bırakarak eve döndü. At ise her seferinde tekrar eve geldi bu olay tam 3 defa tekrarlanarak gerçekleşti.

Artık bu güzel at Ahmet’in olmuştu. Ayrıca kimseye vermemek için kendine yemin etmişti. Ahmet atı ahıra sevinçli bir şekilde çekmişti. Sonuç olarak atın sahibi gelirse ne olacaktı, diye kendine sordu. Aradan gel vakit git vakit bir zaman Sofi, Ahmet’in yanına gelerek atın Beyazıt Paşası Mahmut Han’a ait olduğunu söyledi.
Verilen fermanda atı getirene tam 5 at ve 50 adet altın ödül verileceğini şayet at birinin ahırında çıkarsa kellesi vurularak idam edileceği yazıyordu. Ahmet ise koşulsuz ve şartsız bu atı vermeyeceğine yemin etti. 1 ay sonra askerler atın Ahmet’te olduğunu öğrendi ve geri istediler. Ahmet ise yemin ederek atı vermeyeceğini halkın verdiği bir hediye olduğunu söyledi. Bunu duyan paşa aşırı sinirlenerek etrafındaki Kürt Beyleri’ni alıp Ahmet’in evine gitmeye koyuldu. Paşa Ağrı Dağı’na vardığında Sofi’den başka kimsecikler yoktu.

Ahmet’i bulamayınca Sofi’yi alıp geri döndü. Etrafındaki herkesi görevlendirip Ahmet’i bulmaları için zaman tanıyan paşanın 3 tane çocuğu vardı. Bu çocuklardan Gülbahar çok iyi kalpli ve diğer kardeşlerinden farklı olarak cana yakın bir insandı. Zindana koyulan Sofi’yi görüp olaylara bağlı her şeyi öğrendi. Sofi’yi seven Gülbahar ona sürekli yemekler götürüyordu. Paşa, uzun bir zaman sonra Milan Beyi’ni görevlendirmiş ve Ahmet’i getirmesini istedi. Ahmet bir şekilde ikna olarak saraya gitti.

Paşa atın sahibinin kendisi olduğunu ve ona geri vermesini istedi. Fakat Ahmet kendisine hediye gelen bir canlıyı vermeyeceğini dile getirdi. Bunun üzerine zindana atıldı. Sofi ve Ahmet zindanda bir araya gelip daha önce Gülbahar’ın ziyareti ile Sofi’ye verdiği kaval eşliğinde Ağrı Dağı Öfkesi’ni çalmaya başladılar. Ahmet’i bu durumda gören Gülbahar ona karşı bir şeyler hissederek aşık oldu. Bir gece onları kaçırarak bekçi kulesine çıkardı.
Gülbahar onların öldürülmesini istemiyordu. Onlara yardım edeceğini dile getirdi. Ertesi gün kardeşinden yardım istedi. Kardeşi Yusuf, korkudan yardım etmedi. Son çare Demirci Hüso’nun olacağını düşündü. Hüso, kabul ederek onu Kervan Şeyhi’nin yanına gidip selamını iletmesini söyledi. Gülbahar ertesi gün idam edilecek Ahmet ve Sofi’yi arka kapıdan kaçırdı. Kaçmalarına izin veren Memo adlı bekçi ise padişahın tüm bu olanları öğrenmesiyle intihar etti. Gülbahar’ın kardeşi ise daha önce korkusuna yenik düşerek yardım etmemiş ve yine korkudan tüm olanları babasına anlatmıştı.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Gülbahar ise evden kaçmamış sonunu bekliyordu. Paşa, kızının zindana kapatılmasını istedi. Bunu duyan halk ayaklanarak Beyazıt’a doğru yürüdü. Kalabalık her geçen zaman çoğaldı. Gülbahar’ı zindandan çıkarıp Kervan Şeyhi’nin yanına götürdüler. Ahmet oradaydı. Beraber Hoşap Beyi’nin evine gittiler ve orada çok iyi karşılandılar.
Olaylar ise bu zaman diliminde çığırından çıkmış tüm ülkeye yayılmıştı. Mahmut Han ise Ahmet’e bir teklif götürdü eğer ki Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkar ve inerse kızı ile evlendirip ayrıca atı onlara verecekti. Ahmet bu teklifi kabul edip yola koyuldu. Ahmet dağa çıkarken büyük bir kalabalık aşağıda onu bekliyordu.

Günler sonra inen Ahmet çevreye ve paşaya bir şeyler demeden Gülbahar’ı alıp tekrar çıktı. Gülbahar ise bunun nedenini sordu. Ahmet ise günlerdir sorduğu soruyu bir daha sordu. “Beni kurtarmak için zindan bekçisi Memoya ne verdin?” deyince Gülbahar tekrar bir şey vermediğini söyledi. Böylece giden Ahmet’i sonsuza dek kaybetti ve bir daha onu asla bulamadı.

__________________
Güneşin ilk ışıklarına vererek umutlarımı
Masal Dünyamın açıp kapılarını
Girdim insan Kalabalığına
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
agri dagi, agri dagi efsanesi, efsaneler


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ağrı Dağı Nedir? Violent Sözlük 0 26 Kasım 2013 11:41
Ağrı Dağı'nın çöpü Aze Haber Arşivi 0 08 Ağustos 2012 09:25
Ermeniler Ağrı Dağı'nı klonlayacak Lucifer Haber Arşivi 3 08 Mayıs 2010 09:55